Sanat

Avangard Sanat Teorisi
Avangard Düşüncesi ve Tarihi

Poggioli’nin 1940’ların sonunda Inventario dergisinde dört bölüm halinde tefrika edilen ve 1962’de kitap olarak yayınlanan Avangard Sanat Teorisi adlı çalışması, Batı sanatı ve edebiyatında avangardı sosyolojik bir olgu olarak inceleyen ilk kapsamlı çalışmadır. Poggioli, “avangard” veya “öncü” sıfatının belirli eğilim ve hareketleri nitelemek üzere kullanılmaya başlandığı 1800’lerin sonundan 20. yüzyılın ortalarına kadar, sanat ve edebiyat alanında geleneğe ve klasizme karşı bayrak açan, estetik (ve yer yer ahlaki) normlardan sapmayı başlı başına norm haline getiren hareketlerin ortak paydalarını kavramsallaştırır.

1930’lar Türkiyesi'nde Müziğin Ekonomi-Politiği
Erken Cumhuriyet'in Sesleri
A. Sırrı’nın Kaleminden “Kimlerdir, Ne Kazanırlar?”

Erken Cumhuriyet’in Sesleri, 1930’lar Türkiyesi’nin müzik ortamını ve müzisyen portrelerini birlikte ele alıyor. Bilen Işıktaş, söz konusu dönemde dünyadaki ve ülkedeki ekonomik koşulların müzik üretimi üzerindeki etkilerini inceleyerek bu üretimin sosyoekonomik ve kültürel bağlamlar içinde şekillenişini analiz ediyor. Işıktaş, gerek teknoloji, müzikteki yeni türler, müzisyenlerin icra platformları gibi konulara gerek o dönem yapılan tartışmalara (alaturka-alafranga kavgası, içkili yerlerde müzik icrası vb.) panoramik biçimde bakıyor.

Mimarlığın Aklı

Rönesans’a kadar etkin olan mimarlık kavramı, tanrısal bir geometriyle aritmetiğin eseridir. Kozmosu kurduğuna inanılan formların ve sayıların türevidir. Ve bu formlar ve sayılar âlemi, mitlerle, sembollerle, şifrelerle ifade edilir. Hermetiktir, enigmatiktir, büyüseldir, şiirseldir, semaidir, gizemlidir… Mimarlık bu âlemde yaratılır ve anlamdırılır. Ve işte o ilahi âlemde mimarlığın gizemi mimarlığın aklıdır.

İnkılabı Nakşedecek Resimler
Tek-Parti Döneminde Resim ve Siyaset

Bengü Aydın Dikmen, İnkılabı Nakşedecek Resimler’de, Cumhuriyet’in kuruluş ve inşa dönemindeki resim politikasına eğiliyor. Bu vesileyle, dönemin farklı estetik anlayışlarının bir resmi geçidini de koyuyor ortaya. Arka planda, Türkiye’de modern resmin “ağabey” ve genç kuşakları arasındaki rekabeti de görüyoruz.

Manet
Sembolik Devrim

Manet, “Tanrı’nın kiliselerinde ve kralların saraylarında” nizama sokulmuş bir dünyanın yıkılışına iştirak eder. Bataille’ın deyişiyle: “Yeni bir dünyaya girmekteyizdir ve perde Olympia’yla açılır...”

Hayalperest Mimarlık/Özgür Aletlerin Mimarlığı
Imaginist Architecture/Architecture of The Freedom of Tools

Bu kitap bir mimarlık kitabı. İşlevlerinden arınarak özgürleşen aletlerin yarattığı bir dizi mimarlık eserini ve onların arkasındaki “hayalperest mimarlık” geleneğinin, özerklik geleneğinin tarihine ilişkin bir panoramayı içeriyor. Kitabın büyük bölümü fotoğraflardan oluşuyor. Bu fotoğraflar aslında mimarlığı göstermiyor. Mimarlığın okunduğu ve mimarlıkla bütünleşen bir kod, birtakım hiyeroglifler oluşturuyor.

Boğaziçi’nin Büyülü Sesi
Denizkızı Eftalya
Dönemi, Yaşamı ve Çevresi

Bilen Işıktaş, kapsamlı araştırması Denizkızı Eftalya’da Türkiye’nin ilk assolistinin yaşam öyküsündeki sis perdesini aralıyor, birçok yeni belge ve bilgiyi gözler önüne seriyor: Bir Rum kızı nasıl en büyük yıldızlardan birisi haline geldi? Nasıl bir müzik çevresine sahipti? Osmanlı’nın çözülüşünden Cumhuriyet’in modernleşme sürecine uzanan günlere nasıl tanıklık etmişti? Dönemin sosyal, kültürel arka planında, gündelik yaşamında neler oluyordu?

