Futbol Kitapları

Soyunma Odası

Ümit Metin Yıldız, hem futbolcu hem teknik direktör olarak uzun yıllardır içinde bulunduğu futbol ortamını, türlü renkleriyle gözler önüne seriyor: Küçük bir çocuğun büyük heveslerinden yarıda kalan “yıldız” olma hayallerine, berbat antrenman koşullarından lanetli formalara ve şikeli maçlara, zor taraftara sahip şehirlerde teknik direktörlük yapmaktan tek bir penaltı vuruşuyla bir üst lige yükselme şansının kaçırılmasına, sadece sol ayaklı futbolculardan kurulu bir takım hayalinden Sergen Yalçın’la çalışmaya…

Fırtına, İhtilal, Efsane
Trabzonspor

Elinizdeki derlemede, Trabzonspor’la ilgili akla gelebilecek hemen her şeye dokunan yazılar var: Geçmişi, bugünü, geleceği… kahramanları: hocaları, topçuları, idarecileri... şehirle ilişkisi… Trabzonspor’u, nev-i şahsına münhasır bir futbol ortamı olarak anlatan yazılar…

Nasıl Yıldız Olunmaz?

Ergin Keleş, Türkiye’nin futbol âleminin filtresiz fotoğrafını çekmiş. Futbolcuları, teknik direktörleri, menajerleri, hakemleri, taraftarları ve endüstrinin görünmeyen “köle” emekçilerini anlatıyor. Romantize etmeden ve en önemlisi, neşeyle...

Ale'l-ıtlak Baldırı Çıplak
Hâtırât, Makalât, Mülâkât

Mehmet Yüce’nin dönemin basınını tarayarak yaptığı çalışma, Osmanlı’nın son on yıllarındaki öncü “idmancı” ve “futbolist”lerin portrelerini çiziyor. İngiliz öncülerden ve ilk Osmanlı “futbolisti” Osman Efendi, Mehmet Ali Fetgeri, Ahmed Robenson, Galip Hasnun, Refik Osman, Zeki Rıza, “Bombacı” Bekir, “Arslan” Nihat gibi nispeten bilinen adlardan unutulmuşlara, elli portre.

“Bi Futbolcu Olursak...”
Futbolda Profesyonellik, Sınıf Atlama ve Hayal Kırıklığı

Safter Elmas, farklı yaşlardan, farklı kademelerden, farklı “başarı” derecelerinden futbolcu ve futbolcu adaylarıyla görüşerek yaptığı çalışmada, bu ümit dünyasına tam saha pres yapıyor. Bir çocuk, futbolcu olmayı nasıl hayal eder?

Sivas-Kayseri
Türkiye’nin En Büyük Futbol Faciası

Kenan Başaran, erişilebilen bütün kaynakları, yerel ve ulusal basını taramakla kalmayıp, olayın çok sayıda tanığıyla görüşerek, facianın canlı bir hikâyesini anlatıyor. Sadece futbol ortamımızdaki şiddet potansiyelini değil, ülkenin yerel-bölgesel, toplumsal, mezhepsel rekabet dinamiklerini de aydınlatan bir hikâye bu.

Gladyatör
Futbol Arenalarında Bir İsyanın Hikayesi Metin Kurt

Vecdi Çıracıoğlu, 2009 Abdullah Baştürk İşçi Edebiyat Ödülü alan çalışmasıyla futbolumuzun benzeri olmayan bir kişiliğini resmediyor. Soyunma odalarını, başkanları, topçuları, arsaları, parayı, yalanı dolanı, endüstriyel futbola direnen bir devrimcinin romanını anlatıyor.

Romantik Yürekler
Futbol Tarihimizin Yeni Devreleri: 1952-1992 Türkiye Futbol Tarihi 3. Cilt

Yine zengin bir tarihsel döküm… Yine taşrayı ihmal etmeden, her hikâyenin, her kahramanın hakkını veren, zengin bir anlatı…

Gözden Kaçan Pozisyonlar
Kültür Sanat Aleminden Futbola Bakan Söyleşiler

Cem Zamur’un hazırladığı bu kitapta, sanat ve kültür dünyasının dört bir köşesinden ustalar, futbol sohbeti yapıyorlar.

İdmancı Ruhlar
Futbol Tarihimizin Klasik Devreleri: 1923-1952 Türkiye Futbol Tarihi 2. Cilt

Mehmet Yüce, Türkiye futbol tarihini özgün kaynaklara inerek yeniden yazdığı çalışmasının ikinci cildinde, 1923-1952 dönemini ele alıyor.

Osmanlı Melekleri
Futbol Tarihimizin Kadim Devreleri Türkiye Futbol Tarihi - Birinci Cilt

Mehmet Yüce, dönemin Osmanlı ve Avrupa basınını tarayarak, 1875’teki başlangıcından 1923’e kadar, Türkiye’de futbolun kadim zamanlarını bir masal heyecanı ve güzelliğiyle anlatıyor.

Altay
Alsancak’ın Sakini

Orhan Berent’in hem tutkuyla yazılmış hem titiz bir araştırmaya dayanan kitabı, Altay’ın hikâyesinin içinden aynı zamanda İzmir’in sosyal tarihini anlatıyor. Her kulübün bir nevi roman kahramanı olduğunu bize bir kez daha gösteren bir kitap. İkbali de düşüşü de görmüş, güngörmüş bir roman kahramanı: Altay.

Taşradan Futbol Hikâyeleri

“Yalnızca falanca futbol takımının taraftarı değil, anılarımın taraftarıyım diyebilirim. Anılarının taraftarı olan birçok futbolsever gibi...”

