Sermayenin Yaşayan ÖlüleriSiyasi Canavarlar ve Yeşil Bir Sosyalizm Üzerine
Sermayenin Yaşayan Ölüleri’nde Raul Zelik, siyaset teorisine ve ekonomi-politik analize tamamen vakıf olarak, aynı zamanda bütün dünyaya gözü açık bir ilgiyle ve politik öfkeyle, kapitalizmin insanlığı sürüklediği felaketi mesele ediyor. Yoksulluğun, eşitsizliklerin, aşağılamaların nasıl derinleştiğinin ve ekolojik krizin canlı bir resmini çiziyor.
Türkiye’nin Milli Güvenlik DevletiKökeni, Gelişimi, Dönüşümü
Türkiye’nin Milli Güvenlik Devleti’nde Zeynep Şarlak, “milli güvenlik devleti” kavramını, bilhassa karşılaştırmalı siyaset bilimi perspektifini kullanarak, Türkiye’de Soğuk Savaş döneminden itibaren tedricen tesis edilmiş bir rejimitanımlamak üzere ele alıyor ve Soğuk Savaş döneminden itibaren Türkiye tarihine bu kavram üzerinden bakmayı öneriyor.
Neşeli MilitanlıkToksik Zamanlarda Direnişi Örmek
Nick Montgomery ve carla bergman, Neşeli Militanlık’ta, zamanımızın tükenmişlik, kaygı, şüphe, ahlâkçılık, utanç gibi güçsüzleştirici eğilimleri derinleştiren boğucu atmosferinde, gerçekten etkili ve gerçekten insanlara iyi gelecek bir direnişin yolunu yordamını arıyorlar. “Sekter radikalizm” dedikleri tutuma karşı, neşeli militanlığı öneriyor yazarlar.
İstanbul Karaim CemaatiTevrat'ın Kadim Takipçileri
Banu Yılmaz Kolankaya’nın, daha önce antropolojik açıdan ele alınmamış olan İstanbul Karaim Cemaati’ni incelediği kitap, kendilerini Tevrat’ın kadim takipçileri olarak tanımlayan ve bugün İstanbul’da sayısı elli kişiyi geçmeyen bu cemaatin üyeleriyle yaptığı görüşmelere dayanıyor. Ortadoğu’dan göç edenlerin, Sefarad, Kırım ve Rum kültürlerinin yanında bazı Türk ve İslâm geleneklerinin de izini taşıyorlar. Kırım ve başka ülkelerdeki Karaim topluluklarıyla arasında dil, âdetler ve tören gelenekleri açısından önemli farklar olan İstanbul Karaileri, geride kalan az sayıda cemaat üyesinin ifade ettiği gibi belki “son demlerini yaşıyor”.
Osmanlı Toplumunda Ötekileştirme, Düşmanlık ve Nefret (16.-18. Yüzyıllar)
Osmanlı İmparatorluğu’nun çokdinli, çokdilli ve çokuluslu yapısından bahsedilirken genellikle “hoşgörü,” “toplumsal huzur” ya da “uyum içinde birlikte yaşayabilme” gibi olumlu kavramlar kullanılır. Peki sahiden de durum bu kadar tozpembe miydi? Gerçekten Osmanlı toplumunun önemli belirleyici bir özelliği hoşgörü ve uyum içinde olması mıydı? Hakan T. Karateke, H. Erdem Çıpa ve Helga Anetshofer’in derlediği ve birçok tarihçinin katkı sunduğu, Osmanlı Toplumunda Ötekileştirme, Düşmanlık ve Nefret (16.-18. Yüzyıllar), bu romantik bakış açısına daha realist yaklaşımlar geliştiriyor.
Şu Bizim Sosyalist İşçi Partisi"Bir Barbar Aşısı" (TSİP 1974-1990)
Çağatay Anadol Şu Bizim Sosyalist İşçi Partisi’nde, kurucu ve yöneticilerinden olduğu Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) deneyimini anlatıyor. TSİP, Türkiye’de sosyalist akımın 1974-1980 arası son derece canlı döneminin özgün bir aktörüydü: Gerek 12 Mart 1971 darbe rejimi sonrası yeniden canlanmasının ilk platformunu oluşturmasıyla; gerek “Doktorcular”ın (Hikmet Kıvılcımlı izleyicileri) siyasi serencamındaki yeriyle; gerek “Sovyetik” çizgideki partilerin (TKP ve TİP) birleşme arayışındaki gayretiyle; gerek 12 Eylül 1980 sonrasındaki sosyalist parti girişimlerindeki katkısıyla...
