Politika/Siyaset - 23. sayfa

Demokratikleşme Sürecinde Ordu
Silahlı Kuvvetlerin Demokratik Reformu Üzerine Düşünceler

Juvenal, “Quis custodiet ipsos custodes?”, yani “muhafızların muhafızlığını kim yapacak?” diye sorarak sivil hükümetler ve silahlı kuvvetler arasındaki temel meseleye neredeyse 20 yüzyıl önce işaret ediyordu.

Sosyalizm: Esasa, Ufka ve Bugüne Dair
Söyleşiler

Sosyalizm idealinin ortaya çıkışının üzerinden daha iki yüzyıl geçmedi. İnsanlık tarihi açısından çok kısa ama kapsamlı bir değerlendirme yapacak kadar uzun bir süre bu. 19. yüzyıl sosyalistleriyle bugün hâlâ birçok sorunumuz ortak. Kapitalist bir sistemin yarattığı sorunlar bunlar.

Vesayetten Siyasete Türkiye'de Sendikacılık (1946-1967)

Emek Tarihi yazını, erken cumhuriyet dönemine yönelik çalışmalar istisna tutulursa, genellikle 1960 sonrasından başlatılır. 27 Mayıs öncesindeki emek tarihi ekseriyetle birkaç satırla geçiştirilerek önemsizleştirilir. Her şey, 61’ Anayasasının teminatıyla gelişmiş gibi gösterilir.

Particiler
Türkiye’de Partiler ve Sosyal Ağların İnşası

"Partici”, kimdir Türkiye’de? Bu ‘işe’ nasıl girer? Hangi toplumsal tabandan gelir, nasıl sosyalleşir? Ailenin, cinsiyetin, etnik ve dinsel bağların, hemşerilik ilişkilerinin, eğitim düzeyinin, meslekî konumun, kuşağın ve yaşın politik kariyere etkisi nedir? Siyasal partiler, merkezde ve taşrada, nasıl işlerler? Partiler neyle ‘döner’, partilerin ve politikacıların finansman ilişkileri nasıl kurulur?

Yeni Savaşlar

Son on-yirmi yılda çehresi adım adım değişen “savaş” kavramını ele alan Herfried Münkler, kapsamlı analizinde klasik devlet savaşlarının ortadan kalkışının panoramasını ortaya koyuyor. “Yeni savaşlar”ı eski savaş biçimleriyle karşılaştırarak bunların karakteristik özelliklerini de netleştiriyor.

Marksizm ve Tarih

Matt Perry Marksizm ve Tarih’te, tarihsel materyalist yöntemin ne olduğunu, hangi kavram ve araçların kullanıldığını ve bunların hangi sorunların tahlili ve analizinde nasıl işe yarayacağını anlatıyor. Karl Marx ve Friedrich Engels’in, onların ardından gelen ilk dönem Marksistlerin, 20. yüzyılda çeşitli eserler sunan Marksist yazarların ve tarihsel materyalist yöntemi kullanan tarihçilerin eserlerini inceliyor.

Kanaatlerden İmajlara
Duygular Sosyolojisine Doğru

Bu inceleme toplumsal bilimlerle belgesel filmcilik arasında mümkün bir birleşmenin boyutlarını tartışıyor. Bunun ön şartlarından birinin hâlihazırdaki “kanaatler sosyolojisinin” bir eleştirisi olması gerektiğine inanıyoruz. Bu yalnızca sıradan toplumsal araştırma pratiğine yönelik bir eleştiri değil, yorumcu-epistemolojik tarza ve toplumbilimsel yaklaşımların “metin” ve “kanaat” etrafındaki epistemolojik düğümlenişine yönelik bir eleştiridir.

Louis Bonaparte’ın On Sekiz Brumaire’i

Bir buçuk yüzyıldan fazla zaman önce yayımlanmış bu eserde Marx, 19. yüzyıl ortası Fransası’ndaki sınıf mücadelelerini ve bu politik mücadelelerin bir hükümet darbesiyle sonuçlanışını tahlil eder. Bir toplumu vesayet altına alırken, vasat bir adamın “imparator” pelerini kuşanmasını sağlayan bir darbedir bu.

