Korku Siyaseti ve Siyaset Korkusu
“Korku mu siyaseti yaratmıştır yoksa siyaset mi korkuyu yaratmıştır? Korkutan, korku ve korkan arasındaki ilişki mi siyasettir yoksa iktidar, meşruiyet ve itaat arasındaki ilişki mi korkudur? Tanrı mı korkuyu yaratmıştır yoksa korku mu Tanrı’yı yaratmıştır? İnsan korkuya boyun eğmek için mi yaratılmıştır yoksa korkuyu yok etmek için mi vardır?
Eylemden ÖğrenmekTEKEL Direnişi ve Sınıf Bilinci
2010 kışında yaşanan TEKEL direnişi, Türkiye’de emek hareketinin tarihinde müstesna bir olay olarak yer aldı. Ülkenin çeşitli yerlerinden Ankara’ya gelen işçiler, başkentin merkezindeki yaya bölgesine 78 gün boyunca ‘yerleşerek’ kararlılıklarını gösterdiler ve hak taleplerini duyurmaya çalıştılar.
Asker Evlatlar YetiştirmekII. Meşrutiyet Döneminde Beden Terbiyesi, Askerî Talim ve Paramiliter Gençlik Örgütleri
Osmanlı İmparatorluğu’nda askerî yenilgilerin entelektüel ortamı hızla etkilediği dönem Balkan Savaşları’dır. İmparatorluk fikri siyasi elitin zihninde de hızla tükenirken, milliyetçilik dönemin fikir atmosferini ele geçirmiştir. Kaybı telafi etmenin yolunu askerî başarılarda gören bu anlayış, “silahlanmış millet” (millet-i müsellaha) fikrini işlemeye koyulmuştur.
Sınıf Mücadeleleri
Düşünün, sınıf kavramı ne denli çok biçimde kullanılıyor. Bazen sınıf krizinden söz ediliyor, böyle dendiğinde, ekseriyetle Marksizmin tıkandığı, varsayım ve çözüm önerilerinin arkaikleştiği iddia ediliyor. Endüstriyel işçi sınıfının çöküşü, yeni sağın yükselişi ve kaçınılmaz olarak solun krizinden bahsediliyor.
Amerikan DevrimiKısa Bir Tarihçe
Amerikan Devrimi, İngiliz İmparatorluğu’na karşı “vatandaşlık” hakları temelinde bir isyanla başladı. Devrimin getirdiği tartışmalar, insan hakları konusunda Fransız Devrimi’ni önceleyen güçlü bir etkiye sahipti. Robert J. Allison bu kitabında bir toplumun özgürlük mücadelesini, devrime yön veren fikirler etrafında inceliyor.
Kapitalizm Ahlaki midir?Zamanımızın Kimi Gülünçlükleri ve Zorbalıkları Üzerine
Kapitalizm ahlaki midir? Kapitalizmin insanın insana yapabilecekleri konusunda özgürleştirici bir tarafı olduğu düşünülürse, bu potansiyeli kısıtlayıcı bir işlevi olan ahlakla çeliştiği varsayılır. Öyle midir hakikaten? Marksist bir geçmişi olan Fransız filozof André Comte-Sponville, üniversitelerde düzenlenen konferanslarda yaptığı konuşmaları topladığı bu kitapta, biraz da kışkırtıcı bir üslupla, kapitalizmin ahlaklı bir ekonomik sistem olup olmadığını tartışıyor.
Milli Mücadelenin BaşlangıcındaMustafa Kemal, İttihat Terakki ve Bolşevizm
Emel Akal, Milli Mücadele’nin “sevk ve idaresi”ni gerçekleştiren kadroları ele aldığı bu araştırmasında, sürecin büyük ölçüde İttihatçıların örgütlenmesine dayandığını ortaya koyuyor. Bu örgütlenmenin de büyük ölçüde İttihatçıların ‘komitacı’ tecrübesinden yararlanarak, yukarıdan aşağıya gerçekleştirildiğini gösteriyor.
İktidar ve DemokratlarTürkiye’de İki Partili Siyasi Sistemin Kuruluş Yılları (1945-1950) Cilt 2
Türkiye’de tek-parti rejiminin sona ermesi, genellikle demokrasiye ya da çok-partili hayata geçiş dönemi olarak adlandırılır. Cemil Koçak, “Türkiye’de İki Partili Siyâsî Sistemin Kuruluş Yılları (1945-1950)” adlı kitap dizisinde, yerleşik sayılan tarihsel kabulleri tartışmaya açıyor ve bu adlandırmayı sorguluyor. Rejimin değişmesi, fakat dönüşememesi, bu sürecin temel özelliğidir.
