Edebiyat Eleştirisi ve Tarihi - 4. sayfa

Efendime Söyleyeyim
Hasan Ali Toptaş Kitabı

Elinizdeki kitap, Hasan Ali Toptaş’ın hem eserlerinin hem de kendisinin bugünden görülen bir profili olarak kurgulandı. Hayatı üzerine şimdiye kadar yapılan en ayrıntılı söyleşi ve romanlarını kurguladığı dünyası… Eserlerini yabancı dillere çevirenlerin, tiyatroya ve sinemaya uyarlayanların deneyimleri…

Osmanlı Romanının İmkânları Üzerine
İlk Romanlarda Çok Katmanlı Anlatı Yapısı

Cumhuriyet sonrası eleştirel söylem içinde, ideoloji doğrultusunda belirlenmiş bir kanona ve indirgenmiş tartışmalara hapsolan, acemiliklerin ve yetersiz taklitlerin romanı olarak sunulan Osmanlı romanına, 21. yüzyılda yeni bakış açıları kazandırmak mümkün mü?

Oğuz Atay İçin
Bir Sempozyum

Türkçe edebiyatın en önemli yazarlarından biri olan Oğuz Atay, ölümünün 30. yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yapılan bir sempozyumla anıldı. Atay’ın, aynı zamanda Türk edebiyatının en sevilen, en geniş okur kesimine sahip yazarlarından biri oluşunu hareket noktası alan sempozyum, Oğuz Atay okurlarını bir araya getirdi, onları Atay’ın arkadaşlarıyla, Atay’ın eserleri üzerine yazılar yazmış eleştirmenlerle ve akademisyenlerle buluşturdu.

Kurgulanmış Benlikler
Otobiyografi, Kadın, Cumhuriyet

Nazan Aksoy Kurgulanmış Benlikler’de yakın tarihimizi, o döneme tanıklık eden kadınların dilinden, onların otobiyografilerinden okuyor. Özellikle son yıllarda yayımlanan kadın otobiyografilerinin de genel olarak odak noktası modernleşme ve özel olarak Cumhuriyet tarihidir.

Sanat ve Edebiyat Yazıları

Sanat ve Edebiyat Yazıları, Murat Belge’nin dil, edebiyat ve sanat üzerine yazdığı yazıların bir derlemesi. Murat Belge bu yazılarında, Türkçe’nin dil tartışmalarıyla klasik Türk müziğinin, Türkçe edebiyat eserleriyle dünya edebiyatı kahramanlarının tarihsel ve kültürel bir tartışmada bir araya gelmelerini sağlıyor.

Eleştiri ve İdeoloji
Marksist Edebiyat Teorisi Üzerine Bir Çalışma

Terry Eagleton, edebiyat eleştirisi tartışmalarının muzip, acımasız ve otorite sayılan üyelerinden biri. Eleştiri ve İdeoloji, modern edebiyat eleştirisi literatürünün yapıtaşlarından sayılıyor. Yazıldığı dönemin yapısalcı argümanlarını ihtiva eden; metni, yazarı, genel edebiyat teorisini ve eleştiri öğelerini aynı bağlam içerisinde birbirleriyle tartıştırarak ele alan Eagleton, yalnızca genelgeçer bir ideoloji tartışması yerine, metin ve edebiyat üzerinden bunun arkeolojisine girişiyor.

Ana Metne Taşınan Dipnotlar
Türk Edebiyatı ve Kültürlerarasılık Üzerine Yazılar

Kültürel özcülük ve milliyetçilikten uzak başka bir edebiyat tarihi anlayışı yaratmak mümkün mü? Mignon bu sorudan yola çıkarak, karşılaştırmalı edebiyat ve Türk edebiyatı tarihi çalışmalarında ismine yalnızca dipnotlarda rastlanan edebiyatçı ve düşünürleri ana metne taşıyor; bunu yaparken de edebiyat tarihi konusunda şimdiye kadar tartışılmadan kabul görmüş bazı görüşleri sorguluyor.

Oğuz Atay'a Armağan
Türk Edebiyatının "Oyun/Bozan"ı

Elinizdeki derleme kitap, Tutunamayanlar ilk çıktığı günden bugüne kadar Oğuz Atay hakkında çıkan yazı ve eleştirilerden; Oğuz Atay’ın hayattayken yazdığı yazılarından ve gerçekleştirdiği söyleşilerden oluşmaktadır. Kronolojik olarak yerleştirilen yazılar, bugüne kadar Oğuz Atay üzerine söylenenler dışında “söylenmeyenleri” de yansıtmaktadır.

