Düşüncenin Uğursuz KaderiToplumsal İdeolojilerin Aynasında Edebiyat ve Sanat
Düşüncenin Uğursuz Kaderi’nde, Barış Özkul’un edebiyat ve sanat eserlerine toplumsal ideolojiler, kültürel ve siyasal zihniyetler penceresinden bakan yazıları bir araya geliyor. Dostoyevski’den George Orwell’a, Yahya Kemal’den Nurullah Ataç ve Kemal Tahir’e, Nuri Bilge Ceylan’dan Emin Alper’e birçok ismin eserleri üzerinden yola çıkan bu yazılar, sanatçıların dönemlerinin ruhu ve ideolojileriyle kurdukları ilişkileri, o ilişkilerin eserlerine ne derece yansıdığını, kültürel ve siyasal zihniyetlerin yaratıcı süreçleri ne derece beslediği ya da sekteye uğrattığını gösterirken, eser-sanatçı denklemi içerisinde eserin özerk konumunun önemini vurguluyor.
Kurgu Hedef TahtasındaEdebiyatın Savunusu
Gregory Jusdanis geçmişten günümüze sanat ve edebiyatın toplum içindeki yerinin, öneminin sorgulandığı fikrinden yola çıkarak çağımızda, gelişen teknolojik imkânları da işin içine katarak, bu sorgunun nasıl şekillendiğini inceliyor. Kurgu Hedef Tahtasında hem her çağın bu sorgu karşısında geliştirdiği savunuyu örnekler üzerinden gösteriyor hem de çağımızın saldırılarına karşı edebiyatın savunusunun ne yönde olabileceğini tartışıyor.
Bir Köroğlu Bir AyvazSıradışı Bir Aşk Öyküsü
Recep Maraşlı, Bir Köroğlu Bir Ayvaz’da, destanın muhtelif anlatımlarında, hem Köroğlu hakkında, hem Köroğlu Ayvaz ilişkisi hakkında çizilen resimlerin çok katlı bir okumasını yapıyor.
Edebiyat YazılarıKuram ve İnceleme
Jale Parla, edebiyat tarihi ve edebiyat eleştirisi üzerine 16. yüzyıldan günümüze uzanan ve çok farklı rotalara yönelen bir seyahatte, muazzam bir rehberlikle, bildiğimizi düşündüğümüz “hikâyeler”in ötesine nasıl bakılacağını anlatıyor.
İngiliz Romanı
Çağımızın önde gelen edebiyat teorisyenlerinden Terry Eagleton, İngiliz Romanı’nda İngiliz edebiyatında romanın ortaya çıkışı, gelişimi, temaları ve problemlerini titiz bir inceleme ve özgün bir yaklaşımla ortaya koyuyor.
Türk Milliyetçiliğinin TemelleriZiya Gökalp'in Hayatı ve Eserleri
Türk Milliyetçiliğinin Temelleri: Ziya Gökalp’in Hayatı ve Eserleri Türk kültür tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan Uriel Heyd’in en önemli eserlerindendir. 1950’de Londra’da yayımlanan kitap Türk milliyetçiliğinin kuramcısı olarak Ziya Gökalp’in zihniyet dünyasının gelişimini gösterirken döneme yön veren düşüncelere de ışık tutar.
Etimoloji IşığındaKelimelerin Dünyasında Gezintiler
Bülent Aksoy, Kelimelerin Dünyasında Gezintiler’de Türkçenin Arapça, Farsça ve Batı dilleriyle etkileşiminden, bu etkileşim sonucu dilimize yerleşen kelimelerin bugünkü algılanışlarına; zamanla anlam değişikliğine uğrayanlardan, yanlış yerde kullanıla kullanıla “galat-ı meşhur”a dönen kelimelere uzanan geniş bir alanda dil üzerine düşünüyor. Bunu yaparken, dili sadece bir iletişim aracı olarak görmeyip, kelimeler, insan ve toplum arasındaki dönüştürücü ve besleyici ilişkiyi göstermeyi de ihmal etmiyor.
