Kıbrıs'ın Sosyo-Ekonomik Tarihi 1726-1750
Bazen coğrafyanın insanlara, toplumlara dayattığı kaderler vardır. Akdeniz’in ortasında her türlü üs olabilme imkânına sahip Kıbrıs’ın kaderini de böyle düşünmek gerekir. Osmanlı İmparatorluğu’nun güneyini emniyete almak ve deniz ticaretine bir şekilde dahil olmak için zaptettiği, egemenliğini uzun süre devam ettirdiği ada üzerinde kendi kurumsal yapısını tesis etmemesi düşünülemezdi.
Türk Milliyetçiliği, Gayrimüslimler ve Ekonomik Dönüşüm
Ulus devletlerin kendi egemenlik tarifleri ve milliyetçilik projeleri ısrarlı bir millî "safiyeti" gerektirmiştir. Sadece gündelik hayat üzerinde biçilen bir safiyet arayışı değildir bu. Milliyetçiliğin bir ufuk olarak benimsendiği, toplumsal yaşamda ise "diğer"leri açısından kolay atlatılamayan toplumsal travmaya sebep olan bir süreçtir. Bütün milliyetçilikler gibi Türk milliyetçiliği de bundan azade değildir.
GöçRumlar’ın Anadolu’dan Mecburi Ayrılışı (1919-1923)
Yunanistan’da bulunan Küçük Asya Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanmış bir kitap Göç (Exodos). Rumların Anadolu’dan mecburi ayrılışları hakkında 1950’li, 1960’lı yıllarda yapılan sözlü tarih görüşmelerine, tanıklıklara yer veriyor. Göç edenlerin anlattıkları savaşın, insan hayatında nasıl acımasız bir mekanizma olarak yer alabildiğini, Rumlar ve Türkler arasında varolan sosyal hayatı nasıl altüst ettiğini, milli kimliğin destansı yönüne nasıl bir katkıda bulunduğunu ve toplumsal hafıza üzerinde nasıl bir travmatik etkisi olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye ve Ermeni HayaletiSoykırımın İzinde Adımlar
Her ikisi de gazetelerinde Türkiye muhabirliği yapan Guillaume Perrier ve Laure Marchand, röportaj ve araştırmalardan oluşan bu derlemede, bir yüzyıl aradan sonra soykırımın hâlâ capcanlı olan gerçekliğini ve soykırımın inkârının “hasta” ettiği Türk ve Ermeni toplumları üzerinde yarattığı sonuçları keşfe çıkıyorlar. Adları değiştirilmiş, evleri, kiliseleri yıkılmış köylerde, soykırımda canını kaybetmiş, yahut bir şekilde kaçmış, kurtulmuş insanların çocuklarını, torunlarını bulup konuşturuyorlar. Resmî tarihin karşısına, onların hikâyelerini, onların tarihlerini koyuyorlar.
CamondolarBir Hanedanın Çöküşü
Camondolar, Osmanlı Yahudi cemaatinin en kalabalık kısmını oluşturan Sefaradlar’dan, yani İspanyol Yahudileri’nden. Abraham Salomon Camondo, İstanbul maliyecilerinin sarraflıktan modern bankacılığa geçmelerine önayak olmuş, Yahudi cemaatiyle Bâbıâli arasındaki ilşkilerde de önemli bir rol oynamış, Galata’nın 19. yüzyıl boyunca modern bir finans merkezine dönüşmesine öncülük etmiştir.
Neden Avrupa Tarihi ?
Huricihan İslamoğlu’nun çerçevesini çizdiği, Avrupa tarihinin değişik veçhelerinden yola çıkan üç tebliğ etrafında yürütülen tartışma, Avrupa tarihinin özelliklerinden çok daha fazlasını sunuyor. Modernliğin tarihsel gelişme süreci ve bu süreçte Avrupa’nın ne ölçüde benzersiz/biricik olduğu meselesi, sürekli etrafında dönülen tartışma odağını oluşturuyor.
İkinci PartiTürkiye’de İki Partili Siyasi Sistemin Kuruluş Yılları (1945-1950) Cilt 1
İkinci Parti, 1945 yılını temel alarak, tek-parti döneminde şekillenmiş siyasî alışkanlıkların İkinci Dünya Savaşı sonrasında beliren yeni uluslararası gelişmelerle bambaşka siyasî, iktisadî ve toplumsal dönüşüm ağında Demokrat Parti’ye uzanışını ele alıyor.
