Neo-LiberalizmHegemonyanın Yeni Dili
Yazılar, yaşanan süreç esnasında bir karşı çıkış belgesi niteliği taşıyor; neo-liberalizmin etkisinin azaldığı, karşı hareketlerin geliştiği bu dönemde bu kâbustan uyanmak için yeniden okunmayı hak ediyor.
Bir Zümre, Bir PartiTürkiye'de Ordu
Ordu, Türkiye siyasetinde bilinen ağırlığının yanısıra, iktisadi alanda da OYAK ile doğrudan, savunma sanayii ile de dolaylı olarak hayli etkin bir öznedir. Bu güç, Türkiye toplumunun tarihsel-kültürel kimlik tasavvurundaki militer değerlerden beslenmiş ve orduyu kurum olarak -halen de sürmekte olan- hegemonik konumuna getirmiştir. Bu konumu nedeniyle ordu hakkında nesnel-eleştirel bilgi ve yorum kanalları kıt ve kısıtlı kalmış, hattâ tabu sayılagelmiştir.
Cumhuriyetin İlk Yıllarında Siyasal MuhalefetTerakkiperver Cumhuriyet Fırkası(1924-1925)
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın siyasal sürecini anlatan bu kitapta, usta tarihçi Erik Jan Zürcher, okurlara, bu partinin kökenleri ve eylemlerinden yola çıkan bir inceleme sunuyor. Cumhuriyet tarihinin bu ilk çok partili yaşam denemesinde, savaştaki rolü nedeniyle önemi ve saygınlığı tartışılamayacak olan bir lidere karşı ve ona rağmen muhalefet olmaya çalışmanın ve daha sonra iktidar için verilen mücadelenin detaylarını bulacaksınız.
Jöntürk Modernizmi ve "Alman Ruhu"1908-1918 Dönemi Türk-Alman İlişkileri ve Eğitim
Jöntürk modernizmi, İttihatçılık döneminde, ‘âcilci’ diyebileceğimiz bir yönelime girmişti. Bununla beraber, çok etnili Osmanlı İmparatorluğu’nu millî devlete dönüştürme yönelimi vardı. Her iki yönelim, “gecikmiş emperyalist” Almanya’nın Türkiye’ye dönük “barışçı nüfuz” siyasetiyle buluştu. Almanya, bu nüfuzunu, Türkiye’nin modernleşmesine ve millîleşmesine "rehberlik" etme misyonuyla ilerletmeye çalıştı.
İslâmlar ve Moderniteler
Batı’nın egemen tahayyülünde, Ortaçağ şarkiyatçılığından kalma stereotiplerle beslenen İslâm imgesi, bir zamanlar Batı uygarlığı karşısında bir tehdit olarak algılanan komünizmin yerine geçmiş durumda. Batılı temsillerde mezhep çatışmaları, namaz görüntüleri, geri kalmışlık manzaraları ve derin bir irrasyonalizm etrafında şekillendirilen “İslâm” tasavvuru, yüzlerce yıllık bir tarihi olan, birbirinden çok farklı toplumlarda çok farklı biçimler almış bir dini, yekpâre bir "kültür" haline getirerek radikal biçimde ötekileştiriyor.
İktisat Üzerine Yazılar 2İktisadi Kalkınma Kriz ve İstikrarOktar Türel'e Armağan
İktisadi Kalkınma, Kriz ve İstikrar başlığı altında toplanan makaleler, Türkiye’de yaşanan kalkınma, istikrar, büyüme ve kriz süreçlerinin dinamiklerini çözümlemeye yöneliyor. Bu süreçlerin dinamikleri bankacılıktan sanayiye, teknoloji kullanımından esnek emek örgütlenmesine, bir mit olarak ihracat hamlelerine ve iktisadi bağımlılık ilişkilerine uzanıyor.
Nostalji ile Ütopya Arasında
“Açıkçası, benim itirazım, metinlerin dışında hayat olmaması değil, tam tersine, metinlerin içinde hayat olmamasına yönelik. Hayatla her türlü temasını yitirmiş, soyut değil –hangi yazı soyut değildir ki?- ama son derece soğuk bir yazı yığını içinde eşelenip duruyoruz. Aradığımız, azıcık da olsa bir sıcaklık...” Şükrü Argın, her şeyin metalaştığı bir “şimdiki zaman diktatörlüğü”nde, bu cehennemî labirentte, umutla yolunu arıyor.
Mehmet Ali Aybar'ın Müdafaaları ve Mektupları (1946-1961)
Mehmet Ali Aybar’ın 1949 ve 1950’de kendisine açılan iki siyasi davada yaptığı savunmalar... “Huzurunuza, şef sistemine ve onun maskeli bir şekilde devamını temin için memleketin istiklâli pahasına baş vurulan Amerikan yardımına karşı cephe aldığımdan ve bunları halk efkârına anlatmağa çalıştığımdan dolayı getirildim...”
