Kimlik DenklemleriTürkiye’nin Sosyo-Kültürel Anlam Haritası Üzerine
Din, milliyetçilik ve kimlik sorunları üzerine, gündelik tartışmaların harareti ve yerleşik tasnifler içinde alışkanlıkların esiri olmuş kavramları “özgürleştiren”, serinkanlı bir analiz... Elisabeth Özdalga, kitaptaki yazılarında özellikle hem dinî ve millî kimlik arasındaki, hem İslâmcı ve milliyetçi ideolojiler arasındaki örtüşme dinamiklerini ele alıyor.
Müslüman Olmak Alman KalmakYeni Avrupa’da Millet, Din ve Din Değiştirme
Esra Özyürek, ideolojiler ve geniş ölçekli sosyolojik gözlemlerle sınırlı kalmayıp günlük hayata nüfuz eden araştırmasında, Almanya örneğinde, Müslüman olan Batılıların nasıl Müslüman olduklarına mercek tutuyor.
Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce Cilt 9 / Dönemler ve Zihniyetler
Modern Türkiye’de Siyasî Düşünce dizisi Dönemler ve Zihniyetler cildi ile tamamlanıyor. 19. yüzyılda başlayan Osmanlı-Türk modernleşmesi ve bunun siyasal düşünce âlemi üzerindeki etkisi farklı kaynak tartışma, aktör ve hareketlerle ortaya konuyor. Dönemler ve Zihniyetler bu süreç içerisinde yaşanan farklı tartışmaları ve bu tartışmaların aktığı farklı mecraları bir araya getirirken, siyasal düşünce dünyamızın zenginlik, farklılık ve “araz”larının bir dökümünü sunuyor.
Cumhuriyetçi İslamAnkara, Tahran, Dakar
Türkiye, İran ve Senegal... Jean-François Bayart bu çalışmasında cumhuriyetle yönetilen bu üç İslâm ülkesine odaklanarak İslâm’la cumhuriyetin, cumhuriyetle demokrasinin ve demokrasiyle İslâm’ın ilişkilerini inceliyor.
İslâm'ı DemokratikleştirmekToplumsal Hareketler ve Post-İslâmcı Dönüş
İslâm’ı Demokratikleştirmek, Müslüman Ortadoğu’ya odaklanarak, farklı hareketlerin, toplumsal ve siyasal değişim yaratabilmek, otoriter bir iktidarı meşrulaştırmak ya da tam tersine demokratik bir yönetim biçimini kucaklayan kapsayıcı bir inanç inşa etmek üzere dine anlam yükleyen hareketlerin mücadelelerini inceliyor.
İslâmcılığın Türkiye SeyriSosyolojik Bir Persfektif
Türkiye'de dinin toplumsal görünümleri ve dinî 'mesele'lerin siyasallaşması hakkındaki çalışmalara yaklaşık yirmi yıldır önemli katkılarda bulunan Elisabeth Özdalga'nın çalışmaları, bu kitapta biraraya getirildi. Elisabeth Özdalga'nın yazılarında, sosyolojik yaklaşımın indirgemecilikten uzak duran, serinkanlı, bununla beraber empatiye yatkın eleştirel bakışının sağlam örneklerini buluyoruz.
Türk MetinlerindeKonstantiniye ve Ayasofya Efsaneleri
Türkler “Kostantiniye”yi 1453’te fethettiler ve şehrin kuruluşuna ve o vakte kadar sembolik merkezi kabul edilen Ayasofya’ya ilişkin bir efsane geliştirdiler. Bu efsane, Bizans, Arap, hatta Helen yazılı metinlerindeki temalardan örülüydü. Araştırma literatürünün yıllardır tanıdığımız isimlerinden Stefanos Yerasimos, bu efsanenin imparatorluk tartışması ve ideolojisi ile ilişkisini araştırıyor. Osmanlı padişahları, Bizans başşehrinin temel sembolü Ayasofya’yı yeniden değerlendirerek, hatta anlamlandırarak, Bizans imparatorlarının projelerini sürdürme zorunluluğunu mu hissetmişlerdi? Yoksa lanetli şehir Kostantiniye ebediyen yok mu edilmeliydi? Stefanos Yerasimos, efsanenin oluşumunu ve gelişme aşamalarını inceleyerek, metinleri tahlil ederek ve tarihî bağlamla çelişkilerini araştırarak, bu efsaneyi yeniden ayakları üstüne oturtuyor.
Jön Türk Dönemi Türk Milliyetçiliği
Japon araştırmacı Arai, Cumhuriyet dönemi Türk milliyetçiliğinin önünü açan Meşrutiyet dönemi milliyetçilik akımını inceliyor. Türk milliyetçiliğinin hep laikleşme-Batılılaşma çizgisinde olmadığını, başlangıçta İslamlaşma-‘muasırlaşma’ çizgisinin baskın olduğunu saptıyor. Batılı olmayan ülkelerin çağdaşlaşma tarihine Batı standartlarıyla yaklaşmanın uygunsuzluğunu savunan Arai, bu savına bir özgün kuramsal yaklaşım örneği sunuyor.
