Sesini Biraz Açabilir miyim?Küreselleşme Öncesi Dünyanın Müzikal Hikâyesi
Sesini Biraz Açabilir miyim? sadece çocukluğun ve ergenliğin renkli, neşeli, yer yer hüzünlü dünyasını aktarmakla kalmıyor okuru keyifli bir dünya tarihi yolculuğuna da davet ediyor
Orman Sakinleri
Orman Sakinleri, İngiliz edebiyatının büyük yazarı Thomas Hardy’nin kozmik düzenin doğadaki yansımalarını ve insan ilişkilerine etkilerini konu eden unutulmaz romanı.
Güzelliğini Gördükçe Ağlayasım Geliyor
Ethem Baran, Güzelliğini Gördükçe Ağlayasım Geliyor’da sevip de kavuşamayanları, ağzı bozuk telaşlı anaları, çocuk kalmış babaları, hayallerini çekiştirip durmaktan bıkmış evlatları anlatıyor.
Savaş ve Kadın
Tecelli Sercan Sırma, Savaş ve Kadın’da, kötülüğün ve şiddetin gölgesinde kalan bir coğrafyanın hikâyesini belgesel tadında bir anlatımla paylaşıyor. Bu aynı zamanda dönüşümün, insanın savaş dansından çıkıp yaşama dansına dönüşünün romanı.
Yaralı HafızaKayıpları ve Kıyımları Hatırlamak
Gökçer Tahincioğlu’nun derlediği Yaralı Hafıza, yakın tarihteki katliamların, cinayetlerin, kayıpların hafızadaki izini sürüyor. O hafızanın, adalet talebinin bir kaynağı olması gerektiğini gösteriyor bize.
Bir Avazda!Hamilelik Söyleşileri
Bir Avazda, kadınların deneyimleri; değişik hamilelik algılarının, doğum öncesi ve sonrası ritüellerin, doğum kutlamalarının, batıl olan-olmayan itikatların zengin (ve sahiden acı-tatlı!) dünyasını göz önüne seriyor.
Parlak Yıldızlardık O ZamanKültür Çalışmaları - MERAL ÖZBEK'E ARMAĞAN - I
Türkiye’de kültür incelemelerinin gelişmesinde, özellikle popüler kültürün sosyal teorinin “muteber” bir konusu haline gelmesinde öncü rol oynayan Meral Özbek’e armağan olarak hazırlanan bir derleme Parlak Yıldızlardık O Zaman. Sinemadan edebiyata uzanan yazılar, gündelik hayatın içindeki sınıf mücadelelerinin, toplumsal cinsiyet meselelerinin, insan varoluşunun canlı görünümlerini sunuyor.
Bir Hayat Üç DönemAnılar - Tanıklıklar
2000’lerde İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği başkanlığını yapan Gençay Gürsoy, Bir Hayat Üç Dönem’de sadece bir nöroloji profesörünün anılarını değil, sosyalist siyaset içinde üniversite yıllarından beri yer almış bir mücadele insanının Oltu’da başlayıp, Kars’da, İstanbul’da ve bir dönem Avrupa’da devam eden yaşamından gözlemlerini canlı bir dille aktarıyor. Toplumsal gelişmelerin darbelerle kesintiye uğrayan dönemlerini ele alıyor. Yakından tanıma fırsatını bulduğu bazı şahsiyetlerle ilgili tanıklıklarını sunuyor.
Yeni Despotizm
Keane, yeni despotizmin otoriterlik, totalitarizm, faşizm ve gönüllü kulluk gibi kavramlara sığmayan, “yediği şokların ardından hızla kendini toparlayabilecek kabiliyette bir hâkimiyet” türü olduğunu, bugün “demokrasi” sınıfında anılan rejimlere sızma kabiliyetiyle sahneyi kendiliğinden terk etmesinin de mümkün olmadığını hatırlatıyor. Kitap bu yönüyle, direniş biçimleri üzerine yeniden düşünmeye de bir çağrı niteliği taşıyor.
Feminizm Kendi Arasında
Aksu Bora’dan feminizmin tartışma gündeminde yolculuk yapan yazılar.... Geze geze, baka baka. Türkiye’de kadın hareketinin ve feministlerin 1980’lere uzanan deneyimini hatırlayarak... Kadınların temsili meselesinde “bütün kızlar toplandık” havasının dışına çıkarak... Kadın “tiplemelerini,” kadın “karakterleri” ve kadınlarla ilgili bütün “tasnifleri” kurcalayıp, neyi anlattıklarına veya neyi anlatamadıklarına bakarak... Dünyanın dört bir yanından bambaşka kadınların deneyimlerine neşeli bir merakla açılarak...