"yahudi" için arama sonuçları - 2. sayfa

İslâm'ın Psikanalizi
Fethi Benslama’nın bu kitabı, tam anlamıyla öncü bir eserdir. Freud’un Yahudilik ve Hıristiyanlığı psikanalitik açıdan ele alan çığır açıcı çalışmalarının ardından bu konuda pek çok inceleme yapılıp yayınlanmasına karşılık; İslâm bu analizlerin kapsamına hemen hemen hiç dahil edilmedi. Buna ya gerek duyulmadı veya cesaret edilemedi. İslâm’ın Psikanalizi, hem bu boşluğu doldurma yolunda bir ilk ve kapsamlı girişim, hem de bu açıdan İslâm’ın diğer tektanrılı -İbrahimî- dinlere göre özgünlüğünü ortaya koyan tezler içeren bir eser.
Siyaset Felsefesi Sözlüğü / Ciltli
Bu sözlük, Otorite kavramından Hoşgörüye, Makyavel’den Fransız Devrimi’ne, Hobbes’dan Ütopyaya, Çin’den İslam’a, Yahudilikten Reforma, Antik Roma’dan Anarşizme, Cicero’dan Yararcılığa, Hikmet-i Hükümetten Egemenliğe, Platon’dan Hegel’e, Rousseau’dan Marx’a 140 makaleden oluşan geniş bir yelpaze içinde, siyaset felsefesinin belli başlı kavram ve düşünürlerini siyasal ve düşünsel boyutlarıyla inceliyor.
Siyaset Felsefesi Sözlüğü
Bu sözlük, Otorite kavramından Hoşgörüye, Makyavel’den Fransız Devrimi’ne, Hobbes’dan Ütopyaya, Çin’den İslam’a, Yahudilikten Reforma, Antik Roma’dan Anarşizme, Cicero’dan Yararcılığa, Hikmet-i Hükümetten Egemenliğe, Platon’dan Hegel’e, Rousseau’dan Marx’a 140 makaleden oluşan geniş bir yelpaze içinde, siyaset felsefesinin belli başlı kavram ve düşünürlerini siyasal ve düşünsel boyutlarıyla inceliyor.
Devlet'in Yahudileri ve "Öteki" Yahudi
Rıfat N. Bali’nin, Türkiye Yahudilerinin yakın dönem tarihine ilişkin ayrıntılı araştırmaları, aynı zamanda Cumhuriyet döneminin sosyal ve siyasal yapısına ışık tutuyor. Elinizdeki kitapta, bu tarihten değişik kesitler yer almakta. Bunlardan siyasal açıdan en dikkate değer olanı, Cumhuriyet’in ilk döneminden beş Yahudi seçkininin biyografisidir.
Aliya: Bir Toplu Göçün Öyküsü (1946-1949)
Rıfat N. Bali’nin yazdığı Cumhuriyet Yıllarında Türkiye Yahudileri dizisinin ilk cildi, 1923-1945 dönemindeki sistematik Türkleştirme siyaseti ve Türklerle Yahudiler arasındaki gerilimli ilişki üzerineydi. Elinizdeki kitap, 1946-1949 dönemini kapsıyor ve esas olarak Türkiyeli Yahudilerin 1948’de kurulan İsrail’e göçlerini, yani Aliya’yı anlatıyor.
Konstantinopolis 1054-1261
Uzun yıllar boyunca Doğu Roma İmparatorluğu’nun kutsal şehri olan Konstantinopolis dünyanın da başkenti sayılabilirdi. Özellikle hâkimiyeti altında topladığı Bulgarlar, Sırplar, Ruslar için erişilmez bir kentti. Batılı seyyahlar da Konstantinopolis’in görkemi karşısında düştükleri hayranlığı gizlemiyorlardı.
Bir Zamanlar Kırklareli'de Yahudiler Yaşardı...
Erol Haker bu araştırmasıyla hem bir ailenin hayatını hem de artık çok uzak bir geçmişte kalan bir yaşam tarzını gözlerimizin önüne seriyor. Yazar, aile mensuplarıyla yapılan mülakatlar üzerinden, beş kuşak boyunca Kırklareli’de yaşamış olan Adato ailesinin öyküsünü anlatıyor.
