Politika/Siyaset - 28. sayfa

Sosyoloji Dersleri

Sosyoloji Dersleri, sosyolojinin kurucusu ünlü Fransız sosyolog Emile Durkheim'ın 1890'dan itibaren Fransa'nın çeşitli üniversitelerinde verdiği derslerin, konferansların notları. Durkheim hayattayken bir araya getirilip yayımlanmayan bu notlar, ölümünden yıllar sonra dönemin İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Hüseyin Nail Kubalı tarafından ilk kez kitap haline getirildi.

Müstakbel Türk'ten Sözde Vatandaşa
Cumhuriyet ve Kürtler

Türkiye siyasetinin aktörleri, bürokrasi, siyasi akımlar ve sıradan yurttaşlar Kürt meselesini nasıl algıladı? Cumhuriyet, milliyetçilik, sol, yurttaşlar Kürt meselesini nasıl, hangi kavramlarla 'gördü'? Mesut Yeğen, bu temel soruya cevap arıyor elinizdeki kitaptaki makalelerinde. Bu meselenin ve onu halletmek için izlenen stratejinin, Türkiye’deki başka etno-politik meselelerle ve bunları 'halletmek' için kullanılan araçlarla benzerlik ve farklılıklarına da göz atılıyor.

Türkiye, İslam ve Sekülarizm

Dinin toplumsal hayatta oynadığı rol, dinî kurumların Cumhuriyet döneminin modernleşme perspektifiyle yaşadığı gerilimli ilişki, toplumbilimleri açısından çeşitli tartışmalara yol açmıştır. Şerif Mardin’in bu kitapta bir araya getirilen makaleleri, 19. yüzyıldaki siyasal tartışmalardan AKP’ye uzanan gerilim hatlarının siyasal düşüncede ve siyaset sahnesinde nasıl bir rol oynadığını inceliyor.

Sivil Toplum Kuruluşları

Sivil toplum kavramının içeriği aydınlatılmaya çalışıldığında, birbirine karşıt değişik tanımlara ulaşılabilir. Sivil toplum kavramının irdelenmesi sonucunda birçok otoritenin aklına gelen çerçeve, gönüllü dernekler, kitle iletişim araçları, mesleki dernekler, sendikalar ve benzeri kuruluşlardaki kamusal katılım alanıdır.

99 Günlük Muhalefet
Serbest Cumhuriyet Fırkası

Serbest Cumhuriyet Fırkası, cumhuriyet dönemi siyasal alanının oluşumunda "iktidar"daki partiye karşı örgütlenmiş bir toplumsal muhalefeti ifade eder. Siyasal partiler literatüründe ağırlıklı olarak "gerici yığınlar"ın bir kalkışması olarak ele alınan, uygulanan modernleşme projesine karşı geleneksel-tutucu çizginin siyasal örgütü olarak yaftalanan bir partidir.

Ortadoğu'da Maduniyet
Toplumsal Hareketler ve Siyaset

İran kökenli araştırmacı Asef Bayat, Müslüman Ortadoğu toplumlarındaki toplumsal değişime, Oryantalizmin kalıplarını kıran bir bakışın imkânlarını sunuyor elinizdeki derlemede. Her şeyden önce, "durağan" bir karakteri, bir "kendine özgülüğü" değil; değişimi vurgulayarak ve "küresel güneyin" başka ülkeleriyle benzerliklere dikkat çekerek bakıyor bu toplumlara.

Sosyal Politika Yazıları

Küreselleşme, özellikle zengin ülke devletlerinin yerleşmiş sosyal güvenlik programlarını sürdürebilme kapasitesini tehdit ediyor. 1945 sonrası dönemde fabrikalar işlerken ve insanlar hayat boyu sürdürecekleri işlerde çalışırken, gerek patronlar gerekse refah devletleri cömert bir sosyal güvenlik platformunun oluşmasını kabullenmişlerdi.

Devlet ve Ötesi
Uluslararası İlişkilerde Temel Kavramlar

Elinizdeki derleme, Türkiye'de uluslararası ilişkiler alanındaki kuramsal boşluğu doldurmaya dönük önemli bir adımdır. Atila Eralp, E. Fuat Keyman, Oktay F. Tanrısever, M. Fatih Tayfur, Faruk Yalvaç'ın oluşturduğu çalışma grubu, uluslararası ilişkiler "müfredatının", çoğunlukla "güncel sorunlara" ve jeostratejik "etütlere" sıkışan yerleşik çerçevesini genişletmeyi amaçlıyor.

