e-Kitaplar - 8. sayfa

Bir Politik Anlatı Olarak Ahmet Kaya Şarkıları
Açık Yaranın Sesi

Hem Türkiye’deki toplumsal mücadelenin müzikle ilişkisine bakan hem -biyografik olmasa da Ahmet Kaya’nın hayatının arka planına mercek tutan, okurken mutlaka eşlik edilecek şarkılar bulunacak bir kitap.

Türkiye Toplumunun Bunalımı

Türkiye toplumunun son yıllarda yoğunlaşmış olarak yaşadığı derin bunalımın hem tarihî köklerini hem güncel nedenlerini aydınlatmada ilk adımın, bütün projektörleri ve gözleri devlete doğru çevirmek olduğunu ileri süren yazar, temel sorunsalı açısından ö-nem taşıyan, İslâm karşısında devlet, laiklik, milliyetçilik, Türk siyasî partileri... konularını ele alıyor, yakın tarihe dair somut analizler yapıyor.

Devran

Selahattin Demirtaş, yaralıların, umarsızların, kalbi hızla çarpanların hikâyecisi. Sofrasında konuk ağırlayan, durup durup konuşan…

Beterotu

Pınar Öğünç kendi içinin mutfağına geçiyor, kıvamlı öyküler hazırlıyor… Zamanı yakalıyor, anlıyor, hünerli bir dille anlatıyor.

Kör Baykuş

İran edebiyatını uluslararası edebiyatın bir parçası haline getiren ve “Doğu’nun Kafka’sı” olarak kabul edilen Sâdık Hidâyet’in, Kör Baykuş’u tek kelimeyle “benzersiz” bir metin.

Dindar Nesil Yetiştirmek
Türkiye'nin Eğitim Politikalarında Ulus ve Vatandaş İnşası (2002-2016)

Elif Gençkal Eroler, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının eğitim politikalarında eğitimi araçsallaştırıcı “toplum mühendisliği” yaklaşımının yanı sıra, “tehdit paradigması”nda da “Cumhuriyet geleneği” ile bir devamlılık arz ettiğini gözlüyor çalışmasında. “Millet” ve onun “düşmanları” hakkındaki tasavvurun, bu format içinde nasıl yeniden tanımlandığını gözlüyor.

Sanat ve Edebiyat Yazıları - II

Sanat ve Edebiyat Yazıları’nın ikinci cildinde Murat Belge, romandan resime, musikiden sinemaya oldukça geniş bir alanda kalem oynatıyor.

Fatih-Başakşehir
Muhafazakâr Mahallede İktidar ve Dönüşen Habitus

İrfan Özet, İslâmî habitus’un, yani hal ve davranışa, beğeni ve zevklere yansıyan içselleşmiş eğilimlerin, nasıl dönüşmekte olduğunu ele alıyor incelemesinde. Ekonomik rasyonaliteye dayanan bu eğilimlerin, kentte tutunma ve yükselme mücadelesindeki işlevini ve dönüşümünü gösteriyor.

Kayıp Bir Devrimin Hikâyesi
Bir Zamanlar Hasköy'de

Faruk Eren, Haliç’in kıyı semti Hasköy’ün 70’li yıllarını adımlıyor, gözaltında “kaybedilen” abisinin, Hayrettin Eren’in hikâyesini anlatıyor bize. Bu dönemde komşuluğun, ahbaplığın, gündeliğin nasıl deneyimlendiğinden, semtin siyasi-toplumsal tarihine, insanların nasıl devrimcileştiğine dair eşsiz izlenimler sunuyor.

Abis

Abis, acıkomik öykülerin, bir cinnetle her şeyi çözenlerin kitabı… Memlekette her gün görüp duymaya alıştığımız garabetin anlatıldığı, bol hicivli bir alacakaranlık kuşağı…

Tarihî Kırıntılar

Barış Bıçakçı’dan şiir kadar yalın, hayat kadar karmaşık; şiir kadar karmaşık, hayat kadar yalın bir roman.

Heidi

Çocuk edebiyatının en bilinen ve sevilen kahramanlarından Heidi’nin maceraları “çocuklar için olduğu kadar çocukları sevenler için de” eşsiz bir yolculuk vaat ediyor.

Türkiye'nin 1950'li Yılları
Ciltli

Türkiye’nin her açıdan kabuk değiştirdiği bir dönem olan 1950’li yıllardaki zamanın ruhu üzerine kapsamlı bir kılavuz.

