Türkiye'de DindarlıkSosyal Gerilimler Ekseninde İnanç ve Yaşam Biçimleri
Bu ülkede dinin sosyal ‘anlamı’ nedir, insanlar dine nasıl bakıyorlar? Dindarlığın ölçüsü ne, nasıl algılanıyor? Dine bakış, insanların gündelik davranışlarını, sosyal ilişkilerini, birbirlerine bakışlarını nasıl etkiliyor? Muhafazakârlığın, dindarlığın, laikliğin sınırları nerelerden geçiyor?
"Yeterince Otantik Değilsiniz Padişahım"Modernlik, Dindarlık ve Özgürlük
Padişah Abdülaziz 1867 Paris Dünya Fuarı’na modernliğin seyrine bakmaya gittiğinde, kendisi de “Şark”ın bir seyirliği olarak karşılanmıştı. Ama “Batılı göz” ona bakınca tasavvurundaki otantik imgeyi bulamadı; yeterince “oryantal” görünmüyordu padişah.Modernlik ve Doğu-Batı karşılaşmaları, bitmez tükenmez bir mesele.
Ortadoğu'nun Siyasal SosyolojisiArap İsyanlarından Önce ve Sonra
Arap isyanlarının öncesine ve sonrasına dair hem temel bir bilgi hem de yetkin bir yorum sunan Ortadoğu’nun Siyasal Sosyolojisi, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içindeki Arap bölgelerinin Birinci Dünya Savaşı ertesinde bölünmesi, 1948’de İsrail devletinin kurulması, 1979’da SSCB’nin Afganistan’ı işgali ve İran Devrimi, 1980-1990 arasında çıkan bölgesel savaşlar ve son olarak 11 Eylül 2001 saldırısından sonra başlayan “teröre karşı savaş” gibi olguların, meydana geldikleri yerlerden çok uzaklarda bile siyasal dinamikler yaratabileceğini ortaya koyuyor.
İstanbul’da Dindar Üniversite Gençliğiİki Dünya Arasında
Özlem Avcı’nın, dinî bir cemaat veya tarikatla doğrudan ya da dolaylı biçimde bağlantısı olmuş; büyük kısmı söz konusu ilişkiyi devam ettiren 60 üniversite öğrencisiyle yaptığı derinlemesine görüşmeler, Türkiye’de dindar üniversite gençliğinin ciddi bir portresini çiziyor.
Emeğin TevekkülüKonya’da İşçi-İşveren İlişkileri ve Dindarlık
Dindarlık, işçilerin ve patronların üretim sürecine bakışlarını ve karşılıklı konumlanmalarını nasıl etkiliyor? Dinsel sosyalleşme, emek sürecinde tahakküm ilişkilerine ve politik hegemonyaya elverişli bir zemin oluşturuyor mu? Yasin Durak’ın Konya Organize Sanayi Sitesi’ndeki işçi-işveren ilişkileri örneğinde yaptığı araştırma, bu temel sorular etrafında bir tartışma örüyor.
Çin'in Sosyolojisi
Çin’in Sosyolojisi günümüz Çin toplumunu genelgeçer kabullerin ötesine bakarak anlamak isteyenlere yönelik bir çalışma. Çin’in dinamiklerini çözmek için “kadim Çin” ya da “modernleşen Çin” gibi kalıplardan kurtulmak gerektiğini vurgulayan Jean-Louis Rocca, Çin kültürünün köklerinden yola çıkarak bireyselliğe, demokrasiye ve pazar ekonomisine doğru gerçekleşen evrimi inceliyor.
Sosyolojik Düşünce Sözlüğü
Dünyanın değişik bölgeleri ve dönemlerine ait toplumsal olguların benzerlik ve farklılıklarını toplumsal kavramının tanımını ve sosyolojik düşüncenin genel bir resmini sunmak üzere hazırlanan Sosyolojik Düşünce Sözlüğü, 220’den fazla araştırmacı ve akademisyenin birlikte ortaya çıkardıkları bir eser.
Şehre Göçen EşekPopüler Kültür, Mizah ve Tarih
Türkiye’de popüler kültürün erken çağına, kültür endüstrisinin palazlanmasından önceki zamanlarına eğiliyor bu kitapta Levent Cantek. Geleneksel mizah öğelerinin, köklü hiciv klişelerinin modernleşme sürecini yaşadığı bir dönem bu: Nasrettin Hoca’nın eşeğiyle beraber şehre göçtüğü bir dönem…
Şehir, Orta Sınıf ve Kürtlerİnkar’dan “Tanıyarak Dışlama”ya
Göç yüzünden sokağa çıkamaz olduk. Bizim gençliğimizde Doğulu hissederdim ben kendimi, Orta Anadolulu olmama rağmen. O zaman Doğu insanı mertti, dürüsttü. İşte işçi olmaya gelirlerdi buralarda fabrikalarda. Ekmeklerini taştan çıkarıyorlardı.