Hinduizm
20. yüzyılın en önemli Hindoloji uzmanlarından sayılan Louis Renou, kitabında Hinduizm’in karma, dharma, samsara, yoga, kast gibi temel kavramlarını açıklarken, Şiva, Vişnu, Krişna, Rama gibi belli başlı tanrılarına, Vedalar, Upanişadlar, Puranalar gibi temel metinlerine değiniyor. Ortaya, evreni açıklama yolunda dünyanın en eski bilgi kaynaklarından biri üzerine referans bir eser çıkıyor.
Lüks ve Şiddetİbn Haldun’da Tahakküm ve Direniş
Ortadoğu tarihi ve şiddet üzerine araştırmalarıyla tanınan Hamit Bozarslan, “Med 21 Programı İbn Haldun Ödülü”ne layık görülen Lüks ve Şiddet, İbn Haldun’da Tahakküm ve Direniş adlı bu çalışmasında, iktidar ve medeniyet kavramlarına İslâm coğrafyasının en önemli düşünürlerinden İbn Haldun’un gözüyle bakıyor.
"Altın Nesil"in PeşindeFethullah Gülen’de Toplum, Devlet, Ahlak, Otorite
Fethullah Gülen, 1990’lardan itibaren hemen herkesin Türkiye’nin en “etkili kişileri” arasında sayacağı birisi. Din adamı ve kanaat önderi kimliğiyle büyük bir etkiye sahip. Benimseyenler onu “hoşgörünün” teminatı ve “hizmet” faaliyetleri için ilham kaynağı sayıyorlar; endişeyle izleyenler ise sadece yaygın bir toplumsal örgütlenmeyle kalmayıp devlete de gitgide daha fazla nüfuz eden bir “Cemaat”in lideri olarak görüyorlar.
Mekteb-i HümayûnOsmanlı İmparatorluğu'nun Son Döneminde İslâm, Devlet ve Eğitim
İkinci Abdülhamit’in uzun hükümdarlığı pek çok veçhesiyle tarih araştırmalarına konu olmuştur. İmparatorluğun çözülmesinden önceki bu son siyasi istikrar çağı, Batı kaynaklı yeniliklere; ekonomik, kültürel ve siyasi hamlelere reaksiyon gösterilen bir dönemdir. Mekteb-i Hümayûn, bu reaksiyonu Abdülhamit dönemi orta öğretimi üzerinden inceliyor.
İslâm Düşüncesinin Siyasal UfkuSiyaset Sorunu Açısından Din-Felsefe İlişkileri
Modernizmin yaşadığı değer ve anlam krizini çözme çabası içinde, 20. yüzyılın son yarısı, postmodern düşüncenin de “teşvikiyle” dinî kaynaklı siyasal kavrayışlara zemin hazırladı. Siyasal İslâmcı düşünürler, İslâm’ın tabiatı icabı siyasal bir karaktere sahip olduğunu ve din ile devlet arasında zorunlu bir ilişkiyi talep ettiğini ileri sürdüler. Siyasal İslâmcılık ve çağdaş İslâm teolojileri, esasen Ortaçağ İslâm dünyasının fikriyatına referans veriyorlar.
Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri
Ahmet Yaşar Ocak'ın bu incelemesi, onun "kitabî"-"ortodoks" İslâmiyet dışındaki Müslümanlık anlayışları ve pratikleri hakkındaki araştırma zincirinin önemli halkalarından birini oluşturuyor. Türkler, Türkiye ve İslâm ve Türk Sufîliğine Bakışlar'dan bildiğimiz kuramsal bakışı ayrıntıya indiren bu usta zanaatkâr ürünü çalışma, "Anadolu heterodoksisi" tarihine değerli bir katkı sunuyor.
Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce Cilt 4 / Milliyetçilik (Ciltli)
Milliyetçilik, Türkiye’de siyasal ideolojiler zemininde neredeyse siyaset-ötesi ve ideolojiler-üstü bir temel ilke konumunda. Farklı ideolojik donanımlarla ve referanslarla eklemlenebilmesinin ona kazandırdığı bu yaygınlık, hegemonik bir gücü ifade eder mi?
İslâm Felsefesi Tarihi Cilt 1Başlangıçtan İbni Rüşd’ün Ölümüne
İslâm İrfanı’nın derinliğine nüfuz etmeye çalışan Corbin, İslam araştırmaları alanında saygın bir isimdir. İbn Rüşd’e kadarki dönemi kapsayan incelemesinde, akılcılık-nakilcilik ayrışmasının oluşumunu konu ediyor ve daha sonraki dönemlerde meydana gelen gelişmelere de ana çizgileri ile değiniyor.
