Sultanın KızılbaşlarıII. Abdülhamid Dönemi Alevi Algısı ve Siyaseti
Yalçın Çakmak, Sultanın Kızılbaşları’nda, II. Abdülhamid döneminin ve rejiminin kendi siyaset anlayışı ve araçları ile devletin genel Alevi politikası arasındaki paralelliklerle değişimlere yoğunlaşıyor.
Pertev Naili BoratavBir Akademisyen ve Düşünce Adamı
Mete Çetik, son derece titiz araştırmasında, Pertev Naili Boratav’ın yaşam öyküsünü anlatıyor. Milliyetçi heyecanlar içinde olduğu gençlik döneminden sola yönelişi; İkinci Dünya Savaşı dönemindeki antifaşist neşriyat girişimleri; Soğuk Savaş’ın anti-komünist cadı avının ilk kurbanlarından biri oluşu; kendi tabiriyle “gurbet acısı” ve Fransa yılları… Batı/Batılılaşma/Batıcılık, milliyetçilik, milli kimlik ile ilgili anlayışı ve tabii halk edebiyatına, halk kültürüne ilişkin görüşleri…
Milliyetçiliğin Kara Baharı
Bugüne kadar geçen süre içinde milliyetçilik, geri çekilmek bir yana yeni formlar altında, eski hallerini güncelleyerek var olma ‘becerisi’yle insanlığı tehdit etmeyi sürdürdü. Kitabın gözden geçirilmiş bu baskısında Türk milliyetçiliği yine başrolde...
Şiddet, Aidiyet ve Siyaset ÜzerineTedirginlik Çağı
Evren Balta, oldukça hızlı seyretmekte olan dönüşümün kültürel, siyasal ve iktisadi boyutlarını tartıştığı bu kitabında belirsizlik yaratan güvensizlik ve tedirginlik hissinin akisleri üstüne düşünürken kurumlar, koşullar ve siyasal eğilimler arasında güçlü bağlar kuruyor.
Şehvetiye Tarikatı
Şehvetiye Tarikatı, kısa yoldan servet edinme hırsının ve bastırılmış cinsel arzuların dinî inançlar temelinde kışkırtılıp, kullanıldığı bir dünyaya ışık tutuyor.
Hacı Bektaş Veli'den Balım Sultan'aBektaşiliğin Doğuşu
Rıza Yıldırım, Alevilik tarihi üzerine incelemelerinin bu halkasında, Bektaşiliğin tarihsel oluşumuna ve tasavvur dünyasına ışık tuttuğu gibi, genel olarak Ortaçağ Anadolusu’nda dinî hayat hakkında son derece canlı bir tablo çiziyor.
Rüyaların Öldüğü Ada
Rüyaların Öldüğü Ada, Kuzey Ege’nin şahsiyetli adasının, İmroz/ Gökçeada’nın aşağı yukarı yüz yıllık macerasını anlatıyor. Adanın yerlisi bir Rum ailesinin ferdi olan Madam Maria’nın hayatına ve kederine tanıklık ederek…
Süleyman Demirel
Süleyman Demirel kitabı, zaman zaman kusursuz bir pragmatizmle “meselelerin” kenarından dolaşan, onları zorlayan, zaman zaman da devlet aklıyla uzlaşma arayarak destek gördüğü kesimlerin sorunlarını çözmekten ziyade sorunun kaynağı haline gelen, defalarca hükümet kurmuş ve dağıtmış bir antikomünist “baba” figürünü resmediyor.
Gözden Irak'taHariciyeci Gözüyle Anı/Anlatı
Hariciyede çalıştığı sürenin son on yılını Irak’ta ve Irak üzerine çalışarak geçiren, 2010’da Erbil Başkonsolosluğu’nu açan Aydın Selcen’in anılarından kesitlerin, mesleki gözlemlerinin ve bütünüyle kurgu bazı anlatılarının iç içe geçtiği bir kitap Gözden Irakta.
