Sadece Stoktakiler

Araştırma-İnceleme - 5. sayfa

Eşitsizlikler Kitabı
2000'ler Türkiyesi'nde Gelir, Tüketim ve Değişim

Eşitsizlikler Kitabı, AKP iktidarının başladığı 2002’den 2020’lere uzanan seyri içinde, Türkiye’de toplumsal eşitsizliğin değişik boyutlarıyla olağanüstü ayrıntılı bir analizini yapıyor.

Talihe Zar Atmak
Tanzimat'tan Erken Cumhuriyet'e Kumar

Kapsamlı bir arşiv araştırmasına dayanan, kumarın ve oyunların ne şekilde evrildiğini Osmanlı ve erken Cumhuriyet devri açısından belgeler üzerinden kronolojik denilebilecek şekilde ortaya koyan çalışma “talihe zar atanları”, kumar masalarında bütün varlıklarını yitirseler de oynamaktan vazgeçmeyenleri, kumar yüzünden işlenen cinayetleri, yürütülen takibatları, kumar düşkünü devlet görevlilerini, resmî ve gayriresmî kumar salonlarını, “bitirimhaneleri” ve bunlara yönelik tepkileri gözler önüne seriyor.

Toprakları Kapatmak
Kamu Arazilerinin Özelleştirilmesi

Toprakları Kapatmak, Türkiye’de özelleştirmenin köy toprakları, ormanlar, TOKİ, Yeşil Yol Projesi, Kuzey Marmara Otoyolu Projesi ve Üçüncü Köprü gibi birçok örneğini ele alan kapsamlı bir çalışma. Bu özelleştirme siyasetinin, her şeyden önce devletin kamusal niteliğini aşındıran etkisini ortaya koyuyor.

Devleti Geri Getirmek
Türkiye ve Fransa'da Planlama ve Ekonomik Kalkınma Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma

Milor’un 1990’da Amerikan Sosyoloji Derneği’nin verdiği “en iyi tez ödülü”nü kazandığı doktora tezinden kitaplaştırılan Devleti Geri Getirmek egemen sınıfların yapılanışını, güç/iktidar blokları arasında kurulan ve dağılan ittifakları, ülkelerinin kalkınması için uğraşan planlamacıların tüm bu ilişkiler içinde nasıl konumlandıklarını, çıkar çatışmalarının ekonomik kararlar üzerindeki etkisini ustalıkla sergiliyor.

Beyaz Köleler
Son Sesler

Elbruz Aksoy’un kitabı, her şeyden önce büyük bir yüzleşme calışması: Türkiye’deki kölelik “geleneği” ile, kitaba adını veren Beyaz Köleler olgusu ile yüzleşme... Genellikle unutulan, unutulmak istenen veya “bir tür hizmetçilikti” diye yumuşatılan kölelik, nasıl bir sınıfsal-toplumsal ilişki ağı içinde ortaya çıkmış, kurumlaşmıştı? Nasıl bir anlatıyla meşrulaştırılıyordu? Başta “cariyeler,” köleler nasıl bir toplumsal cinsiyet rejimine ve cinsel sömürüye tâbi idiler?

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e
Solun Tarihine Düşülen Notlar
Toplumsal Tarih Yazıları

Solun Tarihine Düşülen Notlar yazarın Toplumsal Tarih’te yayımlanan, sol üzerine araştırmalarına dair yazılarını bir araya getiriyor.

Kadınca Bilmeyişlerin Sonu
1960-1980 Döneminde Feminist Edebiyat

Duygu Çayırcıoğlu, Türkiye’de feminizmin henüz adının anılmadığı, anılsa da olumsuz şekilde anıldığı bir dönemde, feminist duyarlılığın edebiyatta yol alan güçlü dip dalgasına dikkat çekiyor bu kitapla. Kadınların siyasal ve toplumsal hareketliliğinin, görünürlüğünün arttığı fakat özerk seslerinin henüz gür çıkmadığı 1960-1980 döneminde, edebiyat evreninde bir ön-feminizmin geliştiğini gösteriyor.

Kemalizm
Osmanlı Sonrası Dünyada Ulusaşırı Siyaset

Modern Türkiye’nin kurucu ideolojisi Kemalizmin ancak ulusaşırı bir olgu olarak analiz edildiğinde anlaşılabileceğini öne süren Kemalizm – Osmanlı Sonrası Dünyada Ulusaşırı Siyaset, Kemalizmin iki savaş arası dönemde Türkiye, Arnavutluk, Bulgaristan, Kıbrıs, Mısır ve Yugoslavya’daki çok yönlü etkileşim ve alışverişlerle inşa edildiğini ortaya koyuyor.