İslâm'ın Psikanalizi
Fethi Benslama’nın bu kitabı, tam anlamıyla öncü bir eserdir. Freud’un Yahudilik ve Hıristiyanlığı psikanalitik açıdan ele alan çığır açıcı çalışmalarının ardından bu konuda pek çok inceleme yapılıp yayınlanmasına karşılık; İslâm bu analizlerin kapsamına hemen hemen hiç dahil edilmedi. Buna ya gerek duyulmadı veya cesaret edilemedi. İslâm’ın Psikanalizi, hem bu boşluğu doldurma yolunda bir ilk ve kapsamlı girişim, hem de bu açıdan İslâm’ın diğer tektanrılı -İbrahimî- dinlere göre özgünlüğünü ortaya koyan tezler içeren bir eser.
Türkiye'den Avrupa'yaAlevi Hareketinin Siyasallaşması
Türkiye nüfusunun yüzde 10 ilâ 30’unu heterodoks İslâm inancı teşkil ediyor. Aleviler bu heterodoks nüfusun önemli bir bölümünü oluşturuyor. Yalnızca dinsel inanç alanını değil, siyasal alandaki yönelim ve farklılaşmaları da belirleyen bir dinsel cemaat olarak Alevi nüfusun kendi dinamiklerini anlamak önem arzediyor. Alevilerin varlığı bir yandan laiklik ve Türk ulusal kimliği gibi meseleleri yeniden düşünmeyi gerektirirken, diğer yandan Alevilerin bu süreçte kendi siyasallaşma süreçlerini nasıl gördükleri ve nasıl anlamlandırdıkları da önem kazanıyor.
Kral TanrıAllah'ın Krallığı
Halil Hacımüftüoğlu, “Allah’ın Krallığı” kavramının ve tasarımının Yahudi-Hıristiyan geleneğine mahsus olmayıp İslamda da izinin sürülebileceğine dikkat çekiyor.
İslâm Felsefesi Tarihi Cilt 2İbni Rüşd'ün Ölümünden Günümüze
İslam İrfanı’nın derinliğine nüfuz etmeye çalışan Corbin, İslam araştırmaları alanında saygın bir isimdir. İbn Rüşd’e kadarki dönemi kapsayan incelemesinde, akılcılık-nakilcilik ayrışmasının oluşumunu konu ediyor ve daha sonraki dönemlerde meydana gelen gelişmelere de ana çizgileri ile değiniyor.
Modern Dünyada Müslümanlar
Yirminci yüzyılın sonu, modernist düşünceye yöneltilen eleştirilerin yoğunluk kazandığı bir dönem oldu. İslâmcılık, bu eleştirilerin belki de en çok etkilediği akım. Sözkonusu eleştirilerin gündeme getirdiği, İslâmcı düşüncenin, entellektüel ve siyasi kökleriyle ilgili değişiklikler doğurmaya aday tartışmalar, Abdurrahman Arslan’ın yazılarının çıkış noktası.
İslâmlar ve Moderniteler
Batı’nın egemen tahayyülünde, Ortaçağ şarkiyatçılığından kalma stereotiplerle beslenen İslâm imgesi, bir zamanlar Batı uygarlığı karşısında bir tehdit olarak algılanan komünizmin yerine geçmiş durumda. Batılı temsillerde mezhep çatışmaları, namaz görüntüleri, geri kalmışlık manzaraları ve derin bir irrasyonalizm etrafında şekillendirilen “İslâm” tasavvuru, yüzlerce yıllık bir tarihi olan, birbirinden çok farklı toplumlarda çok farklı biçimler almış bir dini, yekpâre bir "kültür" haline getirerek radikal biçimde ötekileştiriyor.
Adalet, Ahlâk ve NizamOsmanlı Siyasetnameleri
Orhan Keskintaş, Osmanlı öncesi islâm siyasi düşüncesinin temel ayrımlarından birini, “istikrar teolojisi” ile “nizam ontolojisi” arasında koyuyor. Bu ayrışma, belki onun modern islâmcı düşüncenin siyasal alanı merkeze alan açıklama çerçevesine getirdiği eleştiriyle de birlikte düşünülmeli. Yazar, Osmanlı siyasi düşünce deneyiminin mirasını, birlikte yaşam imkânının bilgisi için değerlendirmeyi öneriyor. Zengin bir malzemeyi esnek bir analitik çerçeve içinde kullanan bir düşünce tarihi seyahati.
Işık Doğudan Gelir
Işık Doğudan Gelir, siyasî, felsefî, dogmatik herhangi bir inancın peşinde olmayan, başka milletlere, başka fikirlere, başka düşünce ve duyma tarzlarına sonsuz bir tecessüs besleyen bir Cemil Meriç klasiği, tüm diğer eserleri gibi.