İstanbul’da Dindar Üniversite Gençliğiİki Dünya Arasında
Özlem Avcı’nın, dinî bir cemaat veya tarikatla doğrudan ya da dolaylı biçimde bağlantısı olmuş; büyük kısmı söz konusu ilişkiyi devam ettiren 60 üniversite öğrencisiyle yaptığı derinlemesine görüşmeler, Türkiye’de dindar üniversite gençliğinin ciddi bir portresini çiziyor.
İncirlik ÜssüABD’nin Üs Politikası ve Türkiye
İkinci Dünya Savaşı bittiğinde Amerika, hemen tüm dünyada sempatiyle anılıyor; iyiliksever, koruyucu ve kurtarıcı bir imgeyle hatırlanıyordu. Farklı bölge ve ülkelerde, Amerikan askerî üsleri hızla kurulup yaygınlaştı. Amerika, büyük tehlike Sovyetler’e karşı küçük kardeşlerinin yanındaydı. Soğuk Savaş’la birlikte başkalaşan global siyaset dengesi, bu imgeyi aşamalı olarak değiştirdi.
Çoban ve KralSiyasetnamelerde İdeal Yönetici İmgesi
Köklü tecrübelerden hareketle egemenlere öğüt ve akıl veren siyasetnameler, Ortaçağ’da Doğu ve İslam siyasal geleneğine ayna tutan metinlerdir. “İdeal bir hükümdar nasıl olmalı?” sorusuna cevap getirirken, aslında tümüyle bir iktidar anlayışının çerçevesini çizerler. Çoban-Hükümdar idealini oluştururken,
sürü gibi güdülmesi gerektiğini düşündükleri ahaliye dair bir imge de kurarlar.
Rüyada UyanmakBilinçdışı ve Rüya
Ne metafizik ya da mistik bir varlık alanıdır bilinçdışı, ne de "hayvani bir doğa"yı çağrıştıran içgüdüsel mahiyettedir. "Bir dil gibi yapılanmıştır" çünkü. Dahası, hem bilinçdışı hem dil aynı kökene sahiptir. Karşılıklı bir bağımlılık içinde birbirlerini baştan varsayarlar. (...) Öznenin bastırdığı şeydir bilinçdışı; ancak sürekli olarak rüyalarda, semptomlarda, dil sürçmelerinde ve başarısız eylemlerde kendini açığa vurur, "dile getirir".
Soğuk YakınlıklarDuygusal Kapitalizmin Şekillenmesi
Hepimiz farkındayız, sayısız imge ve mesajın bombardımanı altındayız. Öyle ki, yarın, geriye dönüp baktığımızda bugünleri naif bir iyimserlikle de hatırlayabiliriz. Nasıl direniyoruz ya da sürükleniyoruz? Internet, televizyon, sosyal medya, endişeli modernlik, rasyonel ahmaklık, duygusuzluk, kaba menfaatçilik, fantezi ve paranoya ile içiçe yaşıyoruz.
Tamamlanmamış DevrimKadınların Yeni Rollerine Uymak
Sosyal eşitsizlikler ve yeni eşitsizlik biçimleri, sosyal refah devletinin aile politikalarındaki dönüşüm, eşlerin çocuk bakımı ve ev işi konularındaki tavırları, doğurganlık oranlarındaki düşüş, kadın istihdamındaki durum, nesiller arasındaki farklılıklar, yoksulluk gibi birçok konuyu günümüz dünyasında kadınların rolü çerçevesinde ele alan Tamamlanmamış Devrim yaşanan sorunlara farklı toplumların nasıl yanıtlar verdiklerini ortaya koyuyor.
Militarist ModernleşmeAlmanya, Japonya ve Türkiye
Murat Belge, Militarist Modernleşme’de Almanya, Türkiye ve Japonya’da yaşanan militarist modernleşme sürecini karşılaştırmalı örneklerle ele alıyor: Almanya örneğini İtalya, Japonya örneğini Hindistan ve Türkiye örneğini Yunanistan ile karşılaştırıyor.
