"Toplum" için arama sonuçları - 5. sayfa

Huzursuz Bir Ruhun Panoraması
Huzursuz Bir Ruhun Panoraması, cumhuriyet döneminin kanonik yazarlarından Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun o verimli huzursuzluğuna aynalar tutuyor. Onun aşka, inkılâba, Batı’ya, kadınlara, mekâna, millete, siyasete, Atatürk’e, dine, Bektaşiliğe ve daha birçok şeye -mesela can sıkıntısına- bakışına tutulan aynalar, bunlar. Bu geniş bakış, cumhuriyet tarihinin zihniyet dünyasında kapsamlı bir keşif turu anlamına geliyor. Yakup Kadri’nin edebi dilini, edebiyatının kaynaklarını ve açılımlarını da ihmal etmeden…
Dr. Jekyll ve Bay Hyde'ın Tuhaf Hikâyesi
Stevenson’ın çığlıklar içinde uyandığı bir kâbustan yola çıkarak yazmaya başladığı ve kısa sürede tamamladığı Dr. Jekyll ve Bay Hyde’ın Tuhaf Hikâyesi, saygın bir doktorun, Londra’nın tekinsiz sokaklarında kol gezen bir caniyle olan gizemli ilişkisini anlatır. Psikanalitik devrimin arifesinde, sınıf çatışması, suçluların yaşamı, insanın içindeki kötülüklerden kurtulabilmek için göze alabilecekleri ve toplumdan gizlenen hayatlar gibi güncel konular etrafında kaleme alınmış bu hikâye, yayımlandığı devrin ötesine uzanmayı başarmış, korku edebiyatının en akılda kalıcı kişiliklerinden birini ölümsüzleştirmiştir.
İmkânsız Özerklik
Sanatçının kendisine sorduğu “sanat, toplum için midir, sanat, sanat için midir” sorusuna verilen cevap, sanatçının “özerk” alanını kısıtlar. İkinci Yeni şiirine gösterilen dirençten yola çıkılarak eleştirel bir “anlatı” kurmayı amaçlayan İmkânsız Özerklik: Türk Şiirinde Modernizm, 1950’li yılların ikinci yarısında Türkçe edebiyatta yaşanan “modernist” dönüşümü anlamak için bu edebiyata verilen tepkilerin nedenlerini sorguluyor.
Türkiye’de Köylülüğün Sosyal Tarihi (1945-1960)
Geçiş diye tanımlanan dönemlere genellikle güçlü bir belirleyicilik atfedilir ve bir toplumun tarihi, ağırlıkla, söz konusu “geçiş” dönemlerine referansla düşünülür. 1945-1960 yılları arası da -çok partili siyasal hayata geçiş, Demokrat Parti’nin iktidara gelişi ve 1960 Darbesi- Türkiye tarihi için böyle bir dönemi ifade eder. Bazen “geçiş” momentlerinin belirgin nitelikleri, dönemin birtakım kritik gelişmelerini görmeyi zorlaştırabilir. Sinan Yıldırmaz, Türkiye’de Köylülüğün Sosyal Tarihi’nde “köylülük” üzerinden bu zorluğun üzerine gidiyor. Köylülerin siyasi bir güç haline gelmesini, siyasal alanda artan görünürlüklerini, siyasi tartışmalarda “hesaba katılmalarını” köy edebiyatından, köylülerin “karıştığı” olaylardan, kırsal alanın dönüşümü, kente göç, gecekondulaşma gibi gelişmelerden hareketle anlamaya çalışıyor.
Toplumcu Belediyecilik
Bu kitap, İstanbul’da Ahmet İsvan, Ankara’da Vedat Dalokay ve Ali Dinçer, Adana’da Ege Bağatur, İzmit’te Erol Köse, Çanakkale’de Reşat Tabak yönetimleri örneklerine bakarak, toplumcu belediyecilik deneyimini enine boyuna inceliyor.
Sakin Olmak
Mutsuz Olmak ve Aşk adlı kitaplarıyla tanıdığımız felsefeci Wilhelm Schmid, Sakin Olmak’ta hem bireysel hem de toplumsal düzeyde sakinlik kavramını ele alıyor ve onu doygun bir yaşamla ilişkilendiren önemli ipuçları veriyor.
Kültür Politikasına Giriş
Alanda önemli bir boşluğu dolduracak olan bu kitap, sadece kültür politikası öğrenmek isteyen lisans ve lisansüstü öğrencileri için değil, devlet-toplum ilişkilerini kültür ışığında incelemek isteyen tüm sosyal bilimciler için de değerli bir kaynak…
Kurtuluş Paradoksu
Michael Walzer, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan üç bağımsız devleti, Hindistan, İsrail ve Cezayir’i ele aldığı Kurtuluş Paradoksu’nda ulusal kurtuluş hareketlerinin vaatlerini, kazanımlarını ve toplumları içerisindeki algılanma biçimleriyle birlikte paradokslarını, çıkmazlarını ve çelişkilerini de gösteriyor.
