Kültür Politikaları Yıllık, sekizinci sayısı olan ‘19’da kültürün ve sanatın yer değiştirmesi halinde, yeni bir yer edinip edinemeyeceği, bu yeni yere eski yer(ler)inden neler getirip neleri geride bırakacağı konusu örnekler üzerinden ele alınarak bizi düşünmeye çağırıyor.
Editörlüğünü Nevra Ertürk’le Deniz Ünsal’ın yaptıkları Mercek bölümünün iki ayırt edici özelliği var. Birincisi, şimdiye kadar olmadığı kadar, sanat pratiklerine, kolektif topluluk projelerine kültürün (ve sanatın) değer zincirindeki üretim, yaygınlaştırma ve katılıma ayrılan yer. Bu Mercek’in bir başka özelliği de zengin vaka içeriğiyle kültür politikalarında henüz hak ettiği yeri bulamamış bir yeni başlığa işaret etmesi. Dünya ölçeğinde insan hareketliliğinin savaş, çatışma, yoksulluk ve üzerinde yaşanan yerkürenin yaşanmaz oluşu gibi nedenlerle şimdiye kadar görülmemiş bir boyuta ulaşması, sanat üretiminin de yeni koşullar altında yeni biçimler alması sonucunu doğuruyor. UNESCO’nun üye ülkeler arasında yaptığı anketler üzerinden ürettiği periyodik “Sanatçının Statüsü” raporları ve çeşitli örgüt ve platformların gözlemlerini yansıtan sansür, ifade özgürlüğü kısıtlamaları bültenleri dışında bu önemli konu henüz kültür politikalarının başlıkları arasına girmiş değil. İşte Mercek’te yer alan yazılar bu eksikliğe dikkat çekerek politika yapanlara yeni bir yönü işaret ediyor.
Pascal Gielen, Esra Yıldız’ın editörü olduğu Açık Alan’da yer alan ve adeta Mercek’teki yazılara bir tür yankı niteliği taşıyan yazısında, özellikle Avrupa kültür politikalarında ulusallık ulusötesilik tartışmalarına yaptığı göndermeyle demokrasi sorunsalını ele alıyor. Kimi sanat kurumlarında görülmeye başlanan arayışlara bakarak içeriden kurmak’tan (in-stitution) birlikte kurmak’a (con-stitution) gidişin imkânlarını sorguluyor. Nazlı Tümerdem, “Yakına Seferler” başlıklı yazısında, kendine ayrılmış alanda hiçbir boşluk bırakmadığı gibi komşu kentlerinin alanlarına da taşıp onları yutarak “canavar kent” haline gelen İstanbul gibi bir kentte, “İstanbul Yürüyüşleri” başlığıyla Karadeniz’e yakın bölgelerde gerçekleştirilen yürüyüşler projesini ele alıyor. Böylesi bir kentte, şehircilik, spor ve sanatın kesiştiği ara alanlarda bilinmeyen yerleri keşfetmenin zorluklarını irdeliyor.
Adil Serhan Şahin’in editörlüğünü üstlendiği Değerlendirme’de ise, Mercek’te yer alan göç ve sanat teması dolayımındaki çeşitli sanat projelerine değinen yazıların yanı sıra bir de kitap değerlendirmesi yer alıyor.
Önümüzdeki sayıda Yıllık’ın sadece Avrupa’da değil, artık küresel ölçekte de kültür politikalarının yeni aktörleri olan kentlere, topluluklara biraz daha yakından bakmasını hedefliyoruz.
Çeviren: Ayşe Devecioğlu