Huzursuz Bir Ruhun PanoramasıYakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Edebiyat ve Düşünce Dünyası
Huzursuz Bir Ruhun Panoraması, cumhuriyet döneminin kanonik yazarlarından Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun o verimli huzursuzluğuna aynalar tutuyor. Onun aşka, inkılâba, Batı’ya, kadınlara, mekâna, millete, siyasete, Atatürk’e, dine, Bektaşiliğe ve daha birçok şeye -mesela can sıkıntısına- bakışına tutulan aynalar, bunlar. Bu geniş bakış, cumhuriyet tarihinin zihniyet dünyasında kapsamlı bir keşif turu anlamına geliyor. Yakup Kadri’nin edebi dilini, edebiyatının kaynaklarını ve açılımlarını da ihmal etmeden…
İmkânsız ÖzerklikTürk Şiirinde Modernizm
Sanatçının kendisine sorduğu “sanat, toplum için midir, sanat, sanat için midir” sorusuna verilen cevap, sanatçının “özerk” alanını kısıtlar. İkinci Yeni şiirine gösterilen dirençten yola çıkılarak eleştirel bir “anlatı” kurmayı amaçlayan İmkânsız Özerklik: Türk Şiirinde Modernizm, 1950’li yılların ikinci yarısında Türkçe edebiyatta yaşanan “modernist” dönüşümü anlamak için bu edebiyata verilen tepkilerin nedenlerini sorguluyor.
Dünyaya Baktığımız Yol
Behçet Çelik, Dünyaya Baktığımız Yol’da bir araya gelen yazılarında Orhan Kemal’den Refik Halid’e, Sevgi Soysal’dan Nezihe Meriç’e, Suat Derviş’ten Behçet Necatigil’e uzanan geniş bir alanda edebiyatımızda önemli bir yeri olan isimlerin metinleri üzerine düşünüyor.
Ses, Anlam ve MaziEtkilerin Kavşağında Yahya Kemal Şiiri
Pınar Aka, Ses, Anlam ve Mazi adlı çalışmasında Yahya Kemal’in şiirini kişisel ve kültürel yönleriyle ele alıp bu unsurların şiirin inşasına nasıl katkıda bulunduklarını araştırırken, Doğu-Batı, geleneksel-modern, imge-ses gibi ikili karşıtlıkların nasıl etkileşime girip şiirsel bir denklemde bir araya geldiğini sorguluyor.
Yaralı Erkeklikler12 Mart Romanlarında Yalnızlık, Yabancılaşma ve Öfke
Çimen Günay-Erkol, Yaralı Erkeklikler’de güce tapılan bir atmosferde, istikrarlı bir erkeklik arayan ama bunun ne demek olduğunu göremeyen erkeklerle dolu 12 Mart romanlarını erkek kimliklerine getirilen yeni ve güçlü bir eleştiriyle ele alıyor.
Çağdaşlarının AnılarıylaAnton Pavloviç Çehov
Dünya edebiyatına öyküleri ve oyunlarıyla büyük katkılar yapan Anton Pavloviç Çehov’un çağdaşı kültür, sanat insanlarının yanı sıra onu yakından tanıyan akrabalarının, arkadaşlarının anılarına ve tanıklıklarına yer veren bu kitapta Çehov’un hem edebiyat ve sanatla ilgili görüşlerini hem de “insani” tarafını yakından tanıma olanağı bulacaksınız.
İmgenin İcadıİkinci Yeni'nin Meşruiyeti
İmgenin İcadı, İkinci Yeni’yi imge kavramının dönüşümü açısından yorumlayarak alternatif bir şiir tarihi sunduğu gibi, edebiyat kurumunu analiz etmek için bir yöntem de öneriyor.
