Kandinsky ve Ben
Wassily Kandinsky’yle 1917 yılında, henüz ondokuz yaşındayken evlenen Nina Andreevskaya Kandinsky, bütün ömrünü büyük bir aşkla sevdiği ve sanatına sonsuz bir hayranlık duyduğu kocasına adamıştı. Bu adanış, anılarını yazdığı “Kandinsky ve Ben” adlı kitabında ne kadar çok Kandinsky, ne kadar az “ben” olduğundan da anlaşılır.
Kahve ile Nargile
Bir gün bu kopkoyu faşizmden sağ çıkarsam kendime ne söyleyeceğim? “Gördün mü bak, hepsi geçip gitti. ‘Hayır’ demedin, doğru, ama ‘Evet’ de demedin. Susmakla, direnişe katılmış bile sayılırsın. Üstelik belki de en onurlu, en etkili direniş biçimiydi seninki. Her yerde hep baskın olmak isteyen erki yok saymaktan daha güçlü bir karşı koyuş olabilir miydi?
Faşizmin Doğası
Faşizmin sosyo-tarihsel ve ideolojik yapısı hakkında akademik dünyanın önde gelen isimlerinden biri sayılan Roger Griffin Faşizmin Doğası’nda, ayrıntılı örneklerle Avrupa’dan Asya’ya, Japonya’dan Latin Amerika’ya kapsamlı bir faşizm dökümü ortaya koyuyor.
Uzak Akrabalar
Uzak Akrabalar, faşist-totaliter rejimlerle liberal-demokratik rejimleri aynı kaba koymaksızın, 1930’lardaki şaşırtıcı ortak noktalarını gösteriyor bize: Topyekûn savaşa ayarlanmış toplum ve ekonomi düzeni; kitleleri “avcunun içine almaya” dönük propaganda teknikleri; lider kültü; dev ekonomik projeler; anıtsallığa olan düşkünlük; kır-kent, bahçe-şehir idilleri ve toprağa dönüş mitolojileri…
Demokratikleşme Sürecinde OrduSilahlı Kuvvetlerin Demokratik Reformu Üzerine Düşünceler
Juvenal, “Quis custodiet ipsos custodes?”, yani “muhafızların muhafızlığını kim yapacak?” diye sorarak sivil hükümetler ve silahlı kuvvetler arasındaki temel meseleye neredeyse 20 yüzyıl önce işaret ediyordu.
Faşizmin Anatomisi
Robert Paxton, Faşizmin Anatomisi’nde faşist parti ve hareketleri İtalya ve Almanya başta olmak üzere ele alıyor. Her ülkede çeşitli korku ve kriz durumlarına karşı teyakkuzda bulunan faşizmin “birinci aşama”sıyla iktidara giden yolda siyasi merkezin, toplumun ve fikirler dünyasının faşizmin meşruiyetini tesis ettiği “ikinci aşama” örnekleri ayırıyor ve faşizmi “iş başında” ya da kenarda hazır beklerken tahlil ederek okurlarını uyarıyor: “Ön uyarılara karşı hassaslaşırsak, gerçek bir faşizmi ortaya çıkma aşamasındayken fark edebiliriz belki.”
Karşıt HafızalarSoykırımın Önemi ve Etkisi Üzerine
Yahudi Soykırımı, yani Holokost, gerçekleştikten ancak onyıllar sonra Batı kamuoyunun kolektif hafızasının yüzeyine çıktı ve yoğun bir hesaplaşmanın konusu oldu. Dan Diner’in bu kitaptaki sorgulamasına yön veren temel sorunun buradan türediği söylenebilir: Nedendi bu gecikme?
Korku Siyaseti ve Siyaset Korkusu
“Korku mu siyaseti yaratmıştır yoksa siyaset mi korkuyu yaratmıştır? Korkutan, korku ve korkan arasındaki ilişki mi siyasettir yoksa iktidar, meşruiyet ve itaat arasındaki ilişki mi korkudur? Tanrı mı korkuyu yaratmıştır yoksa korku mu Tanrı’yı yaratmıştır? İnsan korkuya boyun eğmek için mi yaratılmıştır yoksa korkuyu yok etmek için mi vardır?
Yüzyılı AnlamakEvrensel Bir Tarih Yorumu
Büyük İngiliz tarihçi Eric Hobsbawm’ın 20. yüzyıla “kısa” demesinin nedeni, ona çok şey sığması ve çok hızlı geçmesiydi. Dan Diner’in bu çok yankı uyandıran kitabında yaptığı, filmi geriye sarmak ve en tehlikeli sahneleri ağır çekimde oynatmak... Onun mesafeli bakışı, zaten bildiğimizi varsaydığımız olayları başka bir gözle görmemizi sağlıyor.
Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce Cilt 9 / Dönemler ve Zihniyetler
Modern Türkiye’de Siyasî Düşünce dizisi Dönemler ve Zihniyetler cildi ile tamamlanıyor. 19. yüzyılda başlayan Osmanlı-Türk modernleşmesi ve bunun siyasal düşünce âlemi üzerindeki etkisi farklı kaynak tartışma, aktör ve hareketlerle ortaya konuyor. Dönemler ve Zihniyetler bu süreç içerisinde yaşanan farklı tartışmaları ve bu tartışmaların aktığı farklı mecraları bir araya getirirken, siyasal düşünce dünyamızın zenginlik, farklılık ve “araz”larının bir dökümünü sunuyor.
Faşistler
Faşistler, yalnızca bir ideolojiyi tartışmayı değil, ideolojinin taşıyıcılarını da etraflıca hesaba katmayı öneren kapsamlı bir eser…
İspanya İç Savaşı'nın Kısa Tarihi
İspanya İç Savaşı’nın Kısa Tarihi, “tarih”ten niye ders alınması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor!