İktidar Olmadan Dünyayı Değiştirmek
Kapitalizmin kendini varetme koşulları aynı zamanda kendi mezar kazıcılarını da eğiten bir süreç yaratmıştır. Marx’tan başlayarak bugünün filozoflarına ve siyaset kuramcılarına uzanan dönemde defalarca dile getirilen bu durum, John Holloway tarafından eylemek fiilinin çevresinde yeniden örülürken, iktidar ve güç sahiplerinin bireylerin yaratıcı potansiyelleri üzerinde kurduğu baskıyı, bu baskının yeniden yaratma ve yarattığına sahip çıkma kabiliyetini nasıl sekteye uğrattığını, "yapma gücü"nün "yaptırma gücü"ne dönüşürken iktidar olma mantığının nasıl beslediğini tartışıyor.
Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce Cilt 5 / Muhafazakârlık (Ciltli)
Muhafazakârlık bir duruş, düşünüş olarak muhafazakârlık evrensel bir fenomen midir; dolayısıyla bireysel psikolojilere ya da kolektif tasarımlara indirgenebilir mi, yoksa tarihsel ve toplumsal göreliliklere bağımlı mıdır? Öte yandan, muhafazakârlık gelenekselcilik ya da reaksiyonerlikle özdeş midir yoksa farklı bir eşiğe mi işaret eder?
Kapitalizm Demokrasiye KarşıTarihsel Maddeciliğin Yeniden Yorumlanması
Ellen Meiksins Wood’a göre komünizmin çöküşünden sonra Marksizm kuramı ve bu kuram açısından kapitalizmin eleştirisi her zamankinden çok önem kazanmış ve gerekli olmuştur. Günümüzdeki sol entellektüel akımlar, “post-modern” parçalanmışlığa, “farklılıklara”, olasılıklara ve “kimlik politikalarına” vurgu yaparken, bırakın kapitalist sistemin eleştirisini, düşünsel olarak bile kapitalizme hemen hemen hiç yer vermemektedir.
İktisat Üzerine Yazılar IKüresel Düzen: Birikim, Devlet ve SınıflarKorkut Boratav'a Armağan
Küresel Düzen: Birikim, Devlet ve Sınıflar başlığı altında toplanan makaleler, Türkiye kapitalizminin globalleşme sürecine bağlı dinamiklerinin çözümlenmesine yoğunlaşıyor. Süreç, kredi piyasası, mali birikim - reel birikim ilişkisi, büyüme, gelir dağılımı, işgücü piyasası, sendikalar vb. birçok özgül alandaki boyutlarıyla ele alınıyor.
İçimizdeki HapishaneLabirentin Sonu
Hapishaneler toplumların zuladaki resimleridir. Hapishaneler, arada sırada ceplerden çıkarıp bakmaya bile cesaret edilemeyen, duvarlar arasına hapsedilmiş dünyalardır. Türkiye’de siyasî mahkûmların varlığının devam etmesi, hapishanelerin zuladan sık sık çıkarılmasını gerektirir. Özellikle sol/sosyalist hareketlerin tarihlerinde hapishanede geçirilen dönemler üzerine devasa bir ‘güzelleme’ külliyatı oluşturulmuştur.
İnsanlık Durumu
Arendt’in Seçme Eserler’inden ilk kitap. Modern zamanların en önemli siyaset felsefecilerinden Arendt, modernizmin etkisiyle "insanın dünyaya yabancılaşması" sorununu ele alıyor. İdealindeki Antik Yunan "polis" hayatının daha az "özellik", daha yaygın "kamusallık" içeren toplumsal düzenine giden yolu arıyor, modern çağın içinde.
Ağa, Şeyh, Devlet
Martin van Bruinessen'in bu kitabı Kürtler üzerine yapılmış ilk ve en kapsamlı saha araştırmasına dayanmaktadır. Kürt coğrafyası üzerine antropolojik ve sosyolojik verileriyle öne çıkan Ağa, Şeyh, Devlet, ilk baskısının yayımlanmasından bu zamana kadar, bölgedeki ardı arkası kesilmeyen köklü sarsıntılarla ve altüst oluşlara rağmen, klasik bir referans eser olma niteliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir.
Kaos İmparatorluğuSoğuk savaş sonrası dönemde Amerikan tahakkümü karşısında cumhuriyetler
Alain Joxe bu kitabında Hobbes, Makyavelli ve Clausewitz’in devlet anlayışlarından yola çıkarak Amerika Birleşik Devletleri’nin bütün dünya üzerindeki egemenliğini sorguluyor. Bu egemenliğin ne kadar askerî, ne kadar ekonomik olduğunu tartışıyor. Amerika Birleşik Devletleri terör karşısında, kesintiye uğrayan barış süreçleri karşısında cezalandırıcı gücünü kullanırken bu süreçlerin kesilme sebeplerini yeteri kadar değerlendiriyor mu?
Millî Mücadelede İttihatçılık
Erik Jan Zürcher’in Millî Mücadelede İttihatçılık adlı kitabı, millî mücadelede İttihatçıların rolünün resmî tarihte yansıtıldığından çok daha önemli olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmasına İzmir suikasti davalarını çıkış noktası olarak alan Zürcher, 1926’da, yani İttihat ve Terakki Fırkası kendini feshettikten tam sekiz yıl sonra İttihatçıların neden hâlâ tehlikeli sayılarak siyasal bir temizlik hareketine girişildiğini sorguluyor.