Freelance Emek
Ofissiz Çalışmanın Sınıfsallığı

Freelance Emek, “ofissizleşen” emeği anlatıyor. İnsanları evinden veya istediği yerden, istediği zaman, istediği kişilerle, istediği gibi çalışarak geçimini kazanabileceği fantezisiyle ayartarak, onlara güya özgürlük vaat eden bir emek rejimi bu. Bu sözüm ona özgürlük, 7 gün 24 saat işe koşulabilmek anlamına geliyor; üstelik “evde” olduğu için hem işveren hem hane halkının gözünde kolaylıkla görünmez hale gelen bir çalışma söz konusu. Freelance’in tasfiye ettiği iş güvencesinin yerine konan “network” (ilişki ağı) bağlantılarının da, faydacı-çıkarcı yapısıyla nasıl yalnızlaştırıcı bir evren kurduğunu görüyoruz.

Büyük Madenci Yürüyüşü
Zonguldak'ın Büyük Grevi (1990-1991)

Akın Bakioğlu, Türkiye işçi sınıfı hareketinin tarihindeki şüphesiz en “büyük” olaylardan biri olan 1991 madenci grevini ve Ankara’ya doğru çıkılan uzun yürüyüşü anlatıyor. Büyük Madenci Yürüyüşü, trajik bir cephesi de olan bu büyük direnişi, işçi sınıfının kendini inşa etme deneyiminin kurucu bir anı olarak resmediyor.

Batı İslâm'ı Çok Sevmişti
Batı'nın İslâm Siyasetleri ve İslâmcılık

Nuray Mert, Batı İslâm’ı Çok Sevmişti-Batı’nın İslâm Siyasetleri ve İslâmcılık’ta, tarihsel-siyasal süreçleri göz ardı etmeden, yalnızca Müslümanların yaşadığı topraklarda değil, aksine ve özellikle Müslümanların yaşadığı topraklar dışında İslâm’ın nasıl İslâmcılığa dönüştüğünü soruyor, bunda Batı’nın rolüne odaklanıyor.

Huzursuz Bir Ruhun Panoraması
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Edebiyat ve Düşünce Dünyası

Huzursuz Bir Ruhun Panoraması, cumhuriyet döneminin kanonik yazarlarından Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun o verimli huzursuzluğuna aynalar tutuyor. Onun aşka, inkılâba, Batı’ya, kadınlara, mekâna, millete, siyasete, Atatürk’e, dine, Bektaşiliğe ve daha birçok şeye -mesela can sıkıntısına- bakışına tutulan aynalar, bunlar. Bu geniş bakış, cumhuriyet tarihinin zihniyet dünyasında kapsamlı bir keşif turu anlamına geliyor. Yakup Kadri’nin edebi dilini, edebiyatının kaynaklarını ve açılımlarını da ihmal etmeden…

Devletin İşçisi Olmak
Nazilli Basma Fabrikası'nda İşçi Sınıfı Dinamikleri

Aslıhan Aykaç, Devletin İşçisi Olmak-Nazilli Basma Fabrikası’nda İşçi Sınıfı Dinamikleri’nde, kalkınma çabalarını içeren dönemi tüm dünyadaki gelişmelerle paralel biçimde inceliyor. Özellikle işçi sınıfı oluşumunu mercek altına alıyor; sınıf ilişkilerini devlet müdahaleleriyle birlikte düşünerek değerlendiriyor.

Türkiye’de Köylülüğün Sosyal Tarihi (1945-1960)

Geçiş diye tanımlanan dönemlere genellikle güçlü bir belirleyicilik atfedilir ve bir toplumun tarihi, ağırlıkla, söz konusu “geçiş” dönemlerine referansla düşünülür. 1945-1960 yılları arası da -çok partili siyasal hayata geçiş, Demokrat Parti’nin iktidara gelişi ve 1960 Darbesi- Türkiye tarihi için böyle bir dönemi ifade eder. Bazen “geçiş” momentlerinin belirgin nitelikleri, dönemin birtakım kritik gelişmelerini görmeyi zorlaştırabilir. Sinan Yıldırmaz, Türkiye’de Köylülüğün Sosyal Tarihi’nde “köylülük” üzerinden bu zorluğun üzerine gidiyor. Köylülerin siyasi bir güç haline gelmesini, siyasal alanda artan görünürlüklerini, siyasi tartışmalarda “hesaba katılmalarını” köy edebiyatından, köylülerin “karıştığı” olaylardan, kırsal alanın dönüşümü, kente göç, gecekondulaşma gibi gelişmelerden hareketle anlamaya çalışıyor.