Sınıftan SınıfaFabrika Dışında Çalışma Manzaraları
İşçi/emekçi kavramı, hâlâ öncelikle fabrikayı, atölyeyi, kısacası modern endüstriye özgü üretim ve çalışma ilişkilerini çağrıştırıyor. Büyük sanayi üretiminin yerini yeni teknolojilere bırakıyor olmasının, işçi sınıfını önemsizleştirdiği hatta sona erdirdiği yanılsaması, biraz da bu çağrışımdan destek alıyor. Oysa, tek varlığı emek gücü olanların sayısı artmakta.
Türkiye’de "Gençlik Miti"1980 Sonrası Türkiye Gençliği
Gençliğin dinamizmi, her zaman siyasal bir aktör olmaısındaki en önemli etken sayılagelmiştir. 19. yüzyılda Osmanlı toplumunu modernleştirme girişimlerinin de, Cumhuriyet’in inşa döneminin de en gözde siyasal aktörlerinden birisi kabul edilmiştir. 1980’e kadar da bir toplumsal aktör olarak gençlik, kendisine yüklenen sorumluluğun, onun için tarif edilen ve “kurtarma”dan “koruma”ya uzanan tarihsel rolünün çerçevesinde, verili bir durumun tamamlayıcısıdır.
Kapitalizmin Taşrası16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla Bursa'da Toplumsal Süreçler ve Mekânsal Değişim
Bursa’nın Osmanlı iktisadî tarihi içinde istisnai sayılabilecek bir yeri vardır. Hem hinterlandı ile kurduğu ilişki hem de ipekli kumaş ticaretinin 16. yüzyıldan itibaren Bursa şehir hayatını etkileyen yüzü araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Ancak Bursa tarihinin bu özellikli kesiti, hem dönemler arasındaki devamlılığıyla hem de tarihsel farklılığıyla kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulmamıştır.
Modern Toplumsal Düşünce Sözlüğü
19. yüzyıldan 20. yüzyıla devreden toplumsal/sosyal düşünce mirası, çeşitli teori, akım ve bunların etkisindeki hareketlerin kültürel, siyasi ve ekonomik hayata müdahalesiyle yeniden biçimlendi. “Modern” kelimesinin karşılıklarına dair bir tartışma bile bu yeniden biçimlendirmeyi görmemiz için yeterlidir.
Sosyolojinin İlkeleri
Henri Mendras, kökenleri Eski Yunan kültürüne kadar götürülse de, aslında 18. ve 19. yüzyıl felsefesinden doğan sosyolojinin günümüzdeki önemli düşünürlerinden biri. Sosyolojiye giriş niteliği taşıyan bu kitap, temel sosyolojik kavramları akıcı ve basit bir dille anlatmasının yanı sıra, sosyolojiye yön veren Durkheim, Weber, Marx gibi önemli düşünürlerin temel kuramlarını, öğrencileri düşünerek kolay anlaşılır bir üslûp ve akılcılıkla ele alıyor.
Bürokrasinin İcadıFransa, Büyük Britanya ve ABD’de Devlete Hizmet Etmek (18.-20. yüzyıl)
Max Weber’e göre, “Deyim yerindeyse modern Batı devletinin üreme organıdır”. Marx ise, “son derece parazit bu yapı...” dediği bürokrasiyi, “devletin dolap çevirme aleti”, olarak tanımlar. Modern devletle birlikte ortaya çıkan bürokrasi, ait olduğu ülkenin siyasal tarihinin yol izinde, çeşitli sosyal grupların ve idare sorununu kendi düşünme alanına dahil etmiş akımların karşı karşıya geldiği, toplumsal/ekonomik dönüşümler ve siyasi mücadelerle yeniden biçimlenen "politik" sürecin bir ürünüdür.
Eğreti Kamusallık
Kayseri örneğinde, “Millî Görüş” geleneğinden gelen siyasi kadroların yönetimindeki belediyecilik pratiğini ele alan bu inceleme, aslında birkaç düzlemde okunabilir. Öncelikle, elbette, İslâmcı belediyeciliğe dair bir analiz: Muhafazakâr mekân üretim politikası ve kent imgesi... Yerel sınıfsal-toplumsal ittifak yapısı... Geleneksel eşraf ve yükselen "yeni burjuvazi"...
