Kürt SekülerleşmesiKürt Solu ve Kuşakların Dönüşümü
Türkiye toplumu muhafazakârlaşıyor mu, yoksa aksine aslında sekülerleşiyor mu veya “dinden soğuma” mı var? Kürt Sekülerleşmesi, 21. yüzyılın ilk çeyreğinde çok tartışılan bu konuya yeni Kürt kuşakları örneğinde mercek tutuyor.
Kürt-Ermeni Coğrafyasının Sosyopolitik Dönüşümü (1908-1914)Halidîler, Hamidiyeliler, Bedirhaniler ve Taşnaklar
Sedat Ulugana’nın çalışması merkezine Kürt ve Ermeni coğrafyasının önemli bölgelerinden biri olan Bitlis’i alıyor. Tanzimat’la birlikte resmî ve gayriresmî idari biçimlerin değiştiği bu coğrafyada Osmanlı’nın aşiretlerle olan ilişkilerini inceliyor. Jön Türklerden başlayarak ele alınan “şiddet”, bölgedeki gayrimüslimlerin, Sünni olmayan unsurların kaderini gözler önüne seriyor.
Canavarların ZamanıOrtadoğu, 2011-2021
Bozarslan, otokratik rejimlerin güçlenmesi tehlikesinin; Suriye, Libya, Yemen gibi ülkelerde yönetimlerin toplumu yok edecek derecede gaddarlaşmasının nedenlerini açıklarken, Batı ülkelerinin sessiz tanıklığını sorguluyor.
İktidarın RuhuOsmanlı’dan Cumhuriyet'e Kişizade İmtiyazları (Beşik Uleması, Siyaseten Katl, Müsadere)
İlhami Yurdakul’un İktidarın Ruhu: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kişizade İmtiyazları kitabı, uzun dönemli bir “imtiyaz sürekliliğini” anlama çabasının ürünü.
Muzaffer Şerif ve Sosyal Psikolojinin Nörolojk TemelleriAnkara Dayanışma Akademisi Kitaplığı
Muzaffer Şerif ve Sosyal Psikolojinin Nörolojik Temelleri adlı bu küçük kitap, Şerif’in, disiplinlerarasılık yaklaşımının erken öncülerinden biri olduğunu da gösteriyor. Onunkisi, sosyal psikolojiyi hem felsefe, sosyoloji ve antropolojiyle, hem psikofizik ve otokinetik deneylerle etkileşim içinde düşünen bir yaklaşımdır. Taner Özbenli, burada bir sosyal nörolojinin de imkânlarını görüyor.
İzmir DuvarıLaik Mahallede İktidar ve Kültür Savaşı
İzmir Duvarı, “hayat tarzı” klişelerinin berisindeki gündelik zihniyet dünyasına dair canlı bir sosyolojik fotoğraf albümü sunuyor.
Eşitsizlikler Kitabı2000'ler Türkiyesi'nde Gelir, Tüketim ve Değişim
Eşitsizlikler Kitabı, AKP iktidarının başladığı 2002’den 2020’lere uzanan seyri içinde, Türkiye’de toplumsal eşitsizliğin değişik boyutlarıyla olağanüstü ayrıntılı bir analizini yapıyor.
Talihe Zar AtmakTanzimat'tan Erken Cumhuriyet'e Kumar
Kapsamlı bir arşiv araştırmasına dayanan, kumarın ve oyunların ne şekilde evrildiğini Osmanlı ve erken Cumhuriyet devri açısından belgeler üzerinden kronolojik denilebilecek şekilde ortaya koyan çalışma “talihe zar atanları”, kumar masalarında bütün varlıklarını yitirseler de oynamaktan vazgeçmeyenleri, kumar yüzünden işlenen cinayetleri, yürütülen takibatları, kumar düşkünü devlet görevlilerini, resmî ve gayriresmî kumar salonlarını, “bitirimhaneleri” ve bunlara yönelik tepkileri gözler önüne seriyor.
Aktör, Müttefik, ŞakîKürt Aşiretleri
Bir bütün olarak aşiret ilişkileri ve olgusunun işleyişine dair genel bir çerçeve sunan Tuncay Şur ve Yalçın Çakmak’ın derlediği Kürt Aşiretleri, birçok aşireti gerek kendi tarihleri, gerek tarihsel konumlanmaları çerçevesinde panoramik biçimde ele alıyor.
