Bir Günbatımının Ayrıntıları
Orman Cini, Burada Rusça Konuşulur, Sesler, Kanat Çarpması, Tanrılar, Talihin İşi, Liman, İntikam, Lütuf, Bir Günbatımının Ayrıntıları, Fırtına, La Veneziana, Bachmann, Ejderha, Noel, Rusya’ya Hiç Gitmeyen Mektup, Kavga, Çorb’un Dönüşü, Berlin Rehber...
TOPLU HİKAYELER1
Karşılık Görmeyen Aşklar
İngilizlerin kadri sonradan bilinen yazarı Barbara Pym’in Türkçe’deki ikinci romanı. İlk romanı Kusursuz Kadınlar’daki gibi, bu romanında da kadın dünyasını anlatıyor, Barbara Pym.
Kör Talih
Bilimkurgu edebiyatın ‘duayeni’ Polonyalı yazar Stanislaw Lem’den ilginç -hem de hayli ilginç- bir roman daha... Hayat çizgilerinin onları Napoli’de buluşturduğu onbir erkek. Ortak özellikleri, 40-50 yaşlarında, uzun boylu, atletik yapılı olmamaları ve İtalyanca bilmemeleri.
Bin Dönüm
Okurların ilk kez Yedek Anahtar (İletişim, 1998) adlı romanı ile tanıştığı Amerikalı yazar Jane Smiley’den modern bir “Kral Lear” uyarlaması. Başarılı bir prodüksiyonla bir filme de (Aile Bağları) konu olan Bin Dönüm, yazara Pulitzer Ödülü ve National Book Critics Circle Ödülü’nü kazandırmıştı. Orta Amerika’da devasa bir çiftlik...
İsmail Ferik Paşa'nın Hayatı
Çağdaş Yunan edebiyatının önde gelen isimlerinden olan Rea Galanaki, tarihsel olaylara dayanan bu romanında, İsmail Ferik Paşa´nın hayatı üzerinden, ulusal kimliklerin kuruluşu ve çatışan aidiyetler meselesini işliyor. Yunan bağımsızlık Savaşı sırasında Girit´te esir alınıp devşirme olarak Mısır´a getirilen ve burada cihadiye serdarlığına kadar yükselen İsmail Ferik Paşa, doğduğu yerlere yıllar sonra bu kez, kendi soyundan insanların çıkarıldığı bir isyanı bastırmak üzere dönüyor.
Göçmenler
Göçmenler, sıradışı bir Avrupa romanı. W.G. Sebald, gerçek hikâyelerden yola çıkarak, yüzyılın başından günümüze, odağında insan ilişkilerinin olduğu, bildiğimizden farklı bir Avrupa tarihini resmediyor. Orta sınıfa mensup, iki büyük savaşın ortasında kalmış, Almanya’dan ve Doğu Avrupa’dan İngiltere ve Yeni Dünya’ya göç eden ailelerin dramatik öyküleri...
Nehrin Dönemeci
Nehrin Dönemeci, okurların Gerillalar ve Taklitçiler ile tanıdığı Trinidad asıllı İngiliz yazar V.S. Naipaul’un Türkçe’deki üçüncü ve eleştirmenlere göre de “en güzel” romanı... Ünlü yazar, yine, çok iyi bildiği Afrika’yı anlatıyor bu romanında.
Damıtılmış Kırmızı
Jeroen Brouwers, Endonezya doğumlu Hollandalı bir yazar. Çocukluğunun bir dönemini Java’daki bir Japon temerkuz kampında yaşadı. Otobiyografik bir roman olan Damıtılmış Kırmızı’da çocuk gözüyle İkinci Dünya Savaşı’nı anlatıyor. O dönemdeki adı Batavia olan Endonezya, bir Hollanda sömürgesidir. Romanın dört yaşındaki küçük kahramanı, büyükannesi ve kızkardeşiyle birlikte iki yılını Japon toplama kampında geçirir.
