Politika/Siyaset - 10. sayfa

Hayvan Kuramı
Eleştirel Bir Giriş

Derek Ryan Hayvan Kuramı’nda, “hayvan” ve “hayvanlık”ı teorik tartışmalar ışığında inceliyor.

Althusser ve Biz

Felsefeci, Marksist bir entelektüel ve eğitmen olarak Louis Althusser, Machiavelli’den Marx’a siyaset kuramını ve tarih felsefesini özgün bir tarzda yenilemiş, kuramını daima pratik siyaseti düşünerek geliştirmiş bir düşünür. Althusser ve Biz, onun öğrencisi olmuş, onunla aynı siyasal ve kültürel iklimi paylaşmış, günümüzün önemli düşünür ve yazarları arasında yer alan yirmi isimle gerçekleştirilmiş söyleşilerden oluşuyor.

Dindar Nesil Yetiştirmek
Türkiye'nin Eğitim Politikalarında Ulus ve Vatandaş İnşası (2002-2016)

Elif Gençkal Eroler, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının eğitim politikalarında eğitimi araçsallaştırıcı “toplum mühendisliği” yaklaşımının yanı sıra, “tehdit paradigması”nda da “Cumhuriyet geleneği” ile bir devamlılık arz ettiğini gözlüyor çalışmasında. “Millet” ve onun “düşmanları” hakkındaki tasavvurun, bu format içinde nasıl yeniden tanımlandığını gözlüyor.

Gramsci'nin İki Hapishanesi
Faşist Hapishane ve Komünist Labirent

Franco Lo Piparo, Gramsci’nin mektuplarında hem faşist yönetimin hem Stalinci sansürün denetiminden kaçmak için kullandığı mecazi ifadelerin arkasındaki gerçeği aydınlatmaya çalışıyor. Bu büyük sosyalist düşünür ve siyasetçinin hem faşizmin hem Komintern’in Stalinci pratiklerinin tutsağı olarak verdiği fikrî mücadeleye ışık tutuyor.

Carl Schmitt'in Meydan Okuması

Schmitt’in liberalizmi en iyi kavrayan figürlerden biri olduğu açıktır. Bilhassa devlet, hukuk ve temsilî kurumlar üzerine yazdıkları büyük yankı uyandırmış, bilhassa rasyonel bir uzlaşma zemininin olanaklı olmadığını iddia etmesi ve siyasalı dost-düşman ikiliği olarak kavraması büyük tartışmaları beraberinde getirmiştir. Chantal Mouffe’un derlediği makalelerden oluşan Carl Schmitt’in Meydan Okuması bu iddiaların hem kendileriyle hem de politik sonuçlarıyla, dolayısıyla günümüze kadar uzanan etkileriyle yüzleşen makalelerden oluşuyor.

Soykırımdan Kurtulanlar
Halep Kurtarma Evi Yetimleri

Soykırımdan Kurtulanlar, Ermeni Soykırımı sırasında hayatta bırakılan Ermeni kadın ve çocukların 1918’den sonra kapatıldıkları evlerden kurtarılmalarını ele alıyor.

Piyasa Yapmanın Yeni Yüzleri

Kentsel yaşamın odaklarından biri haline gelen alışveriş merkezleri (AVM) olgusuna çok yönlü bir yaklaşım getiren bir kitap. Feyzan Erkip, öncelikle, bakkaldan süpermarkete, süpermarketten AVM’ye olağanüstü hızlı geçişin ekonomi-politiğine bakıyor.

Fatih-Başakşehir
Muhafazakâr Mahallede İktidar ve Dönüşen Habitus

İrfan Özet, İslâmî habitus’un, yani hal ve davranışa, beğeni ve zevklere yansıyan içselleşmiş eğilimlerin, nasıl dönüşmekte olduğunu ele alıyor incelemesinde. Ekonomik rasyonaliteye dayanan bu eğilimlerin, kentte tutunma ve yükselme mücadelesindeki işlevini ve dönüşümünü gösteriyor.