Hegemonya, Post-Fordizm ve Küreselleşme Ekseninde Kapitalist Devlet

"Lenin bir keresinde Marksizm'in üç kaynağının olduğunu öne sürmüştü: Alman felsefesi, Fransız politikası ve İngiliz ekonomisi.(...)Buna karşılık, bana ait üç kaynağın ne olduğunu belirteyim: Fransız ya da İtalyan değil Alman politikası; İngiliz değil Fransız ekonomisi ve ne Fransız, ne de başka tür bir felsefe değil, Şili biyolojisi!

Toplama Kampından Meclis'e

Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman azınlıkların konumu, uluslararası hukukta ve politikada azınlıklar konusunun en dikkate değer örneklerinden birini oluşturuyor. Bu azınlığın tarihsel deneyiminin bir ucunda, temel insan haklarının çiğnendiği ağır bir baskı dönemi var: isimlerinin zorla değiştirilmesine varan bir kültürel asimilasyon uygulamasına maruz kalıyorlar.

Eleştiri, Norm ve Ütopya
Eleştirel Teorinin Temellerine Dair Bir İnceleme

Siyaset bilimi ve felsefesinde temel eser statüsü kazanmış bir kitap olan Eleştiri, Norm ve Ütopya, “Eleştirel Teori”yi (Frankfurt Okulu) sosyal teori içerisinde temellendirirken, bu geleneğin bir düşünme biçimi ve teorik yapı olarak özgünlüğünü vurgulama amacını da taşıyor. Seyla Benhabib, Kant, Hegel ve Marx aracılığıyla "eleştiri" kavramının kökenlerini sergilerken, bu kökenlerin antropolojik, etik ve sosyolojik sonuçlarını, Eleştirel Teori'nin ön-tarihi olarak okumaya izin veren oldukça geniş bir zeminde değerlendiriyor.

İçimizdeki Öteki

Ermeni “sorunu”, Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi “çabasıyla” ayağına doladığı bağlardan birisi haline geldi. Tartışmanın yapılmasında ısrar edenler, bu tartışmanın kendisiyle barışık bir toplumun geleceği için ne kadar elzem olduğunu söylerken; tartışmanın “ihanet” olduğunda ısrar edenler adeta kutsallıkla çevrelenmiş bir geçmişe halel geleceğinden endişeli bir ruh hali içindeler.

Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce Cilt 7 / Liberalizm (Ciltli)

İletişim Yayınları'nın sosyal bilimler alanında büyük ilgi gören ansiklopedik-kitap dizisi Modern Türkiye'de Siyasî Düşünce'nin yedinci kitabı olan Liberalizm, okurlarımızın ilgisine sunuldu. Editörlüğünü Murat Yılmaz'ın yaptığı bu ciltte 50'nin üzerinde yazı var ve 40'ın üzerinde yazar katkıda bulunuyor.

Anahtar Sözcükler
Kültür ve Toplumun Sözvarlığı

18. yüzyıldan 19. yüzyıla dönüldüğünde İngiliz toplumu, Fransız Devrimi ve Endüstri Devrimi arasında değişiyor, bu değişim gündelik hayatta, dil ve anlayış farklılıklarını beraberinde getiriyordu. Kültür denen büyük gövdeye sınıf, sanat, endüstri ve demokrasi sözcükleri dahil oluyor, başka sözcükler de yeni bir tanımlama, anlamlandırma için dilin dünyasına sızıyordu.

Yönetişim Zihniyeti
Türkiye'de Üst Kurullar ve Siyasal İktidarın Dönüşümü

Son yıllarda gittikçe daha fazla duymaya başladığımız, adeta “sihirli” bir sözcük: Yönetişim. Ancak “yönetim”, “idare” gibi kavramların yerine kullanılmaya başlanan yönetişimin, tam olarak neleri içerip, neleri dışarıda bıraktığı hiçbir zaman net şekilde ortaya konmuyor.

Amerikan Dış Politikası

ABD ne özgürlüğü, ne parlamentarizmi ne de insan haklarını icat etmiştir. Amerikan devrimi İngiliz liberal devrimlerinin sonuncusudur. Çoğu Avrupalıya göre, demokratik bir modernitenin kusurlarının (sıradan bir yararcılık, konformizm, çoğunluk despotizmi) ayrıcalıklı bir örneğini oluşturur.

Bir Otorite Tarihi
Süreklilikler ve Değişiklikler

Otorite, toplumun çeşitli düzeylerinde, okulda, ailede, işyerinde ya da devletin elinde aslında uzun bir zamandır krizde. Bu krizin ne olduğunu ya da nasıl aşılacağını anlayabilmek için öncelikle otoritenin ne olduğunu ortaya koymak gerek. Gérard Mendel, bu sorunun cevabını bulmak için tarihe dönmemizi öneriyor. Hindistan’dan Afrika’ya, Antik Çağ’dan bugüne, Mendel’e göre her yerde ve her zaman otoritenin temelinde ortak bir antropolojik zemin vardı.

