Yeni Çıkan Kitaplar

Belgrad Kanon

Ebru Ojen Belgrad Kanon'da, hayatı değiştirmek isterken bir anda kendilerini beklenmedik olayların içinde bulan insanların hikâyesini anlatıyor. Yolları Türkiye'den Belgrad'a düşmek zorunda kalmış siyasi mülteci kahramanlarımızın yaşamlarının sadece yirmi dört saatlik dilimine şahit ediyor bizi. Bu kahramanlarımız var olma mücadelesi verirken, aynı zamanda geçmişin hem politik düşleriyle, hem de insanlarıyla bir hesaplaşmaya girişiyorlar.

Hafriyat

Osman Özarslan’ın Hafriyat adlı bu ilk romanında, kahramanlar cezbeyle çekilerek bir kara deliğin içine düşmüş gibi, zamansız ve mekânsız oradan oraya dolanırken küçük fısıltılar duyarlar, bu hayatı onlara miras bırakanların siluetlerini görürler, bir zamanlar bir anlamı vardıysa da artık ne anlama geldiği belli olmayan nesnelerle birlikte zamanın giderek büyüyen boşluğunda savrulurlar.

Paramilitarizm
Devletin Gölgesinde Kitlesel Şiddet

Uğur Ümit Üngör, paramilitarizmi karşılaştırmalı ve kavramsal olarak ele aldığı bu çalışmasında, devletlerin paramilitarizm stratejilerine odaklanıyor, organize suçun bu kavrama ne kadar dahil olduğunu derinlemesine inceliyor. Silahlı grupların devlet adına sivillere karşı şiddet uyguladığı bu örgütleri tek bir coğrafyayla sınırlı tutmuyor, dünyanın dört bir yanından örneklerle, farklı paramiliter örgütlenmelere yer veriyor, böylece paramilitarizmin küresel ölçekteki yerini de gösteriyor. Kendi ordusu ve kolluk kuvvetleri olan devletlerin neden paramiliter örgütlere ihtiyaç duyduğu sorusunu masaya yatıran Üngör, paramiliter örgütlerin devlet adına iş görürken, aynı zamanda suç faaliyetlerine zemin yarattıklarına ve devleti içeriden bölme tehdidine de dikkat çekiyor.

Reformasyon'un Kısa Tarihi

Helen L. Parish, Reformasyon’un Kısa Tarihi kitabında her şeyden evvel tek bir Reformasyon hikâyesinin olmadığının kabulüyle hareket ediyor ve onu kadınların değişen/değişmeyen konumuyla, evlilik gibi kurumlarla, ruhani-seküler otorite çekişmesiyle, Katoliklik itişmesiyle, matbaanın gelişimiyle birlikte ele alıp çok çeşitli toplumsal dinamiklerle etkileşime sokuyor.

Nesrin Sipahi
Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi

Murat Beşer, Türk müziğinin zarif sesi Nesrin Sipahi’nin yaşamı ve sanat serüvenini titizlikle anlatıyor: Yeşilköy’de başlayan çocukluğun radyolardan plak kayıtlarına, turnelerden gazinolara uzanan büyük bir başarı öyküsüne dönüşümünü olduğu kadar Sipahi’nin bilinmeyen yönlerini de ortaya koyuyor. Sanatçının kariyerinden dostluklarına, aile bağlarından renkli anılarına pek çok detay barındıran Nesrin Sipahi-Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi aynı zamanda bir dönemin kültürel portresi.