Yahudilerin Siyonizm Karşıtlığı
Yakov M. Rabkin, bu kapsamlı kitapta Siyonizme yönelik Yahudi muhalefetini tüm yönleriyle ortaya koyuyor: Siyonizme karşı Musevi geleneğin içinden gelen muhalefetin yapısını inceliyor, “Museviliğe yönelik bir tehdit” olarak görülen Siyonizme direnişin tarihçesini sunuyor.
Geçici Bir Hoşgörü Modeli: Cemaatler ve Kozmopolit Kimlikİskenderiye 1860-1960
Tarihin ana ırmağı büyük şehirlerin vadisinden akar. Bu akışın uygarlık dediğimiz birikimleriyle örülen büyük şehirlerin çevre ve hayat dokusunda dünyanın, insanlık durumlarının her değişimi bir öncekiyle örtüşür ve bize bir tarih içinde, onunla birlikte oluştuğumuzu anlatır.
Romantik Sürgünler
Rus entelijansiyasının 1840’larda Avrupa’ya sürgün edilen kuşağı, Rus siyasal düşüncesinde romantizmden Marksizme uzanan sürecin taşlarını döşemişti. E. H. Carr, Romantik Sürgünler’de bu tarihsel dönüşümü ele alıyor. 40’lar kuşağının en göze çarpan figürü Aleksandr Herzen etrafındaki tartışmalar, çatışmalar, tanışıklıklar ve kopuşlarla yaşanan, romanlara taş çıkarır maceraları başarılı bir tarih anlatısına çeviriyor.
Beyoğlu
Türkiye’de yaşayan hemen herkesin, görmese bile adını bildiği Beyoğlu, dünü, bugünü ve yarınıyla anlatılıyor. Kitap, kısa sürede tükenen ilk baskısına ilave olarak, “Beyoğlu argosu sözlüğü” ve 16 sayfalık özel albümle zenginleştirildi.
İşini bilen bir memur: Engin CivanBir Prensin Hisseli Hikayesi
Engin Civan’ın vurulmasıyla görüntüye giren hem çok şaşırtıcı hem çok “sıradan” olaylar zinciri üzerine bir araştırmacı gazetecilik çalışması. Civan’a sıkılan kurşunlar, sımsıkı kapalı bir kara perdede delikler açmıştı. Bir Prensin Hisseli Hikayesi, perdedeki delikleri genişletmeye hatta perdenin arkasına sızmaya çalışan bir gazetecilik ruhunun bol belgeli ürünü işte.
Büyük Cihad'dan Frenk Fodulluğuna
Ekmeleddin İhsanoğlu, Osmanlı bilim tarihi alanındaki en yetkin isimlerden biri; ilk el kaynaklara uzanan çalışmalarının ışığında yeni sözler söyleyen, yeni saptamalarla ortaya çıkan bir araştırmacı. Büyük Cihad’dan Frenk Fodulluğuna, İhsanoğlu’nun beş makalesini ve ayrıntılı değerlendirmelerini içeriyor.
Eski İstanbul
Ahmet Refik Altınay, ardında kırkbeş kitap ve yüzelli cildi doldurabilecek kadar yazı, not, makale bırakmış bir araştırmacı; döneminin en “popüler” tarihçisi. Altınay`ın Eski İstanbul`u, 15.-16. yüzyıldan 19. yüzyılın sonuna uzanan geniş bir zaman diliminde “şehir”deki gündelik hayatı anlatıyor: Fatih’in padişah sofrası için yapılan alışveriş, kahvenin ve tütünün İstanbul maceraları, leylak ve lalenin İstanbul’a kök salış hikâyeleri, oduncular, marangozlar, çoğunluk iken azınlık olanlar, çarşılar, havalı kadınlar, arabacılar.
Filistin Ulusal Hareketinin Kurucusu Hacı Emin El-Hüseyni
Bugün Filistinlilerin adını belki unutmasalar da hiç anmadıkları, “Filistin Ulusal Hareketi”nin kurucusu Hacı el-Hüseyni’nin ilginç biyografisi... Bütün ömrünü Filistin davasına veren Hacı Emin, genç yaşta Kudüs müftüsü seçildikten sonra, 30 yıl boyunca Filistinlilerin tartışmasız lideri olmuş, 1948’de İsrail Devleti kurulunca halkı tarafından lanetlenip, yenilginin tek sorumlusu olarak ilan edilmişti.
Haçlı Seferleri
Selçuk Türkleri ile Bizanslılar arasındaki Malazgirt Savaşı’yla başlayan, 11. yüzyılın sonundan 13. yüzyılın sonuna yaklaşık ikiyüz yıllık Haçlı Seferleri ile süren, 1453’te İstanbul’un fethi ile noktalanan süreç... Doğu ile Batı, İslam dünyası ile Hıristiyan dünyası arasında Haçlı Seferleri’nden bugüne varlığını koruyan derin ve ürkütücü uçurum.