Atatürk Heykelleri
Kült, Estetik, Siyaset

Türkiye’de heykel dendiği zaman, en azından “halk arasında”, esasen Atatürk heykeli anlaşılır. Atatürk heykelleri, ülkede heykel estetiğini belirleyen baskın unsur niteliğini taşıyor. Bu heykeller, aynı zamanda kamusal mekânlara nizam veriyor, kentin merkezini belirliyorlar.

Kültür, Kimlik, Politika
Mardin’de Kültürlerarasılık

Mardin, Türkiye’nin meşhur ve görülmek istenen tarihî şehirlerinden biri… Başka yerlerde birbirine hasım bilinen farklı kimliklerin bir arada yaşayabildiği, kardeşlik ve hoşgörünün örnek yurdu olarak gösterilen bir yer. Sadece turistik değil, siyasi bir ilgiye de mazhar olan bir “mozaik“... Engin Sarı’nın kitabı, bu Mardin imgesinin ne derece güzelleme, ne derece gerçek olduğuna eğiliyor.

Milliyetçilikler ve Faşizmler
Fransa, İtalya ve Almanya Örnekleri

Büyük burjuvazinin bir reaksiyonu mu, küçük burjuvazinin isyanı mı? Çökmekte olan kapitalizmin ifadesi mi, kapitalizmin modernleşmesinin bir aracı mı? Başlı başına bir ideolojisi olan, ancak bunun kavranmasıyla anlaşılabilecek bir düşünce akımı mı? Milliyetçiliğin bir türü mü yoksa açık ve net şekilde “ırkçılık” mı? Milliyetçilikle bağlantısının boyutları hangi ölçülerde?

Osmanlı İmparatorluğu'nda Devlet ve Köylü
Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş Yeni Baskı

Batı dışındaki toplum ve ekonomilerin durağanlığını vurgulayan modernleşme ve oryantalizm anlayışlarına eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşan Huricihan İslamoğlu, Devlet ve Köylü’de ilk kaynaklara inerek yaptığı kapsamlı araştırmayla Osmanlı’nın erken modernitesine ışık tutuyor.

Türkiyeli Kürtler Üzerine Yazılar

Milliyetçilik konusunda uzun yıllardır çalışan Baskın Oran, Türkiyeli Kürtler Üzerine Yazılar’da Kürt sorunu üzerine 1990’ların ortasından günümüze kadar yazdığı yazılardan bir seçki yapıyor.

Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna
TRT Öncesi Dönemde Radyonun Tarihsel Gelişimi ve Türk Siyasal Hayatı İçindeki Yeri

Uygur Kocabaşoğlu, 1926-1964 yılları arasında Türkiye’de radyonun yeri ve işlevini irdelediği çalışmasında sadece radyonun tarihsel gelişimini resmetmiyor. Bugün, epey bir kısmı arşivlerde dahi bulunmayan, radyoya ilişkin, örgütsel, yönetsel, teknik vb. verileri de tasnifliyor.

Yarıda Kalan Hayat
Nîv Jiyan

Yarıda Kalan Hayat, Nîv Jiyan. Orhan Doğan’ınki, sadece kendisi ve sevenleri için değil, sahiden dünya ve memleket için, yarım kalmış bir hayattı. Özellikle “Kürt Açılımı”yla hararetlenen tartışmalarda, hemen herkesin aklından geçiyor: “Keşke şimdi Orhan Doğan olsaydı...”

İkinci Parti
Türkiye’de İki Partili Siyasi Sistemin Kuruluş Yılları (1945-1950) Cilt 1

İkinci Parti, 1945 yılını temel alarak, tek-parti döneminde şekillenmiş siyasî alışkanlıkların İkinci Dünya Savaşı sonrasında beliren yeni uluslararası gelişmelerle bambaşka siyasî, iktisadî ve toplumsal dönüşüm ağında Demokrat Parti’ye uzanışını ele alıyor.

