Türkçe Edebiyat - 26. sayfa

Merdivenaltı

Onları `korkularını yenme`nin bir yolu olarak `kendisi için` yazdığını, yazıp bitirmesiyle de onlarla ilişiğini kestiğini söyleyen Yeşim Dorman Müderrisoğlu`nun hikaye kitabının adı, bu `ilişik kesme`nin izini taşıyor: `Merdivenaltı`na süpürülmüş hikayeler.

Bekle Dedim Gölgeye

Polisiye entrikanın berisinde, bir kuşağın geçmişiyle ve kendisiyle hesaplaşmasının gerilimi var Bekle Dedim Gölgeye’de. Arkadaşlık, ahlâk ve sadakatle ilgili, iktidar tutkusuyla ilgili, her kuşağın yeniden keşfetmesi gereken, veya belki her kuşakta yeniden yitirilen değerlerle hesaplaşma var.

Erkek Hikayeleri

“Mars’ta hayat var mı?” türünden bir soru: Erkeklerin bir iç dünyası var mı? Anlatılacak, anlaşılacak bir yanı var mıdır erkeklerin, zaten apaçık görünenin ötesinde? Boyundurukları altında bir dünyada bile ancak ilâve boyunduruklar takınarak kendini koruyabilen bu canlı türünün acayipliklerine akıl sır erdirmek mümkün mü

Aşk Meleğinin İşleri

Bir sahil kasabasının çocuklarıyla bir büyük kent apartmanının yaşlılarına çok farklı öykülerde benzer bir insanlık hâlini yaşatan o meşhur meleğin izini süren öyküler, Zeynep Avcı’nın yazdıkları.

Aşkım Bana Resimaltı

Hep tanıdığımız insanlar, hep bildiğimiz şeyler hakkında, konudan konuya, daldan dala, delice bir imge akışı… Şehir ve iş hayatının, kadınların ve erkeklerin gündelik harp sahneleri… Sıradan hayatlara sinmiş küçük numaralarla, küçük hesaplarla, küçük stratejilerle ilgili bir tür ‘ortam dinlemesi’… Nehir roman misali, bir nehir sit-com…

Refakatçi

Kız çocuğu 12 yaşında, bir resim dehası olarak kabul ediliyor, büyük bir holdingin tek varisi... Kahramanımız, bir gemi yolculuğu boyunca bu çocuğun refakatçiliğini yapacaktır; para karşılığında tabii. Gemi hareket eder, “iş”le beraber gerilim ve oyun da başlar. Üstelik oyuna hesapta olmayan aktörler de katılır.

Anayurt Oteli

İnsanlar arasındaki iletişimsizliğin korkunç sonuçlarıyla somutlanışı. “Sıradan insanlar”ın kavranması zor iç dünyaları. Çağımız insanının bireysellikten toplumsallığa, yöresellikten evrenselliğe uzanan kimlik arayışı.

Gece

Her gün birçok insanın can verdiği, pek çoğunun yaralandığı, benliğimizde derin iz bırakan baskı ve yıldırma dönemi. Yılgının ve kıyımın maşası olan insancıklar: Gecenin işçileri. “Gece”nin “yalanı bir düzen haline getirme” çabasındaki sahipleri. Yakın geçmişte yaşadığımız kargaşayı alışılmış çerçevenin dışında ele alan, okuru şaşırtan ve ürküten bir eser.

Jönler

II. Meşrutiyet’i hazırlayan çeşitli siyasî ve fikrî örgütlenmeler, basın-yayın etkinlikleri Paris, Cenevre, Kahire gibi merkezlerde yoğunlaşır. İşte Bekir Fahri’nin, 1900’lerde Mısır’da yaşayan Jön Türkleri konu edindiği Jönler romanı bu açıdan ayrı bir önem taşımaktadır

Geceyi Tanıdım Erostratus

Gündelik gerçeklikten yola çıkılarak yazılmış, ama fantastik öğelerle bezenmiş metinler. Yaşananla tasarlanan, gerçekle düş arasındaki sınırı anlatan, hayatı yakınmadan algılayan, birbirini tamamlayan hikayeler.

Ten ve Gölge

Usta hikayeci Aktunç’tan gerçeği algılama ve yansıtma biçimi çok farklı, dili ve üslubu iyice süzülmüş ondokuz hikaye. Yakın tarihimizin odak noktalarını tek tek her bireyde, her ortamda ve anlatım biçiminde yakalayabilen ürünler.

Aylak Adam

Gerçek sevgiyi arayan, böylece korkuluksuz köprüden yuvarlanmamaya çalışan Aylak Adam, sinemalar, ressam atölyelerinde, meyhanelerde, bir türlü iletişim kuramadığı kalabalıkların arasında... Kitaplar, içki... yine içki... Sınırları aşılamayan dar çevrede dönenen sıkıntılar, mutluluğa yaklaşıp uzaklaşmalar... Temel sorun iletişimsizlik.