Türkler ve Tatarlar Arasında 1394-1427
Tarihi hem de 600 yıl öncesini bir esirin kaleminden okuyabilmek... Niğbolu Savaşı’nda Türklerin, altı yıl sonra da Timur’un ordusunun eline esir düşen Schiltberger’in Bavyera’da başlayıp Anadolu’ya, Asya’nın ortalarına hatta Sibirya’ya kadar uzanan ve yine Bavyera’da biten macerası; geniş bir coğrafyadan gündelik hayat gözlemleri.
Tarihi hem de 600 yıl öncesini bir esirin kaleminden okuyabilmek... Niğbolu Savaşı’nda Türklerin, altı yıl sonra da Timur’un ordusunun eline esir düşen Schiltberger’in Bavyera’da başlayıp Anadolu’ya, Asya’nın ortalarına hatta Sibirya’ya kadar uzanan ve yine Bavyera’da biten macerası; geniş bir coğrafyadan gündelik hayat gözlemleri... Kimilerince Türkolojinin başlangıcı...
(9 Mayıs, 1381 – yaklaşık 1440) Alman bir seyyah ve yazardı. Soylu bir aileye aitti, muhtemelen Münih ve Freising arasında bulunan Hollern'de doğmuştu. Schiltberger 1394'te Lienhart Richartinger birliğine katıldı ve Macar Kralı (ve sonra İmparatoru) Sigismund komutasında Macaristan sınırında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşa gitti. 28 Eylül 1396'da, Niğbolu Muharebesi'nde yaralandı ve esir alındı; bacakları iyileştikten sonra Sultan I. Bayezid onu haberci olarak göreve aldı (1396-1402). Bu süre zarfında Schiltberger Osmanlı ordusuyla Anadolu ve Mısır'da seferlere katıldı.
Ankara Muharebesi'nde (20 Temmuz 1402) Bayezid'in malubiyetinden sonra Schiltberger galip gelen Timur'un emrine girdi. Timur'la Semerkand'a ve belki Ermenistan ve Gürcistan'a gitti. Timur'un ölümünden sonra (17 Şubat, 1405) Timur'un en güçlü oğlu Şah Ruh'un, sonra Şah Ruh'un kardeşi Miran Şah'ın, ondan sonra da Miran Şahın oğlu Ebu Bekir'in esiri oldu. Ebu Bekir'in ordusu ile Ermenistan boyunca gidip geldi.
Schiltberger daha sonra Çekre adlı, Ebu Bekir'in ordusundaki bir Tatar prensine katılıp Sibirya'ya sefere gitti. bu seyahatinin anıları Sibirya'nın bir Avruypalı tarafından ilk izlenimlerini oluşturur. Ayrıca, yeni efendisi ile muhtemelen orta Volga'daki eski Bulgaristan'a (günümüzde Kazan ve civarı) olan saldırılarında da yanında bulunmuştur. Güneydoğu Rusya'nın steplerinde dolaşmış; Kıpçak Hanlığı'nın eski başkenti Saray'ı, ayrıca Azak veya Tana'yı (Venedikli ve Cenovalı tüccarlar için bir ticaret merkezi) ziyaret etti. Çekre'nin iflasından sonra efendi değiştirmiş, Kırım, Çerkezistan, Abhazya ve Megrelya'ya yolculuklar yapmış ve nihayet Batum civarında kaçarak özgürlüğüne kavuşmuştur.
İstanbul'a vardıktan sonra bir süre saklandı. Sonra Bavarya'daki evine geri döndü (1427), yolda Kilia, Akerman, Lemberg, Kraków, Breslau ve Meissen'den geçerek. Dönüşünde Dük III. Albert'in kethüdası oldu. Bu göreve muhtemelen III. Albert daha Dük olmadan alındı. Schiltberger'in 1440 yılında öldüğü tahmin edilmektedir.
Schiltberger'in Reisebuch 'u (seyahat kitabı) sadece kendi deneyimlerini ve o dönemin tarihi olaylarının kısa özetlerini içermekle kalmayıp, ayrıca özellikle kendi bulunduğu ülkeler ve onların adetleri hakkında bilgiler de vermekteydi. Eserde önce kendisinin gezmiş olduğu, Tuna'nın "bu tarafındaki" topraklar gelir; bunun ardından Türklerin elinde bulunan, Tuna ile Karadeniz arasındaki topraklar gelir; son olarak Schiltberger'in bulunduğu uzak diyarlar, Trabzon'dan Rusya'ya, Mısır'dan Hindistan'a, anlatılır. Bu bölgesel coğrafyada Bursa, Batı Kafkasya ve Ermenistan'dan çeşitli yöreler, Hazar Denizi'nin etrafındaki bölgeler ve ordaki insanlarının (özellikle kızıl Tatarlar'ın) adetleri; Sibirya; Kırım ve Kaffa'daki Ceneviz kolonisi (kendisi orada 5 ay geçirmiştir); ve Mısır ve Arabistan'ın tarifleri özellikle kayda değerdir. Ermenistan ve Karadeniz'in ötesinde varlıklarını devam ettiren Katolik misyonlara ve, Büyük Tataristan'da bulunan Hıristiyan toplulukları hakkında yazdıkları da Hıristiyanlık tarihi açısından önemli sayılır.
