Politika/Siyaset - 3. sayfa

Geçmişin İzleri
Altmışlı ve Yetmişli Yılların Kolektif Belleği

Özge Özdemir Geçmişin İzleri’nde kapsayıcı, özgün bir anlatı kuruyor. Dönemin tanıklarının gözünden hayatın ritmini paylaşıyor. Burada mini etekler, İspanyol paçalar, gür bıyıklar ve kulaklara dolan türlü müzikler de var, Yassıada yargılamaları, sokak çatışmaları ve kavgalı yılların okul anıları da... Sağcılar ve solcular da var, siyaseti hiç hayatına sokmamış olanlar da... Kadınlar da var, erkekler de...Geçmişin İzleri sadece nostaljik bir bellek anlatısı olmanın ötesine geçen, altmışları ve yetmişleri kültürün, siyasetin, sosyal yaşamın birçok alanını kuşatarak anlatan özgün bir çalışma olarak öne çıkıyor.

Uluslararası Alternatif Sağ
21. Yüzyılın Faşizmi mi?

Uluslararası Alternatif Sağ, “Nefret değil UMUT” ekibinden dört uzman araştırmacının hem bu soruların peşinden gitmesinin hem de Hindistan, Japonya ve Rusya gibi Avrupa dışı coğrafyalarda da Alternatif Sağ’ın izlerinin, desenlerinin ve ideolojik kaynaklarının araştırılmasının ürünü.

Marx ve Etik

Marx ve Etik, bir yandan Marx’ın kendi görüşlerini temellendirdiği Aristoteles, Kant, Hegel gibi isimleri, onlarla birleştiği ve ayrıldığı noktaları etraflı biçimde ele alırken bir yandan da Marx üzerine yazan çağdaş bazı düşünürlerin görüşlerini masaya yatırıyor, yaptığı değerlendirmelerle tartışmalara önemli bir katkı sunuyor; Marx’ın etik anlayışında değişmeler olduğu iddiasını ortaya koymanın, Marx’ın düşüncesinin farklı dönemlerinin daha dikkatli bir çözümlemesini olanaklı kılacağını ileri sürüyor. Marx’ın entelektüel gelişimini takip açısından önemli olduğu kadar devlet, toplum, emek, yabancılaşma, özgürlük, ahlâk ve “öz” kavramlarına verdiği anlam gibi konularda da kapsamlı bir çalışma...

“Kutsal Mazlumluk”tan “Makyavelist Despotizm”e
AKP Otoriterliğinin Psikopatolojisi

“Kutsal Mazlumluk”tan “Makyavelist Despotizm”e kitabında Fethi Açıkel, AKP iktidarının politik ve ideolojik mekanizmasını söküyor. AKP neden “makul bir muhafazakâr demokrasi geleneği” yaratamadı? Devletin kurumsallık krizi, demokrasi krizi, dış açık ve dış borç krizi,diplomasi krizi ve değerler krizinden oluşan ağır beşli kriz, nasıl meydana geldi? Merkez-çevre paradigmasındaki problem ne? “Yukarıdan modernleşme” siyasetlerini eleştirmektekullanılan “sosyal mühendislik” kavramını hatırlatan “muhafazakâr mühendislik” nedir?İslâmcılığın liberalizmle, popülizmle, ulusalcılıkla eklemlenmeleri nasıl sonuçlar verdi?

Medeni

Hakan Altınay’ın, adı üstünde, medeni olmaya dair, eşitlik ve hakkaniyeti gözeten insanca bir yaşamın olanaklarına dair denemeleri... Sivil toplum alanında uzun süreli sebatkâr bir çalışma deneyiminden süzülmüş, alçakgönüllü, -zaten her şeyden önce alçakgönüllülük telkininde bulunan- gözlemler, fikirler, öneriler...

Metris'ten Meclis'e
Sendikacı, Siyasetçi

Fehmi Işıklar bu söyleşide; “Seydişehir Alüminyum” toplu sözleşmesinden “TARİŞ grevi”ne, “Otağ-ı Hümayun” işkencelerinden Diyarbakır-Metris hücrelerine, Meclis kürsüsünden mahkeme salonlarına sendika ve siyasette yaşadıklarını siyasetbilimci Ekin Kadir Selçuk’a anlatıyor.

İnternetimizi Geri Almanın Yolu
Platformdan Kaçış

Uzun yıllardır ağ kültürü ve medya hakkında önemli yayınlar yapan Geert Lovink, İnternetimizi Geri Almanın Yolu: Platformdan Kaçış’ta interneti yeniden “bizim” kılmak için platformların tekelleşmiş kültüründen bir kaçış öneriyor ve “başka bir ağ kültürü” mümkün diyor.

