Dünya Edebiyatı

Acının Sessiz Çığlığı
Komiser Ricciardi'nin Kışı

Acının Sessiz Çığlığı’nda Maurizio De Giovanni, Napoli’de adımladığı sokaklarda aşkı, acıyı ve açlığı görüyor, insanlık hallerinin canlı bir portresini sunuyor.

Geliş ve Gidiş

Geliş ve Gidiş, toplumsal olaylar ile insanın içsel meselelerinin bir anda nasıl kesişip hayatı altüst edebileceğine dair şoke edici bir roman.

Trendeki Yabancılar

Biri boşanmak istediği karısıyla sorunlar yaşayan genç bir mimar, öbürü babasından nefret eden, alkole düşkün işsiz bir genç. Bir tren yolculuğunda karşı karşıya düşen bu ikili için yolculuk, aslında yeni başlamaktadır. Patricia Highsmith’in 1950 yılında yazdığı ilk romanı Trendeki Yabancılar yayımlanır yayımlanmaz büyük başarı kazanmış, bir yıl sonra Alfred Hitchcock tarafından filme uyarlanmıştır.

Karanlık Suskunluk

Koca bir otel, üstelik karşılıksız, niçin başkasına devredilmiş olabilir? Dedesinin yıllar önce yaptığı bu bağışın belgesini bulan bir adamın peşine düştüğü sır, çok daha büyük bir sır yumağının çilesini açıyor. Ve bu sır, İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinin hercümercinde Almanya topraklarında “kayıp” olarak kaydedilmiş bir siyah ABD askerinin hikâyesiyle buluşuyor. Karanlık Suskunluk’ta, özel dedektifimiz Georg Dengler’in blues ve caz tutkusu, iyice ön plana çıkıyor. Chicago blues’unun efsanesi Junior Wells, bizzat sahne alıyor romanda. Karizması, sohbeti... ve sırrıyla!

Dottie

Dottie, İngiltere’de yaşayan siyah bir kadının engelleri bir bir aşarak kendi yolunu çizmesinin romanı. Annesinin ölümünün ardından, daha on yedi yaşında olan Dottie, kardeşleri Sophie ve Hudson’ın sorumluluğunu yüklenmek zorunda kalır. Bir yandan Sophie’nin düzensiz hayatıyla, öte yandan Hudson’ın kapkaranlık bir suç dünyasına girmesiyle Dottie’nin dertleri katbekat artar, genç kadın kendi hayatını istediği gibi yaşayamaz olur. Bu sırada ırkçılığın yol açtığı şiddet tüm dünyada hızla artmaktadır ve Dottie bu keşmekeşin içinde kökenlerini, politikayı, insan ilişkilerini sorgulamaya başlar.

Vahşetin Çağrısı

Jack London, Vahşetin Çağrısı’nda, çetin doğa koşullarıyla ve sahiplerinin acımasızlıklarıyla mücadele eden bir köpeğin üzerinden insanlığın dizginlenemeyen hırsını anlatıyor.

Şahsi Bir Mesele

20. yüzyıl İtalyan edebiyatının güçlü isimlerinden Beppe Fenoglio Şahsi Bir Mesele’de faşizme direnişin insani yüzünü gerçekçi bir bakışla aktarıyor. Söze dökülmemiş bir aşk, kıskançlık ve intikam hikâyesi etrafında insanın en derin çelişkilerini, tutkularını anlatan Fenoglio’nun edebiyat evreninde sıradan insanlar ve büyük bir savaşın içinde yarattıkları küçük dünyalar gözler önüne seriliyor. Şahsi Bir Mesele, çağını çok iyi tanıyan, toplumunu her yönüyle anlayan bir yazarın ilham verici bir eseri.

Ripley'nin Oyunu

Ripley, serinin bu üçüncü kitabında başka türlü bir oyun peşinde. Geçmişine yönelik imalı sözler sarf eden lösemili komşusundan “küçük” bir intikam almak istiyor. Kendi halinde, çerçevecilik yaparak karısını ve küçük çocuğunu geçindirmeye çalışan Jonathan’ı zor bir tercihin eşiğine sürüklüyor: Ya ailesine beş kuruş bırakmadan ölüp gidecek ya da iki cinayet işleyip onlara hatırı sayılır bir para bırakacak. Fakat Ripley bu sefer Mafya’yı da karşısında bulur.

Kızıl Haç

Kızıl Haç kişisel bir hikâye üzerinden Sovyet tarihini, 20. yüzyılın acı dolu yıllarını iki yüz sayfada kateden bir roman.

Ripley Karanlıkta

Londra’da bir resim galerisi, ölmüş bir ressam üzerinden bir dolap çevirmektedir. Amerikalı bir amatörün şüpheye düşüp Londra’ya gelmesiyle oyun tehlikeye girer. Galeri sahipleri bu büyük soruna bir çözüm bulamadıkları için iş yine Tom Ripley’ye kalacaktır. Ripley serisinin ikinci kitabında Tom Ripley bu sefer evlenip yerleştiği Fransa’da, hem akladığı itibarını, hem İngiltere’de kurduğu düzenden sağladığı geliri, hem de öz saygısını korumak için karanlık işlere giriyor.

Becerikli Bay Ripley

New York’ta sıkıcı hayatına renk katmak için ufak tefek dolandırıcılık işleri yapan Tom Ripley, bir akşam, eski bir tanıdığının babası tarafından oğlunu New York’a geri dönmeye ikna etsin diye İtalya’ya gönderilir. Ama hayat Tom Ripley’yi başka bir yola sokacaktır. Patricia Highsmith’in beş kitaptan oluşan Ripley serisinin ilk kitabı olan Becerikli Bay Ripley yazarına “Mystery Writers of America” ve “Grand Prix de Littérature Policière” ödüllerini kazanmıştır. Birçok dile çevrilen bu kitap ayrıca filmlere de uyarlanmıştır.

