Doğu Hıristiyanları NesturilerTarih, İnanç, Ritüel
Doğu Hıristiyanları Nesturiler: Tarih, İnanç, Ritüel; Part, Sasani, Müslüman ve Moğol yönetimlerinin gölgesinde gelişen Doğu Kilisesi geleneğini, hem Hıristiyan dünyasında hem de geniş doğu coğrafyasında yaşanan siyasal-toplumsal gelişmelerle bağlantılı olarak anlatıyor. Teolojik tartışmalar etrafında çok temel soruları ele alıyor: İsa Mesih’in şahsında ilahi ve beşeri tabiatlar nasıl birleşti? Kutsal Ruh neye işaret eder? Vaftiz, Kutsal Haç, oruç ve dua törenlerinin anlamı nedir? Kitap, tüm bu soruların cevabını ararken Hıristiyanlık içindeki ayrışmaların kökenini de ayrıntılı biçimde tartışıyor.
Osmanlı‘dan Erken Cumhuriyet‘eHayvan Katliamları ve HimayeKediler, Köpekler, Kargalar
Ömer Obuz, Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e Hayvan Katliamları ve Himaye: Kediler, Köpekler, Kargalar adlı kitabında, II. Mahmud döneminden erken Cumhuriyet dönemine kadar ele aldığı süreçte, “arıza” olarak görülerek medeniliğe aykırı olduğu gerekçesiyle damgalanıp bir imha politikasına tâbi tutulan kedi, köpek ve kargaların izini sürüyor. Bu izi sürerken, esasen hayvanların Osmanlı toplumunun daha önceki dönemlerinde ne kadar değerli kabul edilip himaye edildiklerine de eğiliyor.
Irkların İcadıIrkçılığa Karşı Bilim
Guido Barbujani’nin Irkların İcadı kitabı, büyüleyici bir tarihsel-eleştirel yolculukla, ırksal sınıflandırmaya yönelik ilk girişimlerden modern DNA çalışmalarına kadar insan çeşitliliğinin biyolojik temeline ilişkin tartışmanın aşamalarının izini sürüyor. Genetiğin, Afrika kökenlerimizden beş kıtanın kolonileştirilmesine kadar insanlığın yolculuğunun en uzak aşamalarını yeniden inşa etmeyi nasıl başardığını gösteriyor. Bu bilginin, insanlığın biyolojik olarak farklı gruplara, diğer türlerde ırk olarak adlandırılan gruplara bölündüğü yönündeki 19. yüzyıl fikrini nasıl çürüttüğünü anlatıyor. Irk kavramının beslediği ırkçılıkla mücadele için değerli bilgiler sunuyor.
Dünya Devriminin GezginleriKomünist Enternasyonal'in Bir Global Tarihi
Dünya Devriminin Gezginleri, bir yandan, Komünist Enternasyonal’in (Komintern) bellibaşlı “harekâtlarının” hikâyesini anlatıyor: Bakü ve Taşkent üzerinden devrimi Doğu’ya taşıma girişimi; uzun süren Çin devrimi girişimi; İspanya iç savaşı... Bu süreçte, Komintern’in anti- emperyalist “görevinin” nasıl serpildiğini de gösteriyor.
Moğolların Kısa Tarihi
George Lane, Moğolların Kısa Tarihi ’nde Moğolların önüne çıkan her şeyi yıkıp geçen fetihçi ve yenilmezler ordusu değil, büyük ölçüde gittiği yerlerdeki koşullarla ilişkilenmeyi bilen, örgütlenme becerisiyle öne çıkan, dinî ve kültürel çoğulculuğu benimseyen, ticaret bilen gelişkin bir topluluk olduğunu öne sürüyor. Genişleme ve büyüme becerisini, satır aralarında beliren gelişmelerde arıyor.
ReşêKızının Gözünden Musa Anter
Reşê - Kızının Gözünden Musa Anter, gazeteci Hatice Kamer’in Anter’in kızı Rahşan Anter Yorozlu’yla yaptığı uzun sohbetlerin sonucunda ortaya çıkmış bir kitap. Babasının “Reşê” diye seslendiği Rahşan, bir yandan babasının bir yandan kendisinin hikâyesini anlatırken hem kısa bir Türkiye tarihi sunuyor hem de Anter ailesinin ve babasının pek bilinmeyen yanlarını ortaya koyuyor: Elinden her iş gelen bir girişimci; modern olduğu kadar geleneklere bağlı bir baba; köyü ve köylüyü çok seven ancak orada bir türlü anlaşılamayan, mutlu olamayan bir entelektüel; hayatlarına yurtdışında devam etmek zorunda kalan çocuklar; yıllarını hapishanelere, cezalara ve baskılara meydan okuyarak geçiren bir kanaat önderi...