Kadın EmeğiSeçme Yazılar
Kadın Emeği, Ferhunde Özbay’ın 1979-2011 arasında yayımlanmış makalelerinden oluşuyor. Dostları, meslektaşları, öğrencileri ve çalışmalarından etkilenmiş araştırmacıların sunuşları ve açıklayıcı notları, Özbay’ın uzun yıllara yayılan araştırmalarının, onun arzu edeceği şekilde kolektif bir biçimde okurla buluşmasını sağlıyor.
İstanbullu Rumlar ve 1964 SürgünleriTürk Toplumunun Homojenleşmesinde Bir Dönüm Noktası
1964 yılında İstanbullu Rumlar büyük bir felaket yaşadılar. Evlerini terk etmek zorunda bırakıldılar ve bilmedikleri bir dünyaya sürgün edildiler. Yabancı statüsüne alınmaları, bir bavulla vatanı terk etmeleri, hukukla korunan tüm haklarının bir anda ellerinden kayıp gitmesi gibi, bu trajik olayda yaşanan travmalar ve zorluklar bugüne dek birkaç araştırmanın ve filmin konusu oldu. İstanbullu Rumlar ve 1964 Sürgünleri, konunun derinlemesine incelenmesi için sözü bu acının muhataplarına bırakıyor.
Türkiye Toplumunun Bunalımı
Türkiye toplumunun son yıllarda yoğunlaşmış olarak yaşadığı derin bunalımın hem tarihî köklerini hem güncel nedenlerini aydınlatmada ilk adımın, bütün projektörleri ve gözleri devlete doğru çevirmek olduğunu ileri süren yazar, temel sorunsalı açısından ö-nem taşıyan, İslâm karşısında devlet, laiklik, milliyetçilik, Türk siyasî partileri... konularını ele alıyor, yakın tarihe dair somut analizler yapıyor.
Dindar Nesil YetiştirmekTürkiye'nin Eğitim Politikalarında Ulus ve Vatandaş İnşası (2002-2016)
Elif Gençkal Eroler, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının eğitim politikalarında eğitimi araçsallaştırıcı “toplum mühendisliği” yaklaşımının yanı sıra, “tehdit paradigması”nda da “Cumhuriyet geleneği” ile bir devamlılık arz ettiğini gözlüyor çalışmasında. “Millet” ve onun “düşmanları” hakkındaki tasavvurun, bu format içinde nasıl yeniden tanımlandığını gözlüyor.
Fatih-BaşakşehirMuhafazakâr Mahallede İktidar ve Dönüşen Habitus
İrfan Özet, İslâmî habitus’un, yani hal ve davranışa, beğeni ve zevklere yansıyan içselleşmiş eğilimlerin, nasıl dönüşmekte olduğunu ele alıyor incelemesinde. Ekonomik rasyonaliteye dayanan bu eğilimlerin, kentte tutunma ve yükselme mücadelesindeki işlevini ve dönüşümünü gösteriyor.
Kayıp Bir Devrimin HikâyesiBir Zamanlar Hasköy'de
Faruk Eren, Haliç’in kıyı semti Hasköy’ün 70’li yıllarını adımlıyor, gözaltında “kaybedilen” abisinin, Hayrettin Eren’in hikâyesini anlatıyor bize. Bu dönemde komşuluğun, ahbaplığın, gündeliğin nasıl deneyimlendiğinden, semtin siyasi-toplumsal tarihine, insanların nasıl devrimcileştiğine dair eşsiz izlenimler sunuyor.
Türkiye'nin 1950'li YıllarıCiltli
Türkiye’nin her açıdan kabuk değiştirdiği bir dönem olan 1950’li yıllardaki zamanın ruhu üzerine kapsamlı bir kılavuz.