Talih, Tesadüf ve İradeAhmet Hamdi Tanpınar'ın Romancılığı Üzerine Düşünceler
Türk edebiyatının aşılmaz doruklarından Ahmet Hamdi Tanpınar’ın romancılığı üzerine denemelerden oluşan bu kitapta Seval Şahin, mektup, hatıra, tiyatro, orta oyunu gibi türlerin Tanpınar’ın metinlerinde kurgu, olay örgüsü ve yapı arasındaki ilişkiyi nasıl dinamikleştirdiğini ortaya koyuyor.
Gogol'le Dostluğumuz ve Mektuplaşmamız (1832-1852)
Bir büyük yazarın hayatına mektuplar ve kişisel anlatımlarla ışık tutan Gogol’le Dostluğumuz ve Mektuplaşmamız edebi tanıklık ve hatırat türüne yapılmış eşsiz bir katkı.
Siyah EndişeBir Asır Sonu Anlatısı Olarak Halit Ziya Uşaklıgil Edebiyatı
Halit Ziya Uşaklıgil edebiyatına çok yönlü bir bakışın ürünü olan bu yazılar, Uşaklıgil’in romandan hikâyeye, tiyatrodan şiire, otobiyografik metinlerinden edebiyat eleştirisine uzanan yazınsal dünyasını tüm verimleriyle inceliyorlar.
Sanat ve Edebiyat Yazıları - II
Sanat ve Edebiyat Yazıları’nın ikinci cildinde Murat Belge, romandan resime, musikiden sinemaya oldukça geniş bir alanda kalem oynatıyor.
Eleştirmenin GöreviEagleton ile Söyleşi
Eleştirmenin Görevi, Eagleton’ın çalışmalarını anlamak, değerlendirmek, hem edebiyatı hem dünyayı yorumlamak üzere önerdiği kavramları yeniden düşünmek için bulunmaz bir anahtar kitap…
Edebi Üretim Teorisi
Edebiyatı ve sanatı bir üretim faaliyeti olarak gören yaklaşımın öncülerinden olan Pierre Macherey bu çalışmasında ideolojinin edebiyat alanında nasıl işlediğini göstermek üzere bir teorik çerçeve kurarken Tolstoy’dan Borges’e, Jules Verne’den Balzac’a, Defoe’dan Rousseau’ya farklı yazarlar ve eserler ışığında edebi üretimin temel sorunsallarını tartışıyor.
Eski Köye Yeni RomanKöy Romanının Tarihi, Kökeni ve Sonu (1950-1980)
Erkan Irmak, bir yandan 1950’den 1980’e uzanan bir süreçte “köy romanı tarihi” kılavuzu oluşturmaya çalışırken diğer taraftan köy romanı türünü etraflıca tartışan bir kaynak ortaya çıkarıyor.
Miguel de CervantesDelidolu Bir Hayat
Uwe Neumahr’ın tarihî belgelere, mektuplara ve tanıklıklara dayandırdığı bu titiz çalışması, Miguel de Cervantes’in edebi evreninin penceresini aralarken, kendisi de bir romana benzeyen maceralı ve türlü talihsizliklere rağmen iyimserlik dolu hayatını anlatıyor.
EleştirirkenModern Türkçe Edebiyat Üzerine Yazılar
Sorgulanmadan öğretilene, söylenegelene, tekrarlana tekrarlana geleneğe dönüşene güvensizlikle işe başlıyor Süha Oğuzertem. 1990 ile 2014 arasında yayımlanan, 10 yazar hakkındaki 16 incelemeden oluşan bu kitap bir “itirazlar toplamı”.
Modern Trajedi
Trajedi fikrinin soykütüğünü çıkartan bu kitabında Raymond Williams, geleneksel edebiyat tarihçiliğinde ender rastlanan bir yöntem
benimseyerek trajediyi “gerçek insanların” tarihsel deneyimi olarak ele alıyor.