Politika/Siyaset - 31. sayfa

Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce Cilt 3 / Modernleşme ve Batıcılık (Ciltli)

Modernleşme / Batıcılık, en doğru ifadeyle “daha iyi ve mutlu yaşamak” hasretinin taşıyıcısı olan “Batılılaşmak/Modernleşmek/Çağdaşlaşmak” kavramlarını değişik açılardan düşünsel/ideolojik bir değerlendirme çabası...

Türkiye'de Anayasalar

Bu incelemede Cumhuriyet anayasaları, ideoloji, özgürlükler rejimi, devlet yapısı, yapılma ve değiştirilme prosedürü açısından değerlendirilmektedir. Yürürlükte olan anayasal sistemi belirleyen 1982 Anayasası´nın sürmekte olan ezici ağırlığı vurgulanırken, bir yandan bu anayasanın emsal normlarının genel kanının aksine 1961 Anayasası´nda bulunduğu, öte yandan 1987 ile 2001 arasında yapılan çeşitli değişikliklerin demokratikleşme için gerekli, esasa ilişkin detaylar olmadığını gösterilmektedir.

Hilal ve Yıldız
İki Dünya Arasında Türkiye

`Stephen Kinzer dört yıl Türkiye´de yaşadıktan sonra bu parlak kitapla bize dışarıdan nasıl gözüktüğümüzü sevgi ve anlayışla gösteriyor. Bu çok rahat okunan kitap Türkiye´yi, imkânlarını ve dertlerini yeniden düşünmek, tartışmak için iyi bir fırsat...` Orhan Pamuk

Türkiye'de Sekülarizm Ve Modernlik
Hermenötik Bir Yeniden Değerlendirme

Türkiye’nin modernleşme sürecinin kilit aşamalarını ele alan bu kitapta, Andrew Davison siyaset biliminde hermenötik yaklaşımın ne denli yararlı olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de Sekülarizm ve Modernlik’te, önce hermenötik analizin teorik temellerine ve uygulama alanlarına açıklık getiriliyor, ardından Türkiye’nin deneyimi alternatif modernlikler çerçevesine yerleştiriliyor.

Otoriter Demagoji
Farklı Ol, Benim Gibi Ol

Kürşat Bumin bu kitapta yer alan yazılarında Türkiye'nin son dönemini, "Türkler çıldırmış olmalı!" dedirten olaylar üzerinden ele alıyor. Rejim sorunları, demokrasi, ordu, siyaset vb... sorunlarımıza 'otoriter demagoji' kavramıyla açıklık getirmeye çalışıyor. Bumin'e göre 'otoriter demagoji'nin yürürlükte olduğu Türkiye'de "görünürde 'söz' kimsenin tekelinde değildir; hatta sık sık 'konuşan ülke'nin erdemlerinin sıralandığına tanık olunur.

Gerçeğin Ardından
Bir Antropoloğun Gözünden İki İslam Ülkesinin Son Kırk Yılı

Clifford Geertz, İslâmiyet üzerine yaptığı incelemeler vesilesiyle Anglo-Sakson akademi dünyasında çok tanınmış bir isim. Antropolojinin üstadlarından sayılıyor. Gerçeğin Ardından, Geertz’in, İslâmiyet’in çeşitli yerelliklerde nasıl yaşandığını, tecrübe edildiğini, dönüştüğünü ele aldığı pek çok mukayeseli çalışmasından farklı bir eser. Bir bakıma, bütün bu çalışmalardan süzülen bir muhasebe.

Türk Dış Politikası - Cilt 2: 1980-2001
Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar Cilt 2: 1980-2001

Uzman bir akademisyen grubu tarafından hazırlanan bu yapıt, bugüne değin yazılmış en hacimli ve ayrıntılı Türk Dış Politikası kitabıdır... Ama bu iki ciltlik çalışma yalnızca meslekten olanlara, uzmanlara hitap etmiyor. Çünkü onu anlamak için uluslararası ilişkiler eğitimi görmüş olmak gerekmiyor; meraklı bir okur olmak yeterli. Öncelikle, uzmanlık jargonunda kaçınarak, rahat bir dille kaleme alındı.

Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce Cilt 2 / Kemalizm (Ciltli)

Toplumun büyük bölümünün paylaştığı bir ulusal modernleşme idealinin yoğunlaştığı, bunun bir siyasal duruşa dönüştüğü bir ideolojidir Kemalizm. Bu bağlamda, bir kuramsal mutlak doğruyu ifade etmekten ziyade, bir tavrı, bir siyasal duruş ve konumlanışı mutlaklaştırır.

Türk Dış Politikası - Cilt 1: 1919-1980
Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar Cilt 1: 1919-1980

Türk Dış Politikası'nın 1. Cildi 1919 - 1980 döneminde Türkiye'nin dış politikasına bütün yönleri ile ışık tutuyor.