Süleymaniye Günlükleri
Süleymaniye Günlükleri, 12 Eylül 1980 darbesi sonrası koşullarda öğrenci hareketinin şekillenme sürecine tanıklık ediyor. Ama sadece protesto eylemlerini, direnişleri, gözaltıları, siyasî tartışmaları, kavgaları anlatmıyor. Ev bulma ve karnını doyurma derdiyle, ıstırabı ve eğlencesiyle, tabii aşklarıyla, solcu öğrenci hayatının gündeliğini de anlatıyor.
Post-Post-KemalizmTürkiye Çalışmalarında Yeni Arayışlar
Post-Post-Kemalizm, konuyu hem siyaset bilimi, kadın çalışmaları, dış politika ve tek parti dönemi çalışmaları bağlamında sosyal bilim disiplinleri açısından; hem liberal söylem, kültür politikası, laiklik, vesayet eleştirisi, İslâm ve siyasal partiler bağlamında tematik olarak ele alan makalelerden oluşuyor.
Faydacılık
Modern siyasi ve iktisadi düşüncenin temel eserlerinden biri olan Faydacılık’ta John Stuart Mill, klasik faydacılığın mutluluk, haz, güvenlik ve adalet anlayışını esaslı bir revizyondan geçirip faydacılığı bir ahlâki epistemoloji rehberliğinde yeniden yorumlar.
Bir Siyasal Düşünür OlarakMehmet Ali Aybar
Barış Ünlü bu kapsamlı incelemesinde sadece akademisyenliğinden hukukçuluğuna, gazeteciliğinden siyasetçiliğine detaylı bir Mehmet Ali Aybar biyografisi sunmakla kalmıyor, esas olarak onun bir “siyasal düşünür” olarak portresini çiziyor. Böylece Aybar üzerinden aslında Türkiye’nin ve solun geçirdiği çeşitli dönemlerin tasvirini izlemek de mümkün hale geliyor.
Yapay Zekâ ve Kapitalizmin Geleceğiİnsandışı Bir Güç
Yapay zekâ ve kapitalizm arasındaki ilişkiyi anlamak ve kapitalizmin olası geleceğini öngörmek isteyenler için bir başvuru niteliğinde olan bu kitap, üretim araçlarının mülkiyeti ve denetimi meselesini yeniden gündeme getirerek okuru bir komünist yapay zekâ perspektifini bütün zorlukları ve riskleri içinde düşünmeye davet ediyor.
Sünniler ve ŞiilerBir İhtilafın Siyasi Tarihi
Ortadoğu üzerine çalışmalarıyla tanınan siyaset bilimci Laurence Louër, uluslararası camiada başvuru kaynağı olarak kabul gören kitabında Irak, Pakistan, Suudi Arabistan, İran, Yemen ve Lübnan gibi farklı ülkelerin kendilerine has siyasi koşullarını ve toplumsal yapılarını göz ardı etmeden, serinkanlı bir Ortadoğu panoraması ortaya koyuyor.
Ne Olmuş GüldüysekEvrim Alataş Kitabı
Ne Olmuş Güldüysek’te Karakaş, Evrim Alataş’ın kendine has üslubunu, yaşama hevesini ve mücadelesini en yalın haliyle
anlatıyor, onun sesini aktarıyor.
İktidarın RuhuOsmanlı’dan Cumhuriyet'e Kişizade İmtiyazları (Beşik Uleması, Siyaseten Katl, Müsadere)
İlhami Yurdakul’un İktidarın Ruhu: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kişizade İmtiyazları kitabı, uzun dönemli bir “imtiyaz sürekliliğini” anlama çabasının ürünü.
Canavarların ZamanıOrtadoğu, 2011-2021
Bozarslan, otokratik rejimlerin güçlenmesi tehlikesinin; Suriye, Libya, Yemen gibi ülkelerde yönetimlerin toplumu yok edecek derecede gaddarlaşmasının nedenlerini açıklarken, Batı ülkelerinin sessiz tanıklığını sorguluyor.
Uzun YolculuğumBir Yanımız Hep Çocuk Kaldı
Türkiye solunun bir döneminin önde gelen isimlerinden M. Halim Spatar’ın ölümünden sonra bilgisayarında bulunan ve daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış anılarını içeren Bir Yanımız Hep Çocuk Kaldı, Spatar’ın çocukluk günlerinden yürüttüğü siyasal mücadeleye zengin bir tanıklık sunuyor.