Çizgi Açığı
Futbol Yazıları Çizileri

Futbolun, “kazanma” duygusunu tatmin etmeye hapsedilmiş 90 dakikalık bir itiş kakış olmadığını hatırlamak için bir fırsat: Röveşata golleri gibi estetik güzelliklerin yanı sıra, almasını bilen için, içinde sonsuz haz barındıran bir dünyanın kapısını açıyor Turgut Yüksel ve Tanıl Bora.

Diyarbakırspor
Düğünde Kalabalık, Taziyede Yalnız

Simon Kuper’in ünlü “futbol sadece futbol değildir” sözü Türkiye’de belki en çok Diyarbakırspor için geçerli. Türkiye futbolunun ayrık otu Diyarbakırspor, tarihi boyunca hep bir “siyasi işlev”, bir “temsil” basıncı altında olmuş. Bir yandan devlet politikaları, bir yandan Kürt kimliği… Diyarbakırspor, Kürt kimliğini temsil eden yanıyla İspanya’nın Barcelona’sı, Athletic Bilbao’sıyla akraba…

Onun Gibisi Gelmedi
Memleket Futbolundan Portreler

“Efsane” futbol âleminin, genel olarak popüler kültürün en yıpranmış ve en yıpratıcı klişelerinden biri. Üst ligde iki sene kariyer yapan, iki parlak maç oynayan bir futbolcunun adı efsaneye çıkabiliyor. Cem Zamur, bu kitapta, hakiki efsaneleri anlatıyor. Türkiye futbol tarihinin efsane şahsiyetlerinden bir portre demeti.

Trabzon'da Futbolun Toplumsal Tarihi
Mektepliler, Münevverler, Meraklılar

“Trabzon şehri spor ibtilası geçiriyor. İstanbul’da dans ibtilası, Ankara’da ud, Trabzon’da futbol… Bunlar birer hastalık gibi yakaladıkları adamın yakasını bırakmıyorlar. Trabzon’da mahalle aralarında, ta Kavak Meydanı’na kadar ne kadar meydan, cami havlisi, bahçe varsa birkaç çocuk toplanmış! – Gol gol diye bağırıyor. Hele şu hafta tatilinin işsiz bir sürü halkının Kavak meydanına doğru toplanması bu ibtilayı azdırdı. Şimdi herkeste bir spor heyecanı var.”

Beşinci Şampiyon
Bursaspor

Türk futbolu esasta üç başrol oyuncusunun kendi arasındaki rekabetin, birtakım figüranlarla zenginleştirilerek sunulduğu bir filmdir. Seksenli yıllarda Trabzonspor bu senaryoya isyan etti ve üç İstanbul kulübü dışında şampiyon olan ilk takım oldu. Bununla da kalmadı, şampiyonluk kupasını altı kez Trabzon’a götürerek “dördüncü büyük” unvanını aldı. Dolayısıyla seksenlerden beri Türk futbolunda bir “dört büyükler” karakteri mevcut. Yaklaşık 25 senedir süren bu yeni düzene baş kaldıran ilk takım Bursaspor.

Adamın Abdalı Kaleci Olur

İngiliz futbol kültüründe kalecilerin (bir de sol açıkların!) hafif deli olduğuna inanılır. “Adamın aptalı kaleci olur,” diye bir söz de var. Öyle ya, kim gönüllü yapar bu mesleği? Bir anlık bahtsızlığın ya da tümüyle çaresiz bir golün, sayısız mükemmel kurtarışla kazanılmış alkışları anında unutturuvermesini kim sineye çeker?

Kafsinkaf

Türkiye’nin görkemli semt kulüplerinden biri, Karşıyaka. Ama kendi başına bir şehir, bir vilayet olma iddiasında bir semt bu: Kendisine İzmir’den ayrı bir plaka numarası biçen (otuz beş buçuk)... İzmir içre İzmir’den ırak, ”post-İzmirli” bir yer...Aynı zamanda Türkiye’nin en eski, köklü kulüplerinden biri, Karşıyaka Spor Kulübü (KSK). Osmanlıca kısaltması adı kadar meşhur: Kafsinkaf.

Mağlubu Anlatmak
Seçme Yazılar 3

İslam Çupi’nin 1957’den 1981’de başlayan Milliyet dönemine dek yazdığı yazılardan leziz bir güldeste... Her biri drama tadındaki maç hikâyeleri, dönemin spor yıldızlarının ve parlayan takımlarının portreleri, dünya futboluna dair gözlemler... Futbol ve spor ortamı hakkında taşlamalar... Ve tabii eski İstanbul sahneleri.

Sıcağıyla, Acısıyla
Adana Futbolu

Adana takımları futbolun en üst katından uzun yıllardır uzaklar. İzmirlilerin yokluğu kadar çarpıcı bir eksik bu. Adana Demirspor, üç büyük şehir dışındaki en köklü kulüplerden biri, tam teşekküllü bir spor yurdu ve gerçekten bir “camia”.

Samsunspor
Kırmızı Beyaz Siyah: Samsunspor

Samsunspor, “herhangi” bir Anadolu takımı değil. Birinci Lig’e tırmanan ilk Karadenizli oluşuyla… Yetiştirdiği yıldızlarla… Zirveye oynadığı sezonların hatırasıyla… Defalarca düşüp defalarca çıkmayı başarmasıyla, direngenliğiyle, dokuz canlılığıyla…

"Bizim İçin Oyna"
Türkiye’de Futbol Ve Siyaset

Her vesileyle “siyaset bulaştırmayalım” antları verilse de, futbol politikanın kayıtsız kalamadığı bir toplumsal olgu. Kitlelerin sempatisini avlamanın, onlara  “mesaj vermenin” en popüler mecralarından biri… Türkiye’de de futbol ortamı hep politik gelişmelerle iç içe biçimlendi. Genel olarak doğrudan devletin güdümü ve genel politik iklimin belirleyeciliği atında...