Yarıda Kalan HayatNîv Jiyan
Yarıda Kalan Hayat, Nîv Jiyan. Orhan Doğan’ınki, sadece kendisi ve sevenleri için değil, sahiden dünya ve memleket için, yarım kalmış bir hayattı. Özellikle “Kürt Açılımı”yla hararetlenen tartışmalarda, hemen herkesin aklından geçiyor: “Keşke şimdi Orhan Doğan olsaydı...”
Türkiye, Yahudiler ve Holokost
Türkiye, İkinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleşen Yahudi soykırımıyla ilgili nasıl bir politika izledi? Bu konudaki yaygın ve popüler anlatıya göre, Avrupa’daki bazı Türk diplomatlarının girişimleri, binlerce Yahudi’nin soykırımdan kurtulmasını sağlamıştı.
Nazi Almanyası ve Yahudiler - Cilt 2İmha Yılları: (1939-1945)
Müstesna tarihçi Saul Friedländer, kitabının Nazi iktidarının “İmha Yılları”nı ele alan bu ikinci cildinde, soykırımın mantığını ve işleyiş mekanizmasını anlatıyor. İlk ciltte olduğu gibi, hem Nazilerin hem kurbanların zihniyet dünyasına nüfuz ederek…
Nazi Almanyası ve Yahudiler - Cilt 1Zulüm Yılları (1933-1939)
Tarihçi Saul Friedländer’in eseri, Yahudi soykırımı hakkında bir başyapıt olmanın yanında, Nazi ideolojisini ve iktidarını anlamak için anahtar kaynaklardan biridir.
21. Yüzyılda MilliyetçilikTeori ve Siyaset
Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra bir yeni uyanış yaşayan milliyetçilik, 21. yüzyılda nasıl biçimlenecek, ne gibi roller oynayacak? Elinizdeki derleme, geniş bir bakış açısıyla bu sorulara cevaplar arıyor.
Faşizm ve Diktatörlük
Poulantzas, Faşizm ve Diktatörlük’te III. Enternasyonal’in özellikle faşizm karşısında düştüğü saf ekonomizmi eleştirir. Poulantzas’ın dikkat çektiği nokta iktidar, kapitalist devlet tarzının aldığı biçimler, bu biçimler altında şekillenen rejimler, bu rejimler içindeki devlet personeli (bürokrasi) ve elitlerin egemen sınıflarla kurdukları ilişkilerin çok katmanlı doğasıdır.
Hitler'in Kavgam'ı Üzerine Bir AnalizNasyonal Sosyalizmin Poetikası
Hitler’in Kavgam’ının, içeriğinden ziyade, zihniyetiyle, edasıyla, ruh haliyle, “ses tonuyla”, nasıl etkili olduğunu anlatan bir çalışma… Faşizme damgasını vuran, “irade” ve “kararlılık” gösterisiyle fanatik dünya görüşünün bir tahlili… Bu fanatizmin hangi toplumsal alt üst oluş koşullarında, hangi hayal kırıklıklarına hitap ederek yeşerebildiğine ve özellikle “yarı aydın” muhitlerde nasıl yayılabildiğine dair keskin bir gözlem… Bu küçük kitap, Hitler, Kavgam ve nasyonalsosyalist zihniyet dünyası hakkında, kısa-öz ve derin analizindeki başarısıyla takdir gördü.
Milliyetçilikler ve FaşizmlerFransa, İtalya ve Almanya Örnekleri
Büyük burjuvazinin bir reaksiyonu mu, küçük burjuvazinin isyanı mı? Çökmekte olan kapitalizmin ifadesi mi, kapitalizmin modernleşmesinin bir aracı mı? Başlı başına bir ideolojisi olan, ancak bunun kavranmasıyla anlaşılabilecek bir düşünce akımı mı? Milliyetçiliğin bir türü mü yoksa açık ve net şekilde “ırkçılık” mı? Milliyetçilikle bağlantısının boyutları hangi ölçülerde?
Erkek Millet Asker Millet
Erkek Millet Asker Millet, işte böyle kılcal damarlara nüfuz eden bir çözümlemeye girişiyor. Türkiye’de zorunlu askerliğin Balkan Savaşları’ndan günümüze uzanan tecrübesinin değişik cephelerine, anlatılarına, kültürel temsillerine bakılıyor kitaptaki yazılarda.
Faşizmler
İtalyan ve Alman faşizmleri Avrupa tarihini derinden etkiledi. Sadece siyasi sistemleri değil toplumsal yapıyı da dönüştüren faşizm, insanlık tarihinin en kanlı sayfalarının yazılmasına sebep oldu. Ancak faşizmi özellikli kılan yalnızca kıyıcılığı değil, toplumsal hayatı, zihniyet kalıplarını, kültürel algı ve zenginliği de kötürümleştiren yüzüdür. Modern tasavvurun, Aydınlanma ideallerinin olumsuz anlamda en uç noktalara taşınmış olması da faşizmin bir diğer özelliğidir.
Medeniyet KaybıMilliyetçilik ve Faşizm Üzerine Yazılar
Tanıl Bora Medeniyet Kaybı’nda, milliyetçiliğin cumhur ve cumhuriyet fikriyle kurduğu ilişkiyi, cumhuru yalnızca bir kütle kabul eden, cumhuriyetin fikri değerlerini değil şekli ayrıntılarını yücelterek kütle kabulünü ve arzusunu süreklileştiren yönlerini ele alıyor.
GestapoNazizm Döneminde Tahakküm ve Terör
“Polis devleti”nin modern tarihteki vahim tarihsel örneğinin çarpıcı bir teşhirini yapan kitap, Gestapo’nun mirasıyla nasıl, ne kadar hesaplaşıldığını da sorguluyor.