Schiltberger'in Reisebuch 'u Türkçeye "Türkler ve Tatarlar arasında (1394-1427) adıyla çevrilmiştir.
Ankara Muharebesi'nde (20 Temmuz 1402) Bayezid'in malubiyetinden sonra Schiltberger galip gelen Timur'un emrine girdi. Timur'la Semerkand'a ve belki Ermenistan ve Gürcistan'a gitti. Timur'un ölümünden sonra (17 Şubat, 1405) Timur'un en güçlü oğlu Şah Ruh'un, sonra Şah Ruh'un kardeşi Miran Şah'ın, ondan sonra da Miran Şahın oğlu Ebu Bekir'in esiri oldu. Ebu Bekir'in ordusu ile Ermenistan boyunca gidip geldi.
Schiltberger daha sonra Çekre adlı, Ebu Bekir'in ordusundaki bir Tatar prensine katılıp Sibirya'ya sefere gitti. bu seyahatinin anıları Sibirya'nın bir Avruypalı tarafından ilk izlenimlerini oluşturur. Ayrıca, yeni efendisi ile muhtemelen orta Volga'daki eski Bulgaristan'a (günümüzde Kazan ve civarı) olan saldırılarında da yanında bulunmuştur. Güneydoğu Rusya'nın steplerinde dolaşmış; Kıpçak Hanlığı'nın eski başkenti Saray'ı, ayrıca Azak veya Tana'yı (Venedikli ve Cenovalı tüccarlar için bir ticaret merkezi) ziyaret etti. Çekre'nin iflasından sonra efendi değiştirmiş, Kırım, Çerkezistan, Abhazya ve Megrelya'ya yolculuklar yapmış ve nihayet Batum civarında kaçarak özgürlüğüne kavuşmuştur.
İstanbul'a vardıktan sonra bir süre saklandı. Sonra Bavarya'daki evine geri döndü (1427), yolda Kilia, Akerman, Lemberg, Kraków, Breslau ve Meissen'den geçerek. Dönüşünde Dük III. Albert'in kethüdası oldu. Bu göreve muhtemelen III. Albert daha Dük olmadan alındı. Schiltberger'in 1440 yılında öldüğü tahmin edilmektedir.
Schiltberger'in Reisebuch 'u (seyahat kitabı) sadece kendi deneyimlerini ve o dönemin tarihi olaylarının kısa özetlerini içermekle kalmayıp, ayrıca özellikle kendi bulunduğu ülkeler ve onların adetleri hakkında bilgiler de vermekteydi. Eserde önce kendisinin gezmiş olduğu, Tuna'nın "bu tarafındaki" topraklar gelir; bunun ardından Türklerin elinde bulunan, Tuna ile Karadeniz arasındaki topraklar gelir; son olarak Schiltberger'in bulunduğu uzak diyarlar, Trabzon'dan Rusya'ya, Mısır'dan Hindistan'a, anlatılır. Bu bölgesel coğrafyada Bursa, Batı Kafkasya ve Ermenistan'dan çeşitli yöreler, Hazar Denizi'nin etrafındaki bölgeler ve ordaki insanlarının (özellikle kızıl Tatarlar'ın) adetleri; Sibirya; Kırım ve Kaffa'daki Ceneviz kolonisi (kendisi orada 5 ay geçirmiştir); ve Mısır ve Arabistan'ın tarifleri özellikle kayda değerdir. Ermenistan ve Karadeniz'in ötesinde varlıklarını devam ettiren Katolik misyonlara ve, Büyük Tataristan'da bulunan Hıristiyan toplulukları hakkında yazdıkları da Hıristiyanlık tarihi açısından önemli sayılır.
Schiltberger'in Reisebuch 'u Türkçeye "Türkler ve Tatarlar arasında (1394-1427) adıyla çevrilmiştir.
Kitabın Adı | Türkler ve Tatarlar Arasında 1394-1427 |
Orijinal Adı | Als Sklave im Osmanischen Reich und bei den Tataren:1394-1427 |
ISBN | 9789754704594 |
Yayın No | İletişim - 299 |
Dizi | Tarih-Politika - 9 |
Alan | Tarih, Politika/Siyaset |
Sayfa | 216 sayfa |
En | 130 mm |
Boy | 195 mm |
Ağırlık | 165 gr |
Perakende Satış Fiyatı | 14,81 TL |
Baskı | 3. baskı - Kasım 1997 (1. baskı - Ocak 1995) |
Yazar | Johannes Schiltberger |
Dizgi | Remzi Abbas |
Kapak | Ümit Kıvanç |
Çeviren | Turgut Akpınar |
Cilt | Sena Ofset, Şefik Matbaası |
Baskı | Şefik Matbaası |