Türkçe Edebiyat - 14. sayfa

Barbarlar Zamanı

Cem Uğur, faillerinin bile anlatmaktan çekindiği konuları ustalıkla eklemleyip bir resmî acılar geçidi izletiyor Barbarlar Zamanı’nda.

Puslu Kıtalar Atlası (Ciltli)

İhsan Oktay Anar’ın unutulmayan ilk romanı Puslu Kıtalar Atlası, bu defa İlban Ertem’in masalsı çizgileriyle çizgi roman olarak karşımızda.

Puslu Kıtalar Atlası

İhsan Oktay Anar’ın unutulmayan ilk romanı Puslu Kıtalar Atlası, bu defa İlban Ertem’in masalsı çizgileriyle çizgi roman olarak karşımızda.

Belleğin Kış Uykusu

Belleğin Kış Uykusu, Mehmet Eroğlu evreninin benzemez ve ayrıksı romanı.

İstanbul İstanbul

Burhan Sönmez, acının ve her şeye rağmen umudun yörüngesinde dönen bir kenti, büyük bir romanla yeniden yaratıyor.

Bir Sabah Uyandığımda Yoktum

Pahalı bir evde yaşayan, büyük bir şirkette çalışan, özgüveni yüksek, hırslı ve parlak bir profesyonel, bir sabah uyandığında, ortada hiçbir neden yokken hiç var olmamışçasına kaybolduğunu fark eder. Öylece, birdenbire bir Yokadam’a dönüşmüştür. Bir Sabah Uyandığımda Yoktum, debdebeli ve etkileyici bir novella.

Noğmal

Noğmal, mutedil ve dengeli bir hayat sürdüren sıradan bir aileyi anlatıyor. Hayat gailelerini, küçük takıntıları, emelleri, telaşları, hesapları, bahaneleri ve gevezeliklerini resmediyor.

Bize İki Çay Söyle

Elif Key anların, olayların, sıradan gibi görünen başkalıkların fotoğraflarını çekip kalemini oynatıyor.

Haliçli Köprü

‘Emine’ Sevgi Özdamar, Almanya ile Türkiye arasında salınarak ve kültürlerin kendi uçurumlarında mekik dokuyarak dünyanın en uzun köprüsünü inşa ediyor; Haliçli Köprü. Çelişkileri, benzerlikleri, boşlukları, dalgalanmaları anlatıyor.

Yüz: 1981

12 Eylül’ün ruhunu, solun sahici yenilgisini, yerine ikame edilen yeni değerleri ve vicdansızlığı anlatıyor Mehmet Eroğlu.

Aksi Gibi

Aksi Gibi, beyhudenin, eksikliğin, çelişkilerin, sıkıntı yok diyebilmenin hikâyeleri... Türkçe edebiyata yeni bir parantez.

Albayım Beni Nezahat İle Evlendir

Albayım Beni Nezahat ile Evlendir, hayat hakkında fikri olmayanlara yazılmış kafası karışık bir hikâye.

Nergis

Turgut Ulucan, o küçük köyü, o büyük meseleyi anlatıyor. İnsanın insana ettiğini... Ecel gibi çöken koyuluğu... Nergis, bir cinayetin hikâyesi...

Ressamın Takvimi

Erdal Ateş, bazen soğuk ama her zaman insanın içine işleyen bir serinlikle anlatıyor. Ressamları, insanları, saplantıları, arzuları, tutunma telaşını.

Hayat Bir Kervansaray

‘Emine’ Sevgi Özdamar, evlere sokaklara uğruyor, dillere dolanıyor, o büyük evde, uzun koridor boyunca girip çıktığı odalardan bir Türkiye panoraması çıkartıyor.

Latife Tekin Kitabı

Latife Tekin adeta kendi kendine konuşur gibi evinden, çocukluğundan, ailesinden, köklerinden, yoksullardan, iktidarlardan, masumiyetten, yaşamın ve yazının sesinden söz ediyor.

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, İtalyan Yokuşu’ndan aşağı, rüzgâra asılıp Tophane’ye inen roman.

Ukde

Ukde kısacık, büyük bir roman. Ermenileri, Türkleri, kadınları, katilleri, hainleri, eski defterleri deşeleyen kederli bir ses.

Yangın

Herkes ölüyor. Kimi hızlı kimi yavaş... Camlar patlıyor yangın sıcağıyla. Toprağın altı da yerin üstü gibi kaynıyor. Yangın, ürkütücü bir distopya. Bir ihtimalin romanı.

Münhal

Ekin Can Göksoy, cadıları, çamura düşen mendilleri, zihgiri, Allah’ın taş ettiklerini, şehirden çıkan dumanı, emanetleri, Dolapdere’yi anlatıyor. Gün yüzüne çıkan yeni bir yazar. Münhal, içinde hikâyeler olan bir kaleydoskop... Fısıltılı, güvercin tedirginliğinde...

Unuttuğum Bütün Akşamlar

Ethem Baran, geçen günleri konuşturuyor. Eşyaları, sessizliği, kalabalığı, yolculuğu, kederi, yürek sızlatanı, takılıp kalanı, bir türlü geçip gitmeyeni, ahşap evleri, patikaları, televizyonu… Unuttuğum Bütün Akşamlar, Ethem Baran’ın ustalık dolu hikâyeleri… Nehir gibi akıp giden hatıralar…

Yarım Kalan Yürüyüş

Mehmet Eroğlu, devrimci eylemcilerinin dünyasını anlatmayı sürdürüyor. Ağır yaralı, hüzünlü, öfkeli, ölmeye hazır, romantik kahramanlarının savaşını ve aşklarını ustalıkla resmediyor.

9,75 Santimetrekare

Yaralı bir adamı anlatıyor Mehmet Eroğlu. Sokaktan gelen çocuğu, ruhu bereli olanı, İsa’nın Meryem’i öldürdüğünü gören bebeği, unutmaya ve arınmaya çalışan bir yazarı.

Alocu Tilki'nin Serencamı

Alocu Tilki’nin Serencamı, kirli bir adamın küskünlüğünü, iç dökmelerini trajikomik bir dille resmediyor. Muzip, karanlık ve soğuğu bilen bir soğuklukla.