Türkiye ve Rusya İlişkilerinde Değişen DinamiklerKuşku ile Komşuluk
Kuşku ile Komşuluk: Türkiye ve Rusya İlişkilerinde Değişen Dinamikler iki ülke arasındaki etkileşimin bir yandan tarihsel panoramasını çizerken diğer yandan bu tarihselliği günümüzdeki sorunlar ve ortaya çıkan yeni uyuşmazlık başlıkları etrafında ele alıyor. Çatışma, gerginlik, uzlaşma ve işbirliği parametrelerinin yetip yetmediği sorun alanlarını olabildiğince ayrıntılı bir şekilde incelerken, iki ülkede mevcut olan medya rejiminden siyasal muhalefetin konumuna kadar önemli pek çok meseleyi de araştırma çerçevesine dahil ediyor.
28 Şubat’tan 15 Temmuz’a Darbeye, Diktaya, Medyayaİtirazım Var
Derya Sazak, bu kitapta, Milliyet gazetesinde geçirdiği otuz yıl boyunca, 1990’ların yükselen sektörü medyada, dönemin güçlü isimlerinin aralarındaki mücadeleleri, gruplar arasındaki rekabeti, iktidar muhalefet kavgalarını, kazanan ve kaybedenleri, 28 Şubat’tan 15 Temmuz darbe girişimine kadar tanık olduğu gelişmeleri ve gözlemlerini aktarırken, medya ve demokrasi tarihimizin tartışmalı dönemlerine ışık tutuyor.
Kızıl BayrakBir Komünizm Tarihi
İnsanlığın, “cenneti yeryüzünde kurma” hülyası 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla birlikte sona erdi diye düşünülüyordu. Oysa binlerce yıllık kapitalizm tarihiyle kıyaslandığında kısacık bir geçmişi olan komünizm düşü hâlâ yaşıyor. Kızıl Bayrak hem bu rüyayı anlamak hem de geçmişten dersler çıkarmak için önemli bir kitap.
Osmanlı İmparatorluğu’nda Hoşgörü Söylemi (1545-1566)
Türkiye’de hâkim siyasal söylemde “Osmanlı hoşgörüsü” muteber bir motif, sevilen bir mit. Devrim Burcu Eğilmez, zengin bir teorik ve birincil kaynak birikimine dayanarak bu miti incelemeye alıyor.
Vazgeçemediklerinin Toplamıdır İnsanYas, Melankoli, Depresyon
Erdoğan Özmen, duygularla aklın, duygularla politikanın iki alakasız küre olmadığını gösteriyor bu kitabında da. Başta yas ve melankoli olmak üzere, duygu durumlarımız üzerine düşünüyor. Gayet yalın, kötülük ve iyilik üzerine düşünüyor aslında.
Türkiye'nin Anayasa İmtihanıCumhurbaşkanlığı - Başkanlık Tartışması
Üretken anayasa hukukçusu Murat Sevinç, anayasa değişikliği teklifinin etraflı bir analizini yapıyor. Başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistem modellerinin hiçbirine uymayan bu “Cumhurbaşkanlığı sistemi”nin kendi içindeki analiziyle yetinmiyor. Bu modeli, içinden çıkıp geldiği anayasa tartışmaları ve Türkiye sağının “millî iradeci” arayışı içinde konumlandırıyor.
İbni Sina ve Aristotelesçi Sol
Ernst Bloch bu kitabında, İbni Sina ve İbn Rüşd üzerinden İslâm felsefesinin altın çağına bir bakış atıyor ve bu parlak dönemde, özgürleşmeci düşüncenin önemli bir uğrağını görüyor. Ona göre bu düşünürler vahiy, meseller, mitler, mecazlar âleminden aklın olanaklarına uzanan sağlam köprüler kurmuşlardır. Bloch, bu düşünce birikimine, mekanik olmayan bir materyalist anlayışın gelişmesinde tarihsel bir rol atfediyor.