Borges ve Yazma Üzerine
Borges ve Yazma Üzerine, Güney Amerika edebiyatını olduğu kadar çağdaş dünya edebiyatını da etkilemiş büyük yazar J.L. Borges´in Kurmaca, Şiir ve Çeviri üstüne düşüncelerini kapsayan bir Borges elkitabı ya da bir Borges okuma kılavuzu niteliğinde. Yazar, öncelikle genç yazar adaylarına seslenirken yazarlık uğraşının sorunlarına ve sorumluluklarına eğiliyor.
Dumas Kulübü
Arturo Pérez-Reverte İspanyol edebiyatının son yıllarda yetiştirdiği en önemli yazarlarından biri, belki de birincisi. Yalnız ülkesinde değil, Avrupa ve Amerika’da da bir hayli ünlü ve popülaritesi her geçen gün artıyor; tabiî ki kitaplarının satışı da... Geçtiğimiz yıl Jean Monnet Avrupa Edebiyatı Ödülü’nü kazanan Reverte’nin İspanyolca adıyla “El club Dumas"ı, bugüne kadar 12 dile çevrildi.
Yıldızlardan Dönüş
Lem “zaman”ı sorguladığı bu romanında,uzay gemisi zamanıyla on, dünya zamanıyla yüz yıl sonra yeryüzüne dönen bir astronotun karşılaştığı “yeni dünya”da yaşadığı uyumsuzlukları tasvir ediyor. İnsanın doğasındaki şiddetin yokedilmesi için uygulanan yeni şiddetin adı, “betrize edilmek”tir.
Yarasalar
Tutkulu bir akustik uzmanı. Dünyayı kulağıyla algılıyor, seslerle düşünüyor, duyduğu en ufak tıkırtıdan anlamlar çıkartıyor. Hayattaki tek arzusu, duyduğu her tınıyı kaydetmek. Yaşadığı dönemde o kadar çok ses var ki... Naziler’in orkestra şefliğinde 2. Dünya Savaşı’nı yaşıyor; üstelik devlet hizmetinde.
Yenilmez
Bu kitabı küçük bir sözlükle sunuyoruz; çünkü bilimkurgu edebiyatının usta yazarı bize öyle “yeni bir dünya” sunuyor ki, onu da bu sözlüğün yardımı olmadan anlamamız bir hayli zor olacak. Öykü, bir uzay gemisi ile mürettebatının “organik” ilişkisi çerçevesinde gelişir. “Yenilmez” gemisinden inenler, bir şehrin harabeleriyle karşı karşıya olduklarını sanırlar; yıkılmış “bina”larda yok olan bir hayatın izlerini bulduklarını düşünürler.
Talihli Jim
İngiliz komedyasının parlak bir şaheseri olan Talihli Jim, toplumun beklentilerine meydan okuyan ve kendi yolunu çizen genç bir akademisyenin hikâyesini sunuyor.
İzmirli Nine
Elsa Hiu bir gazeteci, ayrıca yazar ve de radyo programcısı. Bunlara ilaveten, “Barış ve Türk-Yunan Dostluğu İçin Egeli Gazeteciler Hareketi”nin bir üyesi. “Karşı yaka”da yaşıyor. Ama aklı, gönlü ve de kulağı, “karşı yaka”da doğsa ve büyüse de, “bu yaka”da doğan ninesinin öyküleriyle dolu.
Yedek Anahtar
Jane Smiley’yi önce sinemaseverler tanıdı Türkiye’de. Yakında yayımlayacağımız A Thousand Acres (Bin Dönüm) adlı romanı, geçtiğimiz sezon gösterilen ve bir hayli ilgi gören, Aile Bağları adıyla vizyona giren filme konu olmuştu. Pulitzer ve National Book Circle Ödülü’nü birlikte kazanma başarısını gösteren ender yazarlardan biri olan Jane Smiley Yedek Anahtar’da bir cinayetin anatomisini çizerken, bu cinayetle parçalanan hayatları anlatıyor.
