Edebiyat Eleştirisi - 3. sayfa

Türk Evini Hayal Etmek
Eve Dair Kolektif Düşler

Türk evi dendiğinde herkesin aklına gelen, hemen tarif edilebilen görsel bir imge vardır. Sokağa doğru uzanan çıkıntılı üst katlarıyla ahşap iskeletli evlerdir bunlar. Carel Bertram, edebiyata, kanonik anlatılara, bazen karikatürlere ve hatıralara yoğunlaşarak Türk evi imgesini tartışıyor.

Marksizm ve Edebiyat Eleştirisi

İnsanların sömürüye karşı mücadelesiyle geçmişin edebiyatı arasında bağlantı kurmadıkça, günümüzü tam olarak anlayamayız ve onu etkin bir biçimde değiştiremeyiz. Ayrıca bu zorunluluğu yerine getirmezsek bizi daha iyi bir sanat ve daha iyi bir topluma götürecek metinleri okumada ve söz konusu sanat biçimlerini üretmede daha az ehil olacağız.

Aydınlıktan Karanlığa İktidar
Orhan Pamuk Romanlarında Demiryolu

Demiryolu, genellikle Batı’yla ve kolonizasyonla özdeşleşmiş bir imge. Anadolu’ya ve hafızamıza Batılılaşma çabaları sırasında giren tren ve demiryolu ise pek çok mani, bilmece, ninni ve türküde yer alıyor; edebiyat metinlerinde de tekrarlanan bir motif olarak ortaya çıkıyor.

Nikolay Gogol

Nabokov, bu zihin açıcı çalışmasında Palto, Burun, Müfettiş, Ölü Canlar gibi ünlü, ama aslında okundukça keşfedilen Gogol yapıtlarını inceliyor. Gogol’ü nasıl anlayabileceğimizi gösteriyor. Edebiyatın ne olduğunu ve ne olmadığını bu metinlerden yola çıkarak kendi alaycı, zeki üslubuyla sorguluyor, sorgulatıyor.

Edebiyat ve Felaket

Fransa, ABD ve Türkiye’de edebiyat alanındaki çalışmalarıyla tanınan Prof. Nichanian’dan “Felaket” sonrası tanıklıkları ve edebiyatı üstüne kapsamlı bir araştırma. Yıl 1909 Adana... Ermeni katliamı... ve Zabel Yesayan.. Yıl 1915 İstanbul...

"Korkuyu Beklerken" Gelenler
Oğuz Atay Öyküleri Üzerine Yazılar

Oğuz Atay’ın Türk edebiyatının bir klasiği haline geldiği aşikâr. Yazarın adı bu kadar anılırken, eserlerine bu kadar gönderme yapılırken, karakterleri neredeyse meşhur birer isim haline gelmişken Atay’ın öykücülüğü üzerinde yeterince durulmadığı ve hatta öykülerinin ihmal edildiği düşüncesiyle gerçekleşen bir sempozyumun ürünü “Korkuyu Beklerken” Gelenler.

Türk Romanında Yazar ve Başkalaşım

Jale Parla Türk romanında, başkişileri şair ve yazar olan, Künstlerromanları (sanatçı romanları) incelediği bu çalışmasında; başarılı, hem edebi rolüyle hem de entelektüel önderlik vasıflarıyla mükemmel yazarlar ve 19. yüzyıldan başlayarak romanda çok sık rastladığımız anti-kahramanlara tekabül eden başarısız ve yarım yazar kahramanlara bakıyor.

Kötülük Üzerine Bir Deneme

On beş yıl önce İngiltere’nin kuzeyinde on yaşında iki çocuk, bir bebeği işkence edip öldürdü. Halk dehşetle ayağa kalktı. Oysa bu cinayeti niye özellikle korkutucu buldukları tam açık değildi. Neticede çocuklar, kimi zaman oldukça vahşice davranmaları doğal karşılanan sadece yarı ehlileşmiş yaratıklardır.

Kayıp Destan'ın İzinde
Kuvâyi Milliye ve Memleketimden İnsan Manzaraları'nda Milliyetçilik, Propaganda ve İdeoloji

Nâzım Hikmet, Cumhuriyet döneminin tamamına damgasını vurmuş en önemli edebi ve siyasi şahsiyetlerden biri. Şiirleri, hem getirdiği biçim hem de seçtiği içerikle kuşaklar üzerinde bugün dahi etkisini sürdürüyor. Ancak Nâzım Hikmet şiirleri üzerine etraflı incelemelerden halen yoksunuz. Erkan Irmak, Kayıp Destan’ın İzinde başlıklı çalışmasında bu meşakkatli işin bir kısmını üstlenerek şairin Kuvâyi Milliye ve Memleketimden İnsan Manzaraları eserlerini ele alıyor.

