Tarih - 4. sayfa

Avrupa'nın Entelektüel Tarihi
19. ve 20. Yüzyıl

François Chaubet’nin Avrupa’nın Entelektüel Tarihi, karşılaşmalar, aktarımlar ve yan yana gelişler üzerinden özel bir düşünsel tarih okuması öneren, fikirler tarihine giriş niteliğinde bir kaynak kitap.

"Keşke"siz Bir Kadın

“Keşke”siz Bir Kadın bir “Yeşilçam yıldızı”nın çalışma koşullarını, yaşadığı zorlukları, eğlenceli anılarını, şarkıcılık macerasını, günün birinde o parıltılı hayattan nasıl vazgeçtiğini sergilerken bir yandan da neredeyse hiç merak edilmeyen, çoğu zaman önyargılara kurban giden Arzu Okay’ın “gerçekliğini” gösteriyor.

Dinin İktidarı İktidarın Dini
Hilafet, Siyaset ve İslâm (750-833)

Nagihan Doğan, Dinin İktidarı İktidarın Dini kitabında, İslâm tarihinde din-siyaset ilişkisinin bu etkileşim içinde belirlenişini tarihsel bir analizle ortaya koyuyor. Dört halife dönemine uzanan dinî-siyasi ayrışmalara, Sünni-Şii hizipleşmesine ve bu hizipleşme içinde Abbasilerin Emevi geçmişini Sünni geleneğe oturtma stratejisine eğilen analiz, sonra Abbasilerin Sünni hilafet doktrinini kendi yönetimlerini meşrulaştıran bir kaynak olarak geliştirmelerine odaklanıyor.

Almanca Seyahatnamelerde Osmanlı Şehirleri (1850-1912)

Aysel Kaya, Almanca Seyahatnamelerde Osmanlı Şehirleri 1850-1912 ’de, 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başı arasında farklı amaçlarla Osmanlı İmparatorluğu’nu ziyaret etmiş Alman ve Avusturyalı seyyahların izini sürerek alana önemli bir katkıda bulunuyor.

Saraybosna Havası
Bir Gündelik Hayat Etnografisi

Halide Velioğlu, Bosnalı akrabaları arasında geçirdiği iki yılı anlatırken, gündelik hayatın harcıâlem hallerinden söz eder gibi, derindeki anlamın peşine düşüyor: Kâh oturma odalarına sızarak eşyalarla kişilerin ruh halleri arasındaki paralellikleri bulup çıkarıyor, kâh en basit gündelik alışkanlıkların nasıl savaş yaralarını sarma aracına dönüştüğünü araştırıyor.

Sokağın Sesleri
Osmanlı'dan Günümüze Sokak Müziği

Sedat Anar, Sokağın Sesleri’nde sokak müzisyenliğinin Osmanlı’daki yerini kısaca ele aldıktan sonra 1990’lı yıllardan itibaren sokak müzisyenliği yapmış ve halen yapmakta olan isimlerin hikâyelerine aracılık ediyor, sokak müzisyenliğinin gerçeğini sergiliyor. Belediyelerin çıkardığı engeller, zabıtalar, polisler... Sokak müzisyenlerinin çalmaya başlamasıyla canlanan, hayat bulan sokaklar... Dinleyicilerle yaşanan gergin anlar... Müziğin büyüsüne kapılan bir çocuğun yanağa kondurduğu bir öpücük... Tam teçhizatlı konserlerle sokağın yalınlığı arasındaki farklar... Sokaklardan albüm çalışmalarına uzanan yollar... Sokakta olmanın verdiği özgürlüğün yaratıcılığa katkıları... Kadın sokak müzisyeni olmanın zorlukları... Avrupa’da sokak müziği...

Harro ile Libertas
Bir Aşk ve Direniş Hikâyesi

Nazi iktidarına karşı yürütülmüş bir direniş mücadelesi... Yasadışı bildiri dağıtarak, anti-faşist müttefik güçler için istihbarat toplayarak, hayati tehlikede olanlara yardım ederek rejime direnen, daha sonra “Kızıl Orkestra” diye adlandırılacak bir grup... Son derece esnek, karmakarışık bir ilişki ağı: Muhafazakârlar, milliyetçiler var, liberaller, sosyal demokratlar, komünistler var, belirli bir siyasi fikre bağlı olmayanlar var. Aristokratlar, akademisyenler, sanatçılar, memurlar, subaylar, işçiler var. Yaşlılar var, gençler var. Kadın-erkek, yaklaşık yarı yarıya.