Karanlıkta Okumak
Okurun ilk kez tanıştığı Kuzey İrlandalı yazar Seamus Dean, haklı bir üne kavuştuğu bu romanında, düşle gerçek arasında, korku ve sırların içinde yaşayan bir aileyi anlatıyor. Fianna savaşçıları, Grianan Kalesi, Kayıplar Tarlası, Donegal’deki ev...
Umut
Malraux’nun İspanya’daki deneyimlerini anlattığı Umut, 1937’de yayımlandığında büyük yankı uyandırmış, hemen ertesi yıl sinemaya aktarılmıştı. Umut’ta yetmişten fazla karakterin gözünden savaşa ilişkin panoramik bir bakış sunan Malraux, Cumhuriyetçi milislerin ve bütün dünyadan onlara destek vermek için gelen yoldaşlarının iyimserliğini Manuel ve Magnin karakterleri aracılığıyla aktarırken, anarşistlerden falanjistlere İspanya İç Savaşı’nın aktörlerini hayat ile ölüm arasında bıçak sırtında ilerleyen bir anlatıda birleştiriyor. Umut, modern siyasal idealler ve insanlığın yazgısına ilişkin bir başyapıt.
Küvette Bulunan Günce
Yine bir Lem klasiği ile karşı karşıyayız. Hem de yepyeni; Türkçe’de ilk kez yayımlanıyor. Kurgusu kadar, dilin de mükemmel kullanıldığı bu kitapta Lem, temel dilbilim ve anlambilim kuramlarından yararlanıyor. Kahramanımız, “Özel Görev” için seçilmiş özel biridir. Görev’in tebliğ edileceği binaya girer ve...
Taklitçiler
Geçen yıl, Gerillalar’ı yayımlarken, Naipaul için şöyle demiştik: “Kitaplarındaki imzayla V.S. Naipaul, tam adıyla Vidiadhar Surajprassad Naipaul, Trinidad’dan İngiltere’ye, oradan dünyanın dört bir yanına ve çoğunlukla mazlumların, mağdurların ses verdiği ülkelere uzanan bir hayatın yazarı. Gezi, izlenim, araştırma, roman... Naipaul’un farklı türlerdeki eserleri, keskin bir zekânın süzgecinden geçmiş, ustaca anlatılmış çarpıcı gözlemlerde buluşur. O gözlemler farklı coğrafyalara dağılır.”
Soruşturma
Teğmen Gregory, Scotland Yard tarafından bir dizi ceset çalma olayını araştırmakla görevlendirilir. Fail ya da faillerin çalışma bölgesi bellidir ve “iş”ler bu bölge içinde geometrik bir bölümleme üzerinden gerçekleştirilmektedir. Soruşturmada elde edilen ilk veriler ise akıl ötesi, en azından mevcut kavramlar ötesi olaylara işaret etmektedir.
Uykunun Kardeşi
Yazarının da yayıncısının da ummadıkları kadar rağbet gören bir ilk kitap, Uykunun Kardeşi. 1961 doğumlu Avusturyalı yazar Schneider’in bu eseri, iki yılda 24 dile çevrildi; operaya, baleye ve sinemaya aktarıldı; Avusturya, Almanya, İtalya ve Fransa’da önemli edebiyat ödüllerine layık görüldü; yayımlandığı ülkelerin büyük bölümünde en çok satan kitaplar listesine girdi.
Yarın Dündür
Onbinlerce yıl önce mağara duvarına av resimleri çizen insanlarla günümüzün acımasız kapitalist rekabet koşullarıyla boğuşan insanlar arasında ne fark var? Usta romancı J.M. Laclavetine, bu soruların cevabını geniş zamanlı bir edebiyat kurgusunun yordamıyla arıyor.
Kusursuz Kadınlar
Barbara Pym, kimilerince, 20. yüzyılın en ihmal edilmiş yazarlarından biri; Kusursuz Kadınlar’ın başkişisi Mildred Lathbury de, yine 20. yüzyılın en iyi işlenmiş roman tiplerinden biri olarak değerlendiriliyor. Evet, Mildred 1950’lerin İngiltere`sinde kırkına merdiven dayamış, hiç evlenmemiş, alt-orta sınıftan bir rahip kızı.