Dionysos'un Emeği / Devlet Biçiminin Bir Eleştirisi
“Dionysos; yaşayan, canlı emeğin tanrısıdır, kendi zamanında yaratışın. Bu çalışmada, sermayenin canlı emeği işe koşabilmek için onun vahşi enerjilerini evcilleştirmek üzere yararlandığı değişik uygulamalar ve teoriler üzerinde duracağız. Ancak devletin rafine kontrol ve sömürü -pratik ve teorik- aygıtlarını analiz ederken, onun korkunç tertiplenme biçimlerine dikkat çekerek insanları dehşete düşürmeyi değil, onun nizamına rest çeken, radikal alternatifler öneren güçleri fark etmeyi, onları daha yakından tanımayı amaçlıyoruz.
İktidar ve TarihTürkiye'de "Resmî Tarih" Tezinin Oluşumu (1929-1937)
Geçmişin ihyası ya da tarihin ‘şimdi’ keşfi... Türk Tarih Tezi’nin iktidarın siyasî tasarruflarına bağlı olarak yaratıldığı ve geliştirildiği ‘altın çağ’ı ele alan İktidar ve Tarih; Türkiye’de “Resmî Tarih” Tezinin Oluşumu (1929-1937), Birinci ve İkinci Tarih Kongreleri’nden başlayarak hem tarih tartışmalarını hem de bu tartışmaların ders kitaplarına nasıl yansıdığını inceliyor.
Para Pul OlduOsmanlı'da Kâğıt Para, Maliye ve Toplum
Ali Akyıldız Para Pul Oldu - Osmanlı’da Kâğıt Para, Maliye ve Toplum ile, mali bunalım dönemlerinde devletin kendi ihtiyaçlarını karşılamak üzere çıkardığı kaimenin tarihini incelerken, toplumun kâğıt para ile kurduğu ilişkiyi, ona karşı gösterdiği güvensizliği ve kendini paradan koruma mekanizmalarıyla kâğıt paranın devlet için yarattığı sorunları uzun ve meşakkatli bir arşiv çalışmasının ürünü olarak sunuyor.
Yaklaştıkça Uzaklaşıyor mu? Avrupa Birliği ve Türkiye
Türkiye tarihinin son iki yüz yılına damgasını Batılılaşma vuruyor. Bir çizgide ilerlemiyor bu süreç, bir adım ileri iki adım geri. Sakallı Celal’in dediği gibi “Batı’ya giden gemide, Doğu’ya koşuyoruz”. Murat Belge, kitapta toplanan yazılarında bu sancılı sürecin son etabını, Avrupa Birliği sürecini anlatıyor. Sekiz yıla yayılan zaman dilimindeki yazılardan sürecin zorluklarını daha iyi görebiliyoruz.
Memalik-i Osmaniye'den Avrupa Birliği'ne
Bu kitapta derlenen yazılar, yüzyıllık bir tarihi ve günümüzdeki gelişmeleri çeşitli yönleriyle ele alıyor. Ama hepsinin temelinde çok önemli bir tespit var: Dünya, ulus-devletlerin aşındığı, ulus-üstü oluşumların ağırlık kazandığı yeni bir döneme girmekte. Bu dönemde, Osmanlı İmparatorluğu gibi eski tür imparatorlukları ve ulus-devletlerin başarı ve başarısızlıklarını yeniden değerlendirip günümüzün yeni imparatorluklarının oluşum süreci için dersler çıkarmak mümkün.
Tarihten Siyasete Eleştiri Yazıları
Tarihten Siyasete, Perry Anderson’ın 1982-1992 yılları arasında yazdığı makalelerden oluşuyor. Kitapta yazarın, farklı alanlarda çalışmış, bakış açıları ve ilgileri bakımından büyük farklılık gösteren düşünürler üzerine eleştirileri yer alıyor. Bu düşünürlerin bir kitapta bir araya gelmesinin nedeni, yapıtlarının, tarih ile siyasetin kesiştiği noktada buluşması.
Cinsiyet ve Millet
Toplumsal cinsiyet ilişkilerinin milliyetçi projelerdeki yeri son derece önemlidir. Bunu görmek için herhangi bir ulus-devlet yaratma sürecine bakmak yeterli olur. Buna rağmen milletler ve milliyetçilik konusundaki yaygın kuramlar bu alanı ihmal edip kadınlık ve erkeklik rollerinin milletin kuruluşundaki hayati rolünü gözardı etmişlerdir. Kadın ve milliyetçilik alanındaki çalışmaları ile tanınan Nira Yuval-Davis, pek çok yabancı dile çevrilen bu kitabında, cinsiyet ilişkilerinin milliyetçi projelerin bazı temel boyutlarına olan katkısını sistematik olarak incelemekte ve yeni mücadele yolları önermektedir.