Türkiye'nin Gizlenen Yüzü
Pazartesi Konuşmaları

• İş dünyası, bürokrasi ve siyasetçi eroin işinde de örgütlendi yani. – 12 Eylül öncesi o kadar yaygın değildi, yaygınlaştı. Çünkü ülkeler arasındaki ve kendi sınırları içindeki savaşlar büyük para gereksinimi yarattı. Eroin trafiğinde Türkiye kullanılan bir ülke oldu. Bundan pay sağlamaya çalışan bazı siyasetçiler ve bürokratlar yüzünden de Türkiye Cumhuriyeti, dünyada uyuşturucuya destek veren bir konuma getirildi.

Kirli Savaş
Cezayir Ordusu Özel Kuvvetler mensubu eski bir subayın tanıklığı

Ulusal bağımsızlığın elde edilmesinden sonra yönetime el koyan ve partileşmiş ordu sistemiyle bir tek parti diktatörlüğü tesis eden asker-sivil yönetici klanının “laiklik, cumhuriyet, yurtseverlik” söylemleriyle yürüttüğü şahsi çıkar politikalarına karşı toplumsal muhalefetin giderek İslâmcı söylemlere meyletmesi... Ülke nüfusunun yüzde 30’unu oluşturan, ayrı dilleri ve kültürleri olan azınlığın “kimlik” mücadelesini “bölücülük” olarak etiketleyip İslâmcı terör örgütlerini bu azınlığı “kırdırma”ya yönlendiren “millî” politika...

Modernleşme ve Çokkültürlülük

Dünyanın gidişi, millliyetçiliğin yükselmesi, kimlik politikaları ve öteki sorunu uzun zamandır süren tartışmaların merkezinde yer alıyor. Kimlik politikalarının birbiriyle çatıştığı ortamlarda birarada yaşamak, ötekileştirmeden yaşamak veya yaşamak üzere politika üretmek anlamlı hale geliyor. Çokkültürlülük ve çoğulculuk, demokratik bir toplum olabilmenin ve birlikte yaşayabilmenin anahtar kelimeleri olarak telâkki ediliyor.

Kahve ile Nargile

Bir gün bu kopkoyu faşizmden sağ çıkarsam kendime ne söyleyeceğim? “Gördün mü bak, hepsi geçip gitti. ‘Hayır’ demedin, doğru, ama ‘Evet’ de demedin. Susmakla, direnişe katılmış bile sayılırsın. Üstelik belki de en onurlu, en etkili direniş biçimiydi seninki. Her yerde hep baskın olmak isteyen erki yok saymaktan daha güçlü bir karşı koyuş olabilir miydi?

Hep Muhalif Olmak

“Tüm teknolojik ve ekonomik gelişmelere karşın, ayrıcalık ve hiyerarşilere dayalı, baskı mekanizmalarıyla korunan insan ilişkileri biçimlerinin sonu gelmedi, sadece yeni biçimler aldı. Hep muhalif olmalıyız, çünkü insan onuruna yakışan, ayrıcalıklar, hiyerarşiler ve bunları korumak için kaçınılmaz olarak kurulan ve korunan, her türden baskı sistemlerinden, onların yerküreyi talan eden siyasetlerinden yana olmak değil."

Türk Düşünce Dünyasında Yol İzleri

Elinizdeki kitap, sosyal bilimsel düşünüş ve özellikle sosyoloji düşüncesine yoğunlaşıyor. Bir derdi ve davası olan, yol açıcı düşünce insanlarının, Hilmi Ziya Ülken, Mümtaz Turhan, Mübeccel Kıray, Cemil Meriç, Niyazi Berkes, Muzaffer Şerif, Behice Boran, Pertev Naili Boratav’ın eserlerinin özünde saklı olana ilişkin tespitlerde bulunuyor.

Mısır'ın Sömürgeleştirilmesi

Mısır’ın Sömürgeleştirilmesi, son yıllarda sosyal bilimler alanında en çok ilgi gören kitaplardan biri. Bunda, Timothy Mitchell’ın, Avrupa’nın 19. yüzyıl Mısır’ı üzerindeki kolonyal nüfuzunu yeniden okurken, Michel Foucault, Jacques Derrida ve Martin Heidegger’in kuramlarını yetkin bir şekilde kullanması önemli bir rol oynuyor. Mitchell, Mısır’ın sömürgeleştirilmesi üzerinden modern iktidar ve bilgi biçimlerinin kullandıkları yöntemleri ve dayandıkları metafiziği inceliyor.