Kültür Üretimi
Sembolik Ürünler / Sembolik Sermaye

Avrupa toplumlarında sanatın kurumsallaşmasının tarihi, sanatın özerkliğini kazanmasının tarihidir. Rönesans’ta tohumları atılan bu özerkleşme süreci boyunca sanat, Kilise ile Saray’ın himayesinden ve vesayetinden koparak bağımsızlaşır. Aynı süreçte kapitalizmin yükselişine koşut bir sanat piyasası örgütlenir. Bir yandan da sanat tarihi ve sanat eleştirisi başlı başına birer yazın türü olarak gelişir. 19. yüzyıla gelindiğinde, kendi bilgisini ve estetiğini kendi içinde belirleyen, otoriteyi ve meşruiyeti kendi mercilerinden devşiren bir sanat alanı teşekkül etmiştir. Ne var ki, bu alan bir yandan da piyasaya tâbidir; oysa varlığını “ekonomi”nin inkârı üzerine tesis etmiş, kendini “ticari” kaygıların reddiyle tanımlamıştır.

Weimar Kültürü

Peter Gay’in Weimar Kültürü kitabı, bir sanatsal arayışa ve uyanışa eşlik eden bu kültürün canlı ve akıcı bir anlatımını sunarak Weimar deneyiminin saklı hazinesini okurlarına teslim ediyor.

Sanat Manifestoları
Avangard Sanat ve Direniş

Sanat Manifestoları derlemesi, sanatı ve hayatı aklın egemenliğinden sökmeye çalışan, hayal gücünü özgürleştiren ve sanatın özerkliğini kuran avangard hareketlerin bildirilerini biraraya getiriyor. 20. yüzyılda avangardın vaat ettiği umudun ve direnişin yüzyıl dönümündeki izlerini sürüyor.

Eros ve Sanat
Modernizm Çağında Sanat ve Cinsellik

Antik Yunan kültürüne egemen olan erotizm ile sanatın birliği, Ortaçağ’da gerilerken, Rönesans’la yeniden canlanıyor ve hümanizmi güdülüyor. 18. yüzyılda romantik filozoflarla birlikte estetiğin ve sanatın özerkleşmesi olayının temelini oluşturuyor. Erotizm-sanat birliği, estetik modernizmin ve avangardın örgütlenmesiyle iyice politikleşiyor ve rasyonalist dogmalara karşı, faydaya ve işleve indirgenmiş disiplinlere karşı arzunun, hayal gücünün, büyünün, düşün, oyunun yaratıcılığını seferber ediyor.

Sanat ve Ekoloji
Sanat/Yaşam/Üretim

Bu kitap, sanat ile ekoloji ilişkisinin gündeme getirdiği sorulara, ortaya çıkardığı çelişki ve açmazlara politik ekoloji ekseninden bakmayı amaçlıyor. Ancak politik ekoloji alanında, kimi zaman birbiriyle çelişen yaklaşımları da barındıran farklı perspektifleri göz ardı etmeden...

"Keşke"siz Bir Kadın

“Keşke”siz Bir Kadın bir “Yeşilçam yıldızı”nın çalışma koşullarını, yaşadığı zorlukları, eğlenceli anılarını, şarkıcılık macerasını, günün birinde o parıltılı hayattan nasıl vazgeçtiğini sergilerken bir yandan da neredeyse hiç merak edilmeyen, çoğu zaman önyargılara kurban giden Arzu Okay’ın “gerçekliğini” gösteriyor.

Şiir/Mimarlık
Binanın İhlali

Özellikle Rönesans’tan beri, mimarlığın binayla, inşayla ilişkilendirilmesini reddeden ve onu sanat olarak, şiir olarak, hatta felsefe olarak tasavvur edenler olmuş. Bu retçi görüşler, mimarlığın işleve, faydaya indirgenmesine karşı çıkmışlar. Onlara göre mimarlık, birtakım ritüellerdir, kutsal ruhlarla efsunlanarak canlanan heykellerdir, kozmik yaratıklara ev sahipliği yapan labirentlerdir, semiyotik mabetlerdir, altın çağın ütopyalarıdır… Sonsuz bir hayal ve arzu âlemidir. Dolayısıyla mimarlık, ancak binayı ihlal ederek mimarlık olabilir. Mimarlığın kökeni bina-olmayandadır. Bahar Avanoğlu, önce mimarlığı şiir ve eleştiri olarak kavrayan bu geleneğin kapsamlı bir arkeolojisini yapmakta, ardından da onun çağdaş ifadesi olan Unbuilt düşüncesine ilişkin dört metin sunmaktadır.