Osmanlı Toplumunda Ötekileştirme, Düşmanlık ve Nefret (16.-18. Yüzyıllar)
Osmanlı İmparatorluğu’nun çokdinli, çokdilli ve çokuluslu yapısından bahsedilirken genellikle “hoşgörü,” “toplumsal huzur” ya da “uyum içinde birlikte yaşayabilme” gibi olumlu kavramlar kullanılır. Peki sahiden de durum bu kadar tozpembe miydi? Gerçekten Osmanlı toplumunun önemli belirleyici bir özelliği hoşgörü ve uyum içinde olması mıydı? Hakan T. Karateke, H. Erdem Çıpa ve Helga Anetshofer’in derlediği ve birçok tarihçinin katkı sunduğu, Osmanlı Toplumunda Ötekileştirme, Düşmanlık ve Nefret (16.-18. Yüzyıllar), bu romantik bakış açısına daha realist yaklaşımlar geliştiriyor.
Faydacılık
Modern siyasi ve iktisadi düşüncenin temel eserlerinden biri olan Faydacılık’ta John Stuart Mill, klasik faydacılığın mutluluk, haz, güvenlik ve adalet anlayışını esaslı bir revizyondan geçirip faydacılığı bir ahlâki epistemoloji rehberliğinde yeniden yorumlar.
Sünniler ve ŞiilerBir İhtilafın Siyasi Tarihi
Ortadoğu üzerine çalışmalarıyla tanınan siyaset bilimci Laurence Louër, uluslararası camiada başvuru kaynağı olarak kabul gören kitabında Irak, Pakistan, Suudi Arabistan, İran, Yemen ve Lübnan gibi farklı ülkelerin kendilerine has siyasi koşullarını ve toplumsal yapılarını göz ardı etmeden, serinkanlı bir Ortadoğu panoraması ortaya koyuyor.
Kürt-Ermeni Coğrafyasının Sosyopolitik Dönüşümü (1908-1914)Halidîler, Hamidiyeliler, Bedirhaniler ve Taşnaklar
Sedat Ulugana’nın çalışması merkezine Kürt ve Ermeni coğrafyasının önemli bölgelerinden biri olan Bitlis’i alıyor. Tanzimat’la birlikte resmî ve gayriresmî idari biçimlerin değiştiği bu coğrafyada Osmanlı’nın aşiretlerle olan ilişkilerini inceliyor. Jön Türklerden başlayarak ele alınan “şiddet”, bölgedeki gayrimüslimlerin, Sünni olmayan unsurların kaderini gözler önüne seriyor.
Sovyetler'de Fetret Devri (1923-1924)
Edward Hallett Carr, Lenin’in ölümüyle sonlanan bu kitapta, bu dönemi adım adım izliyor. Ekonomik krizlerden, bilhassa tanınma hususunda diğer ülkelerle ilişkilere, Almanya’daki devrim potansiyelinin gerçekleştirilmesi için çalışmalardan, içerideki iktidar mücadelesine ve parti içi muhalefetin susturulma çabalarına dek uzanan bir perspektifte Sovyetler’deki dönüşümü takip ediyor.
Osmanlı Yenilgi KültürüBalkan Savaşları ve Sonrası
Eyal Ginio Osmanlı Yenilgi Kültürü kitabında, savaş kaybeden bir toplumun ürettiği kültürle meşgul oluyor, bir “yenilgi kültürü” tahliline girişiyor. Osmanlı’nın Balkan Savaşları deneyimi üzerinden toplumsal hayatın çok çeşitli yönlerini, savaştaki bir imparatorluğun ürettiği yanıtları (intikam, diriliş, yenilenme çağrıları, iktisadi gelişme, gelecek nesillerden beklentiler) ve bunların politik çıktılarını inceliyor.
Talihe Zar AtmakTanzimat'tan Erken Cumhuriyet'e Kumar
Kapsamlı bir arşiv araştırmasına dayanan, kumarın ve oyunların ne şekilde evrildiğini Osmanlı ve erken Cumhuriyet devri açısından belgeler üzerinden kronolojik denilebilecek şekilde ortaya koyan çalışma “talihe zar atanları”, kumar masalarında bütün varlıklarını yitirseler de oynamaktan vazgeçmeyenleri, kumar yüzünden işlenen cinayetleri, yürütülen takibatları, kumar düşkünü devlet görevlilerini, resmî ve gayriresmî kumar salonlarını, “bitirimhaneleri” ve bunlara yönelik tepkileri gözler önüne seriyor.
Beyaz KölelerSon Sesler
Elbruz Aksoy’un kitabı, her şeyden önce büyük bir yüzleşme calışması: Türkiye’deki kölelik “geleneği” ile, kitaba adını veren Beyaz Köleler olgusu ile yüzleşme... Genellikle unutulan, unutulmak istenen veya “bir tür hizmetçilikti” diye yumuşatılan kölelik, nasıl bir sınıfsal-toplumsal ilişki ağı içinde ortaya çıkmış, kurumlaşmıştı? Nasıl bir anlatıyla meşrulaştırılıyordu? Başta “cariyeler,” köleler nasıl bir toplumsal cinsiyet rejimine ve cinsel sömürüye tâbi idiler?
