Tarih - 4. sayfa

İmparatorluğun Son Aşiret Sayımı
Fihristü'l Aşâir
Yorumlar ve Çeviriyazım

Fihristü’l Aşâir, imparatorluğun son döneminde merkezî devletin kendi sınırları içindeki aşiretlerin dökümünü bize sunuyor. Suavi Aydın ve Erdal Çiftçi, fihristin dökümünü yaparken aynı zamanda Osmanlı sınırları içindeki aşiretlerin kadim geleneklerine, var olma biçimlerine, geçimlik ekonomilerine, siyasi güç olarak potansiyellerine hem tarih hem de antropoloji literatürlerinin geniş kapsamı içinde yaklaşarak, ayrıntılı bir tartışma da ortaya koyuyorlar.

Kuruluşun İhmal Edilmiş İstisnası
1921 Anayasası ve Tutanakları

Murat Sevinç ve Dinçer Demirkent’in etraflı bir yorum ve analizle sundukları 1921 Anayasası deneyimi, sadece ürünü olan belgeyle değil, asıl, müzakereleriyle dikkate değer. Bu müzakereler, anayasa ilkeleri ve kavramları hakkında, canlı ve zengin bir tartışma ortamını ortaya koyuyor. Aslında bütün temel politik meseleler hakkında - ve hâlâ canlılığını koruyan bir tartışma…

Talat Paşa
İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı

Hans-Lukas Kieser, Talat Paşa, İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı’nda, etno-milliyetçilik ve siyasal İslâmla güç kazanan, radikal “çözüm”lere ve şiddete açık bir adamın dönemini anlatıyor. 1908 Jön Türk Devrimi’ndeki rolünden, sürgüne ve orada öldürülmesine kadar uzanan bir aralıkta hayatını ele alıyor, Talat’ın önceden fark edilmemiş gücüyle imparatorluğun fiili lideri olma yolunu izliyor. Savaş dönemi İstanbulu’nu yansıtmanın yanı sıra Talat’ın başvurduğu yöntemlerin nasıl felaketle sonuçlandığını, Ermeni soykırımının korkunç boyutlarını ve Talat’ın aslında modern Türkiye’nin siyasi öncüsü olduğunu öne sürüyor.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu (1923-1924)

Faruk Alpkaya’nın kitabı Cumhuriyet’in gerçekten nasıl kurulduğunu bütün ayrıntısıyla ortaya koyuyor.

Serteller

Serteller bir ülkenin, bir toplumun doğuş, yükseliş ve tökezleme anlarını müdahil ve mağdur olarak bizzat yaşayan Sabiha ve Zekeriya Sertel’in mücadele dolu buruk yaşam öyküsü paralelinde ele alıyor.

Şimdiki Zamanın Tarihini Yazmak
Tarih, Tarihçi ve Çağdaşlık

Henry Rousso, Şimdiki Zamanın Tarihini Yazmak’ta, yakın tarih araştırmasının tartışmalı bir alan olarak görülürken tarih disiplini içinde bugün nasıl hâkim konuma yerleştiğini, çelişkilerini, sorgulamalarını ve paradigmalarını ele alıyor. Sadece tarihçilerin değil, yakın geçmişe ilgi duyan herkesin yararlanabilecegi bir kaynak sunuyor.

Büyük Selçuklu İmparatorluğu

Peacock, Ortadoğu ve Orta Asya’da, 11. ve 12. yüzyıllarda hüküm süren Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun demografik yapısını, veraset sistemini, Selçukluların yalnızca İslâm’la değil, diğer dinlerle de olan ilişkisini ve tebaasındaki gayrimüslimlere yaklaşımını, izlediği toplumsal ve politik yolu ve benimsediği bozkır geleneğini ortaya koyuyor.