Beliyat-ı Mudhike ve Karı Koca Masalı
ve Ahmet Mithat Kaynakçası

Ahmet Mithat’ın, 19. yüzyıl Osmanlı dünyasında yazmaya ve edebiyata verdiği önem ve harcadığı emek, hayranlık uyandıracak kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Ahmet Mithat, pek çok edebiyat eleştirmeni ve tarihçisi tarafından yeterince önemsenmemiş olsa da, eserlerinde kullandığı deneysel anlatım tarzları, gerçek bir edebiyatçı olarak yazdığı metinler üzerine düşündüğünü ve çalıştığını gösteriyor.

Edebiyatın Omzundaki Melek
Edebiyatın Tarihle İlişkisi Üzerine Yazılar

Edebiyatın Omzundaki Melek, edebiyatın tarihle nasıl bir ilişki kurduğunu araştırıyor. Bunu yaparken tarihin, edebiyatın dinamiklerini ve bağlamını kaçınılmaz olarak belirlemesinin yanı sıra edebiyat metninin, kurmacanın tarihyazımı ile etkileşimini ve edebiyat tarihçiliği anlayışını sorguluyor. Bunun yanı sıra bir kimlik sorunu olarak edebiyat- tarih ilişkisine de odaklanıyor.

Yazarın Kuramı
Eserimi Nasıl Yazdım?

Türk ve Dünya edebiyatından yapılan bu seçkide, romandan öyküye ve şiire varan bir yelpazede yazarların eserlerini nasıl tasarladıklarını, onları nasıl yazdıklarını anlattıkları yazıları bir araya topladık… Bazı yazarlar yazma anına dair kişisel deneyimlerini, duygu dünyalarını aktarırken bazıları çok tartışılan eserlerini yazarken arka planda akan ve eserlerini birebir etkileyen tarihî olayları da kayıt düşüyorlar.

Efendime Söyleyeyim
Hasan Ali Toptaş Kitabı

Elinizdeki kitap, Hasan Ali Toptaş’ın hem eserlerinin hem de kendisinin bugünden görülen bir profili olarak kurgulandı. Hayatı üzerine şimdiye kadar yapılan en ayrıntılı söyleşi ve romanlarını kurguladığı dünyası… Eserlerini yabancı dillere çevirenlerin, tiyatroya ve sinemaya uyarlayanların deneyimleri…

Osmanlı Romanının İmkânları Üzerine
İlk Romanlarda Çok Katmanlı Anlatı Yapısı

Cumhuriyet sonrası eleştirel söylem içinde, ideoloji doğrultusunda belirlenmiş bir kanona ve indirgenmiş tartışmalara hapsolan, acemiliklerin ve yetersiz taklitlerin romanı olarak sunulan Osmanlı romanına, 21. yüzyılda yeni bakış açıları kazandırmak mümkün mü?

Oğuz Atay İçin
Bir Sempozyum

Türkçe edebiyatın en önemli yazarlarından biri olan Oğuz Atay, ölümünün 30. yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yapılan bir sempozyumla anıldı. Atay’ın, aynı zamanda Türk edebiyatının en sevilen, en geniş okur kesimine sahip yazarlarından biri oluşunu hareket noktası alan sempozyum, Oğuz Atay okurlarını bir araya getirdi, onları Atay’ın arkadaşlarıyla, Atay’ın eserleri üzerine yazılar yazmış eleştirmenlerle ve akademisyenlerle buluşturdu.

Kurgulanmış Benlikler
Otobiyografi, Kadın, Cumhuriyet

Nazan Aksoy Kurgulanmış Benlikler’de yakın tarihimizi, o döneme tanıklık eden kadınların dilinden, onların otobiyografilerinden okuyor. Özellikle son yıllarda yayımlanan kadın otobiyografilerinin de genel olarak odak noktası modernleşme ve özel olarak Cumhuriyet tarihidir.

