Politika/Siyaset - 33. sayfa

İslâm Düşüncesinin Siyasal Ufku
Siyaset Sorunu Açısından Din-Felsefe İlişkileri

Modernizmin yaşadığı değer ve anlam krizini çözme çabası içinde, 20. yüzyılın son yarısı, postmodern düşüncenin de “teşvikiyle” dinî kaynaklı siyasal kavrayışlara zemin hazırladı. Siyasal İslâmcı düşünürler, İslâm’ın tabiatı icabı siyasal bir karaktere sahip olduğunu ve din ile devlet arasında zorunlu bir ilişkiyi talep ettiğini ileri sürdüler. Siyasal İslâmcılık ve çağdaş İslâm teolojileri, esasen Ortaçağ İslâm dünyasının fikriyatına referans veriyorlar.

Türk Dininin Sosyolojik İmkanı
İslam Protestanlığı ve Alevilik

Türkiye’de dine nizam verme, dini bir siyasal projeye bağlı olarak biçimlendirme çabaları, her zaman bir “hassas konu” idi. Yasin Aktay’ın kitabı, İslâm’la ilgili yığınla tartışma ve yayın arasında ihmale uğrayan bu hassas konuya giriyor: Türkiye’de devletin ya da resmî ideolojinin “din projesi”nin mahiyetini tartışıyor. Türkiye’de devlet geleneğininin yöneldiği modernleşme güzergâhında izlediği din siyasetini "Protestanlık"la tanımlıyor.

Muktedirlerin Siyaseti
Merkez Sağ-Ordu-İslâmcılık

İletişim Yayınları’ndan daha önce AP- Ordu İlişkileri: Bir İkilemin Anatomisi adlı kitabı yayımlanan Ümit Cizre’nin 1994-97 yılları arasında yabancı dergilerde çıkan makalelerinin biraraya getirilmesi ile oluşan Muktedirlerin Siyaseti, ‘siyasal sistemin krizi’ hakkında analitik sağlamlığa sahip yorumlar içeriyor. Cizre’ye göre Türkiye’de siyaseti rejim ve muktedirler tıkıyor, oysa siyaset, problemleri çözmek ve bu yönde tartışabilmek için şart.

Demiş Bulundum

Bazı gerçeklerin basitliği insanı korkutur. Fakat bu gerçekleri olanca basitliğiyle telâffuz etmezseniz onlar sonsuza kadar var kalacaklardır. Öte yandan, basit ve açık gerçekler, ‘ülke sorunları’ gibi başlıklar altında kendilerine yer bulamaz... Ben artık ulaşım politikasında karayollarına ağırlık verilmesi yüzünden demiryolu ulaşımının gelişemeyişinden falan bahsetmek istemiyorum. Şöyle demek istiyorum: Koç araba satacak diye demiryolu yapılmıyor. Çünkü hiçbir politikacı Koç’lara karşı duramaz...”

Kürt Milliyetçiliğinin Tarihi
Kökenleri ve Gelişimi

Jwaideh’in kitabı, Kürt milliyetçilik hareketleriyle ilgili bir “klasik” sayılabilir; konuya eğilen bütün çalışmalarda bu esere atıf yapılır. Kürt milliyetçiliğinin 1950’lere kadarki oluşumunu, aldığı biçimleri ve siyasal safahatını ele alan bu temel eserin Türkçeye kazandırılmış olması, hem Türkiye açısından yakıcı önemdeki bu sorunu kavramak için, hem de genelde Ortadoğu siyasal coğrafyası ile ilgili kaynak kıtlığını telafi etmek bakımından değerli bir katkı sağlayacaktır.

Siyasallığın İcadı

Bu kitap, hepimizi “siyasallaşma”ya, ama bildiğimiz klasik yapıların içinde değil, yeni yapılara, daha doğrusu “siyasallaşmanın birlikte yeniden keşfi”ne davet ediyor. Son yıllarda uluslararası literatürde büyük ilgi gören Alman sosyal bilimci Ulrich Beck, içinde yaşadığımız “postmodern çağa” başka bir gözle bakıyor, analiz ediyor ve bundan “çıkış”ın yollarını tartışıyor.

Türkler, Türkiye ve İslâm
Yaklaşım, Yöntem ve Yorum Denemeleri

Alanında otorite olarak kabul edilen Ahmet Yaşar Ocak bu kitabında yer alan makaleleriyle, Tanzimat’la başlayarak bütün Cumhuriyet tarihi boyunca, gündelik hayattan siyasete, hukuktan kültüre birçok alanda zaman zaman ateşli tartışmaların, zaman zamansa çatışmaların konusu olan İslâm’ın rolü meselesine ışık tutuyor. Kitap, ‘Türk’, ‘Ortodoks’, ‘Heterodoks’, ‘Halk’ ya da ‘Fundamentalist’ gibi öntanımlarla anılan ve tartışılan İslâmiyet kavramına açıklık getirmeyi amaçlayan 10 makaleden oluşuyor.