Komünizm Gözünden Kemalizm
Türkiye'nin Dönüşümüne Sovyet Yaklaşımları

“Bu kitap, Türkiye’nin Batılılaşma modelinin Kemalizmin tarihyazımını güçlü bir şekilde şekillendirdiğini savunmanın yanı sıra, Kemalizme dair ‘Batılı olmayan’, konumuz bağlamında Sovyet pespektiflerinden yararlanarak, Cumhuriyet Türkiyesi ve onun tarihine dair anlayışımızı tartışmaya açıyor ve ona katkıda bulunuyor."

Ölmekte Olanların Yalnızlığı Üzerine

Norbert Elias, bu küçük kitabında başyapıtı Uygarlık Süreci’nin izini sürüyor aslında. Uygarlık sürecinin özgül ve zorlu, soğuk bir yüzüne, ölme deneyimine eğiliyor.

Şekâvet, Hıyânet, İsyan
Geç Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Eşkıyalık

Şekâvet, Hıyânet, İsyan’da 19. yüzyıl Osmanlısı’ndan Cumhuriyet’e uzanan dönemde, genel olarak eşkıyalık olarak adlandırılan, kaçakçılık ve isyan hareketlerini de içeren pratikler ve söylemler ele alınıyor.

Seçim Güvenliği İçin Sandıkları Korumak
Müşahitler Anlatıyor

Seçil Türkkan, Seçim Güvenliği için Sandıkları Korumak başlıklı kitabında, çok farklı siyasal ve sosyal kimliklerden insanların müşahit olarak yaşadıkları deneyimleri aktarıyor. Sandıkları korumak için sandık başında birlikte hareket eden müşahitler, yurttaş ve gönüllü temelli “kendi demokrasini kendin yap” hareketiyle ilgili ilham verici gözlemlerini anlatıyorlar.

Foçateyn
Foça'nın Büyük Dönüşümü

Foçateyn, imparatorluktan cumhuriyete dönüşümün toplumsal tarihini Foça’nın yerel tarihi üzerinden ele alıyor. Yüzyıllar boyunca iç içe yaşayan grupların birbirlerinden ayrıştırılması, çizilen yeni sınırların sonuçları, zorunlu göç, homojen nüfus politikaları tarafından şekillendirilen Foça, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçişin toplumsal veçhelerinin incelenmesi için örnek bir coğrafya işlevi görüyor. Bu dönüşümleri Foça’yla sınırlandırmayıp dünya tarihinin bir parçası olarak, ilk kez kullanılan belgelerin yanı sıra kişisel tanıklıklardan da yararlanarak inceleyen Emre Erol, günümüz dünyasında önemli bir yer tutan göç olgusunu tarihselleştirerek tartışmaya açıyor.

Çin Mucizesinin Sonu mu?
Uyuyan Aslan, Kâğıttan Kaplan

Cevdet Kadri Kırımlı, Çin’in sadece siyasal gelişme seyrini, ekonomik büyüme dinamiğini, toplumsal hayatını tasvir etmekle kalmıyor, Çin’in zihniyet dünyasını inceliyor.

Fötr Şapkalı Şıh
Cumhuriyet Sekülerleşmesi ve Taşra

Fötr Şapkalı Şıh, devlet-toplum ilişkilerine taşradan bakmanın analitik olanaklarını ortaya koyması bakımından da önemli. Taşrayı tamamen tabî konumda, taşradaki aktörleri tamamen pasif ve güçsüz olarak tasavvur etmenin yanlışlığını gösteriyor. Keza, sekülerleşme bağlamının dışında, genel olarak, popüler gündelik direniş stratejilerine dair değerli bir malzeme sunuyor.

Prekarya
Yeni Tehlikeli Sınıf

Standing, “küreselleşmenin çocuğu” dediği prekarya olgusunun oluşumunu, dünyasını ve çelişkilerini büyük bir sarahatle tasvir ediyor kitabında. Prekaryanın iç ayrımlarını, tâbi olduğu sömürü mekanizmalarını zengin bir örnek dökümüne dayanarak inceliyor. Yeni  bir emek hareketi için ipuçları çıkartmaya da yarayan bir analiz bu.

Balkanlar'ı Tahayyül Etmek

Balkanlar’ın 21. yüzyılda yaşamakta olduğu değişimi de ele alan yeni bir sonsözün ilave edilmesiyle güncellenen Balkanlar’ı Tahayyül Etmek, pek çok açıdan klasik sayılan, önemi tartışılmayan bir başyapıt.

Erdoğan’ın Başkanlık Rejimi
İstisnai Cumhuriyetten Parsellenmiş Devlete

Zafer Yılmaz, Erdoğan’ın Başkanlık Rejimi: İstisnai Cumhuriyetten Parsellenmiş Devlete kitabında, Erdoğan rejimini çelişkileriyle birlikte anlamanın yollarını arıyor. Farklı mecralarda yayımlanmış yazılarını bir araya getirdiğimiz bu kitap, böylece kurumsal yıkım, olağanüstü iktidarın inşası, stratejik yasallık, yurttaşlığın marjinelleştirilmesi gibi rejimin farklı bileşenlerine odaklanmayı mümkün kılıyor. Bunun yanında, cumhuriyetçi demokrasi kavramını öne sürerek bir reçete değilse bile yeni bir başlangıcın toplumsal motivasyonunu rejim tartışmasına dahil ediyor.

