Türkçe Edebiyat - 9. sayfa

Noktalı Virgülle Biten Bir Kitap

Batıkan Köse, muktedirlerin izahına mizahla karşılık vermek lazım diyerek başlıyor işe ve ustaca biçimlendirdiği taşlarla duvarlar örüyor, takılar tasarlıyor, yollar döşüyor. Noktalı Virgülle Biten Bir Kitap, noktaya mecbur olmadığımızı, çağrışım denen şeyin bize bin bir seçenek sunduğunu gösteren öyküler.

Rüyadaki Kadın

Abi ile kardeş, âşık ile maşuka, veyahut iki sıkı dost arasında salınıp duran bir sarkacı anlatıyor Kemal Selçuk. Rüyadaki Kadın tek başınalıktan baş başalığa, oradan da kalabalıklara geçişin romanı.

Avuntular

Ömer Arslan, sessizce geçip giden insanları anlatıyor, her gün bir şeylerle avunan insanları… Günün yorgunluğunu. Avuntular, taze bir iç dökme öykümüze, tutsaklık parçaları, unufak.

"Aslında..."

“Sinemanın atına binmiş, edebiyatı kırbaç yapmış” bir yazarla söyleşiler… Hekim sıfatıyla hastalarının, yazarlığıyla Anadolu’nun sır kâtibi olan Ercan Kesal, edebiyatla ilgili, eserleriyle ilgili, memleketle ilgili, hal-i pürmelâlimizle ilgili, taşrayla ilgili, insan halleriyle ilgili, umut ve direnişle ilgili, ahlâkla ve vicdanla ilgili, sinemayla ilgili sohbet ediyor bizimle.

Uyku Sersemi

Hakan Bıçakcı, kaybolan maziyi, vinçleri, kamyonları, sahte ay ışığını, uykusuzluğu, kötü rüyaları anlatıyor. Görünmez elin hırsla yırttığı sayfalar...

Kolpa

Kolpa, oradan oraya savrulan bir delikanlının romanı. Uçurumun ve zamanın kıyısında… Ece Erdoğuş, tel tel dokunuyor ergen iştahına ve ruhuna. Sokakları ve yavanlığı anlatıyor, fısıldayan ve bağıran bir sesle.

Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?

Figen Şakacı, Bitirgen’le başlayan Pala Hayriye ile süren üçlemesini Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı? ile tamamlıyor. Bir ömrü anlatıyor, bir kadının varlığını, yokluğunu, izlerini, cümlelerini, gürültüsünü...

Gündönümü

Kerim Özcan, cami avlusuna inen kaybolmuşluğu anlatıyor, yok sayılanı, yıllar yıllar öncesinden kalan sızıyı. Tek tek acılı sözcüklerle geliyor Gündönümü.

Bulut Bulut Üstüne

Ethem Baran gündelik hayattan yalın kesitler aktarmadaki, herhangi bir insanın başına gelebilecek herhangi bir olayı anlatmadaki ustalığına sağlam bir halka ekliyor Bulut Bulut Üstüne’yle.

Deniz Gülümsüyordu Uzaktan

Deniz Gülümsüyordu Uzaktan, erken gitmenin ve geç kalmanın, bir türlü yakalayamamanın romanı. Serhan Ergin, ustalıkla deniz kenarlarını anlatıyor. Usul usul çöreklenen yavaşlığı, yarım kalmışlığı...

Uğultular

Gönül Kıvılcım; Kader’in, Dolunay’ın, Melek’in ve ormandaki diğerlerinin hikâyesini anlatıyor… Tarihi olmayan zamanın, kadınların…

Her Şey Dahil

Kerem Aslan, yarı karanlıkta bir zamanı anlatıyor; eve sığınan, evi bulan ve özleyen ince bir hüznü.

Deli Bal - Kanatları Ölü Açıklığında

Pelin Buzluk’un biri Yaşar Nabi Nayır diğeri Selçuk Baran Öykü Ödülü almış iki kitabı bir arada…

Soğuk ve Temiz

Soğuk ve Temiz, yokluğun, merhametsizliğin ve hesaplaşmanın romanı. Bir kâbus tortusu… Melike Uzun, acının içinden geçerek yazıyor. Dünya dönüyormuş!

Telef

Telef, zifiri karanlığın ağıt romanı. Hep hatırlanan, her cumartesi hatırlatılan genç ölümler… Attilâ Şenkon, ayrı ayrı zamanlarda, yan yana duruyor yangınlarla. Gecenin ortasında kelebek yumuşaklığı…

Maveraünnehir Nereye Dökülür?

Geçmişin bulanıklığı, kırıklıklar, kabullenişler. Gıcırdayan kapılar, boş fincanlar, galaksideki bütün gezegenler… Su sızdıran yağmur borusu. Engin Barış Kalkan, insanın ve dünyanın ürpertisini, geride kalanların tenhalığını anlatıyor

Çay Güzeli

İsmail Saymaz, Ovit Dağı’nı aşmaya çalışanların, aşıp da hayata iyi kötü tutunanların izini sürmeye çağırıyor bizi. Çay Güzeli, siyah beyaz fotoğraflarda başka renklerin de olduğunu gösteren hikâyeler.

Beşinci Köşe ve İçimdeki Kalabalık

Gamze Güller’in biriyle Orhan Kemal Öykü Ödülü’nü aldığı iki kitabı bir arada. Bir çaydanlık gibi fokurdayan, dünyayı öpen, kahreden, sus pus oturan hikâyeler…

Yüzler

Emrah Polat, suyun akışını, Ankara’yı, bir gecenin ortasını anlatıyor. Yüzler, zamanın seslerinin, merhametsizliğin, acımışlığın romanı. “Cümle hal, insan halidir.”

Sahiden Hikâye

Kemal Varol okurlarının Jar’dan ve Haw’dan bildiği, Ucunda Ölüm Var’da da bir ara uğradıkları hayalî Arkanya’nın sokaklarında geziyoruz bu hikâyelerde.

Gerçek Hayat

Gerçek Hayat, içi içine sığmayan aşkın, karaltının içindeki umudun yeni sesli romanı… Gerçeği yaşanmaz olunca hayaline sarılıyor herkes.

Oltacı
Denize Dair Hikâyat

Vecdi Çıracıoğlu denizden ilham alıp yine denizi anlatırken zamanı yavaşlatıyor, acelesi olmayan bir adamın çağanoz misali tedirgin adımlarından bir ağ örüyor. Oltacı, fırtınalı denizin sütliman romanı.

Bozkırda Bir Gece Yarısı

Ercan Kesal, bozkırdan gelip bozkıra dönen bir hikâye anlatıyor, neşeli, koşturan bir şiir dizesi. Behnan Shabbir, düzlüğü, tuhaflığı, manzarayı resmediyor, dünyayı hafifleten renkleriyle.

Duman Otel

Duman Otel, uzun bir hesaplaşmanın, zindana dönüşen bir muammanın romanı... Bülent Çallı, ustaca, nefes nefese, tekinsiz ve coşkulu bir dille anlatıyor. Önce karanlık vardı.