Paylaşılamayan Kutsal Topraklar ve İsrail
Ne siyonizm hülyasının gerçekleşmesi ne de bir Yahudi devletinin kurulması, “İsrail toprağı”nın kutsallık simgelerinin dünyevileşmesine yetmedi. Yahudilerin “vaat edilmiş”, kaybolmuş, düşlenmiş ve yeniden yaratılmış topraklarla ilişkilerinin normalleşmesi için harcanan çabalar boşa gitti. Bu toprakların her santimetrekaresini mutlak bir kutsallığa dönüştüren Yahudiler, Filistinlilerin de buna tepki içinde benzer kutsallık simgelerine sarılmalarına yol açtılar.
Türkiye ve Balkan Yahudileri Tarihi
Elinizdeki kitap, bir Yahudi cemaatinin tarihini hikâye ediyor. Esther Benbassa ve Aron Rodrigue, Ortaçağ’ın sonunda İspanya’dan sürüldükten sonra Balkanlar, Anadolu ve Yakındoğu’da yerleşip bu topraklar üzerinde yeni bir Yahudi İspanyol kültür alanı oluşturan Sefaradların, Nazi Soykırımı dahil, bugüne kadar geçen beş asırlık zaman dilimindeki tarihlerini inceliyorlar.
Musa'nın Evlatları Cumhuriyet'in Yurttaşları
Babil Talmud´unda `Krallığın kanunu, geçerli olan kanundur` yazar, Türkiye´de Yahudiler, yaşadıkları ülkenin iyi birer yurttaşı olmalarını öğütleyen bu kurala hep uymuş ve Türk-Yahudi birlikteliğini idealize etmişlerdi. Ulus-devlet olma sürecinde vurgulanan tebaalıktan yurttaşlığa geçiş, azınlık politikalarına bakınca pek de tamamlanmamış görünüyor.
Karantina
Günümüzden iki bin yıl önce kutsal topraklar. Dört yolcu oruç tutmak ve Tanrı’dan şefaat dilemek amacıyla Yahudiye Çölü’ne gitmektedirler. Yakıcı çöl güneşinin altında, kızgın kayalıkların arasında kötülükle ve tacir Musa’yla karşılaşırlar. Karısına göre iblisin ta kendisi olan, sadist, mütecaviz Musa, bu münzevi kafilesi üzerinde hâkimiyetini kurmakta gecikmez.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Yaşamak
Balkanlar’dan Magrip’e, Kafkaslar’dan Arabistan’a kadar uzanan bir imparatorlukta yaşamak, mezheplerle dinlerin; şivelerle dillerin; kökenlerle halkların ve törelerle yaşam biçimlerinin olağanüstü farklılık gösterdiği karmakarışık bir dünyada yaşamaktır. Ve tabii, dinin ağırlığıyla; aile, tarikat, lonca, cemaat gibi gruplaşmaların kaçınılmaz önemiyle; mübadele, oyun, tören, bayram gibi yoğun toplumsallık biçimleriyle belirlenmiş bir toplumun içinde yaşamaktır.
Camondolar
Camondolar, Osmanlı Yahudi cemaatinin en kalabalık kısmını oluşturan Sefaradlar’dan, yani İspanyol Yahudileri’nden. Abraham Salomon Camondo, İstanbul maliyecilerinin sarraflıktan modern bankacılığa geçmelerine önayak olmuş, Yahudi cemaatiyle Bâbıâli arasındaki ilşkilerde de önemli bir rol oynamış, Galata’nın 19. yüzyıl boyunca modern bir finans merkezine dönüşmesine öncülük etmiştir.
Bir Türkleştirme Serüveni 1923-1945
Bugüne kadar yazılıp çizilenler, bir-iki ufak hadise dışında ortamın güllük gülistanlık, herkesin durumdan hoşnut olduğuna işaret ediyordu. Resmî tarihçilerin çizdiği bu “mutluluk tablosu”na cemaatin ileri gelenlerinin katkısı da azımsanamazdı. Lozan Antlaşması’nın kendilerine tanıdığı haklardan feragat etmeye zorlanmşlar, ““eğer vatandaşsan Türkçe konuş!” dayatmalarına ses çıkarmamışlar, Trakya’da evlerinin, işyerlerinin yağmalanmasını sineye çekmişler.
Balat'tan Bat-Yam'a
Balat'tan Bat-Yam'a kadar uzanan kâh mutlu kâh hüzünlü bir yaşam öyküsü... Bir Yahudi ailenin çocuğu olarak 1916 yılında Hasköy'de dünyaya gelen ve yıllarca yaşadığı İstanbul'dan çok sevdiği Suadiye semtine benzettiği için Bat-Yam'a göç eden Eli Şaul'un ilginç günlüğü.
