"Toplum" için arama sonuçları - 2. sayfa

Cihan Harbi’nin Cephe Gerisi
Yiğit Akın, Birinci Dünya Savaşı’nın toplumsal tarihine bakıyor; başka bir deyişle, savaşı salt askerî-siyasi boyutunun ötesinde, toplumsal bir olay olarak inceliyor.
Reformasyon'un Kısa Tarihi
Helen L. Parish, Reformasyon’un Kısa Tarihi kitabında her şeyden evvel tek bir Reformasyon hikâyesinin olmadığının kabulüyle hareket ediyor ve onu kadınların değişen/değişmeyen konumuyla, evlilik gibi kurumlarla, ruhani-seküler otorite çekişmesiyle, Katoliklik itişmesiyle, matbaanın gelişimiyle birlikte ele alıp çok çeşitli toplumsal dinamiklerle etkileşime sokuyor.
Çapanoğulları
Çapanoğulları, Yozgat havalisinin köklü ve büyük bir hanedan ve elit sülalesi. Popüler hafızada, Milli Mücadele dönemindeki Çapanoğlu İsyanı ile ve “altından Çapanoğlu çıkar” deyimiyle biliniyorlar. Büşra Nur Topal Akdoğmuş, bu incelikli çalışmasında, Çapanoğulları’nı Osmanlı’dan Cumhuriyet’e taşra elitinin dönüşüm sürecinin canlı bir “sahası” olarak ele alıyor. Çapanoğulları’nda taşra eliti olgusu, merkez-çevre diyalektiği, patrimonyalizm, sultan rejimleri ve “güçlü devlet geleneği” gibi “büyük” modelleri de zihninin gerisinde tutarak, fakat esasen devlete toplumdan bakan bir görüş açısıyla inceleniyor. Güçlü analitik yaklaşımıyla, aynı zamanda aile romanı lezzeti taşıyan bir tarihsel sosyoloji anlatısı…
Kürt Sekülerleşmesi
Türkiye toplumu muhafazakârlaşıyor mu, yoksa aksine aslında sekülerleşiyor mu veya “dinden soğuma” mı var? Kürt Sekülerleşmesi, 21. yüzyılın ilk çeyreğinde çok tartışılan bu konuya yeni Kürt kuşakları örneğinde mercek tutuyor.
Bir Dava Hikâyesi
Bu kitap, siyasi görüşleri ve toplum anlayışları farklı olan pek çok insana, davanın bir aşamasında, “Burada tuhaf bir şey, kabul edilmesi zor bir şey oluyor” dedirten, bazen “Kafkaesk” diye tarif edilen bir dava sürecinin hikâyesi. Aynı zamanda, suç işlediğine dair kanıt olmadan tutuklanmış, hüküm giymiş ve kesintisiz yedi sene boyunca cezaevinde yaşamış bir insanın hayatının yedi senesinin hikâyesi.
Geç Osmanlı Döneminde Yahudiler ve Filistinliler (1908-1914)
Bugün İsrail’in Gazze’deki katliamlarıyla şekillenen İsrail-Filistin çatışmasını, dar ve kısır bir popüler tarihçi bakıştan ayıklayıp kökleri Osmanlı’nın son dönemlerine kadar giden toplumsal temellerine bakarak anlamak mümkün mü? Louis A. Fishman, Geç Osmanlı Döneminde Yahudiler ve Filistinliler (1908-1914): Anavatanda Hak İddiası kitabında bu sorunun peşine düşüyor. İsrail-Filistin çatışmasını imparatorluğun son döneminde bağlamlaştırmayı öneriyor. Yahudi nüfusun Balfour Deklarasyonu’ndan da önce Filistin’de hâkim güç olmaya başladığını öne sürerken Filistinlilik kimliğinin oluşum alanlarına dikkat çekiyor. Bugün şiddetin her çeşidinin devreye sokulduğu bir çatışmanın tarihsel ve toplumsal temellerini merak eden okura seslenen bir kitap.
Geliş ve Gidiş
Geliş ve Gidiş, toplumsal olaylar ile insanın içsel meselelerinin bir anda nasıl kesişip hayatı altüst edebileceğine dair şoke edici bir roman.