"Bayağı Kalabalığız"
İşsizlik 21. yüzyılın ilk çeyreğinde istikrarlı biçimde artarken, “diplomalı işsizliği” de kitlesel bir olgu olarak yerleşik hale geldi. Esra Kaya, diplomalı işsizliğini bir toplumsal deneyim olarak bütün yönleriyle mercek altına alıyor. Bu deneyimin yaşa ve toplumsal cinsiyete göre nasıl yapılandığına da bakarak, geçim sorununun ötesinde çok yönlü bir tahribata yol açtığını gösteriyor.
Ulus Baker'i Okumak
Ulus Baker’in yazdıkları, düşünme zevki ve şevki yaratan kalıcı bir iz bıraktı. 2015’ten beri “Ulus Baker Okumaları” adıyla onun metinlerinden biri etrafında hazırlanan sunuşlar ve yürütülen tartışmalar, bu ilham verici etkinin verimli sonuçlarından biri. Bu buluşmalar, Ulus Baker’in denemelerini, estetikten tarihe, felsefeden sosyolojiye, farklı ilgi ve bilgi alanlarıyla etkileşime açtı. Onur Eylül Kara’nın sunuştaki söyleyişiyle, kitap, bu yetkin sunuşlardan bir seçki niteliğinde. Baker’in “derinlere daldıran, uzaklara götüren” yazılarının hakkını veren bir seçki…
Parlak Yıldızlardık O Zaman
Türkiye’de kültür incelemelerinin gelişmesinde, özellikle popüler kültürün sosyal teorinin “muteber” bir konusu haline gelmesinde öncü rol oynayan Meral Özbek’e armağan olarak hazırlanan bir derleme Parlak Yıldızlardık O Zaman. Sinemadan edebiyata uzanan yazılar, gündelik hayatın içindeki sınıf mücadelelerinin, toplumsal cinsiyet meselelerinin, insan varoluşunun canlı görünümlerini sunuyor.
Bir Hayat Üç Dönem
2000’lerde İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği başkanlığını yapan Gençay Gürsoy, Bir Hayat Üç Dönem’de sadece bir nöroloji profesörünün anılarını değil, sosyalist siyaset içinde üniversite yıllarından beri yer almış bir mücadele insanının Oltu’da başlayıp, Kars’da, İstanbul’da ve bir dönem Avrupa’da devam eden yaşamından gözlemlerini canlı bir dille aktarıyor. Toplumsal gelişmelerin darbelerle kesintiye uğrayan dönemlerini ele alıyor. Yakından tanıma fırsatını bulduğu bazı şahsiyetlerle ilgili tanıklıklarını sunuyor.
Gazap Üzümleri
Gazap Üzümleri, bir toplumsal krizin etkilerinin epik bir anlatıyla gerçek bir sanat eserine dönüşmesinin Amerikan edebiyatındaki en güzel örneği.
Osmanlı İmparatorluk İdeolojisi
Osmanlı İmparatorluk İdeolojisi, 1451-1603 yılları arasındaki eserlerden hareketle dönemin ayırt edici özelliklerini tespit etmeyi hedefleyerek edebiyat eserlerinin sosyal bilimler alanındaki çalışmalarda dikkate alınmasının önemine işaret ediyor.
"Biz Her Şeyiz"
Türkiye’nin gündeminden düşmeyen, hemen hemen her konuyla ilgili fikrini belirtmekten çekinmeyen ve kamuoyunda bütçesiyle sık sık eleştirilerin hedefi olan Diyanet İşleri Başkanlığı, Burcu Karakaş’ın titiz çalışmasıyla masaya yatırılıyor. “Biz Her Şeyiz” - Diyanet’in İşleri, AKP döneminde güçlenen Diyanet’in bütçesini, personelini, özellikle aile, çocuk ve gençlikle ilgili projelerini, kendi medya araçlarıyla ilettiği mesajlarını, toplumsal cinsiyet ve kadın konularında takındığı tavrı, iktidarla sıkı ilişkileriyle yakından inceliyor, birebir görüşmeler yürüttüğü saha çalışmalarıyla verilerini destekliyor.
"Konya'da Kürt mü Var?"
Konya’da Kürt mü var?” sorusu, Orta Anadolu taşrasındaki Kürt nüfusuna dair bilgisizliğin günlük dildeki ifadesi. Oysa Ankara, Konya, Kırşehir, Çankırı, Aksaray, Yozgat, Çorum, Amasya, Niğde ve Tokat’ın kimi ilçelerinde, kimisi 15. yüzyıla kadar uzanan zamanlardan beri yerleşikleşmiş Kürt toplulukları yaşıyor. Hacı Çevik “Konya’da Kürt mü Var?”da kademe kademe göçlerle oluşan Orta Anadolu Kürt topluluklarının toplumsal şekillenme sürecini ele aldıktan sonra, başka bir göç dalgasına eğiliyor: Avrupa’ya göç ve bunun siyasal etkilerine bakıyor.
