Taklitçiler
Geçen yıl, Gerillalar’ı yayımlarken, Naipaul için şöyle demiştik: “Kitaplarındaki imzayla V.S. Naipaul, tam adıyla Vidiadhar Surajprassad Naipaul, Trinidad’dan İngiltere’ye, oradan dünyanın dört bir yanına ve çoğunlukla mazlumların, mağdurların ses verdiği ülkelere uzanan bir hayatın yazarı. Gezi, izlenim, araştırma, roman... Naipaul’un farklı türlerdeki eserleri, keskin bir zekânın süzgecinden geçmiş, ustaca anlatılmış çarpıcı gözlemlerde buluşur. O gözlemler farklı coğrafyalara dağılır.”
Soruşturma
Teğmen Gregory, Scotland Yard tarafından bir dizi ceset çalma olayını araştırmakla görevlendirilir. Fail ya da faillerin çalışma bölgesi bellidir ve “iş”ler bu bölge içinde geometrik bir bölümleme üzerinden gerçekleştirilmektedir. Soruşturmada elde edilen ilk veriler ise akıl ötesi, en azından mevcut kavramlar ötesi olaylara işaret etmektedir.
Uykunun Kardeşi
Yazarının da yayıncısının da ummadıkları kadar rağbet gören bir ilk kitap, Uykunun Kardeşi. 1961 doğumlu Avusturyalı yazar Schneider’in bu eseri, iki yılda 24 dile çevrildi; operaya, baleye ve sinemaya aktarıldı; Avusturya, Almanya, İtalya ve Fransa’da önemli edebiyat ödüllerine layık görüldü; yayımlandığı ülkelerin büyük bölümünde en çok satan kitaplar listesine girdi.
Yarın Dündür
Onbinlerce yıl önce mağara duvarına av resimleri çizen insanlarla günümüzün acımasız kapitalist rekabet koşullarıyla boğuşan insanlar arasında ne fark var? Usta romancı J.M. Laclavetine, bu soruların cevabını geniş zamanlı bir edebiyat kurgusunun yordamıyla arıyor.
Kusursuz Kadınlar
Barbara Pym, kimilerince, 20. yüzyılın en ihmal edilmiş yazarlarından biri; Kusursuz Kadınlar’ın başkişisi Mildred Lathbury de, yine 20. yüzyılın en iyi işlenmiş roman tiplerinden biri olarak değerlendiriliyor. Evet, Mildred 1950’lerin İngiltere`sinde kırkına merdiven dayamış, hiç evlenmemiş, alt-orta sınıftan bir rahip kızı.
Solaris
20. yüzyıl bilimkurgu edebiyatının başyapıtlarından sayılan Solaris, insanlığın bilimle ve başka gezegenlerle ilişkisini ele alıyor
Marx'ların Öyküsü
Karl Marx ölmemiş olsaydı, Marx Ailesi’nin tarihi bugün yaşanıyor ve yazılıyor olsaydı... Juan Goytisolo, bu varsayım üzerinden kurguladığı romanında, yakın tarihi, “sosyalizmin çöküşü” olarak adlandırılan süreci, Marx ailesinin tarihiyle çakıştırarak aktarıyor.
Prozac Toplumu
Prozac, ABD’den tüm dünyaya yayılarak milyonlarca insanın sığınağı olmuş bir “antidepresan”... Wurtzel, Prozac Toplumu’nda, çocukluğundan üniversite yıllarına, depresyonla yaşadığı birlikteliği anlatıyor. Parçalanmış bir ailenin harika çocuğu, ilk aşklar, hayalkırıklıkları, başarılarla çöküşlerin içiçe geçtiği günler, terapistler, diğer ilaçlar ve Prozac'lı hayat...
Gelecekbilim Kongresi
Lem’in geleneksel kahramanlarından Ijon Tichy, uzun bir uzay yolculuğundan dönüşünde dünyanın cennete döndüğünü görür, şüphelenir. Tichy’nin araştırmaları, dünyada yaşanan asıl önemli değişimin bambaşka bir şey olduğunu ortaya çıkarır.
Akan Su Gibi
Marguerite Yourcenar’dan birbirini tamamlayan üç “bağımsız” hikaye: “Anna, kızkardeşim”, onaltıncı yüzyılın sonunda Avrupa’nın güneyinde yaşayan bir aristokrat ailenin gerilimlerini, iki kardeşin enseste kadar uzanan aşkını anlatıyor. “Güzel bir sabah”, bir tiyatro topluluğunun, oyunların, oyuncuların, oyunlarla iç içe geçmiş hayatların izini sürüyor.
Aşil'in Nişanlısı
Alki Zei, yazar, senarist, tiyatrocu, eski bir direnişçi, Yunanistan solunun bağımsız isimlerinden... Eleni, roman kahramanı... Alki Zei’nin serüveniyle Eleni’nin serüveni Aşil’in Nişanlısı’nda, yani Zei’nin “yaşanmış ve romanlaşmış” hayat hikayesinde birleşiyor, aynı nehrin yatağını paylaşıyor, “sol” şeritte yaşanmış bir serüveni sorguluyor.