Siyasal Üzerine

Siyasal Üzerine bir tartışma kitabı. Radikal eleştirileriyle tanıdığımız Chantal Mouffe, bir kez daha, pek çok liberal metin ve düşünürle didişerek, kavgasını sürdürüyor. Zihin açıcı ve kışkırtıcı bir dille, liberal demokrasiye inanmadığını, onun evrensellik vizyonunun ve rasyonel mutabakat düşüncesinin imkânsızlığını vurguluyor.

Yan Yollar
Düşünce, Bilgi, Sanat

Türkiye’de sosyal bilimlerin usta hocalarından Hasan Ünal Nalbantoğlu, sosyal teorinin sapaklı yollarının bilgisinden öte, asıl, eleştirel düşünce tutkusunu ve özenini öğretir. Onun metinlerindeki ince kavram ve dil işçiliği, düşüncenin araçsallaştırılmasına ve yüzeyselleşmeye karşı bir uyarıdır.

Milliyetçiliği Yeniden Düşünmek
Kuramlar ve Uygulamalar

Sık sık “vatanseverlik”, “ulus”, “milliyetçilik” ve “etnisite” kelimelerini duyuyoruz, hatta kullanıyoruz. Peki, bu kavramların anlamları nedir? Ya da birbirlerinden farkları? Aslında anlamları ve aralarındaki fark çoğu zaman belirsiz; bazen aynı olguyu tanımlıyor, bazen çelişiyorlar.

İzler

Modern düşünürler arasında Ernst Bloch’u müstesna kılan özelliklerden biri, sosyal teorinin dalları arasındaki sınırları aşmakla kalmayıp, sosyal teoriyle edebiyat arasındaki sınırları da silmesi... Dahası, eski hikmet diline yaklaşması... İlk eserlerinden biri olan İzler, Bloch’un bu özelliğinin en belirginleştiği kitaplarından biridir.

Sol, Sinizm, Pragmatizm

“Solda ric’at sürüyor. Mağlubiyet hissi derinleşti, neredeyse kanıksandı - ama açık yürekli bir muhasebesinin yapıldığını söylemek zor. Sağcılığın ve kapitalizmin kötülüğü, solda durmak için yeter şart, birçokları için. Bazen biraz inadına, namus belâsına. Sahiden de yeter şart olabilir, ona şüphe yok. Mızmız olsa bile, ‘yapıcı’ olmasa bile, sol itiraz, vicdanın sesidir.

1915 Yazıları

Akçam, sadece Türk diplomasisinin içine düştüğü açmazları değil “soykırım”ın ne olup ne olmadığını da inceliyor.

Yüzyılı Anlamak
Evrensel Bir Tarih Yorumu

Büyük İngiliz tarihçi Eric Hobsbawm’ın 20. yüzyıla “kısa” demesinin nedeni, ona çok şey sığması ve çok hızlı geçmesiydi. Dan Diner’in bu çok yankı uyandıran kitabında yaptığı, filmi geriye sarmak ve en tehlikeli sahneleri ağır çekimde oynatmak... Onun mesafeli bakışı, zaten bildiğimizi varsaydığımız olayları başka bir gözle görmemizi sağlıyor.

Türkiye'de Sol Akımlar 1925-1936 (Cilt 2)

Türkiye’de Sol Akımlar’ın birinci cildi 1925 yılında noktalanıyordu. 1925’ten itibaren hem yeni ulus-devletin elitleri arasındaki iktidar mücadelesi hem de Sovyetler Birliği’nin politikaları, Türkiye sol hareketi üzerinde doğrudan belirleyici hale geldi. Türkiye’de Sol Akımlar 1925-1936, bu çalkantılı dönemin tarihini ele alıyor. Günlük gazeteler, hatıralar, mektuplar, mahkeme kayıtları ve parti arşivleri, bu cildin de zeminini oluşturuyor.