Çapanoğulları
Taşra Elitinin Dönüşümü

Çapanoğulları, Yozgat havalisinin köklü ve büyük bir hanedan ve elit sülalesi. Popüler hafızada, Milli Mücadele dönemindeki Çapanoğlu İsyanı ile ve “altından Çapanoğlu çıkar” deyimiyle biliniyorlar. Büşra Nur Topal Akdoğmuş, bu incelikli çalışmasında, Çapanoğulları’nı Osmanlı’dan Cumhuriyet’e taşra elitinin dönüşüm sürecinin canlı bir “sahası” olarak ele alıyor. Çapanoğulları’nda taşra eliti olgusu, merkez-çevre diyalektiği, patrimonyalizm, sultan rejimleri ve “güçlü devlet geleneği” gibi “büyük” modelleri de zihninin gerisinde tutarak, fakat esasen devlete toplumdan bakan bir görüş açısıyla inceleniyor. Güçlü analitik yaklaşımıyla, aynı zamanda aile romanı lezzeti taşıyan bir tarihsel sosyoloji anlatısı…

Faşizme Heves Etmek
Demokrasiye Karşı En Büyük Tehdidi Anlamak İçin Bir Rehber

Tarihçi Federico Finchelstein, Faşizme Heves Etmek’te bu kez tarihsel faşizm ve popülizm arasındaki farkı ortaya koyarken, bu farkın bizi hiç de rahatlatmaması gerektiğini söylüyor. Faşist tehdidin kapıda olduğunu, bildiğimiz ve geleneksel anlamıyla faşist diyemeyeceğimiz faşizm heveslilerinin, çeşitli politik formlar içerisinde, faşizmin tahrip edici gücüyle eşdeğer antidemokratik siyasetlerinin çağdaş demokratik politika açısından ne tür tehlikeler arz ettiğini hatırlatıyor. Küresel otoriter manzarayı daha isabetli kavramak için iyi bir rehber...

Karihōmen
Japonya'da Kürt Olmak

İrfan Aktan, 1990’lı yıllardan itibaren baskılar ve yayla yasakları nedeniyle Adıyaman-Maraş-Gaziantep üçgenindeki topraklarını terk etmek zorunda kalan Mahkan aşiretine bağlı Kürtlerin Japonya’da karşılaştıkları zulme sert bir ışık tutuyor.

Ölümü Atlatmak
Kavranamaz Olanla Baş Etmek Üzerine

Wilhelm Schmid Ölümü Atlatmak’ta ahir zamanlardan beri insanları meşgul eden temel sorulardan birine odaklanıyor. Yazar düşünsel derinlik ve sezgi gücüyle hayatın en kavranamaz gerçeğiyle yüzleşirken, okura onunla baş etmenin inceliklerine dair ipuçları veriyor.

Kaptanın Teknesi

Sezgin Kaymaz’dan şen-şatır anlatılmış bir gündüz düşü... Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nde bir sınıf... Birbirlerine çok yakın iki genç kız ve onların dertsiz, tasasız dünyalarının ortasına düşen bir genç... Bu üçlü etrafında gelişen “fantastik” öykü, dolu dolu yaşanan üç günü anlatıyor. Üniversiteli öğrenci hayatının sebepsiz bir neşeyle anlamsız buhranları arasında gidip gelen olağanlığı içinde gelişen olaylar, sonunu merakla beklediğiniz bir serüvene dönüşüyor. Bu olağanlığın ortasında gelişen ve iki kız arkadaş arasında tatlı bir rekabete yol açan, olağanüstü bir aşk hikâyesi...

“Ne kahramanlara ne de kahramanlığa inanırım”

Dr. Selim Ölçer’in Silvan’dan başlayıp, Ankara’da tıp fakültesi, Tatvan’da mecburi hizmet, yine Ankara’da Numune Hastanesi ve tabip odaları üzerinden, 2000 yılından beri Diyarbakır’da süren dopdolu hayat hikâyesi... Özen B. Demir ve Onur Erden’in hazırladığı “Ne Kahramanlara Ne de Kahramanlığa İnanırım”, Dr. Selim Ölçer’in müstesna ve renkli kişiliğiyle okuru sahiden bir sohbet havasında tanıştırıyor. Dr. Şükrü Hatun’un ve 2019’da Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Dr. Selçuk Mızraklı’nın sunuşlarıyla.