Çağdaş Sanat
Bir Tarihçe

Çağdaş Sanat, küreselleşmiş dünyanın kültürel çoğulluk görüntüsünün ardındaki Batı merkezli homojenliği, “sınırsız serbestlik” şiarıyla maskelenen sansür ve dışlama mekanizmalarını açıklıyor. Çağdaş sanatın, devletlerin ve şirketlerin güdümündeki seyrini izliyor.

Resim ve Heykel Müzesi
Bir Varoluş Öyküsü

Bu kitap, kurulduğu günden itibaren, varlıkla yokluk arasında gidip gelen Resim ve Heykel Müzesi’nin varoluş mücadelesini anlatmaktadır. Bu müzeyi yaşatabilme yolunda bir çabadır. Bu konudaki girişimler için bir kılavuzdur.

Sokağın Sesleri
Osmanlı'dan Günümüze Sokak Müziği

Sedat Anar, Sokağın Sesleri’nde sokak müzisyenliğinin Osmanlı’daki yerini kısaca ele aldıktan sonra 1990’lı yıllardan itibaren sokak müzisyenliği yapmış ve halen yapmakta olan isimlerin hikâyelerine aracılık ediyor, sokak müzisyenliğinin gerçeğini sergiliyor. Belediyelerin çıkardığı engeller, zabıtalar, polisler... Sokak müzisyenlerinin çalmaya başlamasıyla canlanan, hayat bulan sokaklar... Dinleyicilerle yaşanan gergin anlar... Müziğin büyüsüne kapılan bir çocuğun yanağa kondurduğu bir öpücük... Tam teçhizatlı konserlerle sokağın yalınlığı arasındaki farklar... Sokaklardan albüm çalışmalarına uzanan yollar... Sokakta olmanın verdiği özgürlüğün yaratıcılığa katkıları... Kadın sokak müzisyeni olmanın zorlukları... Avrupa’da sokak müziği...

Modernizm Kavramı ve Türkiye'de Modernist Sanatın Doğuşu

Türkiye’de Modernist Sanatın Doğuşu, “estetik modernizm” kavramına ve post-kolonyal çağdaş tarihyazımına değindikten sonra bu birikime bir pencere açıyor.

Sanat Tarihinin Sonu
Modernizmden Sonra Sanat Tarihi

“Sanat tarihinin sonu”, sanatın ya da sanatla ilgilenen bilimin sona erdiğine değil, sanatta ve sanat tarihi söyleminde yerleşmiş bir geleneğin bittiğine işaret ediyor.

Ulus ve Harabeleri
Yunanistan'da Antikite, Arkeoloji ve Ulusal İmgelem

Ulus ve Harabeleri, Yunanistan’da klasik antikite, arkeoloji ve ulusal imgelem arasındaki ilişkileri inceliyor

Müzecilik Yazıları
Modern Sanat Müzesinin Tasarımı

İstanbul Resim Heykel Müzesi’ni, o zamanki adıyla “Müze-i Hümayun”u, 19. yüzyılda Avrupa’da kurulan büyük müzeleri örnek alarak, modern ve ulusal bir müze modelinde düzenleyen ve kuran Halil Edhem’dir. Onun Müzecilik Yazıları Türkiye’de müzeciliğin kurucu metinleridir ve aynı zamanda sanat tarihinin temel kaynakları arasındadır.

Muhafaza/Mimarlık

Muhafaza/Mimarlık, Türkiye’nin bir koruma tarihidir. Tanzimat’tan başlayarak Menderes dönemi sonuna kadar İstanbul’un mimarlık mirasıyla ilgili koruma politikaları ve ideolojilerini inceler. İktidarların, mimarların ve aydınların yaklaşımlarını araştırır ve sonunda ortaya çıkan koruma proje ve uygulamalarını irdeler.

Arkeoloji: Tarihin ve Kültürün Yapılandırılması

Arkeoloji: Tarihin ve Kültürün Yapılandırılması, geçmişi yorumlamak ve geleceği tayin etmek için verilen mücadelenin ana mecralarından biri olan arkeolojinin politikasına ışık tutuyor.

Sokaknâme
Bir Sokak Müzisyeninin Kaleminden

Sedat Anar’ın Urfa-Halfeti’de çobanlık yaparken cura çalarak başlayan müzisyenlik macerası üniversite öğrencisi olarak geldiği Ankara’da karnını doyurabilmek için sokaklarda darbuka, gitar, cura çalarak, sonra santura geçerek devam ediyor…“Resmî” konserlere, festivallere albümlere varıyor. Bugün Sedat Anar, ülkenin saygın, usta müzisyenlerinden biri.