Dünya Tarihi ve Siyaset

Dünya tarihinin bütünlüğü, liberalizmin bitmek bilmeyen “devlet” meselesi, serbest piyasacı yaklaşımın açmazları, İslâmiyetin yaygın olduğu coğrafyayı dünya tarihi içinde konumlandırma çabaları, hukuk-mülkiyet-meşruiyet ilişkisi kitaptaki yazıların temel izlekleri. Çin, Osmanlı ve Babür imparatorlukları örneklerinin kapsamlı bir değerlendirmesini, Batı’yla karşılaştırılmasını da sunan İslamoğlu, Dünya Tarihi ve Siyaset’te paylaşılan bir dünya tarihi anlayışından yola çıkarak ortak bir gelecek tahayyülünün imkânlarını araştırıyor.

Hicret, Dîn ü Devlet
Osmanlı Göç Politikası (1856-1908)

Fuat Dündar, modern Türkiye’nin oluşumunda nüfus siyasetinin belirleyici önemini gösteren incelemeler zincirine bu kitapla değerli bir halka daha ekliyor.

Toplumcu Belediyecilik
1970'lerden Günümüze Bir Yerel Yönetim Deneyimi

Bu kitap, İstanbul’da Ahmet İsvan, Ankara’da Vedat Dalokay ve Ali Dinçer, Adana’da Ege Bağatur, İzmit’te Erol Köse, Çanakkale’de Reşat Tabak yönetimleri örneklerine bakarak, toplumcu belediyecilik deneyimini enine boyuna inceliyor.

Türkiye'de Spiritüel Arayışlar
Deizm, Yoga, Budizm, Meditasyon, Reiki vb.

Türkiye’de Spiritüel Arayışlar kitabında Kurtuluş Cengiz, Önder Küçükural, Hande Gür, kapsamlı bir saha ve gözlem birikimine dayanarak alternatif manevi arayışların rengârenk haritasını çıkartıyorlar.

Askıdaki Egemenlik
Kuzey Kıbrıs'ta De Facto Devletin İnşası

Askıdaki Egemenlik, KKTC’nin ortaya çıkış sürecini ve Kıbrıs Türklerinin bu süreçte sergiledikleri farklı direniş ve varoluş stratejilerini zengin bir etnografik ve tarihî bilgiyle mercek altına alırken, bir devletin ortaya çıkışı, oluşumu ve egemenlik konularıyla ilgilenenlere son derece değerli bir kaynak sunuyor.

Ali Suavî ve Dönemi

Hüseyin Çelik tarafından kaleme alınan ve 13 yıllık yazı hayatının 10 yılını Avrupa’da geçiren Ali Suavî’nin bu dönemine ilişkin dökümanlara dayanan ilk çalışma niteliğine sahip Ali Suavî ve Dönemi, tarihimizin bu ilginç ve özgün kişiliğine ışık tutmayı amaçlıyor.

Türkiye'de Ermeni Okulları ve Ermeni Kimliği

Türkleştirme politikaları çerçevesinde dönüştürülen Ermeni okullarında uygulanan eğitim sistemi ve müfredat, Ermeni kimliğinin biçimlenmesini nasıl etkiledi? Ne gibi kimlik karmaşaları yarattı? Ermeni okullarında hüküm süren sıkı denetim havası, ortamı ve öğrencileri nasıl etkiledi? Buradaki Ermenice dil öğretimindeki kısıtlamalar, Ermenicenin zayıflamasında veya yitiminde nasıl bir rol oynadı? Türkiye’de Ermeni Okulları ve Ermeni Kimliği kitabı, bu sorulara etraflı cevaplar getiriyor.

Kazma-Kürek, Defter-Kitap
Köy Enstitüleri, Sekülarizm ve Romantik Milliyetçilik

Emre Ateş, cumhuriyet tarihinin en tartışmalı konularından birinin, Köy Enstitüleri’nin gerçekliğine taze bir bakışla eğiliyor. Hem “Enstitü nostaljisine” kapılmadan, hem bu özgün tarihsel deneyimin hakkını vererek…

Kültür Politikasına Giriş
Kavramlar, Modeller, Tartışmalar

Alanda önemli bir boşluğu dolduracak olan bu kitap, sadece kültür politikası öğrenmek isteyen lisans ve lisansüstü öğrencileri için değil, devlet-toplum ilişkilerini kültür ışığında incelemek isteyen tüm sosyal bilimciler için de değerli bir kaynak…

Kimliği Terennüm Etmek
Erivan Radyosu Kürtçe Yayını

Kamran Elend, Kimliği Terennüm Etmek - Erivan Radyosu Kürtçe Yayını’nda Kürt kimliğiyle Erivan Radyosu arasındaki güçlü ilişkiyi ele alıyor. Sovyetler’de yaşayan ve azınlık olan Kürtlerin Erivan Radyosu Kürtçe Servisi aracılığıyla Sovyetler dışındaki Kürtlere, özellikle de Türkiye’deki Kürtlere nasıl ulaştıklarını, Türkiye’deki Kürtlerin kendi sınırları dışında ama yine kendi dillerindeki bir dünyayla nasıl tanıştıklarını anlatıyor.