Çağdaş Dünya Edebiyatı - 11. sayfa

Talihli Jim

İngiliz komedyasının parlak bir şaheseri olan Talihli Jim, toplumun beklentilerine meydan okuyan ve kendi yolunu çizen genç bir akademisyenin hikâyesini sunuyor.

Yarasalar

Tutkulu bir akustik uzmanı. Dünyayı kulağıyla algılıyor, seslerle düşünüyor, duyduğu en ufak tıkırtıdan anlamlar çıkartıyor. Hayattaki tek arzusu, duyduğu her tınıyı kaydetmek. Yaşadığı dönemde o kadar çok ses var ki... Naziler’in orkestra şefliğinde 2. Dünya Savaşı’nı yaşıyor; üstelik devlet hizmetinde.

Yedek Anahtar

Jane Smiley’yi önce sinemaseverler tanıdı Türkiye’de. Yakında yayımlayacağımız A Thousand Acres (Bin Dönüm) adlı romanı, geçtiğimiz sezon gösterilen ve bir hayli ilgi gören, Aile Bağları adıyla vizyona giren filme konu olmuştu. Pulitzer ve National Book Circle Ödülü’nü birlikte kazanma başarısını gösteren ender yazarlardan biri olan Jane Smiley Yedek Anahtar’da bir cinayetin anatomisini çizerken, bu cinayetle parçalanan hayatları anlatıyor.

İzmirli Nine

Elsa Hiu bir gazeteci, ayrıca yazar ve de radyo programcısı. Bunlara ilaveten, “Barış ve Türk-Yunan Dostluğu İçin Egeli Gazeteciler Hareketi”nin bir üyesi. “Karşı yaka”da yaşıyor. Ama aklı, gönlü ve de kulağı, “karşı yaka”da doğsa ve büyüse de, “bu yaka”da doğan ninesinin öyküleriyle dolu.

Karanlıkta Okumak

Okurun ilk kez tanıştığı Kuzey İrlandalı yazar Seamus Dean, haklı bir üne kavuştuğu bu romanında, düşle gerçek arasında, korku ve sırların içinde yaşayan bir aileyi anlatıyor. Fianna savaşçıları, Grianan Kalesi, Kayıplar Tarlası, Donegal’deki ev...

Umut

Malraux’nun İspanya’daki deneyimlerini anlattığı Umut, 1937’de yayımlandığında büyük yankı uyandırmış, hemen ertesi yıl sinemaya aktarılmıştı. Umut’ta yetmişten fazla karakterin gözünden savaşa ilişkin panoramik bir bakış sunan Malraux, Cumhuriyetçi milislerin ve bütün dünyadan onlara destek vermek için gelen yoldaşlarının iyimserliğini Manuel ve Magnin karakterleri aracılığıyla aktarırken, anarşistlerden falanjistlere İspanya İç Savaşı’nın aktörlerini hayat ile ölüm arasında bıçak sırtında ilerleyen bir anlatıda birleştiriyor. Umut, modern siyasal idealler ve insanlığın yazgısına ilişkin bir başyapıt.

Küvette Bulunan Günce

Yine bir Lem klasiği ile karşı karşıyayız. Hem de yepyeni; Türkçe’de ilk kez yayımlanıyor. Kurgusu kadar, dilin de mükemmel kullanıldığı bu kitapta Lem, temel dilbilim ve anlambilim kuramlarından yararlanıyor. Kahramanımız, “Özel Görev” için seçilmiş özel biridir. Görev’in tebliğ edileceği binaya girer ve...

Taklitçiler

Geçen yıl, Gerillalar’ı yayımlarken, Naipaul için şöyle demiştik: “Kitaplarındaki imzayla V.S. Naipaul, tam adıyla Vidiadhar Surajprassad Naipaul, Trinidad’dan İngiltere’ye, oradan dünyanın dört bir yanına ve çoğunlukla mazlumların, mağdurların ses verdiği ülkelere uzanan bir hayatın yazarı. Gezi, izlenim, araştırma, roman... Naipaul’un farklı türlerdeki eserleri, keskin bir zekânın süzgecinden geçmiş, ustaca anlatılmış çarpıcı gözlemlerde buluşur. O gözlemler farklı coğrafyalara dağılır.”

Soruşturma

Teğmen Gregory, Scotland Yard tarafından bir dizi ceset çalma olayını araştırmakla görevlendirilir. Fail ya da faillerin çalışma bölgesi bellidir ve “iş”ler bu bölge içinde geometrik bir bölümleme üzerinden gerçekleştirilmektedir. Soruşturmada elde edilen ilk veriler ise akıl ötesi, en azından mevcut kavramlar ötesi olaylara işaret etmektedir.

Uykunun Kardeşi

Yazarının da yayıncısının da ummadıkları kadar rağbet gören bir ilk kitap, Uykunun Kardeşi. 1961 doğumlu Avusturyalı yazar Schneider’in bu eseri, iki yılda 24 dile çevrildi; operaya, baleye ve sinemaya aktarıldı; Avusturya, Almanya, İtalya ve Fransa’da önemli edebiyat ödüllerine layık görüldü; yayımlandığı ülkelerin büyük bölümünde en çok satan kitaplar listesine girdi.

Yarın Dündür

Onbinlerce yıl önce mağara duvarına av resimleri çizen insanlarla günümüzün acımasız kapitalist rekabet koşullarıyla boğuşan insanlar arasında ne fark var? Usta romancı J.M. Laclavetine, bu soruların cevabını geniş zamanlı bir edebiyat kurgusunun yordamıyla arıyor.

