#türkiye Etiketindeki Kitaplar - 4. sayfa

Kürtler Ne İstiyor?
Kürdistan’da Etnik Kimlik, Dindarlık, Sınıf ve Seçimler

Siyasi beklentileri nedir? Kürtçe eğitim talebine, özerklik, demokratik özerklik, federasyon, bağımsızlık seçeneklerine nasıl bakıyorlar? Mesut Yeğen, U. Ulaş Tol ve Mehmet Ali Çalışkan’ın kapsamlı bir saha çalışmasına dayanan araştırması, bu sorulara gerçek cevaplar veriyor, Kürt beşerî coğrafyasının geniş bir panoramasını sunuyorlar.

Savaşın İçinden Geleceğine Yönelen
İkinci Dünya Savaşı Türkiyesi - 3. Cilt

İkinci Dünya Savaşı Türkiyesi çalışmalarının üçüncü cildinde İlhan Tekeli ve Selim İlkin, Türkiye’nin savaş sonrası için yaptığı hazırlıkları inceliyorlar.

Türkiye Tarihi
İmparatorluktan Günümüze

Tarihçi ve siyaset uzmanı Hamit Bozarslan, 13. yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun ve Selçuklu Devleti’nin kalıntıları üzerine kurulan ve yedi yüzyıla yakın hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihi üzerinden günümüz Türkiyesi’ni anlamaya çalışıyor.

Aile Yadigârları

Rita Ender, yadigâr kelimesinin “tılsımıyla” sözü açarak, Türkiyeli otuz genç Yahudi’yle aile yadigârları üzerine söyleşiyor.

Adı Başka Acı Başka
Karadeniz’in Son Ermenilerinden Harut Usta

İbrahim Dizman, hemşerisi Harut Usta’yı uzun uzun konuştururken, ayrıca tanıklık ve gözlemlere başvurarak, özenle çerçeveleyerek anlatıyor onun hikâyesini.

Yeni Türkiye’nin Ruhu
Hınç, Tahakküm, Muhtaçlaştırma

Yeni Türkiye’nin Ruhu, tam da bu ihtiyacı tespit eden, “hınç, tahakküm, muhtaçlaştırma” stratejilerinin nasıl işlediğini titizlikle ele alan, Yeni Türkiye’de “yeni” olanı kavramaya aday, kıymetli ve eşsiz bir inceleme.

“Mücadeleciler”
Mücadele Birliği (1964-1980)

Türkiye sağının belki ülkücüler ve İslâmcılar kadar “meşhur” olmayan fakat çok etkili olmuş, biraz da “gizemli” bir hareketinin portresini çizen bir kitap “Mücadeleciler”.

Küçük Asya'dan Türkiye'ye
Azınlıklar, Etnik-Milli Homojenleştirme, Diasporalar

Michel Bruneau, bu kapsamlı çalışmasında Küçük Asya’nın yani Anadolu’nun kadim halklarının,dinî ve etnik topluluklarının; Rumların, Ermenilerin, Kürtlerin, Türklerin ve Asuri-Keldanilerin yazgısına dair, tarihin eski dönemlerinden bugüne uzanan bir inceleme sunuyor.

"Ama Eşkıyalık Çağı Kapandı!"
Modern Türkiye'de Son Kürt Eşkiyalık Çağı (1950-1970)

Ahmet Özcan, hem tartışmayı genişletiyor, hem de Türkiye ve Kürtler bağlamında vakalarla, hikâyelerle, imgelerle donatılmış sağlam bir analiz ortaya koyuyor. Modern ulus-devletin serpilme sürecinde “eşkıya”dan “suçlu vatandaş”a, “masum köylüler”den “dağlı canavarlar”a geçiş nasıl oldu? “Münferit vakalar” sayılan “Doğu” eşkıyalığı, neden toplu bir kriminalleştirme eşliğinde sistemli bir “eşkıya avı”nın konusuna dönüştü? En nihayet “Eşkıya”dan “Terörist”e nasıl geçildi?

Muktedir
Türk Sağ Geleneği ve Recep Tayyip Erdoğan

H. Bahadır Türk, bu kitabında Erdoğan’ın analitik siyasal portresini çiziyor. Onun bütün konuşmalarını, bütün siyasal deneyimini mercek altına alan, olağanüstü titiz çalışılmış bir portre bu. “Özgün” ve “yeni” tarafı yanında, Erdoğan’ı merkez sağ geleneğin uzun tarihi içinde yorumlayan bir portre… Menderes-Demirel-Özal’la benzerlikleri ve farklarına bakarak…

Bu Ülke

Meriç’in “aynı kaynaktan fışkırdılar” dediği eserler dizisinin önemli bir halkası. Bir çağın, bir ülkenin vicdanı olmak isteği Meriç’in bütün çabasına her zaman yön vermiştir: “Bu sayfalarda hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim; etimin eti, kemiğimin kemiği."

Türkiye’de Radikalleşme, Örgütleme, Lojistik
IŞİD Ağları

Doğu Eroğlu, IŞİD içinde örgütlenen kişilerle söyleşi yapıp, aileleriyle görüşüp, radikalleşmenin yaşandığı sıcak noktaları inceleyip, bu mahallelerde yaşayanların gözlemlerini derleyip, haklarında dava açılanların dosyalarında yer alan iddiaları değerlendirip, bu bilgileri daha da derinleştirerek, bir Türkiye IŞİD’i örgütlenmesini ortaya çıkarıyor.

Ordu ve Millet
1930'larda Almanya ve Türkiye'de Askerî Kültür

Tarihçi Emre Sencer, elbette köklü farklılıklara sahip olsalar da, bu çerçevede anlamlı bir mukayese imkânı sunan 1930’lar Almanyası ve Türkiyesi’nde, askerî kültürün baskın etkisini inceliyor. Orduya-subaylara özgü bakış açısının, iki savaş arası dönemde tümüyle siyasetin ve kültürün biçimlenmesinde oynadığı rolü görüyoruz.