Çiçeklenmeler

Melisa Kesmez, hayatı ıskalamış bir kadının kocasının ölümünün ardından yeni bir başlangıç yapmak için cesaret arayışını anlatıyor. Türkan'ın "her şey mümkün"lerle, yeşeren umutlarla "dünyaya doğru" attığı adımlarını takip ederek okuru çiçekli bir içsel yolculuğa davet ediyor.

Üç

Eyüp Aygün Tayşir, Üç’te, anlatıda farklı türleri denemekten, yazmaktan haz duyan, meraklı, hevesli bir yazarın temalar ve üsluplar arasında gezinen, tuhaf ve şaşırtıcı edebi serüvenini anlatıyor…

AKP, Kadınları Nasıl Kazanıyor
"Sokak Sokak, Ev Ev, Kapı Kapı"

Kadınların, kendi lehlerine hareket etmeyen sağ partilere neden oy verdikleri ve hatta zaman zaman oy vermenin ötesine geçerek bu partilere neden bizzat katıldıkları, hem merak uyandırmış hem de araştırma konusu olmuştur. Nur Sinem Kourou, bu merakın peşine düşerek Türkiye örneğinde kadınların AKP ile olan ilişkilerini inceliyor. Bilhassa AKP Kadın Kollarının faaliyetleri ve işleyişinin yanı sıra, seçmen düzeyindeki kadınların saiklerini de mercek altına alıyor. Bunu yaparken İstanbul’da yürüttüğü saha çalışmasından yararlanıyor. Bu saha çalışmasında Kourou, AKP Kadın Kolları ile birlikte sokak sokak, ev ev, kapı kapı geziyor; iç işleyişlerine dair yerinde gözlemler yapıyor; kadın seçmenin gerekçelerini dinliyor. Kadınların Recep Tayyip Erdoğan’a bakış açılarını serimlerken, parti yerine Erdoğan’ı takip ettiklerinin de altını çiziyor. AKP, Kadınları Nasıl Kazanıyor çelişkili görünen bir durumun tahlilini sunuyor, sağ siyasette kadınların “görünmez” olarak nasıl hayatta kalabildiklerini çözümlüyor.

Hastanın Sonsuz Yolculuğu
Tıbbî Yazın Denemeleri

Özen B. Demir’in yazıları, tıpla edebiyatın etkileşimlerini incelerken geniş anlamda “yazın”a da açılıyor, felsefenin, antropolojinin, psikanalizin, tarihin ve politikanın “sağlık”la ve “hastalık”la, hasta ve hekimle ilişkilerine bakıyor.

Halide Dündar
Bir Kürt Feminist

Halide Dündar’ın Devrimci Demokrat Kadınlar Derneği’nden (DDKAD), Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nden, öğretmen örgütlenmesinden, Kürt kadın dergilerinden geçen hayat hikâyesi, bir kuşağın ve Kürt kadın hareketinin canlı bir resmini sunuyor. Bir Kürt Feminist: Halide Dündar, kendine feminist demeyen fakat kendini bir “kadın kimliği” kurmaya adamış bir şahsiyetin portresi.

"Lütfen Ellerinizi Kaldırır mısınız?"
Bir Devrimcinin "Kamulaştırma" Anıları

Zafer, sosyalizm fikriyle nasıl tanıştığını, Kurtuluş hareketi içinde özel olarak görevlendirilip “kibar bir biçimde” yaptığı banka soygunlarını, cezaevi günlerini ve idama mahkûm edilişini şaşırtıcı bir heyecanla, mizah dozu yüksek bir dille ve macera tadında anlatıyor. “Profesyonel devrimcilik” hayatını anlatırken kişiliğinin gelişmesinde önemli yer tutan Çerkes geleneklerini, yetiştiği İnegöl’ü, aile ilişkilerini, âşık olduğu kadınları da es geçmiyor.