Eleştirel Güvenlik ve Türkiye
Uluslararası İlişkilerde Alternatif Yaklaşım

Eleştirel Güvenlik ve Türkiye, dış politikada güvenlik çalışmalarına çok boyutlu bir eleştirel yaklaşım geliştiriyor. Bu eleştirinin temelinde, güvenliğin “teknik” veya siyaset-üstü değil pekâlâ siyasi bir mesele olduğu kabulü ve devlet-merkezli bakış açısıyla ve askerî sorunsalla sınırlanamayacağı fikri yatıyor.

SS Subayının Koltuğu
Bir Nazinin Gizli Yaşamının Peşinde

Bir koltuktan çıkan belgelerin izini süren Daniel Lee, bir Nazinin hikâyesini gün yüzüne çıkarıyor. “Sıradan” bir Alman’ın nasıl bir Naziye dönüşebildiğini, bu dönüşümün arka planındaki motivasyonların, ailenin geçmişinin ve zihniyetinin yanı sıra Birinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’nın içinde bulunduğu durumu da ihmal etmeden inceliyor.

Sermayenin Yaşayan Ölüleri
Siyasi Canavarlar ve Yeşil Bir Sosyalizm Üzerine

Sermayenin Yaşayan Ölüleri’nde Raul Zelik, siyaset teorisine ve ekonomi-politik analize tamamen vakıf olarak, aynı zamanda bütün dünyaya gözü açık bir ilgiyle ve politik öfkeyle, kapitalizmin insanlığı sürüklediği felaketi mesele ediyor. Yoksulluğun, eşitsizliklerin, aşağılamaların nasıl derinleştiğinin ve ekolojik krizin canlı bir resmini çiziyor.

Türkiye’nin Milli Güvenlik Devleti
Kökeni, Gelişimi, Dönüşümü

Türkiye’nin Milli Güvenlik Devleti’nde Zeynep Şarlak, “milli güvenlik devleti” kavramını, bilhassa karşılaştırmalı siyaset bilimi perspektifini kullanarak, Türkiye’de Soğuk Savaş döneminden itibaren tedricen tesis edilmiş bir rejimitanımlamak üzere ele alıyor ve Soğuk Savaş döneminden itibaren Türkiye tarihine bu kavram üzerinden bakmayı öneriyor.

Neşeli Militanlık
Toksik Zamanlarda Direnişi Örmek

Nick Montgomery ve carla bergman, Neşeli Militanlık’ta, zamanımızın tükenmişlik, kaygı, şüphe, ahlâkçılık, utanç gibi güçsüzleştirici eğilimleri derinleştiren boğucu atmosferinde, gerçekten etkili ve gerçekten insanlara iyi gelecek bir direnişin yolunu yordamını arıyorlar. “Sekter radikalizm” dedikleri tutuma karşı, neşeli militanlığı öneriyor yazarlar.

Osmanlı Toplumunda Ötekileştirme, Düşmanlık ve Nefret (16.-18. Yüzyıllar)

Osmanlı İmparatorluğu’nun çokdinli, çokdilli ve çokuluslu yapısından bahsedilirken genellikle “hoşgörü,” “toplumsal huzur” ya da “uyum içinde birlikte yaşayabilme” gibi olumlu kavramlar kullanılır. Peki sahiden de durum bu kadar tozpembe miydi? Gerçekten Osmanlı toplumunun önemli belirleyici bir özelliği hoşgörü ve uyum içinde olması mıydı? Hakan T. Karateke, H. Erdem Çıpa ve Helga Anetshofer’in derlediği ve birçok tarihçinin katkı sunduğu, Osmanlı Toplumunda Ötekileştirme, Düşmanlık ve Nefret (16.-18. Yüzyıllar), bu romantik bakış açısına daha realist yaklaşımlar geliştiriyor.

İstanbul Karaim Cemaati
Tevrat'ın Kadim Takipçileri

Banu Yılmaz Kolankaya’nın, daha önce antropolojik açıdan ele alınmamış olan İstanbul Karaim Cemaati’ni incelediği kitap, kendilerini Tevrat’ın kadim takipçileri olarak tanımlayan ve bugün İstanbul’da sayısı elli kişiyi geçmeyen bu cemaatin üyeleriyle yaptığı görüşmelere dayanıyor. Ortadoğu’dan göç edenlerin, Sefarad, Kırım ve Rum kültürlerinin yanında bazı Türk ve İslâm geleneklerinin de izini taşıyorlar. Kırım ve başka ülkelerdeki Karaim topluluklarıyla arasında dil, âdetler ve tören gelenekleri açısından önemli farklar olan İstanbul Karaileri, geride kalan az sayıda cemaat üyesinin ifade ettiği gibi belki “son demlerini yaşıyor”.