Yoksulluk HalleriTürkiye'de Kent Yoksulluğun Toplumsal Görünümleri
Açlar sınıfı konuşuyor bu kitapta... Ekonomik krizlerden önce de sonra da yoksul olan, hep yoksul kalacak olan, yoksulluğu kader gibi yaşayanlar, “en alttakiler”... Mülâkat resmiyetine girmeden, grameri düzeltilmeden, ‘langır lungur’... Kendi hallerini, gördükleri muameleyi, dünyayı, memleketi, zenginleri, kadınları-erkekleri, dini-maneviyatı, milleti-milliyeti nasıl algıladıklarını anlatıyorlar.
Avam ve Görenekİngiltere'de Geleneksel Popüler Kültür Üzerine Araştırmalar
Bugün etrafımızda böbreğini satarak yaşamaya, çocuğunu evlatlık vererek hiç olmazsa onun hayatını kurtarmaya çalışan insanlar gördükçe kendi utancımıza gömülüyoruz. Peki, ya insanlar yüz yıldan fazla süredir bu haldeyse? Bu soru, tekil failler bulmadan cevaplarla başa çıkmayı, yaşadığımız hayatı, bireylerin dünya üzerindeki varoluş şekillerini yeniden ve yeniden düşünmeyi gerektirdiği için rahatsız edici... E.P. Thompson da elbette kapitalizmin nasıl bir insani "dönüşüm" yarattığını, "neye", "niçin" artık eskisi gibi bakılmadığı sorusunu ihmal etmediği için önemli. Avam ve Görenek'teki makaleler baştan ayağa bu tür sıkıntılı soruların etrafında dolaşıyor.
Sivil İtaatsizliğe Çağrı
Sivil itaatsizlik deyişini ilk defa, Amerikalı felsefeci ve şair Henri D. Thoreau 1849'da hükümete karşı kaleme aldığı bir metinde kullandı. Sivil itaatsizlik, insanlık tarihini hep en kritik noktalarda yönlendirdi, tarihin seyrini değiştirdi ve sonuçta hep yasaya karşı, ama sonradan aklanmış bir eylem biçiminin adı oldu.
İslâmcılığın Türkiye SeyriSosyolojik Bir Persfektif
Türkiye'de dinin toplumsal görünümleri ve dinî 'mesele'lerin siyasallaşması hakkındaki çalışmalara yaklaşık yirmi yıldır önemli katkılarda bulunan Elisabeth Özdalga'nın çalışmaları, bu kitapta biraraya getirildi. Elisabeth Özdalga'nın yazılarında, sosyolojik yaklaşımın indirgemecilikten uzak duran, serinkanlı, bununla beraber empatiye yatkın eleştirel bakışının sağlam örneklerini buluyoruz.
Sosyoloji Dersleri
Sosyoloji Dersleri, sosyolojinin kurucusu ünlü Fransız sosyolog Emile Durkheim'ın 1890'dan itibaren Fransa'nın çeşitli üniversitelerinde verdiği derslerin, konferansların notları. Durkheim hayattayken bir araya getirilip yayımlanmayan bu notlar, ölümünden yıllar sonra dönemin İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Hüseyin Nail Kubalı tarafından ilk kez kitap haline getirildi.
Türkiye, İslam ve Sekülarizm
Dinin toplumsal hayatta oynadığı rol, dinî kurumların Cumhuriyet döneminin modernleşme perspektifiyle yaşadığı gerilimli ilişki, toplumbilimleri açısından çeşitli tartışmalara yol açmıştır. Şerif Mardin’in bu kitapta bir araya getirilen makaleleri, 19. yüzyıldaki siyasal tartışmalardan AKP’ye uzanan gerilim hatlarının siyasal düşüncede ve siyaset sahnesinde nasıl bir rol oynadığını inceliyor.
Sivil Toplum Kuruluşları
Sivil toplum kavramının içeriği aydınlatılmaya çalışıldığında, birbirine karşıt değişik tanımlara ulaşılabilir. Sivil toplum kavramının irdelenmesi sonucunda birçok otoritenin aklına gelen çerçeve, gönüllü dernekler, kitle iletişim araçları, mesleki dernekler, sendikalar ve benzeri kuruluşlardaki kamusal katılım alanıdır.
Ortadoğu'da MaduniyetToplumsal Hareketler ve Siyaset
İran kökenli araştırmacı Asef Bayat, Müslüman Ortadoğu toplumlarındaki toplumsal değişime, Oryantalizmin kalıplarını kıran bir bakışın imkânlarını sunuyor elinizdeki derlemede. Her şeyden önce, "durağan" bir karakteri, bir "kendine özgülüğü" değil; değişimi vurgulayarak ve "küresel güneyin" başka ülkeleriyle benzerliklere dikkat çekerek bakıyor bu toplumlara.