Şaheser

Bu unutulmaz romanında Zola, yaratıcı dehanın sınırlarını, sanatçı ruhunun çelişkilerini ve modern sanatın doğuşunu büyük bir ustalıkla ele alırken bir şaheser yaratma arzusu ile insani zaafların çatışmasını çarpıcı bir şekilde anlatır. Şaheser, yaratıcı bir dehanın arayışı ışığında bir çağın ruhunu gözler önüne seren sarsıcı bir hikâye.

Kemalizmin Mâbedi
Halkevleri ve Gündelik Hayat

Murat Can Kabagöz, Kemalizmin Mâbedi’nde, Halkevlerinin taşradaki gerçekliğinin manzaralarını sunuyor. Halkevleri mekânlarını, eğitsel işlerden eğlenceye, müziğe, spora uzanan geniş faaliyet yelpazesini, aydınlarla ilgili çelişkileri, memur-halk ilişkilerini analiz ediyor.

Bir Dava Hikâyesi
Osman Kavala'nın Yedi Yılı

Bu kitap, siyasi görüşleri ve toplum anlayışları farklı olan pek çok insana, davanın bir aşamasında, “Burada tuhaf bir şey, kabul edilmesi zor bir şey oluyor” dedirten, bazen “Kafkaesk” diye tarif edilen bir dava sürecinin hikâyesi. Aynı zamanda, suç işlediğine dair kanıt olmadan tutuklanmış, hüküm giymiş ve kesintisiz yedi sene boyunca cezaevinde yaşamış bir insanın hayatının yedi senesinin hikâyesi.

Asperger Sendromu
Ebeveynler ve Profesyoneller İçin El Kitabı

Asperger sendromu alanında öncü araştırmalara imza atan, uzun yıllar bu durumdan etkilenen çocuk ve yetişkinlerle klinik çalışmalar yürüten psikolog Tony Attwood, bu kitapta Aspergerli kişilere özgü sıradışı özellikleri tanımlayıp analiz ederek ortaya kapsamlı bir rehber çıkarıyor. Asperger sendromundan etkilenen bireyler, anne babalar, eğitimciler ve ruh sağlığı alanında çalışan profesyonellerin kütüphanesinde bulunması gereken temel bir kaynak.

Başka Kentler, Başka Denizler 5

Murat Belge, Başka Kentler, Başka Denizler adını taşıyan seyahatnamesine 5. cildiyle devam ediyor. Okuyucusuyla çıktığı bu yolculukta Belge önce her daim çalkantılı bir geçmişe sahip olan Balkanlar’a, Belgrad ve Bulgaristan’a gidiyor ve ardından tarihi, politikası, sanatı ve kültürüyle derinlemesine anlattığı Britanya’ya uğruyor, İrlanda’yı da ihmal etmiyor.

Erkek Dutların Gölgesinde

Üç kuşağın iç içe geçmiş hikâyesini anlatıyor Ali Özgür Özkarcı. 1940’lar ile 2000’ler arasında bölünen, parçalanan karanlık bir kesitte, Çukurova’da geçen, sürgünlerle, ne olursa olsun “kapanmayan” hesaplarla, ölümlerle, hırslarla dolu bir hikâye bu. Aynı zamanda yıllar geçse, mekânlar değişse bile yok olmayan, yok etmek için çaba sarf edenleri bile kendi içine çeken, hayatlarının bir anında belirmek için fırsat kollayan o karanlık haleyi de gösteren...

Dünya Tarihinde Kadınlar
1450'den Günümüze

Dünya Tarihinde Kadınlar, Çin’den Rusya’ya, Afrika’dan Asya’ya, kabile yaşamından modernizme, Sanayi Devrimi’nden kurtuluş mücadelelerine, kıtaları ve çağları aşıyor, tarihi kadınların gözünden okumak isteyenler için eleştirel bir pencere sunuyor.