Kültür Örüntüleri
Ünlü antropolog Ruth Benedict’in, özellikle kültürel çalışmalar konusunda temel başvuru kaynaklarından biri olarak görülen kitabı Kültür Örüntüleri, insan hayatının şekillenmesinde kültürün rolüne dair çarpıcı bir bakış sunuyor. Üç Kızılderili toplumunun karşılaştırıldığı bu çalışma, toplumların davranışlarındaki çeşitlilikleri yargılamadan ortaya koyuyor.
Arındırma ve Yok EtmeKatliam ve Soykırımın Siyasi Kullanımları
Yıllarını soykırım araştırmalarına veren ve bu alanda dünya çapında bir ün elde eden Fransız tarihçi ve siyaset bilimci Jacques Sémelin bu kitabında, yakın tarihteki arındırma ve yok etme politikalarını ele alıyor.
Mülkten ÜlkeyeTürkiye’de Taşra İdaresinin Dönüşümü (1839-1929)
Türkiye’nin devlet yapısında merkeziyetçilik meselesi uzun süredir tartışma gündeminde. Bu merkeziyetçi yönetim yapısı nasıl biçimlendi? Bu bir “gelenek” midir? Yukarıdan aşağı bir modernizm hamlesinin “yapay” bir sonucu mudur? Cenk Reyhan ve Nizam Önen, 1839’dan 1929’a uzanan kritik geçiş döneminde Türkiye’de taşra idaresinin dönüşümünü ele alan çalışmalarında, bu soruların yüzeysel ve kolaycı olmayan cevaplarını arıyorlar.
Muhafazakârlık
Muhafazakârlıktan ne anlamalıyız? Fransız siyaset bilimci Philippe Bénéton, bu soruyu sorarak başladığı eserinde muhafazakârlığın nasıl doğduğunu, nasıl geliştiğini ve dünya siyaset tarihine etkilerini ele alıyor.
Toplum İmgeleminde Kendini Nasıl Kurar?Toplumsal İmgelem ve Kurum - Cilt 2
Toplum, İmgeleminde Kendini Nasıl Kurar? başlıklı çalışmasının birinci cildi olan Marksizm ve Devrimci Kuram’ı yayımladığımız Cornelius Castoriadis, Toplumsal İmgelem ve Kurum’da toplum ve tarih sorununun aydınlatılmasını hedefliyor.
Kültür ve İktidarPierre Bourdieu'nün Sosyolojisi
Bourdieu’nün sosyolojik araştırmasının temelinde, toplumsal eşitsizlik biçimlerinin neden güçlü bir direniş olmaksızın devam edebildiği sorusu yer alır.
Türkiyeli Gayrimüslimler Üzerine Yazılar
1980’li yıllardan itibaren gayrimüslimler konusuyla ilgilenmeye başlayan Baskın Oran, o zamandan günümüze kadar uzanan bu yazılar derlemesinde konuyla ilgili “devlet refleksi” denilen ve insanı/vatandaşı ezberci kalıplar içine hapseden düşünce yapısıyla hesaplaşıyor.
Oran, Fener Patrikhanesi’nin durumundan bitmek tükenmek bilmeyen “nefret söylemi”ne, Ermeni meselesinden “Sevr Paranoyası”na, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından gayrimüslim vakıflarının hukuki durumuna, Süryaniler’den Türkiye’de doğup büyüyüp vatan hasreti çeken insanlara uzanan bir yelpazedeki yazılarla gayrimüslimlere karşı ülkede var olan sorunlu algıyı gözler önüne seriyor.
Kürt Meselesi'nde Algı ve Beklentiler
Toplumun ortak yaşama iradesini doğrudan etkileyip, ülkedeki birçok sorunun kaynağında yatıyor Kürt Meselesi On yıllardır kanayan bir yara durumunda. Cumhuriyet’in kuruluşundan beri var olan ve son otuz yıldır başka bir evreye geçtiği söylenebilecek Kürt Meselesi’nin artık yeni bir kavrayış modeli ve yaklaşımla ele alınması, çözülebilmesi için yeni bir siyasi anlayışa gerek duyuluyor.
Neden Sosyalizm?Marksizmde Örgüt Sorunu: Leninist Parti Burjuva Modelinde Bir Örgüttür
Aybar’ın 1979 ve 1987’de yayımladığı, içerikleri itibarıyla bir bütün oluşturan iki kitabı Neden Sosyalizm? ve Marksizmde Örgüt Sorunu’nu bir araya getiren bu kitap, sadece sosyalist bir örgütlenme modelinin “nasıl olmaması” gerektiğine değil, aynı zamanda “nasıl bir sosyalizm” sorusuna da odaklanıyor.