Putin'in Aklında Ne Var?
Michel Eltchaninoff, birçok övgüye değer görülen bu çalışmasında Kırım’ın ilhakı ve Suriye’ye Rus müdahalesinden beri akılları kurcalayan bir soruyu cevaplamaya çalışıyor: Putin’in aklından neler geçiyor?
Anadolu SelçuklularıBir Hanedanın Evrimi
Anadolu (Rum) Selçuklularının ideoloji ve zihniyet tarihinin izine düşen bu kitap, bugüne kadar tarihin bu bölümü için yapılmış yorumlardan ve gözlemlerden farklı bir değerlendirme ortaya koyuyor. Anadolu Selçuklu sultanlarının göçebe beylerden Pers-İslâm hükümdarlarına dönüşmelerini inceliyor. Özellikle, “cihat” kavramının, Anadolu Selçukluları için, politikalarına şekil verecek kadar önemli olup olmadığını masaya yatırıyor. Bunu yaparken Bizans ve Anadolu Selçuklu kaynaklarını, günümüze ulaşan sikkeleri ve kitabeleri kullanan Mecit, kitap boyunca Anadolu Selçuklularının başarısının askerî değil, ideolojik olduğunu gösteriyor.
Barış İçin AkademisyenlerOlağanüstü Zamanlarda Akademiyi Savunmak
“Barış İçin Akademisyenler” girişimi adına, “Kürt sorununda barışçı çözüm” talebiyle yayımlanan “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiri, Türkiye tarihinde akademi üzerindeki belki en kapsamlı baskı uygulamasına vesile oldu.
Failin Kahkahası: Breivik ve DiğerleriÖldürme Hazzının Psikogramı
Klaus Theweleit, gaddarlığın anlamını sorguluyor. Arkasında nasıl bir mesele, nasıl bir sosyallik, nasıl “güdüler” var? Belirli ideolojik şekillenmelerin etkisi ne, internetin etkisi ne, “erkekliğin” etkisi ne? “Tamamen normal erkekler” ile “vahşi katliamcılar”ı birbirinden ayıran baraj kapakları bir kez yıkılmaya görsün, gaddarca şiddetin nasıl olağanlaşabileceğine de dikkat çekiyor bu arada yazar. Guantánamo örneğine de bakarak, kurumsal, resmî yapıların bu gaddarlığın üretimindeki olmazsa olmaz payına dikkat çekiyor. Zamanın ruhunun ve “insan”ın -bilhassa “erkeğin”- tekinsiz yanına ışık tutan bir kitap.
Kapitalizmin İçinde, Kapitalizme Karşı ve Kapitalizmin ÖtesindeSan Fransisco Dersleri
Bu küçük kitap, dünyayı değiştirme mücadelesi için iyimser bir ufuk çiziyor. Kapitalizmin ve sermayenin “lüzumsuzluğunu” bilmenin büyük güveniyle… İnsan haysiyetinin çiğnenmesine isyan ederek… Sistemde çatlaklar açarak… Peşin “biliyoruz”larla değil, sorgulayarak ilerlenecek bir yol…
Zapatista hareketinin özgün yorumcusu olarak da bilinen John Holloway’in fikirlerini öğrencilere ve eylemcilere anlattığı, onların sorularını yanıtladığı, heyecanlı bir teorik-politik gezinti.
Özgürlüğün PeşindeYaşadım, Diyebilmek İçin...
Özgürlüğün Peşinde: Yaşadım, Diyebilmek İçin... Yüksel Selek’in şahsi hikâyesinin yanına Türkiye’nin yakın siyasi yaşamını ve gündemini de ekleyen mütevazı ve nadide bir katkı…
CereyanlarTürkiye’de Siyasî İdeolojiler
Cereyanlar, Türkiye’de siyasî ideolojilerin özelliklerini; birbirlerini etkileme ve birbirlerinden etkilenme süreçlerini; cereyanlar içindeki figürlerin ideolojik seyahatlerini; muarız bellediklerine dair kurguladıkları dili; ideolojileri popülerleştirme tekniklerini ve siyasî ideolojilerin gündelik hayatta nasıl karşımıza çıktıklarını ustalıkla işlenmiş bir biçimde gözler önüne seriyor.