Devleti Geri GetirmekTürkiye ve Fransa'da Planlama ve Ekonomik Kalkınma Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma
Milor’un 1990’da Amerikan Sosyoloji Derneği’nin verdiği “en iyi tez ödülü”nü kazandığı doktora tezinden kitaplaştırılan Devleti Geri Getirmek egemen sınıfların yapılanışını, güç/iktidar blokları arasında kurulan ve dağılan ittifakları, ülkelerinin kalkınması için uğraşan planlamacıların tüm bu ilişkiler içinde nasıl konumlandıklarını, çıkar çatışmalarının ekonomik kararlar üzerindeki etkisini ustalıkla sergiliyor.
Toprakları KapatmakKamu Arazilerinin Özelleştirilmesi
Toprakları Kapatmak, Türkiye’de özelleştirmenin köy toprakları, ormanlar, TOKİ, Yeşil Yol Projesi, Kuzey Marmara Otoyolu Projesi ve Üçüncü Köprü gibi birçok örneğini ele alan kapsamlı bir çalışma. Bu özelleştirme siyasetinin, her şeyden önce devletin kamusal niteliğini aşındıran etkisini ortaya koyuyor.
Beyaz KölelerSon Sesler
Elbruz Aksoy’un kitabı, her şeyden önce büyük bir yüzleşme calışması: Türkiye’deki kölelik “geleneği” ile, kitaba adını veren Beyaz Köleler olgusu ile yüzleşme... Genellikle unutulan, unutulmak istenen veya “bir tür hizmetçilikti” diye yumuşatılan kölelik, nasıl bir sınıfsal-toplumsal ilişki ağı içinde ortaya çıkmış, kurumlaşmıştı? Nasıl bir anlatıyla meşrulaştırılıyordu? Başta “cariyeler,” köleler nasıl bir toplumsal cinsiyet rejimine ve cinsel sömürüye tâbi idiler?
Osmanlı'dan Cumhuriyet'eSolun Tarihine Düşülen NotlarToplumsal Tarih Yazıları
Solun Tarihine Düşülen Notlar yazarın Toplumsal Tarih’te yayımlanan, sol üzerine araştırmalarına dair yazılarını bir araya getiriyor.
Kadınca Bilmeyişlerin Sonu1960-1980 Döneminde Feminist Edebiyat
Duygu Çayırcıoğlu, Türkiye’de feminizmin henüz adının anılmadığı, anılsa da olumsuz şekilde anıldığı bir dönemde, feminist duyarlılığın edebiyatta yol alan güçlü dip dalgasına dikkat çekiyor bu kitapla. Kadınların siyasal ve toplumsal hareketliliğinin, görünürlüğünün arttığı fakat özerk seslerinin henüz gür çıkmadığı 1960-1980 döneminde, edebiyat evreninde bir ön-feminizmin geliştiğini gösteriyor.
KemalizmOsmanlı Sonrası Dünyada Ulusaşırı Siyaset
Modern Türkiye’nin kurucu ideolojisi Kemalizmin ancak ulusaşırı bir olgu olarak analiz edildiğinde anlaşılabileceğini öne süren Kemalizm – Osmanlı Sonrası Dünyada Ulusaşırı Siyaset, Kemalizmin iki savaş arası dönemde Türkiye, Arnavutluk, Bulgaristan, Kıbrıs, Mısır ve Yugoslavya’daki çok yönlü etkileşim ve alışverişlerle inşa edildiğini ortaya koyuyor.
Huzursuz Bir Ruhun PanoramasıYakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Edebiyat ve Düşünce Dünyası
Huzursuz Bir Ruhun Panoraması, cumhuriyet döneminin kanonik yazarlarından Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun o verimli huzursuzluğuna aynalar tutuyor. Onun aşka, inkılâba, Batı’ya, kadınlara, mekâna, millete, siyasete, Atatürk’e, dine, Bektaşiliğe ve daha birçok şeye -mesela can sıkıntısına- bakışına tutulan aynalar, bunlar. Bu geniş bakış, cumhuriyet tarihinin zihniyet dünyasında kapsamlı bir keşif turu anlamına geliyor. Yakup Kadri’nin edebi dilini, edebiyatının kaynaklarını ve açılımlarını da ihmal etmeden…
Freelance EmekOfissiz Çalışmanın Sınıfsallığı
Freelance Emek, “ofissizleşen” emeği anlatıyor. İnsanları evinden veya istediği yerden, istediği zaman, istediği kişilerle, istediği gibi çalışarak geçimini kazanabileceği fantezisiyle ayartarak, onlara güya özgürlük vaat eden bir emek rejimi bu. Bu sözüm ona özgürlük, 7 gün 24 saat işe koşulabilmek anlamına geliyor; üstelik “evde” olduğu için hem işveren hem hane halkının gözünde kolaylıkla görünmez hale gelen bir çalışma söz konusu. Freelance’in tasfiye ettiği iş güvencesinin yerine konan “network” (ilişki ağı) bağlantılarının da, faydacı-çıkarcı yapısıyla nasıl yalnızlaştırıcı bir evren kurduğunu görüyoruz.