Sesini Biraz Açabilir miyim?
Küreselleşme Öncesi Dünyanın Müzikal Hikâyesi

Sesini Biraz Açabilir miyim? sadece çocukluğun ve ergenliğin renkli, neşeli, yer yer hüzünlü dünyasını aktarmakla kalmıyor okuru keyifli bir dünya tarihi yolculuğuna da davet ediyor

Bir Hayat Üç Dönem
Anılar - Tanıklıklar

2000’lerde İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği başkanlığını yapan Gençay Gürsoy, Bir Hayat Üç Dönem’de sadece bir nöroloji profesörünün anılarını değil, sosyalist siyaset içinde üniversite yıllarından beri yer almış bir mücadele insanının Oltu’da başlayıp, Kars’da, İstanbul’da ve bir dönem Avrupa’da devam eden yaşamından gözlemlerini canlı bir dille aktarıyor. Toplumsal gelişmelerin darbelerle kesintiye uğrayan dönemlerini ele alıyor. Yakından tanıma fırsatını bulduğu bazı şahsiyetlerle ilgili tanıklıklarını sunuyor.

Ortadoğu ve Modern Dünyanın İnşası

Cyrus Schayegh, Ortadoğu ve Modern Dünyanın İnşası’nda bugün Suriye, Ürdün, Lübnan ve İsrail/Filistin’in yer aldığı, Bilad’üş-Şam (Büyük Suriye) olarak bilinen bölgeyi, 20. yüzyılın başındaki olağanüstü dönüşümüyle ele alıyor. Bölgenin geçmişine uzanarak coğrafyaya farkını katan kentlere odaklanıyor önce. Bu kentlerin arasındaki iktisadi, sosyal ve siyasi bağları, bu bağları etkileyen faktörleri, sömürge devletlerin etkisini ve Osmanlı sonrası oluşan ulusdevletlerin bölgede yarattığı değişiklikleri birbirleriyle etkileşimi çerçevesine yerleştiriyor. Kentlerin, bölgelerin, devletlerin iç içe geçtiği, mekânın dönüştürücü güç olarak asıl aktör haline geldiği Ortadoğu’yu inceliyor.

Tarihin Hakikatleri

Ferdan Ergut, Tarihin Hakikatleri’nde tarih tartışmasını edebiyat ve felsefeyi de yardıma çağırarak “yöntem” üzerinden kurguluyor. Hakikati bir mutlaklık olarak değil, “kolektif bir diyalog zemini” olarak kavrayan eser, böylelikle tarihin sosyal bilimselleşmesine, aynı zamanda sosyal bilimlerin de tarihselleşmesine katkı sunuyor ve böylece, hem tarih öğrencileri hem de sosyal bilimler ile meşgul olanlar için “başka bir tarih”in mümkün olduğunu göstererek yurttaşlık bilincinin ortak yaşamımıza yapacağı katkı üzerine de düşünmeyi öneriyor.

Osmanlı İmparatorluk İdeolojisi
Klasik Dönemde Din, Toplum ve Kültür (1451-1603)

Osmanlı İmparatorluk İdeolojisi, 1451-1603 yılları arasındaki eserlerden hareketle dönemin ayırt edici özelliklerini tespit etmeyi hedefleyerek edebiyat eserlerinin sosyal bilimler alanındaki çalışmalarda dikkate alınmasının önemine işaret ediyor.

İmparatorluğun Son Aşiret Sayımı
Fihristü'l Aşâir
Yorumlar ve Çeviriyazım

Fihristü’l Aşâir, imparatorluğun son döneminde merkezî devletin kendi sınırları içindeki aşiretlerin dökümünü bize sunuyor. Suavi Aydın ve Erdal Çiftçi, fihristin dökümünü yaparken aynı zamanda Osmanlı sınırları içindeki aşiretlerin kadim geleneklerine, var olma biçimlerine, geçimlik ekonomilerine, siyasi güç olarak potansiyellerine hem tarih hem de antropoloji literatürlerinin geniş kapsamı içinde yaklaşarak, ayrıntılı bir tartışma da ortaya koyuyorlar.

Kuruluşun İhmal Edilmiş İstisnası
1921 Anayasası ve Tutanakları

Murat Sevinç ve Dinçer Demirkent’in etraflı bir yorum ve analizle sundukları 1921 Anayasası deneyimi, sadece ürünü olan belgeyle değil, asıl, müzakereleriyle dikkate değer. Bu müzakereler, anayasa ilkeleri ve kavramları hakkında, canlı ve zengin bir tartışma ortamını ortaya koyuyor. Aslında bütün temel politik meseleler hakkında - ve hâlâ canlılığını koruyan bir tartışma…

