Kadınca Bilmeyişlerin Sonu1960-1980 Döneminde Feminist Edebiyat
Duygu Çayırcıoğlu, Türkiye’de feminizmin henüz adının anılmadığı, anılsa da olumsuz şekilde anıldığı bir dönemde, feminist duyarlılığın edebiyatta yol alan güçlü dip dalgasına dikkat çekiyor bu kitapla. Kadınların siyasal ve toplumsal hareketliliğinin, görünürlüğünün arttığı fakat özerk seslerinin henüz gür çıkmadığı 1960-1980 döneminde, edebiyat evreninde bir ön-feminizmin geliştiğini gösteriyor.
Feminizm Kendi Arasında
Aksu Bora’dan feminizmin tartışma gündeminde yolculuk yapan yazılar.... Geze geze, baka baka. Türkiye’de kadın hareketinin ve feministlerin 1980’lere uzanan deneyimini hatırlayarak... Kadınların temsili meselesinde “bütün kızlar toplandık” havasının dışına çıkarak... Kadın “tiplemelerini,” kadın “karakterleri” ve kadınlarla ilgili bütün “tasnifleri” kurcalayıp, neyi anlattıklarına veya neyi anlatamadıklarına bakarak... Dünyanın dört bir yanından bambaşka kadınların deneyimlerine neşeli bir merakla açılarak...
Türkiye'de KürtajAKP ve Biyopolitika
Kadınların hayatlarına, bedenlerine, özgürlüklerine ve cinsiyet eşitliği fikrinin her türlü tezahürüne karşı saldırıların hız kazandığı bir dönemde, kürtajın feminist tartışmasına dair bu kapsamlı çalışma, zihin ve ufuk açıcı.
OyuncuYeşilçam Yıldız Sisteminde Bir Anti-Yıldız: Adile Naşit
Hiç başrol oynamasa da yıldız sisteminin dışında bir “anti-yıldız” olan; “çarpık bacakların ve bücür boyunla asla başarılı olamazsın” denilse de önce kendini, sonra seyircisini yaratmayı başaran; hafızalarda anne rolleriyle yer etmesine rağmen aslında “başka türlü” bir oyuncu olabilecek Adile Naşit’e saygı duruşu niteliğinde bir kitap.
Kadın EmeğiSeçme Yazılar
Kadın Emeği, Ferhunde Özbay’ın 1979-2011 arasında yayımlanmış makalelerinden oluşuyor. Dostları, meslektaşları, öğrencileri ve çalışmalarından etkilenmiş araştırmacıların sunuşları ve açıklayıcı notları, Özbay’ın uzun yıllara yayılan araştırmalarının, onun arzu edeceği şekilde kolektif bir biçimde okurla buluşmasını sağlıyor.
Yeni Bir Hayat KurmakKadınlar Anlatıyor: Babalık,Evlilik ve Boşanma
M. Esra Yıldırım, Türkiye’nin çeşitli illerinden kadınlarla yaptığı bire bir görüşmelerle boşanma deneyiminin kadınlar üzerindeki etkilerini teorik ve pratik olarak sergilemeye girişiyor.
Yengeler Cumhuriyeti
Yenge… Ne kadar sık duyduğumuz bir hitap, bir ad. Kadını evlilik ilişkisi üzerinden tanımlayışıyla, onun “sahipli” olduğunu vurgulayarak “korumaya” almasıyla, ataerkilliğin bir alâmeti. “Yengelik realitesi” üzerine zevkli denemeler…
Canların CinsiyetiAlevilik ve Kadın
Alevilik, kadın-erkek eşitliğine yaptığı vurguyla zaman içinde zihinlerde belli bir yer edindi, ancak bu eşitlik iddiasının gerçek hayata ne kadar taşındığı meçhul… Nimet Okan, bu sorunun peşinden gidip topluluğun kadınlarına kulak vererek, günlük hayatın içine gizlenmiş ayrımcılıkları tek tek tespit ederek, sözde kalan bir eşitlik iddiasının aslını gün yüzüne çıkarıyor.
Hovarda ÂlemiTaşrada Eğlence ve Erkeklik
Taşrada gece hayatının bir panoraması… Ekonomi-politik dinamiğinden eğlence kültürüne, davranış kodlarına, raconlarına… Osman Özarslan, taşrada bir modernlik deneyiminin de mekânı olan gazino ortamının derin bir analizini yapıyor.