Dünün Dünyası
Bir Avrupalı'nın Anıları

Dünün Dünyası Stefan Zweig’ın otobiyografisi: Zweig içinde doğup yetiştiği Habsburg İmparatorluğu’nun çöküşünü, Birinci Dünya Savaşı’na kadar her bakımdan coşku dolu olan Avrupa’yı, savaştan sonra Avrupa’nın bütün düzeninin altüst oluşunu, Hitler’in usul usul ama göz göre göre Avrupa’yı esir alışını, dostların birbirine düşman oluşunu içten, trajik, melankolik ve hasret dolu bir bakışla anlatıyor.

Teknolojik İş(lev)sizlik
Bilgi Toplumuna Geçerken

Nasıl oluyor da insanlığın en büyük başarısı aynı zamanda en büyük belası haline geliyor? Bu sözdeki kasıt elinizdeki kitabın da ana konusu. En büyük başarı, üretken emek süreci içinde en arzu edilmeyecek ve insanları ezen işlerin otomasyon teknolojileri ile gerçekleştirilmesi. En büyük bela ise özgürleştirici olması gereken bu teknolojik olanakların neden olduğu işsizlik.

İyilik

Şebnem İşigüzel, sevilmek ve ayakta kalmak isteyen, isyan eden ve yenilen bir hayatı anlatıyor. İyilik, şimdiki zaman trajedisi. Çürüyen bir diş.

Anonslu Kaset Doldurulur

Engin Barış Kalkan, muzip bir insan sarrafı… Zamane ağzıyla “Aa aynı ben” dedirten gözlemlerle örülü hikâyeler anlatıyor. Anonslu Kaset Doldurulur, herkesin aklından geçenler ama söze dökülmeyenler… Kelebek etkileri…

Kibritçi Kız
Seçme Masallar

Yazdıklarıyla küçük büyük herkesin dünyasını renklendiren Hans Christian Andersen’den tüm sınırları aşarak dünyaya açılan büyülü masallar...

Yetim

Hatice Meryem Yetim’i anlatıyor bu kez. Rüyalar gibi, masallar, cinaî romanlar gibi. Film gibi. “Varlığı zaten başlı başına suç” olan bu küçük kızla birlikte bütün o zorlu yolu katettiriyor bize. Karanlık yokuşlardan, ıslak çarşaflardan, soğuk avlulardan, arka bahçelerden geçiyoruz, değişip dönüşüyoruz. Yetimlik nedir, anlıyoruz.

Yalan Satıcısı

Attilâ Şenkon, romanın kâğıtta durduğu gibi durmadığını hatırlatıyor. Edebiyata tutkun bir oyunbaz. Yalan Satıcısı, Nilüfer’in güzel sesinden dinlemeye doyamadığımız şarkılar gibi…

Pollyanna

Eleanor H. Porter, karşılaştığı binbir zorluğa inanılmaz yöntemlerle karşı koyan bir çocuğun ilham veren hikâyesini anlatıyor Pollyanna’da.

Mühür

Büyük sırrı fısıldayan bir tarikat. Ankara’dan Maraş’a ve Adana’ya uzanan esrarlı bir yolculuk. Memleketi ağ gibi saran karanlık bir yapılanma. Tüm bunların ortasında, gözü pek iki avukat: Saim ve Leyla.

Zarif ve Dinen Makbûl
Muhafazakar Üst-Orta Sınıf Habitusu

Muhafazakâr orta sınıflarda yeni olan ne? Hayat tarzları hal ve davranışları, zevkleri nasıl değişti? Bu değişim, bize ne anlatıyor? Aksu Akçaoğlu, bu soruların cevaplarını arıyor. Muhafazakâr orta sınıfın hal-davranış ve beğeni düzenini, bunun mekâna yansımasını, “sembolik ürünler piyasası”nı, moda anlayışını, sosyalleşme yollarını ve ortamlarını, “iç dünyanın” ve benliğin eğitim yordamlarını, zihniyet dünyasını inceliyor.

Sokaknâme
Bir Sokak Müzisyeninin Kaleminden

Sedat Anar’ın Urfa-Halfeti’de çobanlık yaparken cura çalarak başlayan müzisyenlik macerası üniversite öğrencisi olarak geldiği Ankara’da karnını doyurabilmek için sokaklarda darbuka, gitar, cura çalarak, sonra santura geçerek devam ediyor…“Resmî” konserlere, festivallere albümlere varıyor. Bugün Sedat Anar, ülkenin saygın, usta müzisyenlerinden biri.