İki Turan
Macaristan ve Türkiye'de Turancılık

Turancılık, 19./20. yüzyıl dönümünün PanSlavizm ve PanCermenizm gibi romantik ‘pan’-milliyetçi akımlarından birisi. Bu akımın ilginç bir yanı, iki ayrı ülkedeki milliyetçiliğin inşa sürecinde ortaya çıkmış, iki ayrı milliyetçi ideolojinin özlemlerini yansıtmış olması: Bir Macar Turancılığı var, bir de Türk Turancılığı! İki akım da, milliyetçiliğin ırkçı kanadının bileşenleri arasında. Macarlığın ve Türklüğün köklerini, ve yeniden ihyâsı arzulanan altın çağını, Turan’da aramışlar: coğrafyayla hayalin birbirine karıştığı o uzak ülkede... Nizam Önen’in araştırması, Macaristan’da ve Türkiye’de Turancı ideolojinin, Birinci Dünya Savaşı öncesinde ve iki dünya savaşı arasındaki iki canlı döneminde aldığı biçimleri ele alıyor.

Global İşletme, Yerel Emek
Türkiye'de İşçiler ve Modern Fabrika

Globalleşme sürecinin temel önemde bir paradoksu: Sermaye globalleşir, dünyanın her yerinde serbestçe dolanır ve birörnek uygulamaları yerleştirirken, emek ve emeğin örgütlenmesinin yerel koşullara tâbi kalması... Theo Nichols ve Nadir Suğur, ülkenin teknolojik olarak en gelişkin ve en büyükleri arasında yer alan yedi firmada/fabrikada yaptıkları araştırma bu paradoksun Türkiyede'ki görünümü hakkında ayrıntılı bir resim çiziyor.

Avrupa'da Radikal Sağın Yükselişi

Haider, Le Pen, İtalyan neofaşistleri, “Kuzey Ligi”, Berlusconi, Neonaziler... “Oturmuş” ve “ılımlı” bilinen Batı ve Kuzey Avrupa’nın siyasal sistemleri, 1980’lerden beri “aşırı” sağ akımın hamleleriyle sarsılıyor. Bir yandan, eski marjinal sağ partilerden bazıları serpiliyor. Diğer yandan, sadece ‘kariyerleriyle’ değil söylemleriyle, yöntemleriyle de yeni olan partiler/hareketler çıkıyor.

Mekân, Kültür, İktidar
Küreselleşen Kentlerde Yeni Kimlikler

Günümüzde büyük metropoller, küresel/yerel eksende yeniden şekillenen iktidar ilişkilerinin ana halkasını oluşturuyor. Küreselleşme diye adlandırılan çapraşık ve çok yönlü iktidar ilişkileri ağı büyük metropollerde düğümleniyor, kendini yeniden üretiyor, derinleşip yayılıyor. Elinizdeki kitapta yer alan çalışmalar, küreselleşmenin öteki yüzünü, aşağıdan, yerelin merceğinden görünenleri aktarıyor.

Türkiye'de din eğitimi ve
İmam Hatipler

Türkiye’de eğitim, özellikle din eğitimi sorunu, Batılılaşma serüveninin başladığı dönemden bugüne hep en önemli tartışma konularından, siyasal ve kültürel hegemonya kurma mücadelesinin temel unsurlarından biri oldu. 28 Şubat süreci bu tartışmanın zirveye ulaştığı bir dönemdi. Mehmet Ali Gökaçtı, Türkiye’de Din Eğitimi ve İmam Hatipler’de bu konuyu tarihsel bir perspektifle Osmanlı’dan bugüne Türkiye’nin modernleşme süreci çerçevesinde inceliyor.

Marksizmle Maceram

Genç Berman’ın babası, New York’ta tekstil sanayisinin farklı kollarında yıllarca didinir durur. Ancak kalbi, henüz 48’ine gelmeden piyasanın vahşiliğine yenik düşer. İntikam almak isteyen oğlu, nereden ve nasıl başlaması gerektiğini bilememektedir. Birkaç yıl sonra Columbia Üniversitesi’nde öğrenciyken Marx’ın 1844 El Yazmaları’nı keşfeder ve tanesi 50 sentten yirmi tane alıp çevresine dağıtır.

Jakobenler

Montesquieu Kanunların Ruhu’nda erdemin bir demokrasi ilkesi olduğunu vurgular. Bu yönetim biçiminin yetkin olabilmesi için erdemin hüküm sürmesinin gerektiğini yazar. Fransız Devrimi’ni etkileyen Aydınlanmacılar arasında Eskiler’in erdem anlayışına başvurmayan, bu kavramı yüceltmeyen hiçbir düşünüre rastlanmaz.