Amerikan Edebiyatı

Amerikan edebiyatı, diğer ülke edebiyatlarından birtakım temel özellikleriyle ayrılır ve özgünleşir. Yepyeni bir dünyada yeşermesi, uçsuz bucaksız bir mekân üzerine yayılması, Eski Dünya'nın yabancı olduğu deneyimlerin bolluğu, ülkenin kolonileşme döneminden geçerek değişik bir siyasal ve toplumsal örgütlenme deneyimi yaşaması, Protestan ve Kalvinci göçmenlerin damgasını vurduğu dünya görüşü, düşünce adamlarının yanı sıra “öncü”lerin örneğinde somutlaşan eylem adamlarının yarattığı ikilik ve bu ayrımın sonucunda ortaya çıkan kültür parçalanması, pragmatik, ütopik ve deneyci düşüncenin birbirine paralel gelişmesi, Amerikan edebiyatının benzersiz niteliklerini belirleyen ögelerdir.

Modern Türk Edebiyatı Üzerine Okumalar

Modern Türk Edebiyatı Üzerine Okumalar, Ahmet Mithat’tan başlayarak Tanzimat dönemine, erken Cumhuriyet yazınından günümüze dek uzanarak Türk edebiyatındaki, dolayısıyla fikir dünyamızdaki süreklilik ve kopuşları kapsamlı bir şekilde görme fırsatı veriyor.

Osmanlı Kapısında Büyümek
Ahmet Mithat Efendi'nin Hikaye ve Romanlarında Gayrimüslim Osmanlılar

Toplumunun tüm kesimlerine ve meselelerine duyarlı olan Ahmet Mithat Efendi, eserlerinde Osmanlı’nın çok milletli yapısını yansıtmıştır. Osmanlı Devleti’nin pek çok sorunla yüz yüze kaldığı, reformlarla Batı karşısında siyasî bütünlüğünü ve varlığını sürdürmeye çalıştığı bir dönemde yazmış, bu sorunlara cevap aramıştır. Gayrimüslim nüfusun da önemli bir mesele olarak ortaya çıktığı süreçte, sorunu “Osmanlılık” üst kimliği içinde çözmek gerektiğini savunmuştur.

"Ben Buradayım..."
Oğuz Atay'ın Biyografik ve Kurmaca Dünyası

Edebiyatımızın kilometre taşlarından olan Oğuz Atay özellikle son yirmi yıldan bu yana büyük bir okur kitlesine ulaştı ve benimsendi. Yazarın gerek yaşamı gerekse eserleri hakkında yazılanlar ise makalelerle sınırlı kaldı. Modern Türk edebiyatı konusundaki ciddi ve kapsamlı araştırmalarıyla tanınan, aynı zamanda önemli bir Oğuz Atay uzmanı olan Yıldız Ecevit, ilk defa Oğuz Atay’ın yaşamını ve eserlerini kitaplaştırdı.

Edebiyat Üzerine
makaleler / röportajlar

Türk edebiyatının en önemli eleştirmenlerinden biri; belki de birincisidir Berna Moran. Edebiyat algımızda yön gösterici bir rol oynayan yazılarıyla, zengin fikrî altyapısıyla, tartışan ve tartışmayı açan metinleriyle bir ufuk çizgisidir. Elinizdeki bu kitap onun eserlerine girmeyen, kimi dergi ve gazetelerde yayımlanmış makale ve röportajlarından oluşmaktadır.

Türk Edebiyatı ve Birinci Dünya Savaşı (1914-1918)
Propagandadan Milli Kimlik İnşâsına

Birinci Dünya Savaşı, ülkemizde yeterince araştırılmamış bir konudur. Bu savaş ile edebiyat ve propaganda arasındaki ilişki ise neredeyse bütünüyle ihmal edilmiştir. Erol Köroğlu’nun kitabı işte bu boşluğu dolduruyor. Propaganda alanındaki başarının ülkelerin gelişmişliğine göre değiştiğine işaret eden yazar, Osmanlı Devleti’nin bu yöndeki çabalarını ve başarısızlığını derinlemesine araştırıyor.

Kadınlar Dile Düşünce
Edebiyat ve Toplumsal Cinsiyet

Herkes dile düşer, kadınlar da erkekler de... Ama ataerkil ideolojiler tarafından dil ötesi bir mahremiyet alanına hapsedilen kadınların, kamusal alanda görünür olunca kendilerini rezil ettikleri düşünüldüğünden, “dile düşmek” deyimi en çok onlara yakıştırılır. Üstelik, erkekler tarafından yapılmış bir dil içinde yaşamak zorunda oldukları ve simgeleştirilip başka şeyler hakkında konuşmanın aracı yapıldıkları için, hep “erkek dili”ne düşer kadınlar.

Kristal Bahçe

Edebiyatçıların, diğer edebiyatçılar hakkında düşünce ürettiği kitaplar seyrektir. Tüm edebiyat ortamını, yazarları ve edebiyat yapıtlarını, edebiyatın kavramlarıyla sorgulayan kitap ise neredeyse yoktur. Gürsel Korat, Kristal Bahçe ile, bir roman ve öykü yazarı olarak, edebiyatı ve edebiyatçıyı sorgulama yönünde önemli bir adım atıyor.