Nazi Şiddetinin Kaynakları
Uluslararası toplum ve akademik çevreler, geleneksel olarak Nazizm ideolojisini ve Holokost’u Avrupa tarihinin doğal akışından bir sapma, önceki çağların barbarlığına ve vahşetine bir geri dönüş olarak gören yaygın bakış açısını kabul eder. Enzo Traverso Nazi Şiddetinin Kaynakları’nda keskin ve berrak bir analizle bu yaklaşımı tersyüz ederek milyonlarca insanın ölümüne sebep olan bu korkunç deneyimi, 18. yüzyıldan itibaren Avrupa’da gelişen modern trendlerin ve medenileştirme süreci”nin uzantısı olarak yorumluyor. Yazar siyasi, askerî, kolonyal, endüstriyel, bilimsel ve felsefi boyutlarıyla Batı modernleşmesinin karmaşık tarihsel hattını mercek altına alarak, bu benzersiz ölüm operasyonuna giden yolu ören fikirleri ve pratikleri inceliyor. Avrupa’nın siyasi ve entelektüel tarihi üzerine derinlemesine çalışmalarıyla tanınan Traverso’dan soykırım tartışmalarına ufuk açıcı bir katkı.
Jül Vern Seyahat Acentesi
İlhami Algör, Jül Vern Seyahat Acentesi'nde bir yolcunun yolculuğunun peşine düşüyor. Jules Verne'in Seksen Günde Devriâlem'inin kahramanı Phileas Fogg dünyanın etrafını dönmeye çabalarken, onunla birlikte kıtaları, şehirleri adımlıyor. Bir yandan döneme hâkim olan sömürgecilik meselesi üzerinden Verne anlatısına eleştirel bir gözle bakıyor, bir yandan da 19. yüzyıl dünyasını anlamaya; yüzyılın insanı, toplumu ve meseleleri üzerine düşünmeye fırsat yaratıyor. Victoria dönemi edebiyat metinlerine, filmlere, mekânlara, hatta duygulara uzanarak bu yolculuğa eşlik etmek isteyen okurlarına gördüklerinden daha fazlasını görebilecekleri konusunda cesaret veriyor.
Kapitalizm Tarihi İçinde Sosyal Politika
Ayşe Buğra, 16. yüzyıldan günümüze, sosyal politika deneyimlerinin eleştirel bir değerlendirmesini yapıyor: Sadaka rejiminin düzenlenmesinden yeni yoksulluk yasalarına, hayırseverlik pratiklerine, işçi sınıfının mücadelesine ve kazanımlarına, refah devleti uzlaşmasının yarattığı kurumlara ve neoliberalizmin yol açtığı yeni çalışma ve yeni yoksulluk biçimleriyle baş etme çabalarına – bu arada Covid-19 pandemisi ve Ukrayna savaşı gibi global olayların etkilerine… Sosyal politikanın oynadığı dönüştürücü rolün tarihsel önemini hatırlatan bir kitap.
Cumhuriyet Düşüncesi
Cumhuriyet Düşüncesi, Maurizio Viroli ve Norberto Bobbio’nun 21. yüzyılın toplum hayatı ve politik sorunlarıyla bağ kurulup okunabilecek, eşine az rastlanan olgunlukta bir entelektüel diyalog. Aynı zamanda, aktüalitenin hızıyla yolunu yönünü kaybedenlere bir soluklanma, durup yeniden düşünme, etik ve politik sorunların köklerini keşfetme çağrısı. Cumhuriyetçi geleneğin temel varsayımlarını ve önerilerini cumhuriyetçilik, yurtseverlik, yurttaşlık erdemi, haklar, ödevler, din, Tanrı, demagoglar, siyasi partiler etrafında gezinerek gündemleştiren canlı ve dinamik bir tartışma.
Sosyoloji
Sosyoloji - Akımlar, Yaklaşımlar, Yöntemler, sosyoloji disiplininin tarihine, öncülerine ve ana konularına odaklanıyor: Yeni toplumsal hareketler, tahakküm, eşitsizlikler gibi çağdaş sosyolojiyi meşgul eden başlıca temalar dışında, klasik sosyolojinin kavramaya çalıştığı haliyle toplum nedir ve insanlar toplumda nasıl var olurlar sorularını da içeren kapsamlı bir çerçeve sunuyor. Jean-Louis Fabiani çağdaş sosyoloji ile kökler arasında köprüler kuruyor, sosyologluk “mesleğini” eleştirel mesafe, sabır, yöntemsel kesinlik ve tevazuyla uygulamayı salık veriyor. Yöntem konusunun da özel bir başlıkta ele alındığı bu kitap, sosyoloji okumalarına yeni başlayanlar için yol gösterici bir rehber niteliğinde.