Kayıp Bir Devrimin Hikâyesi
Bir Zamanlar Hasköy'de

Faruk Eren, Haliç’in kıyı semti Hasköy’ün 70’li yıllarını adımlıyor, gözaltında “kaybedilen” abisinin, Hayrettin Eren’in hikâyesini anlatıyor bize. Bu dönemde komşuluğun, ahbaplığın, gündeliğin nasıl deneyimlendiğinden, semtin siyasi-toplumsal tarihine, insanların nasıl devrimcileştiğine dair eşsiz izlenimler sunuyor.

Antik Yunan'ın Kısa Tarihi

Antik dönem tarihi üzerine ciddi eserler üretmiş ve Antik Yunan dünyasını üç temel döneme (arkaik, klasik, Helenistik) ayırarak ele alan P. J. Rhodes, Antik Yunan’ın Kısa Tarihi adlı bu kitabında Herodot ve Tukidides gibi antik tarihçilerin temel metinlerinden faydalanarak Antik Yunan dünyasının içine doğru giden yolu Romalıların egemen olduğu döneme dek ustalıkla adımlıyor.

Kant'ın Siyaset Felsefesi Üzerine Dersler

Hannah Arendt’in 1970’te Kant’ın siyasi felsefesi üzerine verdiği dersler, hem Kant’ın hem de asıl, Arendt’in düşüncesinin yeniden inşasına katkıda bulunmuştur. Kant’ın Yargı Yetisinin Eleştirisi eserine odaklanan Arendt, bu muhakemeye dayanarak, kendi siyaset felsefesini geliştirip tamamlar.

Türkiye'nin 1950'li Yılları
Ciltli

Türkiye’nin her açıdan kabuk değiştirdiği bir dönem olan 1950’li yıllardaki zamanın ruhu üzerine kapsamlı bir kılavuz.

Rus Devrimi'nin Kısa Tarihi

Çar yönetiminden mutsuz bir kitlenin benzersiz bir örgütlenmeyle harekete geçerek gerçekleştirdiği 1917 Rus Devrimi, tarihin ilk komünist devletinin kurulmasına neden oldu. Peki bu devrimin öncülleri nelerdi? Örgütlenme nasıl gerçekleşti? Fikir önderleri kitleleri nasıl etkiledi ve yol gösterdi? Rusya toplumunun düşünce yapısı devrimde ne kadar etkili oldu ve bu toplumun hangi kesimleri, nasıl roller üstlendi? Geoffrey Swain bu kitabında yeni bir bakış açısıyla devrimi tekrar ele alırken bu soruların cevaplarını arıyor.

Maksimum Korunma
Korku Çağında Reklam

Gökçe Zeybek Kabakcı, reklamların korkularımızla dansını, bol örnekle ve berrak bir analitik bakışla tartışıyor.

Faşizmden Popülizme

Federico Finchelstein, Faşizmden Popülizme adlı bu kitabında, popülizmin ulus-ötesi karakterini tanıyarak, onu iki savaş arası dönemde, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ve Soğuk Savaş atmosferi içerisinde kavrıyor. Böylelikle popülizmi faşizme eşitleyen görüşleri bertaraf ederken, faşizm mirasından devraldıklarını göstererek, onu post-faşist bir bağlam içerisinde kavramamıza imkân tanıyor.

Prens: Machiavelli’nin Muazzam Muamması

Utku Özmakas, Machiavelli’nin kavramları müphem bırakan, metaforlarla ilerleyen düşünme tarzındaki hikmetin zevkine varır ve vardırırken, bu düşüncedeki zengin olanakları, olasılıkları arıyor.

Zarif ve Dinen Makbûl
Muhafazakar Üst-Orta Sınıf Habitusu

Muhafazakâr orta sınıflarda yeni olan ne? Hayat tarzları hal ve davranışları, zevkleri nasıl değişti? Bu değişim, bize ne anlatıyor? Aksu Akçaoğlu, bu soruların cevaplarını arıyor. Muhafazakâr orta sınıfın hal-davranış ve beğeni düzenini, bunun mekâna yansımasını, “sembolik ürünler piyasası”nı, moda anlayışını, sosyalleşme yollarını ve ortamlarını, “iç dünyanın” ve benliğin eğitim yordamlarını, zihniyet dünyasını inceliyor.

