Kürt Barışında Batı Cephesi"Ben Ege'de Akilken..."
Akil İnsanlar’ın Ege bölgesi temsilcilerinden biri olan Oran, projenin, Barış Süreci açısından en zor bölgesi sayılan Ege’deki öyküsünü anlatıyor. Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisi olan Kürt meselesinin çözülmesi için yürütülen girişimlere mesafeli yaklaşan Ege’deki atmosferi resmederken kendi notlarına, toplantı tutanaklarına, resmî kayıtlara dayanıyor; gözlem ve analizleriyle etraflı bir panorama çiziyor.
Türk Yargısı ve Adaleti Üzerine Yazılar
Baskın Oran’ın 1990’lı yılların ortasından itibaren yazdığı yazıları bir araya getiren bu derleme, Türk Yargısı ve Adaleti’nin içler acısı halini tüm yönleriyle ortaya koyuyor. Birey’i Devlet’in kulu sayan zihniyeti, dönemin “farklı” kimliklerini (gayrimüslim, solcu, LGBT, İslamcı, kadın, Kürt…) inkâr eden zihniyeti masaya yatırırken, bir yanda “adalet”in fazlasıyla es geçildiği diğer yanda adaletsizliğin diz boyu olduğu bir anlayışın analizini yapıyor
Türkiyeli Gayrimüslimler Üzerine Yazılar
1980’li yıllardan itibaren gayrimüslimler konusuyla ilgilenmeye başlayan Baskın Oran, o zamandan günümüze kadar uzanan bu yazılar derlemesinde konuyla ilgili “devlet refleksi” denilen ve insanı/vatandaşı ezberci kalıplar içine hapseden düşünce yapısıyla hesaplaşıyor.
Oran, Fener Patrikhanesi’nin durumundan bitmek tükenmek bilmeyen “nefret söylemi”ne, Ermeni meselesinden “Sevr Paranoyası”na, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından gayrimüslim vakıflarının hukuki durumuna, Süryaniler’den Türkiye’de doğup büyüyüp vatan hasreti çeken insanlara uzanan bir yelpazedeki yazılarla gayrimüslimlere karşı ülkede var olan sorunlu algıyı gözler önüne seriyor.
Türkiyeli Kürtler Üzerine Yazılar
Milliyetçilik konusunda uzun yıllardır çalışan Baskın Oran, Türkiyeli Kürtler Üzerine Yazılar’da Kürt sorunu üzerine 1990’ların ortasından günümüze kadar yazdığı yazılardan bir seçki yapıyor.
Kenan Evren'in Yazılmamış Anıları
"Kitabın türünü belirleyemedim. Roman değil, ama roman. Anı değil, ama anı. Günce değil, ama günce. Özyaşamöyküsü değil, ama özyaşamöyküsü. Bir araştırma değil, ama bir araştırma. Bence, bilimkurgu denilen roman türünün yeni ve gerçekçi bir modeli diyebiliriz bu kitaba. Çünkü bilimsellikle düşsellik, imgeyle gerçek, varolanla varsayılan, söylenenle söylenmek istenen iç içe.
"M. K." Adlı Çocuğun Tehcir Anıları1915 ve Sonrası
9 yaşında tehcire uğrayan Adanalı Ermeni Manuel Kırkyaşaryan, tüyler ürperten yaşam öyküsünü anlatıyor. İki gün içinde annesini de babasını da kaybedişini, etrafındaki herkesin öldürülüşünü, bir tür esir pazarında satılışını, evlatlık gittiği evlerden kaça kaça, on yıl dolana dolana sonunda hayatta kalan akrabalarını buluşunu...“Benim ismim M.K.” diye söze başlayan Manuel Usta’nın anlattıkları insanı ürpertiyor.
Nerde O Eski Mahpushaneler!
Aynı yatağı paylaşmak zorunda olduğunuz mahkûm, uyku sırasında bacağıyla sizin üzerinize abanırsa ne yaparsınız? Ya burnunu uzun uzun temizlediği parmağını çarşafa silerse? Ya bütün gün her yerde dolaştığı, helaya girip çıktığı çıplak ayağını yıkamadan yatağa girerse?
Gündüz vakti herkeslerle birlikte dalga geçtiğiniz akıldan noksan bir mahkûmun, gene bir dalga geçilmek olayının ardından, gece uykuda adam öldürmekten buraya düştüğünü öğrenirseniz ne yaparsınız?
Türkiye'de AzınlıklarKavramlar, Teori, Lozan, İç Mevzuat, İçtihat, Uygulama
Azınlıklar konusu, her yerde “hassas” bir konudur. Türkiye’de, daha da hassas!
Enişte Gözüyle Bodrum... ve diğer hoş öyküler
Dalavera Memet’in Bodrum Tarihi’nin tadı damağında kalanlar için, tatlı niyetine.
Dalavera Memet'in Bodrum Tarihi
Bodrum’un orta yerinde, herkesin tanıdığı, elinden her iş gelen bir âlem adam, Dalavera Memet. Bu yöreye rengini veren Giritliler’den, nefis bir halk adamı. Bu kitapta, Baskın Oran’la, Bodrum’la özdeşleşmiş hayatı üzerine sohbet ediyor.