Kusursuz Kadınlar

Barbara Pym, kimilerince, 20. yüzyılın en ihmal edilmiş yazarlarından biri; Kusursuz Kadınlar’ın başkişisi Mildred Lathbury de, yine 20. yüzyılın en iyi işlenmiş roman tiplerinden biri olarak değerlendiriliyor. Evet, Mildred 1950’lerin İngiltere`sinde kırkına merdiven dayamış, hiç evlenmemiş, alt-orta sınıftan bir rahip kızı.

Solaris

20. yüzyıl bilimkurgu edebiyatının başyapıtlarından sayılan Solaris, insanlığın bilimle ve başka gezegenlerle ilişkisini ele alıyor

Marx'ların Öyküsü

Karl Marx ölmemiş olsaydı, Marx Ailesi’nin tarihi bugün yaşanıyor ve yazılıyor olsaydı... Juan Goytisolo, bu varsayım üzerinden kurguladığı romanında, yakın tarihi, “sosyalizmin çöküşü” olarak adlandırılan süreci, Marx ailesinin tarihiyle çakıştırarak aktarıyor.

Gelecekbilim Kongresi

Lem’in geleneksel kahramanlarından Ijon Tichy, uzun bir uzay yolculuğundan dönüşünde dünyanın cennete döndüğünü görür, şüphelenir. Tichy’nin araştırmaları, dünyada yaşanan asıl önemli değişimin bambaşka bir şey olduğunu ortaya çıkarır.

Prozac Toplumu

Prozac, ABD’den tüm dünyaya yayılarak milyonlarca insanın sığınağı olmuş bir “antidepresan”... Wurtzel, Prozac Toplumu’nda, çocukluğundan üniversite yıllarına, depresyonla yaşadığı birlikteliği anlatıyor. Parçalanmış bir ailenin harika çocuğu, ilk aşklar, hayalkırıklıkları, başarılarla çöküşlerin içiçe geçtiği günler, terapistler, diğer ilaçlar ve Prozac'lı hayat...

Akan Su Gibi

Marguerite Yourcenar’dan birbirini tamamlayan üç “bağımsız” hikaye: “Anna, kızkardeşim”, onaltıncı yüzyılın sonunda Avrupa’nın güneyinde yaşayan bir aristokrat ailenin gerilimlerini, iki kardeşin enseste kadar uzanan aşkını anlatıyor. “Güzel bir sabah”, bir tiyatro topluluğunun, oyunların, oyuncuların, oyunlarla iç içe geçmiş hayatların izini sürüyor.

Aşil'in Nişanlısı

Alki Zei, yazar, senarist, tiyatrocu, eski bir direnişçi, Yunanistan solunun bağımsız isimlerinden... Eleni, roman kahramanı... Alki Zei’nin serüveniyle Eleni’nin serüveni Aşil’in Nişanlısı’nda, yani Zei’nin “yaşanmış ve romanlaşmış” hayat hikayesinde birleşiyor, aynı nehrin yatağını paylaşıyor, “sol” şeritte yaşanmış bir serüveni sorguluyor.

Tutku

Fransız Devrimi’nin taze izleri üzerinden sürülen Avrupa: Bir oyuna dönüştürülmüş yaşamın, “Oynarsın, kazanırsın, oynarsın, kaybedersin. Oynarsın.” dedirten günlerin, karanlıkla ölümü ayıran akışı... Napolyon’un taç giyme töreni, dondurucu bir kışta Rusya içlerine ilerlemeye çalışan Fransız ordusu, müzisyen olacağını ya da cephede savaşacağını düşünürken kendini ordunun mutfağında bulan Henri...

Kitabın Aynasındaki Adam

Jorge Luis Borges, bir merak oyununu, isteyerek ya da istemeyerek, hep canlı tutmuştu. Belki, okurların önünde bir kurgu alanı açmak istemişti. Evet, bir oyuna dönüşen merak: Borges aslında kimdir, nasıl biridir, nelerden ve kimlerden etkilenmiştir, yazı serüveni uzun hayatına nasıl yayılmıştır?

Gerillalar

Trinidadlı yazar Naipaul’dan İngiltere’ye de göndermeler içeren bir Afrika romanı, belki bir dünya romanı, belki “birey”in romanı, belki de bir “üçlü”nün roman.

Kara Kumsal

Adı önemli olmayan bir ülke, adı önemli olmayan bir diktatörlük ve kumsalda bekleyen bir adam, Alberto... Hapishanede ve sürgünde, göçte ve geri dönüşte hep direnmiş, mücadele vermiş, hafızasını da geleceğe yönelik düşlerini de korumuş bir insan...

Kör Melek

Faslı yazar Tahar Ben Jelloun’dan bir “mafya romanı”. Yer, mafya’nın anayurdu İtalya’da küçük bir köy. Başrolde, kocası cinayete kurban giden dul bir kadın ya da kendi korkularıyla kendi ahlakî çöküşünü hazırlayan bir toplum... Kör Melek, gerçeği, yalnızca gerçeği tüm boyutlarıyla; belgesellerin, gazetecilik çalışmalarının üstesinden gelemeyeceği bir derinlikle yansıtıyor.

Gece Gelen Kadın

Her şeyden kaçarak, yirmibeş yıl önce terkettiği köyüne dönen adam artık bir yabancıdır. Ancak daha popüler bir yabancı vardır köyde. Limuziniyle gizemli yolculuklara çıkan, her yolculuk dönüşü köylüler arasından birini tek gecelik sevgili olarak seçen bir kadın.