Sadece Stoktakiler

Tarih - 9. sayfa

İstanbul 1914-1923

Stefanos Yerasimos’un yayına hazırladığı eserde, İstanbul’da imparatorluğun çöküşü, mütareke ve işgal yılları, yeni bir devletin doğum sancıları, şehrin kozmopolit yapısı, gündelik hayatında önemli yeri olan azınlıklar, Rumlar, Yahudiler, Beyaz Ruslar değişik yorumlarla dile getiriliyor.

Eski Yunan Tarihi

Günümüz Batı uygarlığını anlayabilmenin yolu, öncelikle eski Yunan tarihini ve uygarlığını bilmekten geçer. Fakat şu da bir gerçektir ki, eski yunan uygarlığının filizlenmeye başladığı yer Batı Anadolu, özellikle lonia’dır. Kent-devlet-lerinin ortaya çıkışı, sikkenin icadı, ilk doğa filozoflarının yurdu ve biilmsel düşüncenin temeli lonia’dadır. Bu kitapta, eski Yunan tarihi kronolojik bir düzen içinde ana çizgileriyle ele alınıyor.

İslâm Felsefesi Tarihi Cilt 1
Başlangıçtan İbni Rüşd’ün Ölümüne

İslâm İrfanı’nın derinliğine nüfuz etmeye çalışan Corbin, İslam araştırmaları alanında saygın bir isimdir. İbn Rüşd’e kadarki dönemi kapsayan incelemesinde, akılcılık-nakilcilik ayrışmasının oluşumunu konu ediyor ve daha sonraki dönemlerde meydana gelen gelişmelere de ana çizgileri ile değiniyor.

İşgal Altında İstanbul 1918 -1923

İstanbul’un 1. Dünya Savaşı’ndan sonra İngiliz, Fransız ve İtalyan kuvvetlerinin işgali altında geçirdiği yılların toplumsal ve siyasi panoraması... Kitabın odağında, bütün yönleriyle, İstanbul’da yürütülen direniş hareketi var. Sadece Türkleri içermeyen çok odaklı ve çok eksenli güçlü yapısıyla bu direniş hareketi, zamanında işgal güçlerince küçümsendiği gibi, Cumhuriyet döneminde de resmî tarih yazımınca dikkate alınmamıştır.

Türk Metinlerinde
Konstantiniye ve Ayasofya Efsaneleri

Türkler “Kostantiniye”yi 1453’te fethettiler ve şehrin kuruluşuna ve o vakte kadar sembolik merkezi kabul edilen Ayasofya’ya ilişkin bir efsane geliştirdiler. Bu efsane, Bizans, Arap, hatta Helen yazılı metinlerindeki temalardan örülüydü. Araştırma literatürünün yıllardır tanıdığımız isimlerinden Stefanos Yerasimos, bu efsanenin imparatorluk tartışması ve ideolojisi ile ilişkisini araştırıyor. Osmanlı padişahları, Bizans başşehrinin temel sembolü Ayasofya’yı yeniden değerlendirerek, hatta anlamlandırarak, Bizans imparatorlarının projelerini sürdürme zorunluluğunu mu hissetmişlerdi? Yoksa lanetli şehir Kostantiniye ebediyen yok mu edilmeliydi? Stefanos Yerasimos, efsanenin oluşumunu ve gelişme aşamalarını inceleyerek, metinleri tahlil ederek ve tarihî bağlamla çelişkilerini araştırarak, bu efsaneyi yeniden ayakları üstüne oturtuyor.