Eleştiri ve İdeoloji
Marksist Edebiyat Teorisi Üzerine Bir Çalışma

Terry Eagleton, edebiyat eleştirisi tartışmalarının muzip, acımasız ve otorite sayılan üyelerinden biri. Eleştiri ve İdeoloji, modern edebiyat eleştirisi literatürünün yapıtaşlarından sayılıyor. Yazıldığı dönemin yapısalcı argümanlarını ihtiva eden; metni, yazarı, genel edebiyat teorisini ve eleştiri öğelerini aynı bağlam içerisinde birbirleriyle tartıştırarak ele alan Eagleton, yalnızca genelgeçer bir ideoloji tartışması yerine, metin ve edebiyat üzerinden bunun arkeolojisine girişiyor.

Ana Metne Taşınan Dipnotlar
Türk Edebiyatı ve Kültürlerarasılık Üzerine Yazılar

Kültürel özcülük ve milliyetçilikten uzak başka bir edebiyat tarihi anlayışı yaratmak mümkün mü? Mignon bu sorudan yola çıkarak, karşılaştırmalı edebiyat ve Türk edebiyatı tarihi çalışmalarında ismine yalnızca dipnotlarda rastlanan edebiyatçı ve düşünürleri ana metne taşıyor; bunu yaparken de edebiyat tarihi konusunda şimdiye kadar tartışılmadan kabul görmüş bazı görüşleri sorguluyor.

Modern Türk Edebiyatı Üzerine Okumalar

Modern Türk Edebiyatı Üzerine Okumalar, Ahmet Mithat’tan başlayarak Tanzimat dönemine, erken Cumhuriyet yazınından günümüze dek uzanarak Türk edebiyatındaki, dolayısıyla fikir dünyamızdaki süreklilik ve kopuşları kapsamlı bir şekilde görme fırsatı veriyor.

"Ben Buradayım..."
Oğuz Atay'ın Biyografik ve Kurmaca Dünyası

Edebiyatımızın kilometre taşlarından olan Oğuz Atay özellikle son yirmi yıldan bu yana büyük bir okur kitlesine ulaştı ve benimsendi. Yazarın gerek yaşamı gerekse eserleri hakkında yazılanlar ise makalelerle sınırlı kaldı. Modern Türk edebiyatı konusundaki ciddi ve kapsamlı araştırmalarıyla tanınan, aynı zamanda önemli bir Oğuz Atay uzmanı olan Yıldız Ecevit, ilk defa Oğuz Atay’ın yaşamını ve eserlerini kitaplaştırdı.

Türk Edebiyatı ve Birinci Dünya Savaşı (1914-1918)
Propagandadan Milli Kimlik İnşâsına

Birinci Dünya Savaşı, ülkemizde yeterince araştırılmamış bir konudur. Bu savaş ile edebiyat ve propaganda arasındaki ilişki ise neredeyse bütünüyle ihmal edilmiştir. Erol Köroğlu’nun kitabı işte bu boşluğu dolduruyor. Propaganda alanındaki başarının ülkelerin gelişmişliğine göre değiştiğine işaret eden yazar, Osmanlı Devleti’nin bu yöndeki çabalarını ve başarısızlığını derinlemesine araştırıyor.

Kadınlar Dile Düşünce
Edebiyat ve Toplumsal Cinsiyet

Herkes dile düşer, kadınlar da erkekler de... Ama ataerkil ideolojiler tarafından dil ötesi bir mahremiyet alanına hapsedilen kadınların, kamusal alanda görünür olunca kendilerini rezil ettikleri düşünüldüğünden, “dile düşmek” deyimi en çok onlara yakıştırılır. Üstelik, erkekler tarafından yapılmış bir dil içinde yaşamak zorunda oldukları ve simgeleştirilip başka şeyler hakkında konuşmanın aracı yapıldıkları için, hep “erkek dili”ne düşer kadınlar.

Kristal Bahçe

Edebiyatçıların, diğer edebiyatçılar hakkında düşünce ürettiği kitaplar seyrektir. Tüm edebiyat ortamını, yazarları ve edebiyat yapıtlarını, edebiyatın kavramlarıyla sorgulayan kitap ise neredeyse yoktur. Gürsel Korat, Kristal Bahçe ile, bir roman ve öykü yazarı olarak, edebiyatı ve edebiyatçıyı sorgulama yönünde önemli bir adım atıyor.

Türk Romanında Postmodernist Açılımlar

`Geçmişinde çok uzun yıllar yalnızca `gerçekçi` olmuş, romantizmi neredeyse hiç yaşamamış Türk romanı, modernist/postmodernist biçimcilikte ilk kez `romantizm`le tanışmaktadır ve bu bana göre estetik düzlemde gerçekleşen bir devrimdir ve her devrim gibi de heyecan vericidir.`