Büyük Madenci YürüyüşüZonguldak'ın Büyük Grevi (1990-1991)
Akın Bakioğlu, Türkiye işçi sınıfı hareketinin tarihindeki şüphesiz en “büyük” olaylardan biri olan 1991 madenci grevini ve Ankara’ya doğru çıkılan uzun yürüyüşü anlatıyor. Büyük Madenci Yürüyüşü, trajik bir cephesi de olan bu büyük direnişi, işçi sınıfının kendini inşa etme deneyiminin kurucu bir anı olarak resmediyor.
Batı İslâm'ı Çok SevmiştiBatı'nın İslâm Siyasetleri ve İslâmcılık
Nuray Mert, Batı İslâm’ı Çok Sevmişti-Batı’nın İslâm Siyasetleri ve İslâmcılık’ta, tarihsel-siyasal süreçleri göz ardı etmeden, yalnızca Müslümanların yaşadığı topraklarda değil, aksine ve özellikle Müslümanların yaşadığı topraklar dışında İslâm’ın nasıl İslâmcılığa dönüştüğünü soruyor, bunda Batı’nın rolüne odaklanıyor.
Devletin İşçisi OlmakNazilli Basma Fabrikası'nda İşçi Sınıfı Dinamikleri
Aslıhan Aykaç, Devletin İşçisi Olmak-Nazilli Basma Fabrikası’nda İşçi Sınıfı Dinamikleri’nde, kalkınma çabalarını içeren dönemi tüm dünyadaki gelişmelerle paralel biçimde inceliyor. Özellikle işçi sınıfı oluşumunu mercek altına alıyor; sınıf ilişkilerini devlet müdahaleleriyle birlikte düşünerek değerlendiriyor.
Dünya Tarihi ve Siyaset
Dünya tarihinin bütünlüğü, liberalizmin bitmek bilmeyen “devlet” meselesi, serbest piyasacı yaklaşımın açmazları, İslâmiyetin yaygın olduğu coğrafyayı dünya tarihi içinde konumlandırma çabaları, hukuk-mülkiyet-meşruiyet ilişkisi kitaptaki yazıların temel izlekleri. Çin, Osmanlı ve Babür imparatorlukları örneklerinin kapsamlı bir değerlendirmesini, Batı’yla karşılaştırılmasını da sunan İslamoğlu, Dünya Tarihi ve Siyaset’te paylaşılan bir dünya tarihi anlayışından yola çıkarak ortak bir gelecek tahayyülünün imkânlarını araştırıyor.
Türkiye’de Köylülüğün Sosyal Tarihi (1945-1960)
Geçiş diye tanımlanan dönemlere genellikle güçlü bir belirleyicilik atfedilir ve bir toplumun tarihi, ağırlıkla, söz konusu “geçiş” dönemlerine referansla düşünülür. 1945-1960 yılları arası da -çok partili siyasal hayata geçiş, Demokrat Parti’nin iktidara gelişi ve 1960 Darbesi- Türkiye tarihi için böyle bir dönemi ifade eder. Bazen “geçiş” momentlerinin belirgin nitelikleri, dönemin birtakım kritik gelişmelerini görmeyi zorlaştırabilir. Sinan Yıldırmaz, Türkiye’de Köylülüğün Sosyal Tarihi’nde “köylülük” üzerinden bu zorluğun üzerine gidiyor. Köylülerin siyasi bir güç haline gelmesini, siyasal alanda artan görünürlüklerini, siyasi tartışmalarda “hesaba katılmalarını” köy edebiyatından, köylülerin “karıştığı” olaylardan, kırsal alanın dönüşümü, kente göç, gecekondulaşma gibi gelişmelerden hareketle anlamaya çalışıyor.
Hicret, Dîn ü DevletOsmanlı Göç Politikası (1856-1908)
Fuat Dündar, modern Türkiye’nin oluşumunda nüfus siyasetinin belirleyici önemini gösteren incelemeler zincirine bu kitapla değerli bir halka daha ekliyor.
Toplumcu Belediyecilik1970'lerden Günümüze Bir Yerel Yönetim Deneyimi
Bu kitap, İstanbul’da Ahmet İsvan, Ankara’da Vedat Dalokay ve Ali Dinçer, Adana’da Ege Bağatur, İzmit’te Erol Köse, Çanakkale’de Reşat Tabak yönetimleri örneklerine bakarak, toplumcu belediyecilik deneyimini enine boyuna inceliyor.