Zarif ve Dinen MakbûlMuhafazakar Üst-Orta Sınıf Habitusu
Muhafazakâr orta sınıflarda yeni olan ne? Hayat tarzları hal ve davranışları, zevkleri nasıl değişti? Bu değişim, bize ne anlatıyor? Aksu Akçaoğlu, bu soruların cevaplarını arıyor. Muhafazakâr orta sınıfın hal-davranış ve beğeni düzenini, bunun mekâna yansımasını, “sembolik ürünler piyasası”nı, moda anlayışını, sosyalleşme yollarını ve ortamlarını, “iç dünyanın” ve benliğin eğitim yordamlarını, zihniyet dünyasını inceliyor.
Türkiye'nin Anayasa Gündemi
Bu ortak yapıt, de jure ve de facto ayrımı çerçevesinde yayılan bilgi kirliliği eşliğinde, siyasal rejimler üzerine toplumda yaratılmak istenen algı operasyonu karşısında uzmanların, “anayasa kamuoyu”nu doğru ve gerçek bilgiye yönlendirme çabası...
Kürt Tarihi ve Siyasetinden Portreler
Portreler üzerinden tarihe yeniden bakmayı, bakmakla kalmayıp Kürtlerin entelektüel ve siyasi tarihlerini, çeşitliliğe halel getirmeyen bir bütünlük üzerinden okumayı isteyenler için eşsiz bir başlangıç noktası. Tarihyazımına yeni bir soluk.
68'li ve Gazeteci
Tuğrul Eryılmaz, Asu Maro’yla yaptığı uzun söyleşide Türkiye’de ve dünyada 68’li olmanın anlamını, o dönemki arkadaşlıklarını, tanıklıklarını, TRT’den Nokta’ya, Yeni Gündem’den Sokak’a ve Radikal İki’ye gazetecilik serüvenini, tanıdığı onlarca insanı kendine özgü renkli, sivri dilli üslubuyla, hiç sakınmadan anlatıyor.
Yeni OsmanlıcılıkHınç, Nostalji, Narsisizm
Osmanlı’nın “esas” kimlik olarak inşasına dönük çok yönlü bir seferberlik süregidiyor: Kamusal mekânların düzenlenmesinde Osmanlı’yı ihyâ gayreti; “tarih” deyince sadece Osmanlı’nın konuşulması; araba camlarında, yüzüklerde Osmanlı tuğraları; dükkânlarda “Osmanlı”lı isimlendirmeler…
Nagehan Tokdoğan’ın çalışması, sahici bir anlama tutkusunu okuruna da aktaran çok yönlü sosyal bilimsel bakışın heyecan verici bir örneği.
Kimsesizler Cumhuriyeti
İsmail Saymaz, tarikat ve cemaatlere terk edilen eğitim alanındaki ihmalleri, kamu görevlilerinin dinî gruplara yol vermesini ve nihayet yoksul aile çocuklarının dramını gözler önüne seriyor.
Türk'e TapmakSeküler Din ve İki Savaş Arası Kemalizm
Onur Atalay, okuru 1930’lar boyunca genç cumhuriyetin üzerinde yükseleceği “manevi” temelleri yeniden değerlendirmeye çağırıyor. Yazar, etrafında milletin inşa edileceği bir ortak anlatının oluşum sürecinde söylemlerin, kavramların ve simgelerin sahip olduğu özgül ağırlığı ve bunların o zamanın totaliter rejimleriyle nasıl bir etkileşim içerisinde şekillendiğini tartışıyor.
Milliyetçiliğin ProvokasyonuYugoslavya
Yugoslavya’nın bugünü de içeren tarihî hikâyesi, sadece coğrafî bakımdan değil, toplumsal-siyasî meseleler ve en temel insanî duyarlılıklar bakımından Türkiye’nin çok yakınında. Yugoslavya’yı “laboratuvar” gözüyle değil yakınlık duygusuyla izlemek, dünyanın gidişatını anlamak ve o gidişatta bir yer, bir taraf tutabilmek açısından önemli.