Düşüncenin Uğursuz Kaderi
Düşüncenin Uğursuz Kaderi’nde, Barış Özkul’un edebiyat ve sanat eserlerine toplumsal ideolojiler, kültürel ve siyasal zihniyetler penceresinden bakan yazıları bir araya geliyor. Dostoyevski’den George Orwell’a, Yahya Kemal’den Nurullah Ataç ve Kemal Tahir’e, Nuri Bilge Ceylan’dan Emin Alper’e birçok ismin eserleri üzerinden yola çıkan bu yazılar, sanatçıların dönemlerinin ruhu ve ideolojileriyle kurdukları ilişkileri, o ilişkilerin eserlerine ne derece yansıdığını, kültürel ve siyasal zihniyetlerin yaratıcı süreçleri ne derece beslediği ya da sekteye uğrattığını gösterirken, eser-sanatçı denklemi içerisinde eserin özerk konumunun önemini vurguluyor.
Türkiye ve Ötesi: Devlet, Sınıf, Mekân
Türkiye ve Ötesi: Devlet, Sınıf, Mekân, adını hak eden bir toplumsal analiz panoraması sunuyor. Kitapta, küresel ile yerel-ulusalın etkileşimi içinde, devletin, sınıfın ve mekânın dönüşüm dinamikleri, özgül olana duyarlı incelemelerle ele alınıyor. Zamanı, Türkiye’yi ve ötesini anlamak için, “doğru” sorularla: Türkiye’de devletin (“sözleşmeci” ve “sömürgeci”) “ikili” yapısından söz edilebilir mi? Devlet-sınıf ilişkileri nasıl şekillenegeldi? “Ahbap çavuş kapitalizmi” kavramı, anlamlı bir açıklama çerçevesi sunabilir mi? Ekonomi politik dönüşümler, sağlık politikaları merceğinden nasıl görünür? İstanbul, Diyarbakır ve bir zamanların OHAL bölgesindeki şehirleşme dinamikleri nasıl işliyor? Kırsal dönüşüm süreci karşısında, “köye dönüş” bir seçenek mi? ”Bağımsız idari otoriteler”, fikrî mülkiyet gibi kurumlarıyla “neoliberal devlet aklı” nasıl kurumlaşıyor? Neoliberal devlet aklının “üstlenicisi” olarak AKP iktidarında bürokrasi karşıtı söylem ve anti-entelektüalizm nasıl bir işlev gördü? Küreselleşmenin toplumsal cinsiyet ilişkilerindeki çoklu ve çatışmalı etkileri hangi ufka açılabilir? Gezi direnişinin ilham ettiği yeni siyasal topluluk tasavvurunun ufku ne olabilir?
Kırmızı Leke
Amerikan edebiyatının başyapıtlarından Kırmızı Leke, yasak bir aşkın ve toplumsal yargıların kıskacında kalmış bir kadının destanını anlatıyor.
Fitness Çağı
Tarihçi Jürgen Martschukat fitness düşüncesinin doğuşunu 18. yüzyılda modern toplumların ortaya çıkmasına kadar geri götürerek, bu kavramın modernitenin sürekli optimizasyon ve yenilenmeye verdiği önemle nasıl iç içe geçtiğini anlatıyor. Yazara göre gerçek anlamda fitness çağı 1970’lerden itibaren gelişmeye başladı ve neoliberalizmin bireylere kendilerini hem bedenen hem zihnen geliştirmelerini telkin etmesiyle sosyal yaşamın yol gösterici bir ilkesi haline geldi. Böylece fitness beden çalışmasının ötesinde kişesel sorumluluk, performans, piyasa, rekabet, başarı konularında belirleyici bir araca dönüştü. Fitness Çağı, sadece spor ve fitness ile ilgilenenler için değil, aynı zamanda günümüzün kültürel söyleminde kabul ve dışlanma, başarı ve başarısızlık koşullarına merak duyan herkes için ufuk açıcı bir kaynak.
Siyaset Sosyolojisi
Ahmet Bekmen’in derlediği Siyaset Sosyolojisi: Siyasallaşmanın Alanları, Özneleri ve Araçları hem alanla ilgilenenlere/öğrencilere hem de genel okura hitap ederek siyaseti toplumsal ilişkilerin içerisinden ve yalnızca kurumsal yapılara odaklanmadan ele alıyor. Hazır ve basit açıklamalara yaslanmaktan kaçınıyor, günümüzün temel politik gündemlerini ıskalamadan “siyasal alanla toplumsal alan arasındaki ilişkiyi yeniden ele almayı” öneriyor.