Askerî Harcamalar ve Ekonomi
“Kapitalizmin ve emperyalizmin tüm yaratıcı, yenileştirici gücünün; ‘yıkarken, inşa da edebilen’ dinamizminin tükendiği bir dönemde yaşıyoruz. Bu ikili, son kırk yıl boyunca, dünya halklarını piyasa vahşetine ve yıkıma mahkûm etti. Batı toplumları, refah devletinin birikimlerini adım adım yitirdi. Devletin geleneksel işlevlerinin aşınmayan ana öğesi ‘savunma’ adı altındaki askerî harcamalar oldu. Adem Yavuz Elveren’in kitabı kapitalizmin askerî harcamalar olgusu içinde somutlaşan çelişkilerine ışık tutuyor.” Korkut Boratav
Pandeminin Düşürdüğü Maskeler
Koronavirüs (Covid-19) pandemisinin tedirginlikle geçen ilk bir yılını çok yönlü analiz eden bu kitap, kalıcı değerde bir muhasebe niteliği taşıyor. Dünyayı ağına alan bu virüs nedir ve “nereden çıktı”? Salgının Türkiye’deki gelişme seyri nasıldı, hangi kırılma anları yaşandı? Salgın koşullarında sağlık sistemi ve sosyal güvenlik kurumları ne yaptılar, ne yapamadılar? Bakanlık ve Bilim Kurulu, nasıl bir işlev gördü? Hekim meslek örgütleri salgın karşısında nasıl tutumlar aldılar; sağlık çalışanları nasıl etkilendiler? Maske, hijyen, mesafe gibi bireysel önlemlerin, pandemiden çıkış stratejisi olarak aşının hükmü nedir? Salgını baskılama uğraşı, nasıl, toplumu ve siyasal alanı baskılamaya bahane oldu? Bu ve daha bir çok soruyu etraflı bir şekilde ele alan Pandeminin Düşürdüğü Maskeler, ısrarla, “pandeminin yüzümüze vurduğu eşitsizliklere” dikkat çekiyor.
Serteller
Serteller bir ülkenin, bir toplumun doğuş, yükseliş ve tökezleme anlarını müdahil ve mağdur olarak bizzat yaşayan Sabiha ve Zekeriya Sertel’in mücadele dolu buruk yaşam öyküsü paralelinde ele alıyor.
Hayvan Çiftliği
Hayvan Çiftliği, 20. yüzyılın siyasal ve toplumsal ütopyalarının yarattığı hayal kırıklığına yönelik çarpıcı bir eleştiri.
Augie March'ın Maceraları
Toplumsal baskılara bireysel özgürlük ve seyahat arzusuyla direnen Augie March’ın Maceraları umut ve iyimserlik dolu bir büyük deneysel yapıt.
İyiliği Düşünmek
Ayla Göksel ve Zülfü Livaneli’nin, çok farklı anlamlarda kullandığımız “iyiliğin” yeniden ele alınması, konuşulması, hayatın her alanında kalıcı olması fikrinden yola çıkarak derledikleri İyiliği Düşünmek, iktisattan psikolojiye, dinden sivil toplum kuruluşlarına, gazetecilikten bilime, felsefeden doğaya uzanan geniş bir aralıkta iyiliğin izini sürüyor, iyiliğe farklı açılardan bakıyor.
Büyük Selçuklu İmparatorluğu
Peacock, Ortadoğu ve Orta Asya’da, 11. ve 12. yüzyıllarda hüküm süren Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun demografik yapısını, veraset sistemini, Selçukluların yalnızca İslâm’la değil, diğer dinlerle de olan ilişkisini ve tebaasındaki gayrimüslimlere yaklaşımını, izlediği toplumsal ve politik yolu ve benimsediği bozkır geleneğini ortaya koyuyor.
Dünyanın Ters Köşesi
Latin Amerika hakkında rehber niteliği taşıyan bu derleme, yarı kıtanın “büyülü” ve gayet de “gerçek” halini birçok cephesiyle ele alıyor: Sömürgecilik mirasının ardından sürekli ABD “müdahalesi” altında verilen bağımsızlık ve kalkınma uğraşı… Otoriter-askerî yönetim tecrübelerinden, uzun dönem bir “Latin Amerika olayı” gibi görülen popülizm ile anayasa ve rejim mücadeleleri… Sosyalizm deneyimleri… Yoksullar, kadınlar, toplumsal hareketler, dinsel akımlar… Ve bütün dünyayı etkileyen zenginliğiyle müzik, edebiyat, sinema, futbol…