Osmanlılarda Esrar ve Esrarkeşler
Hayaller Sancağının Kuru Sarhoşları

Hayaller Sancağının Kuru Sarhoşları: Osmanlılarda Esrar ve Esrarkeşler, kimileri için bela olan, kimileri içinse başka dünyaların kapılarını aralayan eşsiz bir sırrın Anadolu’daki ilginç serüvenini ele alıyor.

İtalyan Rönesansı'nın Kısa Tarihi

Virginia Cox’un İtalyan Rönesansı’nın Kısa Tarihi adlı bu kitabı, Rönesans’ı getirileriyle, ideolojik bagajlarıyla, antikite ile olan bağlarıyla, adamları ve kadınlarıyla, toplumsal tip ve sanatçılarıyla, öne çıkan meslek gruplarıyla ele alırken Rönesans’ta “eski” ve “yeni” olanı, işte bu tarihsel titizlikle tartıyor, genel geçer açıklamaların eksikliklerini sorguluyor. “Rönesans”ı hakkıyla anlamak için iyi bir rehber.

Müslüman Komünistler
Petrograd-Kazan (1917-1918)

Emel Akal’ın Müslüman Komünistler: Petrograd-Kazan (1917-1918) adlı bu kitabı, Ekim Devrimi’nin öncesi ve sonrasında, Rusya’daki Müslüman toplulukların faaliyetlerine ağırlık vererek Yusuf Akçura, Şerif Manatof, Ahmetzaki Validov, Sultan Galiyef, Mustafa Suphi ve Mollanur Vahidof gibi etkili figürler üzerinden “hem Moskova’dan Kazan, Orenburg ve Ufa’ya”, “hem de Kazan, Orenburg ve Ufa’dan Moskova’ya” bakıyor.

İngiltere'nin Kısa Tarihi

Simon Jenkins, Saksonlardan günümüze İngiltere tarihini büyük tabloya yerleştiriyor. Geniş bir zaman aralığında, incelikli bir üslupla, tüm önemli karakterleri ve olayları ayrıntılarıyla naklediyor

Suyun ve Rüzgârın Şehri
Çanakkale

Denizcilik kültürü, klarnetli davullu neşesi, bağcılığı-şarapçılığı… Yerel siyasetin ve sivil toplum hareketinin tarihi… Kaz Dağları başta olmak üzere, doğayı tehdit eden ekolojik belalar ve belalara yol açan yeni “Truva atları”… En az Çanakkale kadar renkli, canlı, zengin bir kitap.

Ulus Kaçağı

Niyazi Kızılyürek, Ulus Kaçağı’nda, ülkesi milliyetçiliğin bölücü çağrısının peşinden sancılar içinde sürüklendiğinde, bu çağrıya uymayan, bu nedenle iki yanda hep öteki, başka, yabancı kalan bir bölünmüş kimliğin hikâyesini anlatıyor.

İkili Devlet
Diktatörlük Teorisine Bir Katkı

Totaliterlik, otoriterlik ve faşizm araştırmalarında klasik değeri kazanmış bir eser.

Kendi Kaderini Tayin Hakkı ve Sömürge Karşıtı Milliyetçiliğin Kökenleri
Wilsoncu Moment

Erez Manela, Wilsoncu Moment’te, Woodrow Wilson’un sömürge halkları için nasıl bir kurtuluş figürü haline geldiğini, kendi kaderini tayin hakkına kavuşacaklarına inanmış halkların “medeniyet kriteri”ne çarparak nasıl hayal kırıklığına uğradıklarını ve mücadelelerini sokağa nasıl taşıdıklarını anlatıyor.

Bugünün Cadıları
Kadınların Yenilmez Gücü

Ataerkil düzen sadece “fıtratına” karşı gelen, sivrilen kadınları değil, bu sistemi farkına dahi varmadan içselleştirmiş kadınları da hedef tahtasına koyuyor; hatta belki onları daha fazla… Mona Chollet Bugünün Cadıları’nda cadılık yaftasını sahipleniyor. Tüm bu hikâyeyi popüler kültürden ve günümüz dünyasından verdiği örneklerle cüretkâr bir şekilde dillendirerek tabuları yerle bir ediyor, feminist olsun olmasın tüm kadınlara sesleniyor.