Talat Paşa
İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı

Hans-Lukas Kieser, Talat Paşa, İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı’nda, etno-milliyetçilik ve siyasal İslâmla güç kazanan, radikal “çözüm”lere ve şiddete açık bir adamın dönemini anlatıyor. 1908 Jön Türk Devrimi’ndeki rolünden, sürgüne ve orada öldürülmesine kadar uzanan bir aralıkta hayatını ele alıyor, Talat’ın önceden fark edilmemiş gücüyle imparatorluğun fiili lideri olma yolunu izliyor. Savaş dönemi İstanbulu’nu yansıtmanın yanı sıra Talat’ın başvurduğu yöntemlerin nasıl felaketle sonuçlandığını, Ermeni soykırımının korkunç boyutlarını ve Talat’ın aslında modern Türkiye’nin siyasi öncüsü olduğunu öne sürüyor.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu (1923-1924)

Faruk Alpkaya’nın kitabı Cumhuriyet’in gerçekten nasıl kurulduğunu bütün ayrıntısıyla ortaya koyuyor.

Serteller

Serteller bir ülkenin, bir toplumun doğuş, yükseliş ve tökezleme anlarını müdahil ve mağdur olarak bizzat yaşayan Sabiha ve Zekeriya Sertel’in mücadele dolu buruk yaşam öyküsü paralelinde ele alıyor.

Şimdiki Zamanın Tarihini Yazmak
Tarih, Tarihçi ve Çağdaşlık

Henry Rousso, Şimdiki Zamanın Tarihini Yazmak’ta, yakın tarih araştırmasının tartışmalı bir alan olarak görülürken tarih disiplini içinde bugün nasıl hâkim konuma yerleştiğini, çelişkilerini, sorgulamalarını ve paradigmalarını ele alıyor. Sadece tarihçilerin değil, yakın geçmişe ilgi duyan herkesin yararlanabilecegi bir kaynak sunuyor.

Büyük Selçuklu İmparatorluğu

Peacock, Ortadoğu ve Orta Asya’da, 11. ve 12. yüzyıllarda hüküm süren Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun demografik yapısını, veraset sistemini, Selçukluların yalnızca İslâm’la değil, diğer dinlerle de olan ilişkisini ve tebaasındaki gayrimüslimlere yaklaşımını, izlediği toplumsal ve politik yolu ve benimsediği bozkır geleneğini ortaya koyuyor.

İtalyan Rönesansı'nın Kısa Tarihi

Virginia Cox’un İtalyan Rönesansı’nın Kısa Tarihi adlı bu kitabı, Rönesans’ı getirileriyle, ideolojik bagajlarıyla, antikite ile olan bağlarıyla, adamları ve kadınlarıyla, toplumsal tip ve sanatçılarıyla, öne çıkan meslek gruplarıyla ele alırken Rönesans’ta “eski” ve “yeni” olanı, işte bu tarihsel titizlikle tartıyor, genel geçer açıklamaların eksikliklerini sorguluyor. “Rönesans”ı hakkıyla anlamak için iyi bir rehber.

Osmanlılarda Esrar ve Esrarkeşler
Hayaller Sancağının Kuru Sarhoşları

Hayaller Sancağının Kuru Sarhoşları: Osmanlılarda Esrar ve Esrarkeşler, kimileri için bela olan, kimileri içinse başka dünyaların kapılarını aralayan eşsiz bir sırrın Anadolu’daki ilginç serüvenini ele alıyor.

Müslüman Komünistler
Petrograd-Kazan (1917-1918)

Emel Akal’ın Müslüman Komünistler: Petrograd-Kazan (1917-1918) adlı bu kitabı, Ekim Devrimi’nin öncesi ve sonrasında, Rusya’daki Müslüman toplulukların faaliyetlerine ağırlık vererek Yusuf Akçura, Şerif Manatof, Ahmetzaki Validov, Sultan Galiyef, Mustafa Suphi ve Mollanur Vahidof gibi etkili figürler üzerinden “hem Moskova’dan Kazan, Orenburg ve Ufa’ya”, “hem de Kazan, Orenburg ve Ufa’dan Moskova’ya” bakıyor.

İngiltere'nin Kısa Tarihi

Simon Jenkins, Saksonlardan günümüze İngiltere tarihini büyük tabloya yerleştiriyor. Geniş bir zaman aralığında, incelikli bir üslupla, tüm önemli karakterleri ve olayları ayrıntılarıyla naklediyor

Suyun ve Rüzgârın Şehri
Çanakkale

Denizcilik kültürü, klarnetli davullu neşesi, bağcılığı-şarapçılığı… Yerel siyasetin ve sivil toplum hareketinin tarihi… Kaz Dağları başta olmak üzere, doğayı tehdit eden ekolojik belalar ve belalara yol açan yeni “Truva atları”… En az Çanakkale kadar renkli, canlı, zengin bir kitap.