Osmanlı'dan Cumhuriyet'eSolun Tarihine Düşülen NotlarToplumsal Tarih Yazıları
Solun Tarihine Düşülen Notlar yazarın Toplumsal Tarih’te yayımlanan, sol üzerine araştırmalarına dair yazılarını bir araya getiriyor.
Hilal ile Haç Arasında HayatlarOrtaçağ Akdenizi'nde Ticaret ve Tüccarlar (1260-1291)
Ortaçağ Akdenizi’nde Memlûk Sultanlığı’nın, Kilikya Ermeni Krallığı’nın ve Bizans İmparatorluğu’nun etki alanındaki tüccarların faaliyetlerini, tüccar grupları ve siyasal yapılar arasındaki ilişkileri merkeze alan Hilal ile Haç Arasında Hayatlar, farklı siyasal güçlerin birbirleriyle kurdukları diplomatik ilişkilerde ticaretin rolünü, etkisini, bu etkilerin tüccarlar üzerinden ilerleyen dinamizmini Akdeniz’in olanca canlılığıyla aktarıyor.
Devletin İşçisi OlmakNazilli Basma Fabrikası'nda İşçi Sınıfı Dinamikleri
Aslıhan Aykaç, Devletin İşçisi Olmak-Nazilli Basma Fabrikası’nda İşçi Sınıfı Dinamikleri’nde, kalkınma çabalarını içeren dönemi tüm dünyadaki gelişmelerle paralel biçimde inceliyor. Özellikle işçi sınıfı oluşumunu mercek altına alıyor; sınıf ilişkilerini devlet müdahaleleriyle birlikte düşünerek değerlendiriyor.
Osmanlı’da Marksizm ve SosyalizmYeni Kuşak Çalışmalar
Son dönem Osmanlı sosyalist ve işçi hareketi üzerine çalışan akademisyenlerin çabalarıyla biçimlenen Osmanlı’da Marksizm ve Sosyalizm, hem imparatorluk “tebaası”nın sosyalizm ve Marksizmle kurduğu ilişkilerin ayrıntılarına yöneliyor hem de tarihyazımı açısından alanın katettiği mesafeyi tartışıyor.
Sencer DivitçioğluYaşamı ve Düşüncesine Dair Notlar
Divitçioğlu’nu tanıyanlar için ilginç bilgiler içeren, ilk defa tanışacaklar için giriş mahiyetinde sayılabilecek, gerek çalışmalarıyla gerek kişiliğiyle iz bırakmış bir akademisyene saygı duruşu niteliğinde bir kitap...
Hicret, Dîn ü DevletOsmanlı Göç Politikası (1856-1908)
Fuat Dündar, modern Türkiye’nin oluşumunda nüfus siyasetinin belirleyici önemini gösteren incelemeler zincirine bu kitapla değerli bir halka daha ekliyor.
Avrupa'nın Entelektüel Tarihi19. ve 20. Yüzyıl
François Chaubet’nin Avrupa’nın Entelektüel Tarihi, karşılaşmalar, aktarımlar ve yan yana gelişler üzerinden özel bir düşünsel tarih okuması öneren, fikirler tarihine giriş niteliğinde bir kaynak kitap.
Arapların 1915'iSoykırım, Kimlik, Coğrafya
Arapların 1915’i - Soykırım, Kimlik, Coğrafya, Ermeni soykırımı çalışmalarına yeni bir bakış açısı kazandırıyor, soykırımın tarihlendiği 1915 ve sonrasını Arap coğrafyası açısından ele alıyor. Bunu yaparken tarihi de dahil ediyor, 1915’i “sabitlik”ten çıkarıp, daha öteye bakmamıza olanak sağlıyor.
"Keşke"siz Bir Kadın
“Keşke”siz Bir Kadın bir “Yeşilçam yıldızı”nın çalışma koşullarını, yaşadığı zorlukları, eğlenceli anılarını, şarkıcılık macerasını, günün birinde o parıltılı hayattan nasıl vazgeçtiğini sergilerken bir yandan da neredeyse hiç merak edilmeyen, çoğu zaman önyargılara kurban giden Arzu Okay’ın “gerçekliğini” gösteriyor.
Almanca Seyahatnamelerde Osmanlı Şehirleri (1850-1912)
Aysel Kaya, Almanca Seyahatnamelerde Osmanlı Şehirleri 1850-1912 ’de, 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başı arasında farklı amaçlarla Osmanlı İmparatorluğu’nu ziyaret etmiş Alman ve Avusturyalı seyyahların izini sürerek alana önemli bir katkıda bulunuyor.