“Kimdir Bu Lazlar?”
Laz Kimliği ve Sanal Mekânda Lazca

Laz, bazen bütün Doğu Karadenizlileri hatta Karadenizlilerin hepsini kapsayan bir ad olarak kullanılıyor – en azından Laz fıkralarından bilindiği gibi! Oysa kendini Laz olarak tanımlayanlar ve “etnik Laz” sayılanlar, daha küçük topluluklardır. Özlem Şendeniz, bu “karışıklığı” da hesaba katarak, Laz kimliğinin yaşanma ve algılanma deneyimlerini inceliyor.

Kanatlanmış Kadınlar
Osmanlı ve Avrupalı kadın yazarların dostluğu

Senem Timuroğlu, geç Osmanlı döneminde oluşmuş bu heyecanlı, incelikli ilişki ve iletişim ağı içinde, Avrupa feminizmi ile “aydınlanmış dindar” kadın hakları söylemi arasındaki etkileşimin bir portresini çiziyor.

Giderayak
Anılarımdaki Nâzım Hikmet

Giderayak, ülkelerin, şehirlerin, türlü yasakların ve anlaşmazlıkların zarar veremediği büyük bir dostluğun hikâyesini anlatırken, aynı zamanda Nâzım Hikmet’in sürekli göz ardı edilen, büyük mitlerin arkasında kalan birey yönünü öne çıkartıyor.

Max Weber

Jürgen Kaube’nin titiz bir araştırmaya dayanan çalışması, öncelikle, Max Weber’in entelektüel biyografisi niteliğinde. Onun, Protestanahlâkının kapitalizmin oluşumundaki rolüne dair “bulgusunu,” demokrasinin ve bürokrasinin “mizacına” dair düşüncelerini, işlediği “karizma” ve diğer kritik kavramları, oluşum sancıları içinde anlatıyor.

Bilineceği Bilmek
Türkiye'de Siyasal Gelişmenin Evreleri ve Osmanlı’dan Cumhuriyet'e Sol Akımlar

Mete Tunçay’ın 1402’lik olarak üniversiteden uzaklaştırılmasıyla 1996’da üniversiteye yeniden dönene kadar yazdığı yeni yazıların eklenmesiyle oluşturulan bu yeni basım, sosyal bilimler, tarihyazımı, Türkiye’nin siyasal sistemi, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte sosyalist ve komünist hareketin ilk dönemlerini ele alan makalelerden oluşuyor.

Türkiye Çerkesleri
Osmanlı'dan Türkiye'ye Savaş, Şiddet, Milliyetçilik

Caner Yelbaşı, Birinci Dünya Savaşı sonrasından Cumhuriyet dönemine uzanan ulusdevlet inşa sürecinde Çerkeslerin serencâmını anlatıyor.

Sultanın Kızılbaşları
II. Abdülhamid Dönemi Alevi Algısı ve Siyaseti

Yalçın Çakmak, Sultanın Kızılbaşları’nda, II. Abdülhamid döneminin ve rejiminin kendi siyaset anlayışı ve araçları ile devletin genel Alevi politikası arasındaki paralelliklerle değişimlere yoğunlaşıyor.

Türkiye'de Laiklik ve İslâm

Elinizdeki kitap, Türkiye’de laiklik ve sekülerleşme süreçlerinin İslâm ile ilişkisini Menemen Olayı ve Malatya Hadisesi gibi vakalar, Türkçe ezan, Alevilik ve Said Nursî hakkındaki tartışmalar üzerinden dönemin gazete ve dergilerine de mercek tutarak takip ediyor. Türkiye’de hâlâ devam eden ve “fay hattı” niteliğindeki bir tartışmanın çıkış noktalarını ve daha önemlisi toplumsal ve siyasi sonuçlarını detaylarıyla ortaya koyuyor.