Türkler'in Din ve Hukuk Tarihi

Türkler’in Din ve Hukuk Tarihi, çeşitli yerli ve yabancı dergilerde yayımlanan makalelerle, ulusal ve uluslararası Türkoloji kongrelerinde sunulan tebliğleri biraraya getiren önemli bir derleme. Eski Türkler’in dini inançlarından İslâmiyet’e, İslamiyet yerine önerilen “milli din”den tarikatlara kadar geniş bir ilgi alanına uzanan makaleler, halk dini, İslâmî ortodoksluk ve heterodoksluk kavramlarına da ışık tutuyor.

Türkiye'de Siyasal Partiler Cilt 2
Mütareke Dönemi

Tarık Zafer’in biliminin ana özelliği “inkılâp tarihi”mizin bu romantik yapısını serinkanlılıkla sorgulaması. Türk toplumsal bilimlerine, siyasetine, tarihine yaptığı en büyük katkı bu kısır döngüyü aşması. Araştırıcı bir kimlikle düne eğilmesi ve uluslaşmayı, ulus-devleti insancıl, hümanist bir açıdan çözümlemesi...

Nezihe Muhittin ve Türk Kadını (1931)
Türk Feminizminin düşünsel kökenleri ve feminist tarih yazıcılığından bir örnek

Bu kitap, Türk kadın hareketi tarihine adını yazdıran Nezihe Muhittin konusunda yapılmış iki ayrı çalışmayı ve onun yazdığı en önemli eseri sayılan Türk Kadını’nı biraraya getiriyor. Kitabın birinci bölümünde Ayşegül Baykam, Nezihe Muhittin’i feminist tarih yazımı bağlamında değerlendirirken; Belma Ötüş-Baskett ise Muhittin’in duygusal romanlarını feminist edebiyat eleştirisi yöntemleriyle inceliyor. İkinci bölümde ise, Nezihe Muhittin’in Türk Kadını adlı otobiyografik eseri günümüz Türkçesi’yle sunuluyor.

Filistin Ulusal Hareketinin Kurucusu Hacı Emin El-Hüseyni

Bugün Filistinlilerin adını belki unutmasalar da hiç anmadıkları, “Filistin Ulusal Hareketi”nin kurucusu Hacı el-Hüseyni’nin ilginç biyografisi... Bütün ömrünü Filistin davasına veren Hacı Emin, genç yaşta Kudüs müftüsü seçildikten sonra, 30 yıl boyunca Filistinlilerin tartışmasız lideri olmuş, 1948’de İsrail Devleti kurulunca halkı tarafından lanetlenip, yenilginin tek sorumlusu olarak ilan edilmişti.

Türkiye'de Milli Eğitim İdeolojisi
ve Siyasal Toplumsallaşma Üzerindeki Etkisi

Eğitim, yediden yetmişyediye hepimizin bir şekilde içinde, kenarında yeraldığımız, asla dışında ve uzağında kalamadığımız önemli bir kurum. İsmail Kaplan’ın bu kapsamlı araştırmasında Türk millî eğitim sisteminin, ulus-devletin kurulduğu 1920’lerden başlayarak günümüze kadar geçirdiği evrelerin hem felsefî, hem ideolojik hem de pratik bir panoramasını çiziyor.

Türkiye'de Sosyal Demokrasi
Particilik Hemşehrilik Alevilik

Alman siyaset bilimcisi Harald Schuler’e ülkesinde bir de ödül kazandıran bu ilginç ve önemli çalışma, Türkiye usulü sosyal demokrasinin ilginç organizmasını gözler önüne seriyor. Particilik nedir, nasıl işler? Hemşehrilik ‘şebekesi’ nasıl kurulur, nasıl ‘şebeke’ye dahil olunur? Alevi toplulukların Türk sosyal demokrasisindeki ağırlıkları nedir, destekleri seçim sonuçlarını nasıl etkiler?

Marie ve Marie
Konstantiniye'de Bir Mevsim 1856-1858

Kırım Savaşı’nın ertesinde İstanbul... Adları aynı ama, kişilikleri farklı iki genç kadın şehri ziyaret ederler. Fransa Sefiri’nin eşi Madam Thouvenel ile kuzini Melfort kontesi, tarihin bu çalkantılı döneminde kış aylarını Pera’da, uzun yaz günlerini ise Boğaziçi’nde, Tarabya’da geçirirler. İki kuzin kaldıkları iki yıl boyunca, Fransa’daki yakınlarına yazdıkları mektuplarda iki farklı İstanbul tasvir ederler...

Devlet Söyleminde Kürt Sorunu

Türkiye son yirmi yıldır tarihinin en ‘ağır’ sorunlarından birini yaşıyor: “Kürt sorunu”... Mesut Yeğen, devletin bu sorun karşısında uyguladığı kısaca “red ve/veya inkâr” olarak özetlenebilecek politikasını incelediği çalışmasında, bu politikanın basit bir ‘kandırmaca’ olmadığına dikkat çekiyor: “Devlet Kürt Sorunu’nu (irtica, aşiret direnci, eşkıyalık, ecnebi kışkırtması ya da bölgesel geri kalmışlık’ meselesi olarak çarpıtmıyor, bizzat böyle algılıyor...”