Tanıl Bora, “cereyanlar”ı şu başlıklar altında tartışıyor: Geç Osmanlı Zihniyet Dünyası, Batıcılık, Kemalizm, Milliyetçilik, Türkçülük ve Ülkücülük, Muhafazakârlık, İslâmcılık, Liberalizm, Sol, Feminizm ve Kürt Siyasal Hareketi. Sadece başı sonu belli metinlere değil, sözlere ve jestlere de bakıyor, “kimin söylediği”ne değil “ne söylediği”ne odaklanıyor. Böylece, siyasî düşünceleri sarmalayan ideolojik muhtevayı ve “iklim”i de ortaya koyuyor.
Koçgiri İsyanıSosyo-tarihsel Bir Analiz
Dilek Kızıldağ Soileau tarihe “Koçgiri İsyanı” olarak geçen, gerek resmî tarihin gerek Kürt milliyetçi tarih yazımının önemli duraklarından biri olan Koçgiri İsyanı’nı birçok boyutuyla, kapsamlı bir biçimde ele alıyor: “Kürt devleti kurmak için girişilen bir Kürt isyanı” olup olmadığını, Alevi Kürtlerin olaylara dahlini, olayların “isyan” niteliği taşıyıp taşımadığını inceliyor. Bunu yaparken tarihsel, sosyal ve kültürel arka plana olduğu kadar resmî belgelere de bakıyor.
Osmanlı’da Kürt MilliyetçiliğiKimlik, Evrim, Sadakat
Osmanlı’da Kürt Milliyetçiliği, 19. yüzyılın sonunda tüm dünyayı ve imparatorluk coğrafyasını etkisi altına alan milliyetçiliğin Ortadoğu’nun en önemli bileşenlerinden birini, Kürt kimliğini, nasıl biçimlendirdiğini imparatorluk, âyan, aileler/aşiretler, kişiler ve sosyal-siyasal değişim üzerinden tartışıyor.
Haber Okumaları
Yasemin İnceoğlu ve Savaş Çoban’ın derlediği Haber Okumaları, güncel tartışmalar eşliğinde, dezenformasyonun ve iktidarın baskısının ortalığı toza dumana boğduğu bir ortamda medyayı ve “haber”i çeşitli veçheleriyle ele alan yeni bir kavrayış çabasının adımlarını temsil ediyor.
Büyük Felaket'ten SonraSoykırım'ın Gölgesinde Ermeni-Türk İlişkileri
Thomas de Waal, 1915-1916 sonrası Ermenistan-Türkiye ilişkilerini ortaya koyuyor. Soykırımın yaşandığı yıllardan günümüze, bu iki ülkenin kurmaya çalıştığı ancak bir türlü başaramadığı ilişkinin gidişatını ele alıyor. Tarafsız bir gözlemle, hem Ermenilerin Soykırım’ı neden bir türlü aşamadığını, hem de Türklerin direndikleri inkâr politikasını inceliyor. Sınırın kapanmasından “futbol diplomasisi”ne, Zürih’te yapılan protokollerden Hrant Dink katliamına, Surp Giragos Ermeni Kilisesi’nin ibadete açılmasından Azerbaycan’ın bu iki ülkenin girişimlerine balta vurmasına dek uzanan çok farklı süreçleri, bu iki ülkenin geçmişi nasıl geride bırakarak sağlıklı bir ilişki kurabileceklerine dair sunduğu öneriler eşliğinde tartışıyor.