İttihat ve Terakki'nin Müslümanları İskân Politikası (1913-1918)

Türkiye’nin nüfus yapısı, büyük oranda Osmanlı’nın son döneminden mirastır. Göç ve iskânın Anadolu’nun Türkleşmesindeki önemini anlamak için kendi aile geçmişlerimize bakmamız yeterli olur. Türkiye’nin etnik ve dinsel yapısının yeniden şekillenmesi, Milli Mücadele’den çok İttihat ve Terakki’nin tam iktidar olduğu yıllara (1913-1918) denk düşer.

Avrupa Yol Ayrımında Türkiye

Türkiye’nin çağdaşlaşması devlet eliyle başladı ve sürdürüldü. İki yüz yıllık bu süreci aynı zihniyetle sürdürmeye olanak yok. Çünkü bu zihniyet artık iflas etmiş durumda. Eğer ülke çağdaşlaşmasını sürdürmek istiyorsa bunun yolu Avrupa’dan, Avrupalılaşmadan geçiyor. Tarihî ve coğrafî nedenlerden bu ülkenin pek başka seçeneği yok. Bugünkü kavga, bu yolu tıkayanlarla açmaya çalışanlar arasında.

Korku Tapınağı
Güçlükonak-Silopi-Lice-Tunceli

Korku Tapınağı’nda Diyarbakır’da kaybolanların, Lice’de zorla koruculaştırılanların, Güçlükonak’ta katledilen köylülerin, Yeşilyurt’ta dışkı yedirilenlerin, Silopi’de kaybedilen HADEP’lilerin, Derebaşı’nda öldürülen gençlerin, Tunceli’de en temel gıda gereksinimlerini bile karneyle karşılayan insanların çığlığını duyacaksınız.

Taşra Epiği
“Türk” İdeolojileri ve İslâmcılık

“... Türkleştirme ameliyesi, eklemlendiği her ideolojik yönlenimin tarihselliğinde verili bulunan pozitif işlevi ortadan kaldırıyor ve gerçeğinin sadece kötü bir kopyası olarak varkalmasını sağlıyor. İkincisi de, bu ‘ millileştirme’ çabasının sonucunda ortaya çıkan ‘ürün’, hem kastedilen millî oluşa hem de millileştirilen ögeye uzak kalıp, sadece adıyla varolabildiğinden Türkiye’deki hegemonik bütünün takviyesine katkıda bulunuyor…

Ermenilerin Devletleşme Sınavı
Bağımsızlıktan Bugüne Ermeni Siyasi Düşünüşü

Elinizdeki kitap, Ermenistan´ın bağımsızlığını kazanmasından bugüne, Ermeni dünyasındaki siyasi gelişmeleri ve fikirleri inceliyor.Libaridian, Ermeni siyasetinde iki temel grup saptıyor: bir yanda `büyük devlet hayalleri kuran milliyetçi ideologlar, öte yanda Ermenistan´ın bütün komsularıyla -özellikle Türkiye´yle- ilişkilerinin normalleştirmesine yönelik ılımlı ve pragmatik politikaları savunanlar...

Turan'dan Bozkurt'a
Tek Parti Döneminde Türkçülük (1931-1946)

Genellikle birbirine koşut olarak anılan Türkçülük, Turancılık, Pantürkizm´in özgül siyasal ve ideolojik içerikleri nedir? Türkçülük-Turancılık-Pantürkizm, Türk ulusçuluğunun oluşum dönemine özgü romantik aşırılıkları mı? Yoksa Türkçü-Turancı-Pantürkist akımlar, ulus-devletin ve resmi miliyetçiliğin kuruluş sürecinde de etkilerini sürdürdüler mi?

Ne Mutlu Türküm Diyebilene
Türk Ulusal Kimliğinin Etno-Seküler Sınırları (1919-1938)

Türk ulusal kimliğine ilişkin hala süregiden tartışmaların kutuplarında iki tasavvur duruyor: Vatandaşlık esasına dayalı anlayış ve etnik-kültürel kimlik esasına dayalı anlayış. Ahmet Yıldız`ın incelemesi, Türkiye`de milli kimliğin inşa sürecinde etnik-kültürel kimlik vurgusunun ve tazyikinin en güçlü olduğu evreyi ele alıyor: 1919-1939 Dönemi.

Sanat ve Edebiyat Üzerine

Sanat ve edebiyat yapıtlarına dair değerlendirmelerinde kendilerinden sonrakilerin kimi zaman muhafazakâr sayılabilecek şematizmine nazaran Marx ve Engels daha çekincesiz, nüktedan ve muzipçe davranmaktan çekinmediler; eleştiriyi ihmal etmeden sanat ve edebiyattan katıksız bir zevk almaktan kendilerini mahrum bırakmadılar. Bu nedenle Sanat ve Edebiyat Üzerine kendisini de zevkle okutan önemli bir eser.