Ezidiler: 73. FermanKatliam ve Kurtuluş
Nurcan Baysal “Büyük Şey”i, 73. Ferman’ı steril bir tarafsızlıkla aktarmıyor, Ezidilere tercüman olmakla da yetinmiyor. Ezidilerin kalbi Laleş’e yolculuk ederek, onların içinden ve onlarla birlikte konuşuyor, anlatıyor. Ortadoğu uzmanlarının insanlığımızdan eksilten, “büyük resmi” görmeyi salık veren tutumlarına inat, sessiz kalınmaması gereken bir katliam için tükenmez bir sebatla çağrıda bulunuyor.
Dünden BugüneAile, Kent, Nüfus
Özbay’ın çalışmalarında sınıf, cinsiyet, iktidar ve emek birarada tarihsel bir perspektif içinde yer buluyor.
Dişil Dindarlıkİslâmcı Kadın Hareketinin Dönüşümü
Zehra Yılmaz kadın dindarlığının kazandığı anlamı ve geçirdiği dönüşümü, hem teorik düzeyde hem de derinlemesine görüşmelere dayanarak “sahada” tahlil ediyor.
Türk Modernleşmesinin CinsiyetiErkekler Devlet, Kadınlar Aile Kurar
Serpil Sancar, tarihsel olarak kadınların dışlandığı, cinsiyetçi politikaların belirginleştiği ve cinsel ahlakın sınırlarının çizildiği bir tarih anlatıyor bize. Feminist bir tarih okuması bu. Yazar, muhafazakâr modernleşmenin paranoyalarını ve orta sınıf Türk ailesinin nasıl inşa edildiğini tartışıyor. Beklentiler ve hayal kırıklıkları, şikâyet ve serzenişleri resmediyor.
Çin İşi Japon İşiCinsiyet ve Cinsellik Üzerine Antropolojik Değiniler
“‘Erkeklik’ en çok erkeği ezer.” Tayfun Atay’ın kitabındaki ilk yazısının başlığı, erkeklik meselesinin özünü söylüyor aslında! “Maçoluğun dayanılmaz ağırlığı” altında erkek erkeğin kurdu oluyor. Erkeklik rolünün dayatmalarının yol açtığı kasılmalar, erkekleri ebedi ergenlere dönüştürüyor.
Sürüne Sürüne Erkek Olmak
“Teslim olduğum ilk gece ağladım. Özlemden, endişeden… Ama askerlik gerçekten erkekliği pekiştiriyor. Çocukluk durumunu atıyorsun, kendine olan güveninin şey yapıyor. Silahtır milahtır, Allah'tır, vatandır; Allah, Allah nidalarıyla tatbikata çıkıyorsun, Allah Allah ile taarruz veriyorlar. Kendini yere atıyorsun sürünüyorsun.
Analar, Yoldaşlar, TanrıçalarKürt Hareketinde Kadınlar ve Kadın Kimliğinin Oluşumu
“Kadın siyasette özne mi nesne mi? Kadınların siyasete girmesi siyaseti değiştirir mi, kadınları değiştirir mi? Elinizdeki kitap, kadınların siyasette özne olup olmadıklarının tartışıldığı bu dönemde çok önemli bulgularla bu sorulara etraflı bir yanıt verme niteliği taşıyor. Kürt kadınlarının 1980’li yıllardan itibaren önce geleneksel kadınlık rolleri çerçevesinde, ardından siyasal söylemin mümkün kıldığı biçimde, en nihayet de kendi sorunlarına da çare arayıp siyasetin kendisini dönüştürmeye varan siyasete katılım süreçlerini bu kitap detaylı bir şekilde inceliyor.
Kadınların SınıfıÜcretli Ev Emeği ve Kadın Öznelliğinin İnşası
Kadınların Sınıfı, toplumun temel düzenleyici ilkeleri olan sınıfın ve cinsiyetin gündelik yaşam içinde nasıl birbirleri üzerinden kurulduklarını araştırıyor. Kadınların hangi sınıftan olurlarsa olsunlar, sadece kadın olarak ezildikleri doğru olsa bile, bu ezilmenin onları kızkardeş yapıp yapmadığını sorguluyor. Sınıfsal farklılıkların cinsiyete birer “ek” olmanın ötesinde, kadınlığın kurucu bileşenleri olduğunu iddia ediyor ve bu iddiasını gündelikçiler ve ev hanımlarının ilişkisinde sınıyor.
Halide EdibTürk Modernleşmesi ve Feminizm
Ayşe Durakbaşa, Cumhuriyet’in asi kızı Halide Edib’in hayatını, Türk modernleşmesinin feminist bir açıdan eleştirisini yapmak üzere okuyor. Halide Edib’i bir feminist ve bir modernist olarak incelemek ve onu bütün dünyadaki “yeni kadın”ın oluşumu açısından değerlendirmek için onun, erkeklerle, Türkiye’nin “öteki” kadınlarıyla ve Batılı feministlerle ilişkilerine bakıyor.