Tutku
Fransız Devrimi’nin taze izleri üzerinden sürülen Avrupa: Bir oyuna dönüştürülmüş yaşamın, “Oynarsın, kazanırsın, oynarsın, kaybedersin. Oynarsın.” dedirten günlerin, karanlıkla ölümü ayıran akışı... Napolyon’un taç giyme töreni, dondurucu bir kışta Rusya içlerine ilerlemeye çalışan Fransız ordusu, müzisyen olacağını ya da cephede savaşacağını düşünürken kendini ordunun mutfağında bulan Henri...
Kitabın Aynasındaki Adam
Jorge Luis Borges, bir merak oyununu, isteyerek ya da istemeyerek, hep canlı tutmuştu. Belki, okurların önünde bir kurgu alanı açmak istemişti. Evet, bir oyuna dönüşen merak: Borges aslında kimdir, nasıl biridir, nelerden ve kimlerden etkilenmiştir, yazı serüveni uzun hayatına nasıl yayılmıştır?
Gerillalar
Trinidadlı yazar Naipaul’dan İngiltere’ye de göndermeler içeren bir Afrika romanı, belki bir dünya romanı, belki “birey”in romanı, belki de bir “üçlü”nün roman.
Kara Kumsal
Adı önemli olmayan bir ülke, adı önemli olmayan bir diktatörlük ve kumsalda bekleyen bir adam, Alberto... Hapishanede ve sürgünde, göçte ve geri dönüşte hep direnmiş, mücadele vermiş, hafızasını da geleceğe yönelik düşlerini de korumuş bir insan...
Kör Melek
Faslı yazar Tahar Ben Jelloun’dan bir “mafya romanı”. Yer, mafya’nın anayurdu İtalya’da küçük bir köy. Başrolde, kocası cinayete kurban giden dul bir kadın ya da kendi korkularıyla kendi ahlakî çöküşünü hazırlayan bir toplum... Kör Melek, gerçeği, yalnızca gerçeği tüm boyutlarıyla; belgesellerin, gazetecilik çalışmalarının üstesinden gelemeyeceği bir derinlikle yansıtıyor.
Gece Gelen Kadın
Her şeyden kaçarak, yirmibeş yıl önce terkettiği köyüne dönen adam artık bir yabancıdır. Ancak daha popüler bir yabancı vardır köyde. Limuziniyle gizemli yolculuklara çıkan, her yolculuk dönüşü köylüler arasından birini tek gecelik sevgili olarak seçen bir kadın.
Uçurumun Kıyısında
Günümüz Avusturya edebiyatının önemli isimlerinden Gerhard Roth’un Türkçedeki ilk kitabı Uçurumun Kıyısında, rastlantı ve zorunluluk üzerine bir deneme, ya da iktidar ve adalete değinen bir polisiye.
G
Türk okurlarının yakından tanıdığı John Berger, G ile birlikte anlatının ve roman kalıbının gerekleriyle kendi üslubunu başarılı bir şekilde kaynaştırıyor. Romanın başarısı, birçok düzeyde bir sentez olmasında. Berger’ın üslubu, halkların kaderini etkileyen kitlesel politik olaylarla en mahrem erotik yaşantıların inceliklerini tek bir örgü içerisinde biğrleştirmesini mümkün kılıyor.
Leylak ve Bayrak
Şehre yerleşen köylülüğün yeni varoluş tarzını anlatan Leylak ve Bayrak, John Berger’ın on yedi yılını verdiği “Onların Emeklerine” üçlemesinin son kitabı.
Dizginsiz Bir Sabırla
Tomás Borge, Sandinist hareketin kurucularından. Yola birlikte çıktığı arkadaşlarının tümü öldü, anı yazma işi Borge’ye düştü. Dizginsiz Bir Sabırla’da Borge’nin sofu bir anneyle başetmeye çalıştığı, kız peşinde koştuğu yeni yetmelik dönemi var. Sonra Sandinist Halk Kurtuluş Cephesi’nin kurucusu Carlos Fonseca’nın hayatı. Ve tabii ki, Nikaragua Devrimi’nin zorlu, acılı, şiirli, şarkılı, dayanışmalı, bol kayıplı ve hep umutlu hikayesi. Sahici bir devrimin uzun yolu.
Tutanak
Le Clézio, Tutanak’ta “dünyanın yeni bir hikayesi”ni anlatıyor. Önünde, arkasında, sağında, solunda modernizmle yaşayan insanın hikayesini. Romanın “kahramanı” Adam Pollo, uyum’u kovalarken, iç dünyasında uzun sarsıntılar yaşar ve Le Clézio’nun telaşlı ama doğal yazısı, tüm bu sarsıntıları sismografik bir aygıt gibi kaydeder...
Şimdi Değilse Ne Zaman?
Primo Levi, İkinci Dünya Savaşı’ndaki kişisel tanıklıklarından, acı deneyimlerinden de yola çıkarak, bir “Yahudi Partizan” grubunun Sovyet topraklarından Polonya topraklarına oradan da yenik Almanya’nın topraklarına uzanan, savaşın izin verdiği ölçüde “insanî” yürüyüşünü anlatıyor bu uzun romanda.
Geçkin Yaş Oyunları
Çağdaş İspanyol edebiyatının önemli isimlerinden Luis Landero, geçkin yaşta hayatına anlam kazandırmaya çalışanların öykülerini anlatıyor. Dümdüz hayat parçacıkları değil Landero’nun anlattıkları: Hayal edenler, hayal etmeyenler ve hayal etmeyi bilmeyenler...