Taşların Anlattığı

Taşların Anlattığı, bir ailenin Fransa’nın ücra bir köyündeki sessiz sakin hayatının ansızın nasıl dönüştüğünü anlatan dokunaklı bir kitap.

Küçük Prens

Bütün dünyada en çok okunan edebiyat eserleri arasında yer alan Küçük Prens, hem çocuklar hem de yetişkinler için bir başucu kitabı.

Görülmeyen Adam

Ralph Ellison, Amerikan edebiyatının başyapıtları arasında gösterilen ve T.S. Eliot, James Joyce, Dostoyevski gibi yazarların eserlerinden derin izler taşıyan Görülmeyen Adam’la, ortaya ırkçılık, sömürü ve toplumsal ikiyüzlülük üzerine zamansız bir eser çıkartıyor.

Arlekenlere Bak!

“Arlekenlere Bak!’ın ana karakteri Vadim, Nabokov’un gerçek hayatına dair ayrıntılarla edebi üslubunun hikâyesini iç içe geçiren özgün bir dünya kurar.” DAVID RAMPTON

Olimpiyat

Volker Kutscher’in tarihî siyasi polisiye dizisinin sekizinci romanı, Nazi rejiminin Almanya toplumuna iyice yerleştiği bir atmosferde geçiyor. Öyle ki, siyasi açıdan güvenilir bulunmayan Başkomiser’le eşinin elinden alınan evlatlığı da artık iyice Nazileşmiştir. Başkomiser, Olimpiyat organizasyonunda görev alan evlatlığıyla tesadüfen karşılaştığında, sadece ilişkileri yeni bir boyut kazanmayacak, Olimpiyat Köyü’nde işlenen cinayet, bir dizi entrikanın perdesini aralayacaktır.

Telekız

Telekız patriyarkanın ve politik bir gücün karşısında, “rıza” denen şeyin nasıl aşınabileceğini anlatan cesur bir roman.

Oteldekiler

Yayımlanır yayımlanmaz ünü tüm dünyaya yayılan ve 1932 yılında bir Hollywood uyarlaması yapılan Oteldekiler, Vicki Baum’un gerek ince zekâsı gerek şiirsel dokunuşlarıyla hayalleri ve hüsranları birbirine ördüğü bir modern klasik.

Ayrılışın Hatırası

Afrika’nın asla dillendirilmeyen, dillendirilmedikçe insanların hayatını her yönden kuşatan dertlerini gözler önüne seren olağanüstü bir roman Ayrılışın Hatırası.

Terra Incognita
Toplu Hikâyeler 2

“Gölgeli bir yer bulup çimene uzanmayı severdi, sağ dirseğinden destek alarak doğrulur, uluslararası durum üzerine uzun uzun konuşur ya da kardeşi Piyotr’dan bahsederdi. Piyotr anlaşılan oldukça çekici biriydi –kadınların gözdesi, müzisyen, kavgacı– tarih öncesi bir yaz gecesi Dinyeper Nehri’nde boğulmuştu, muhteşem bir son. Sevgili ihtiyar L.I.’nın anlattıkları ise son derece sıkıcı, gereksiz ayrıntılarla doluydu, koruda dinlendiğimiz bir gün birden gülümseyerek, ‘Piyotr’un bir keresinde köy rahibinin keçisine bindiğinden bahsetmiş miydim?’diye sordu. ‘Evet, evet bahsettin, lütfen tekrar etme!’ diye bağırmak istedim.” TERRA INCOGNITA

Hızlı Yaşamak

Eşini yıllar önce bir motosiklet kazasında kaybeden yazar, kazaya giden olaylar zincirini, çok kişisel ve içten bir soruşturma yürüterek inceliyor. Geriye dönüşlerle, anıların o çok derin sularına dalıyor ve kazanın önüne geçebilecek farazi olaylarla, tarihi baştan yazmaya çalışıyor. Bir çiftin özel hayatının, ilişkilerindeki gündelik meselelerin yanı sıra kentsel dönüşüm ve soylulaştırma gibi kamusal etkenlerle nasıl değişebileceğini anlatıyor.

İnci

İnci bir yandan yalınlığıyla, diğer yandan ahlâki meseleleri cesurca irdelemesiyle John Steinbeck külliyatının en özgün parçalarından biri.

Marlow

Nazilerin iktidarının ikinci yılında, Berlin’de sıradan görünen bir trafik kazasının arkasından, karanlık işler çıkar. Cinayet Masası’ndan, siyasetle hiç işi olmayan Başkomiser Gereon Rath, bizzat Meclis Başkanı ve Prusya Başbakanı Hermann Göring’e kadar inen bu vakanın izini sürerken, Nazi iktidarı içindeki güç çekişmelerine tanık olacaktır.

İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
On Dört Tarihsel Minyatür

Stefan Zweig, İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar’da on dört tarihsel, kısa anlatı üzerinden insanlık tarihinin gidişatını neredeyse bütünüyle değiştiren, şekillendiren “an”lara, durumlara/hallere/kişilere odaklanıyor. Her zamanki ustalığıyla okurunu keyifli, sürükleyici, düşündürücü, zaman zaman iç burkucu bir yolculuğa çıkaran Zweig, tarihin heyecan verici dönüm noktalarını başka gözlerle görmemizi sağlıyor.