Soygunun Öteki Adı: Devlet İhalesi

“Devlet ihaleleri ve yolsuzluklar”, nicedir hayatımızın değişmez gündemlerinden birini oluşturur. Bu küçük ama önemli kitap, artık kanıksadığımız, eğer ‘küçük’se haber değeri bile olmayan yolsuzlukların “yöntemleri” üzerine bir el kitabı. Bu ilginç çalışma, herkesin bildiği vakaları sıralamıyor, “perde arkası” ifşaatlarda bulunmuyor, zaten bulunmasıda gerekmiyor.

Halkevleri : İdeoloji ve Mimarlık

Halkevleri bir dönemin en önemli “talim-terbiye kurumu”ydu. Kurumun yegâne amacı, “halk”ın spor yaparak, eğitim görerek, sanat icra ederek, beraber eğlenmeyi, oturup kalkmayı öğrenerek Kemalist Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda medenileşmesiydi. Neşe G. Yalçınkaya, bu incelemesinde, Halkevleri’ne, hem “içerden” hem de “dışardan” bakıyor: İdeoloji ve mimarlık.

Kadın Yurttaşın El Kitabı

• Kocanın ikametgahı karısının ikametgahı sayılır. (Md.21) • Koca aile birliğinin reisidir. Evin seçimi, karı ve çocukların uygun biçimde geçindirilmesi kocaya aittir. (Md.152) • Kadın kocasının soyadını taşır. Kadın yuvanın ortak mutluluğunu sağlamak için gücü yettiği kadar, kocasının yardımcısı ve danışmanıdır. Eve kadın bakar. (Md.153)

Kırk Ambar | Cilt 1
Rümuz-ül Edeb

Kırk Ambar “bütün eserleri”ni yayımladığımız Cemil Meriç’in dokuzuncu ve -belki de- en önemli kitabı. Adeta bir “mefhumlar kamusu”, “dağınık ve derbeder bir ansiklopedi”. Üstâda göre, “kurmak istediği abidenin birkaç sütunuyla birkaç odası”. “Bütün eserleri” yayına hazırlayan Mahmut Ali Meriç, bu “abide”yi önemine binaen iki ayrı cilt halinde yeniden düzenlendi.

Yeni Muhafazakârlık Nedir?

Yeni Muhafazakârılığın yenilişi ve modernliği, kapitalizmin içinde bulunduğu yeniden yapılanma krizine cevap sunabilme yeteneğinden geliyor ve bu yeteneği sağ düşüncenin kadim unsurlarını maharetle cilalayarak, tazeleyerek sergiliyor.

Eşref Bitlis Olayı
Komutanın Şüpheli Ölümü

Televizyonlardan tanıdığımız gazeteci Cüneyt Özdemir, ekranlarda araştırdığı Eşref Bitlis’in şüpheli ölümünü, bu kez de kitap olarak gün ışığına çıkarıyor. Kitap, tanıklara, raporlara, belgelere ve kazada ölenlerin yakınlarının ifadelerine dayanıyor. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bitlis’in kamuoyunun pek bilmediği yanları; bir aile reisi, bir baba ve bir komutan olarak tasvir ediliyor.

Üçüncü Dünya'nın Sonu mu?

Üçüncü Dünya kavramı dünyanın iki bloğa ayrıldığı günlerde doğdu, Soğuk Savaş yıllarında serpilip büyüdü, o günlerin jeopolitik durumu ve ideolojik değerleriyle gelişip olgunlaştı. 1980’lere gelindiğinde Üçüncü Dünya kavramı bir hayli yaşlanmış, eski anlamını yitirmişti; yerini günün modası “globalleşme”ye terk ediyordu.

Türkiye'de Siyasal Partiler Cilt 1
İkinci Meşrutiyet Dönemi

Tarık Zafer’in biliminin ana özelliği “inkılâp tarihi”mizin bu romantik yapısını serinkanlılıkla sorgulaması. Türk toplumsal bilimlerine, siyasetine, tarihine yaptığı en büyük katkı bu kısır döngüyü aşması. Araştırıcı bir kimlikle düne eğilmesi ve uluslaşmayı, ulus-devleti insancıl, hümanist bir açıdan çözümlemesi...

Türk Sağının Üç Hali
Milliyetçilik, Muhafazakârlık, İslâmcılık

Milliyetçilik, Muhafazakârlık, İslâmcılık... Türk Sağının ana ‘malzemesi’ olan bu üç ideoloji, üç ayrı pozisyon olmanın ötesinde, beraberce bir yumak oluşturmuyorlar mı? Öyleyse, birbirine nasıl bağlanıyor, nerelerde kesişiyor, birbirleriyle nasıl içiçe geçiyorlar? Bu üç ideoloji, Türk Sağının üç hâli olarak düşünülemez mi? Milliyetçilik, katı hâli: sağın dilbilgisi/grameri... Muhafazakârlık, gaz hâli: bir üslûp ve ‘hava’... İslâmcılık, sıvı hâli: onsuz olunmaz bir imge ve değer kaynağı.