Kızların Sessizliği
Kız Enstitülerinin Uzun Tarihi

“Genç kızlığıma kadar en iyi arkadaşım ve en kötü yargıcım olan anneannem bir Kız Enstitülüydü. Gerçi babası onu okulu bitirmeden oradan alıp evlendirmişti ama, her zaman bu okulların ideallerini hayatının idealleri bildi. Bu yıllar hakkında pek konuşmazdı ama konuştuğunda elbiseler dikip bunları sergilemelerinden, hocalarından zevkle bahsederdi."

Geleneksel Alevilik
İnanç, İbadet, Kurumlar, Toplumsal Yapı, Kolektif Bellek

Aleviliğin, gitgide kaybolmakta olan bir katmanını ele alıyor bu kitap: Rıza Yıldırım’a göre, günümüz Aleviliğinin en alt katmanını oluşturan geleneksel Aleviliği. “Yalıtılmış, sıkdokulu, kırsal” ilişkilere dayanan, “mistik ve mitik nitelikli dogmalar”la kendini sözlü iletişimle yeniden üreten bir kültür olarak tasvir edilen geleneksel Alevilik, aktarım kanalları hayli tıkanmış olduğundan, bir tür “gizli kaynak” havası taşıyor.

Kürdistan Üzerine Yazılar

Tür­ki­ye, Kür­dis­tan, ­En­do­nez­ya ve İs­lâm ta­ri­hi ve top­lum­la­rıy­la il­gi­li ça­lış­ma­la­rıy­la ta­nı­nan Hol­lan­da­lı araş­tır­ma­cı Mar­tin van Bruinessen'in Kür­dis­tan Üze­ri­ne Ya­zı­lar’ı, ge­niş bir za­man di­li­mi için­de Kürt­le­rin top­lum­sal ta­ri­hi­ni kap­sı­yor.

Türkiye'nin 1950'li Yılları
Ciltli

Türkiye’nin her açıdan kabuk değiştirdiği bir dönem olan 1950’li yıllardaki zamanın ruhu üzerine kapsamlı bir kılavuz.

Geçmişimden Sesler ve Renkler

Zaman zaman hüzünlü ama asla mutlu olmaya pes etmeden… Merak ve sevgiyle bakan bir gözle ve ince, hünerli bir dille anlatılmış bir hayat hikâyesi.

Kapitalizm, Yoksulluk ve Türkiye'de Sosyal Politika

Ayşe Buğra bu kitapta, Türkiye’deki sosyal politika tarihinin ve tartışmalarının eleştirel bir analizine yöneliyor.

Din ve İdeoloji

Şerif Mardin bu çalışmasında Türk toplumunda dinin rolünü, farklı araştırma ve analiz yöntemleriyle inceliyor. İslamiyet’in Türkiye’deki tarihî gelişimi, sosyal yapıya etkileri, halkın dünya görüşünü belirleme süreçleri, kurumlaşması, siyasî ve iktisadî davranış biçimleri araştırılıyor.

"Makbul Vatandaş"ın Peşinde
II. Meşrutiyet'ten Bugüne Vatandaşlık Eğitimi

Türkiye’de devletin istediği vatandaş tipi nasıldı? Bunun için, okullarda nasıl bir “vatandaşlık terbiyesi” verildi? Füsun Üstel, II. Meşrutiyet’ten günümüze uzanan süreçte bu soruların cevabını arıyor.

"Gürbüz ve Yavuz Evlatlar"
Erken Cumhuriyet'te Beden Terbiyesi ve Spor

Günümüzde eğlence endüstrisinin dev bir kolu olarak öne çıkan spor, 20. yüzyıl ortalarına kadar, ağırlıklı olarak başka bir işleve sahipti. Biyo-politika işleviydi bu; modern devletin nüfusu ve hayatı yönetme projesinin bir boyutuydu. Elinizdeki kitap, Türkiye’de ‘Erken Cumhuriyet’ döneminde bu politikanın nasıl işlediğini inceliyor. Yeni Türkiye devletinin beden terbiyesi ve spora yüklediği işlevleri ortaya koyuyor: Sosyal devletin gelişmesinin bir boyutu... Nüfus ve sağlık politikalarının bir parçası... Öjenik hedefler (ırk hıfzıssıhhası)... Bir sosyal disiplin yöntemi... Toplumun militaristleştirilmesinin bir aracı...

1 Mayıs Mahallesi
1980 Öncesi Toplumsal Mücadeleler ve Kent

Toplumsal hafızada “12 Eylül 1980 öncesi”nin simgelerinden biridir 1 Mayıs Mahallesi. O yılları devlet otoritesinin acze düştüğü bir terör ve kaos dönemi olarak görenler için, bu olumsuzluğun simgesi. 1960-1980 döneminin siyasal ve toplumsal hareketliliğinde devrimci bir durumun alâmetlerini görenler için ise, bu umudun simgelerinden biri.

Avrupa'da ve Türkiye'de Sağlık Politikaları

Sağlık hizmetleri, devletin vatandaşlarına karşı taşıdığı sorumlulukların daima başında gelir. Ama bu hizmetler, nüfusun kaçta kaçını kapsar, kimleri ‘görmezden gelir’? Gelişmiş ülkelerin hemen hepsinde, sağlık bir vatandaşlık hakkına dönüşürken, dünyanın öteki bölgeleri de bu reform “rüzgârlarına” kapılıyorlar. IMF ile Dünya Bankası’nın da desteklediği bu insanî tutumun gerçek nedeniyse, insanları küresel piyasa oyununda tutmak.