Hitler'in Kavgam'ı Üzerine Bir AnalizNasyonal Sosyalizmin Poetikası
Hitler’in Kavgam’ının, içeriğinden ziyade, zihniyetiyle, edasıyla, ruh haliyle, “ses tonuyla”, nasıl etkili olduğunu anlatan bir çalışma… Faşizme damgasını vuran, “irade” ve “kararlılık” gösterisiyle fanatik dünya görüşünün bir tahlili… Bu fanatizmin hangi toplumsal alt üst oluş koşullarında, hangi hayal kırıklıklarına hitap ederek yeşerebildiğine ve özellikle “yarı aydın” muhitlerde nasıl yayılabildiğine dair keskin bir gözlem… Bu küçük kitap, Hitler, Kavgam ve nasyonalsosyalist zihniyet dünyası hakkında, kısa-öz ve derin analizindeki başarısıyla takdir gördü.
Yapıbozum ve Pragmatizm
Yapıbozum ve Pragmatizm, aynı başlık etrafında düzenlenmiş sempozyumdaki tartışmaları bir araya getirerek Derrida’nın pragmatizmi ile Rorty’nin pragmatizminin demokrasi hakkında temelci olmayan bir düşünme biçiminin geliştirilmesine nasıl katkıda bulunabileceklerini araştırıyor. Söz konusu düşünürlerin bu özel alandaki görüş ayrılıklarının yanı sıra çakıştıkları noktaları da incelerken yapıbozumu ötekinin etik deneyimine yönelik Levinasçı bir açılımla tamamlayan Simon Critchley ve yapıbozumu “hegemonya” mantığıyla irtibatlandırmayı öneren Ernesto Laclau’yu da tartışmaya dahil ediyor.
Devlet Olma ZanaatıOsmanlı’dan Bugüne Kamu İcraatı
Tarih, siyaset bilimi, sosyoloji, antropoloji ve coğrafya alanlarında çalışan birçok ismi bir araya getiren bu çalışma, Osmanlı’nın son dönemlerinden günümüze Türkiye’de devlet erkinin pratikte nasıl kullanıldığını farklı açılardan inceliyor.
Akıntıya KarşıErmeni Soykırımında Emirlere Karşı Gelenler, Kurtaranlar, Direnenler
1915’te emirlere karşı gelerek Ermenileri ölüm yolculuğundan kurtarmaya çalışan devlet memurları, din adamları, aşiret reisleri, köy ağaları ve sıradan insanlar da vardı. Akıntıya Karşı bu insanların hikâyelerini aktarırken, bu tür araştırmalarda karşılaşılabilecek sorunları ve tuzakları da hassasiyetle ele alıyor.
Türkiye'de Sol ve Ordu (1960-1971)
Özgür Mutlu Ulus, bu kapsamlı çalışmasında, 1960-1971 yılları arasında siyaset sahnesinde yer alan sol hareketlerin orduya ve cuntacılığa yaklaşımlarını incelerken, aralarındaki teorik tartışmalara da geniş yer ayırıyor; orduya bakışın sol çevrelerin siyasi anlayış ve pratiklerini belirleyen temel unsurlardan biri olduğunu ileri sürüyor. Dönemin sol hareketlerine dair sunduğu panoramayı, sosyalist çevrelerden önemli isimlerle yaptığı görüşmelerle zenginleştiriyor.
Kayıpİnsanlar ve Politika
Yakınları ve aileleri için “biricik” olan kimselerin ortadan yok olmasından sonra yaşanılanları tarihsel perspektifleri içinde, detaylı biçimde ele alan Edkins savaş, politik şiddet, soykırım ya da doğal felaketler sonucu kaybolan insanların aranması faaliyeti esnasında “idarenin” insanları nasıl nesneleştirdiğini gösteriyor; adli teşhis süreci, kayıp yakınlarının tutumu, yas tutma hallerine değinerek “namevcut olma hali”nin politik terimlere tahvil edildiğinde ne anlam ifade edebileceğini araştırıyor.