Ordu ve Millet
1930'larda Almanya ve Türkiye'de Askerî Kültür

Tarihçi Emre Sencer, elbette köklü farklılıklara sahip olsalar da, bu çerçevede anlamlı bir mukayese imkânı sunan 1930’lar Almanyası ve Türkiyesi’nde, askerî kültürün baskın etkisini inceliyor. Orduya-subaylara özgü bakış açısının, iki savaş arası dönemde tümüyle siyasetin ve kültürün biçimlenmesinde oynadığı rolü görüyoruz.

Hepsi Aynı Şeyi Söyleyecekse Bu Kadar Çok İktisatçıya Ne Gerek Var?
Çoksesli Bir İktisat İçin Manifesto

“Uzmanların” televizyonlarda hararetle tek bilimsel doğru gibi sundukları iktisatla ilgili bilgiler gerçekten tarafsız, nesnel bilgiler midir? Neoliberalizmin amentüsü olan, Margaret Thatcher’in ünlü “Bunun alternatifi yok” sloganı, akademik dünyadaki dogmatizmden beslenmiyor mu? Teksesli iktisat korosu bir siyasal tahakküm aracı değil mi?

İran'da Devlet, Din ve Devrim
1796'dan Bugüne

Kitap Batı eğilimli olmayan bir devlet teorisi ve 1979 Devrimi’nin İslamî dönüşüne ve sonrasına çok farklı bir açıklama sunuyor, çünkü İslamîleşmeyi kültürel bir süreçten ziyade tarihsel ve siyasi bir süreç olarak görüyor.

Türkiye'nin Anayasa Gündemi

Bu ortak yapıt, de jure ve de facto ayrımı çerçevesinde yayılan bilgi kirliliği eşliğinde, siyasal rejimler üzerine toplumda yaratılmak istenen algı operasyonu karşısında uzmanların, “anayasa kamuoyu”nu doğru ve gerçek bilgiye yönlendirme çabası...

Kürt Tarihi ve Siyasetinden Portreler

Portreler üzerinden tarihe yeniden bakmayı, bakmakla kalmayıp Kürtlerin entelektüel ve siyasi tarihlerini, çeşitliliğe halel getirmeyen bir bütünlük üzerinden okumayı isteyenler için eşsiz bir başlangıç noktası. Tarihyazımına yeni bir soluk.

Solun Melankolisi
Marksizm, Tarih ve Bellek

Devrimci yasın özgürleştirici potansiyellerini soruşturan Solun Melankolisi, iki asırdır dünyayı değiştirmeye kendini adamış insanların anısını bugünün mücadelesine kazanmaya çağrı yapan, sol kültür üzerine yeniden düşünmek için tekrar tekrar okunması gereken bir kitap: “Hatırlamak, kurtarmak demektir; geçmişi kurtarmak ise şimdiyi değiştirmek anlamına gelir.”

"Ama Eşkıyalık Çağı Kapandı!"
Modern Türkiye'de Son Kürt Eşkiyalık Çağı (1950-1970)

Ahmet Özcan, hem tartışmayı genişletiyor, hem de Türkiye ve Kürtler bağlamında vakalarla, hikâyelerle, imgelerle donatılmış sağlam bir analiz ortaya koyuyor. Modern ulus-devletin serpilme sürecinde “eşkıya”dan “suçlu vatandaş”a, “masum köylüler”den “dağlı canavarlar”a geçiş nasıl oldu? “Münferit vakalar” sayılan “Doğu” eşkıyalığı, neden toplu bir kriminalleştirme eşliğinde sistemli bir “eşkıya avı”nın konusuna dönüştü? En nihayet “Eşkıya”dan “Terörist”e nasıl geçildi?