Kurabiye Saatinde
Masayalı anneyle Türk babanın Nikaragua’dan İstanbul’a gelen kızı, Amerika’da pazar arayan eski zaman tüccarları, “İsa’ya ait olma”yı seçip Kudüs’e kaçan bir İstanbul Yahudisi genç kız, Macaristan’a gidip dönmeyen ağabeyi, yurtdışından kesin ve “parlak” dönüş yapan Türkiye aydınları...
İzmir Yahudileri
İzmir Yahudileri’nde hem bir şehrin tarihini, hem de Yahudi cemaatinin İzmir’de yaşadığı ilginç serüven ve mücadelesi akıcı bir dille, canlı ve ayrıntılı bir üslupla anlatılıyor.
Totalitarizmin Kaynakları 1 / Antisemitizm
Yahudi karşıtlığından farklı bir temelde, belki bir modern çağ yan etkisi sayılabilecek biçimde ortaya çıkan Antisemitik akımların doğuşunu, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla dönülen çağ aralığındaki gelişmeleri ele alan bir inceleme. Arendt, Totalitarizmin Kaynakları’nın birinci cildinde, 20. yüzyılda sayısız insan hayatına malolacak, soykırım girişimlerine, katliamlara, toplumsal hezeyanlara kapı aralayacak, ardından siyonist şiddetle karşı dramlar yaratacak bir eşiği analiz ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nde Yahudiler
Cumhuriyet’in kuruluşundan 40’lı yılların sonuna uzanan dönemde Türkiye Yahudileri; onların Türk toplumu ve Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ilişkileri... Kulağa hoş geleni ya da duyulması istenenleri değil, olanı biteni, yaşananları anlatan bir araştırma.
İstanbul 1914-1923
Stefanos Yerasimos’un yayına hazırladığı eserde, İstanbul’da imparatorluğun çöküşü, mütareke ve işgal yılları, yeni bir devletin doğum sancıları, şehrin kozmopolit yapısı, gündelik hayatında önemli yeri olan azınlıklar, Rumlar, Yahudiler, Beyaz Ruslar değişik yorumlarla dile getiriliyor.
Şimdi Değilse Ne Zaman?
Primo Levi, İkinci Dünya Savaşı’ndaki kişisel tanıklıklarından, acı deneyimlerinden de yola çıkarak, bir “Yahudi Partizan” grubunun Sovyet topraklarından Polonya topraklarına oradan da yenik Almanya’nın topraklarına uzanan, savaşın izin verdiği ölçüde “insanî” yürüyüşünü anlatıyor bu uzun romanda.
Tekinalp
Moiz Kohen ya da Türkleşmiş adıyla Munis Tekinalp: Yahudi kökenini hep ikinci plana itmiş; dindaşlarını da bu yola çekmeye, Sela- nik’ten İstanbul’a kadar tüm Yahudileri “Türkleştirme”ye çalışırken işi onlara yeni bir “On Emir” önermeye kadar bir Türk milliyetçisi... Saygın araştırmacı Prof. Jacob M. Landau’nun hazırladığı kitapta, Tekinalp’in Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e uzanan düşünsel serüveni, hem kendi yazılarından örneklerle hem Landau’nun değerlendirmeleriyle akıyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Sosyalizm ve Milliyetçilik (1876-1923)
Lozan Antlaşması’na kadar “azınlık” olarak tanımlanmayan etnik ve dinî unsurlar; çerçeveyi biraz daraltırsak gayrı-müslim Osmanlılar hemen hemen bütün Batılılaşma akımlarında olduğu gibi sol fikir ve hareketlerin yayılmasında da öncülük etmişlerdi: Bugüne kadar ışıkla ve yazıyla gerektiğince buluşamamış, önemli bir tarih kesiti. Zürcher, Feroz Ahmad, Adanır, Dumont, Noutsos, Yalımov ve Ter Minassian'ın makaleleriyle...
Tanrının İntikamı
Çağdaş İslami hareketler üzerine yetkin bir uzman olan Fransız araştırmacı Kepel, kısa sürede pek çok dile çevrilen kitabında, 1970’lerden itibaren büyük tek tanrılı dinlerin canlanmasını yorumluyor. Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi toplumlarında “aşağıdan yukarıya yeniden dinselleşme”nin özgül dinamiklerini ele alıyor; yeni dinsel radikalizmin, modernlik karşısındaki gerilimini tartışıyor.
Aradığınız kritere uygun kişi/kurum bulunamamıştır.