İki TuranMacaristan ve Türkiye'de Turancılık
Turancılık, 19./20. yüzyıl dönümünün PanSlavizm ve PanCermenizm gibi romantik ‘pan’-milliyetçi akımlarından birisi. Bu akımın ilginç bir yanı, iki ayrı ülkedeki milliyetçiliğin inşa sürecinde ortaya çıkmış, iki ayrı milliyetçi ideolojinin özlemlerini yansıtmış olması: Bir Macar Turancılığı var, bir de Türk Turancılığı! İki akım da, milliyetçiliğin ırkçı kanadının bileşenleri arasında. Macarlığın ve Türklüğün köklerini, ve yeniden ihyâsı arzulanan altın çağını, Turan’da aramışlar: coğrafyayla hayalin birbirine karıştığı o uzak ülkede... Nizam Önen’in araştırması, Macaristan’da ve Türkiye’de Turancı ideolojinin, Birinci Dünya Savaşı öncesinde ve iki dünya savaşı arasındaki iki canlı döneminde aldığı biçimleri ele alıyor.
İstanbul Nasıl Eğleniyordu
Haliç kıyılarındaki ilk eğlence odakları, Sultan Süleyman devrindeki ünlü yosmalar, Kağıthane alemleri, şehevî raks, köçekler, kadın aşıklar... Kısaca, geçmiş yüzyıllar İstanbul’unun eğlence hayatında panoramik bir gezinti.
İstanbul'dan Sayfalar
İstanbul’u, kenar mahallelerinden surlarına, kahvelerinden kütüphanelerine, mezarlıklarından meyhanelerine gezmiş, tanımış bir “İstanbulsever”den hem araştırma hem sohbet... Babıali’den aydın portreleri, Beyoğlu’nda Venedik Sarayı, Fransız Devrimi’yle İstanbul’un ilişkisi, Gümüşsuyu-Taksim hattından son yüzyılın panoraması; İlber Ortaylı’nın gözünden, az bilinen bir İstanbul.
Musa'nın Evlatları Cumhuriyet´in Yurttaşları
Babil Talmud´unda `Krallığın kanunu, geçerli olan kanundur` yazar, Türkiye´de Yahudiler, yaşadıkları ülkenin iyi birer yurttaşı olmalarını öğütleyen bu kurala hep uymuş ve Türk-Yahudi birlikteliğini idealize etmişlerdi. Ulus-devlet olma sürecinde vurgulanan tebaalıktan yurttaşlığa geçiş, azınlık politikalarına bakınca pek de tamamlanmamış görünüyor.
Sigaranın Saltanatı
Sigaranın tıp tarihinde pek iç açıcı sayılmayacak bir yeri olabilir ama uygarlık tarihinde de bir yeri yok mu? Sigara, tiryakiler için hala bir keyif olma özelliğini korurken, hayatı dumanlı çizgilerle ikiye bölen bir gerilim malzemesine de dönüşüyor; belki biraz da haksızlığa uğruyor.
Soygunun Öteki Adı: Devlet İhalesi
“Devlet ihaleleri ve yolsuzluklar”, nicedir hayatımızın değişmez gündemlerinden birini oluşturur. Bu küçük ama önemli kitap, artık kanıksadığımız, eğer ‘küçük’se haber değeri bile olmayan yolsuzlukların “yöntemleri” üzerine bir el kitabı. Bu ilginç çalışma, herkesin bildiği vakaları sıralamıyor, “perde arkası” ifşaatlarda bulunmuyor, zaten bulunmasıda gerekmiyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nde Yahudiler
Cumhuriyet’in kuruluşundan 40’lı yılların sonuna uzanan dönemde Türkiye Yahudileri; onların Türk toplumu ve Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ilişkileri... Kulağa hoş geleni ya da duyulması istenenleri değil, olanı biteni, yaşananları anlatan bir araştırma.
Türkler ve Tatarlar Arasında 1394-1427
Tarihi hem de 600 yıl öncesini bir esirin kaleminden okuyabilmek... Niğbolu Savaşı’nda Türklerin, altı yıl sonra da Timur’un ordusunun eline esir düşen Schiltberger’in Bavyera’da başlayıp Anadolu’ya, Asya’nın ortalarına hatta Sibirya’ya kadar uzanan ve yine Bavyera’da biten macerası; geniş bir coğrafyadan gündelik hayat gözlemleri.