Karanlık Zamanlarda İnsanlar
Karanlık Zamanlarda İnsanlar’da, Arendt’in Walter Benjamin, Bertolt Brecht, Hermann Broch, Isak Dinesen (Karen Blixen), Waldemar Gurian, Randall Jarrell, Karl Jaspers, Gotthold Ephraim Lessing, Rosa Luxemburg ve Angelo Giuseppe Roncalli hakkında denemeleri yer alıyor.
"Fesi Düşürmeden"Pakrat Estukyan Anlatısı
Estukyan, kendi deyimiyle “büyük insanların” tarihinden sıyrılıp, kendi tarihini anlatırken aslında bir topluluğun, bir şehrin, hatta bütün bir ülkenin tarihine de ışık tutuyor.
Göçmen Figürü
Thomas Nail Göçmen Figürü adlı kitabında, bu toplumsal kimliği durağınlıkla değil, devinimle tarif ediyor. Kimsenin göçmen doğmadığını, göçmen olunduğunu belirterek bir siyasi özne olarak gördüğü göçmenin felsefi tarihini yazıyor. Ufuk açıcı bir kavramsal çerçeve çizerek cadı avlarından Zapatistalara, toprak parsellemeleri sonucu yersiz yurtsuz kalanlardan barbarlara ve göçmen proletaryaya uzanan bir yelpazede göçmen figürünü bölgesel, siyasi, hukuki ve iktisadi açıdan irdeliyor.
Politika ve Sorumluluk
Dünyanın gidişatına müdahil olma istemi anlamında politikanın irtifa kaybettiği zamanlardan geçiyoruz. Neoliberalizm “çağında” iktisadi akıl, politik olanı geriletiyor, sulandırıyor. Politik düşüncenin ve eylemin akışına ket vuran bu süreç, politikanın alâmetifarikası olan karşılıklı konuşmanın ve dinlemenin imkânsızlaştığı bir eşiği zorlamakta. İçine sürüklendiği bu darboğazdan çekip alabilmek için politikayı yeniden düşünmeye ihtiyaç var. Nilgün Toker Kılınç’ın bu kitapta bir araya gelen yazılarının amacı da tam olarak bu: Politikayı düşünmeye, politikayı dert etmeye davet!
Batı'yı Büyüleyen İslâm
Maxime Rodinson ilk olarak 1968’de İslâm’ın Mirası kitabının bir bölümü olarak kaleme aldığı ve 1980’de kitap olarak yayımlanan Batı’yı Büyüleyen İslâm’da önce Ortaçağ’dan 20. yüzyıla Batı’nın İslâm’a bakışını inceler, ardından da oryantalizmle ideolojiler arasındaki ilişkiyi değerlendirir.
Brütalizm
Brütalizm, dünyanın kamplara bölündüğü, sınırların aşılması imkânsız duvarlara çevrildiği, insanın yersiz yurtsuz kaldığı, tüm canlılarla birlikte dünyanın da yağmaya teslim edildiği çağımızdan çıkış yollarını sorgulayan, bir onarım siyaseti öneren, sarsıcı bir eleştiri sunuyor. Tüm canlılarla dayanışma içinde, yıkılanı yeniden inşa etmenin mümkün olup olmadığı sorusunu canlı biçimde ortaya koyuyor.
Ne Geçmiş Tükendi Ne Yarınlar
Türkiye’de sol hareket içinde ’68’liler ve ’78’liler üzerine çok konuşuldu. Nabi Kımran ise ’87’lileri hatırlatıyor; yani siyasi sosyalleşmesini 12 Eylül rejiminden çıkış döneminde, 1980’lerin ikinci yarısında yaşayan kuşağı... Kitap, gri bir ara dönemin bahse değmez “nesnesi” gibi görülen, daha doğrusu genellikle pek görülmeyen bu kuşağın yaşam, eylem ve duygu dünyasını anlatıyor.
KemalizmOsmanlı Sonrası Dünyada Ulusaşırı Siyaset
Modern Türkiye’nin kurucu ideolojisi Kemalizmin ancak ulusaşırı bir olgu olarak analiz edildiğinde anlaşılabileceğini öne süren Kemalizm – Osmanlı Sonrası Dünyada Ulusaşırı Siyaset, Kemalizmin iki savaş arası dönemde Türkiye, Arnavutluk, Bulgaristan, Kıbrıs, Mısır ve Yugoslavya’daki çok yönlü etkileşim ve alışverişlerle inşa edildiğini ortaya koyuyor.