Duygulanım Toplumları
Duygulanım Toplumları, yol gösterici bir anlatı kuruyor, tarihsel bir perspektif sunuyor, ele alınan kavramları ayrıntılı biçimde tanımlıyor, anlaşılır araştırma örnekleri veriyor ve her bölümün sonunda genel bir bakış sunuyor. Zihin felsefesinden antropolojiye, sosyolojiden kültürel çalışmalara, performans çalışmalarından sanat tarihine, siyaset biliminden gelişimsel ve kültürel psikolojiye uzanan çok geniş bir disiplinlerarası araştırma ufkuna dayanan bir eser.
Şahsi Bir Mesele
20. yüzyıl İtalyan edebiyatının güçlü isimlerinden Beppe Fenoglio Şahsi Bir Mesele’de faşizme direnişin insani yüzünü gerçekçi bir bakışla aktarıyor. Söze dökülmemiş bir aşk, kıskançlık ve intikam hikâyesi etrafında insanın en derin çelişkilerini, tutkularını anlatan Fenoglio’nun edebiyat evreninde sıradan insanlar ve büyük bir savaşın içinde yarattıkları küçük dünyalar gözler önüne seriliyor. Şahsi Bir Mesele, çağını çok iyi tanıyan, toplumunu her yönüyle anlayan bir yazarın ilham verici bir eseri.
Milliyetçiliği Dizginlemek
Michael Hechter, her şeyden önce milliyetçiliğin tarihselliğini (yani ezelî olmadığını) vurguluyor. Buna bağlı olarak, -başta “devlet kurucu milliyetçilik” olmak üzere- birçok farklı milliyetçilik “tipini” tasnif ediyor ve bunların tarihsel oluşumunu irdeliyor. Seçim sistemlerinin, federasyonun ve ademimerkeziyetçi yapıların, “eştoplumlaştırmanın” milliyetçiliği dizginleme kapasitelerini tartışıyor. Çağdaş milliyetçilik teorisinin önemli yazarlarından birinin kaleminden, bu ağır konuya ilişkin panoramik bir analiz kitabı.
Toplumsal Yapı
Yirmi beş bilim insanının katkılarıyla kapsamlı bir temel referans kitabı olarak hazırlanan Toplumsal Yapı - Türkiye’de Eşitsizlik, Tahakküm, Değişim, sermaye birikimi, nüfus değişimleri, ailenin dönüşümü, tarımda dönüşüm, üretimin yapısı, devlet-sermaye ilişkilerini güncel veriler ışığında ele alıyor. Kent ve çevre sorunları, kadın işgücünün durumu, toplumsal cinsiyet rejimi, eşitlik sorunları, ırkçılık, sendikal ve mesleki örgütlenmeler, orta sınıfların ve esnafın konumunda değişimler, toplumsal mücadele alanları gibi konulara eğiliyor. Bu değişim ve mücadelelerin kültürel alana yansımasına ve aile içinde, çalışma hayatında ve dinsel alanda hüküm süren tahakküm ilişkilerine ışık tutuyor.
Bir Aşırma (İntihal)
Hasan Yazıcı ve İhsan Doğramacı arasındaki dava epeyce konuşulmuş, dikkat çekmişti: 2000-2007 arasında iç hukukta, 2007–2014 arasındaysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde devam eden yargı süreci gerek hukukun işleyişindeki birçok çarpıklığı gerek akademik intihalin boyutlarını göstermesi açısından ibret verici durumlarla doluydu. Yazıcı, bu kitapta söz konusu dava sürecini etraflıca anlatarak sadece yargıya bir ayna tutmakla kalmıyor aynı zamanda toplum tarafından “aydın” olarak görülen kimselerin ahlâki duruşlarını, tutumlarını, hal ve tavırlarını da mercek altına alıyor.
100 Kesitle Cumhuriyet Türkiyesi'nin 100 Yılı
100 Kesitle Cumhuriyet Türkiyesi’nin 100 Yılı, ele aldığı bir asırlık dönemin “tarihsel karmaşıklığını kesitlerle tasvir eden” yazılardan oluşuyor.
Yunanistan'da Milli Mitoslar
Herkül Millas, Yunanistan’da Milli Mitoslar’da, günümüz Yunanistanı’nda canlı biçimde var olan bazı mitosları çıkış kaynaklarından hareketle incelerken, aynı zamanda genel olarak insan toplumlarında mitosların yeri ve işlevini de ele alıyor. Tarihyazımından siyasete, kültürel yaşamdan yasalara ve eğitime kadar hemen her alanda yaygın ve etkili olan mitosların, bir “yalan”dan veya “doğru olmayan bir hikâyeden” “birleştirici bir toplumsal anlatıya” nasıl dönüştüğünü gösteriyor.