Louis Aragon - Elsa Triolet

Birinci Dünya Savaşı ertesinde farklı beklentilerin cazibe merkezi konumundaki Paris, Doğu’dan ve Batı’dan gelen göçmenlerin akınına sahne olmaktadır. Kafeleri, tiyatroları ve galerileriyle albenili bir dünya sunan bu şehri ev olarak benimseyenler arasında, Elsa Triolet ile Louis Aragon da vardır. Elsa iç savaşın perişan ettiği Sovyetler Birliği’nden kaçmış ve geçmişte kalan kalp kırıklıklarına sünger çekerek “mutlak aşkı” bulmak arzusuyla buraya sığınmıştır.

Türk Kültür Dünyasından Portreler

Kurtuluş Kayalı’nın bu kitabının arka planında, birçok çalışmasının ardındaki aynı kaygı yatıyor: Türkiye’nin düşünce hayatının ve entelektüellerinin aktüaliteye esir oluşu ve “yerli” duyarlılıktan uzaklığı... Önceki derlemelerde olduğu gibi ağırlıkla sosyal bilimcilerin portreleri üzerinden gözlemler yapıyor Kurtuluş Kayalı.

Ludwig Wittgenstein - David Pinsent

Batı felsefesinin kilometre taşlarından Tractacus Iogico-philosophicus´un yazarı Ludwig Wittgenstein ile ileride Nobel Ödülü alacak bir ekiple önemli havacılık araştırmalarına imza atmış olan David Pinsent, yirminci yüzyılın başlarında Cambridge´deki öğrencilik yıllarında tanışırlar. Sosyal hayata dönük bir yapıya sahip olan David, içine kapanık ve halet-i ruhiyesinde büyük iniş çıkışlar yaşayan Ludwig´in en yakın arkadaşı olur.

Güçlük Nerede?

Orhan Şaik Gökyay’ın çeşitli dergi ve yıllıklarda yayımlanmış makalelerini kronolojik olarak biraraya getirerek yayıma hazırladığımız üç ciltlik Seçme Makaleler elinizdeki kitapla tamamlanıyor. Daha önce yayımladığımız Eski, Yeni ve Ötesi ile Kim Etti Sana Bu Kârı Teklif’te olduğu gibi Güçlük Nerede? kitabında da; dil, edebiyat, folklor, tarih ve edebiyat tarihi araştırmalarıyla düşünce ve kültür dünyamıza büyük katkılarda bulunmuş olan Orhan Şaik Gökyay’ın konulara hâkim, kaynaklara dayalı, derin dil ve tarih bilgisiyle yüklü, titizlikle, adeta oya işler gibi işlenmiş makalelerini, bilgisizliğe, laf ebeliğine karşı giriştiği amansız polemikleri okuyacak, “destûrsuz bağa girenler”i nasıl hırpaladığını gözleyeceksiniz.

Helene Weigel - Bertolt Brecht

Epik tiyatro öğretisiyle 20. yüzyıl tiyatrosuna yön vermiş büyük kuramcı, yönetmen ve oyun yazarı Bertolt Brecht ile onun sanatsal tasavvurlarını hayata geçiren, oynadığı rollerle epik tiyatroya cisim kazandıran oyuncu Helene Weigel... 1920’lerin başında bu iki insanı birbirine çeken, ortak tiyatro tutkuları ve komünist dünya görüşüne duydukları yakınlık olur.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu
İnsan-Eser-Fikir-Üslup

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, eşine az rastlanır bir üretkenlikle yazan bir edebiyatçımızdı. Dergiler için kaleme aldığı şiir, öykü, makale ve eleştirilerle ilk kez sahne aldığı yazın dünyasında, romanları, hikayeleri, denemeleri, oyunları ve anılarıyla adını edebiyat tarihimize yazdırdı. Ünlü yazarı kuşağının edebiyatçılarından ayıran önemli özellikllerinden biri ise, yazmaya başladığı 1910'dan 1974 yılında ölümüne dek, Türkçe'nin geçirdiği bütün evreleri gerek dil gerekse üslup olarak eserlerinde yansıtmasıydı.

Türk Romanında Postmodernist Açılımlar

`Geçmişinde çok uzun yıllar yalnızca `gerçekçi` olmuş, romantizmi neredeyse hiç yaşamamış Türk romanı, modernist/postmodernist biçimcilikte ilk kez `romantizm`le tanışmaktadır ve bu bana göre estetik düzlemde gerçekleşen bir devrimdir ve her devrim gibi de heyecan vericidir.`

Sanat ve Edebiyat Üzerine

Sanat ve edebiyat yapıtlarına dair değerlendirmelerinde kendilerinden sonrakilerin kimi zaman muhafazakâr sayılabilecek şematizmine nazaran Marx ve Engels daha çekincesiz, nüktedan ve muzipçe davranmaktan çekinmediler; eleştiriyi ihmal etmeden sanat ve edebiyattan katıksız bir zevk almaktan kendilerini mahrum bırakmadılar. Bu nedenle Sanat ve Edebiyat Üzerine kendisini de zevkle okutan önemli bir eser.