Tekrar Baskılar - 2. sayfa

Cennetin Doğusu

Cennetin Doğusu, 20. yüzyıl Amerikan edebiyatının en önemli temsilcilerinden Steinbeck’in iyilikle kötülüğün ezeli mücadelesini işlediği başyapıtı.

Düz Dünyacılar

Üç köpeğin, arafta bir merhumun, bir düz dünyacı meleğin, bir de apartman sakinlerinin hikâyesi bu.

Kirpiklerimin Gölgesi

Şebnem İşigüzel, Kirpiklerimin Gölgesi’nde, henüz on bir yaşında bir kız çocuğunun yaşadığı akıl almaz olayları anlatıyor. Herkesin bildiği, ama kimsenin görmek istemediği bir trajedinin üzerindeki perdeyi kaldırıyor ve bir dil ustalığıyla, kolay kolay cesaret edilemeyecek bir yüreklilikle hepimizin tanıdığı bu kız çocuğuna ses veriyor.

Kiralık Konak

İmparatorluğun çöküş çanlarının sesi işitilirken kuşaklar arasında farklılaşan değer yargılarının, yaşam biçimlerinin çatışmasını sergileyen bir roman. Seniha-Faik-Hakkı Celis üçgeni. Tedirgin, yerleşememiş insanlar topluluğunun ortak ruh halleri, aranan nedenler, bulunan farklı gerekçeler.

Fareler ve İnsanlar

Fareler ve İnsanlar, Büyük Bunalım döneminin binbir zorluğuyla mücadele eden tarım işçilerine doğrultulan bir dürbün, uzakları göz önüne getiren çarpıcı bir novella.

Eşitsizliğin Bedeli
Bugünün Bölünmüş Toplumu Geleceğimizi Nasıl Tehlikeye Atıyor?

Dünyanın en etkili birkaç iktisatçısı arasında gösterilen ve 2001’de Nobel İktisat Ödülü’nü kazanan Joseph Stiglitz, Eşitsizliğin Bedeli’nde gelir eşitsizliği konusuna önemli bir katkı yapıyor. ABD’de ortaya çıkan 2008 Krizi’ni ve dünya geneline hâkim olan Büyük Durgunluk’u sade bir dille ve derinlemesine açıklayan Stiglitz, kendi deyimiyle, yüzde 1’lik kesimin devleti, yargıyı ve demokratik süreci ele geçirerek yüzde 99’un üzerinde nasıl egemenlik kurduğunu kapsamlı şekilde ele alıyor.

Yeryüzünün Lanetlileri

1961’de, Cezayir Savaşı’nda sömürgeci şiddetin zincirlerinden boşandığı bir dönemde yayımlanan Yeryüzünün Lanetlileri, o günden beri sömürgecilik karşıtı mücadelenin başyapıtlarından biri oldu. Frantz Fanon’un, sömürgeleştirilmiş insanın yaşadığı travmayı inceleyen ve bir tür siyasal vasiyeti mahiyetindeki bu eseri, Üçüncü Dünya devrimi ütopyasına da ışık tutuyordu. Fransa’da ilk yayımlandığında birkaç kez yasaklanan bu kitap, günümüzde postkolonyal çalışmaların temel referans kitabı olmaya devam ediyor.

Ateş Canına Yapışsın

Bütün sakinlerinin mutlu ve huzurlu yaşadığı Cennet’te, Tanrı ilk insanı yarattı, adına da Âdem dedi. Onu yarattığı toprağa kendi nefesinden üfleyerek can verdi, bu cana hem iyilikten hem şerden, hem riyadan hem sadakatten koydu. Ona güzel olan ne verdiyse, bir o kadar da kötülük ekledi. Sonra Cennet’teki tüm varlıklara dönüp Âdem’e secde etmelerini buyurdu. Bu buyruğa karşı çıkabilecek kadar kibirli tek bir Cennet varlığı vardı, o da Azazil’di.

İnci

İnci bir yandan yalınlığıyla, diğer yandan ahlâki meseleleri cesurca irdelemesiyle John Steinbeck külliyatının en özgün parçalarından biri.

Deliduman

Tek başıma da kalsam, dünyanın bütün hükümetleri ve onlara oy verenler bana karşı da olsa, dünyanın bütün hükümetlerine karşı ayaklananlar ve onlara destek verenler bana karşı da olsa; bütün dünya, yedi milyar küsur insan tek tek bana karşı da olsa... Deliduman, dermansız ve güdük bir ilçeden haykırmaya başlıyor, İstanbul’a uzanıyor. Çocukluğumuzun, hatıralarımızın ve bütün sokaklarımızın üzerinden dangır dungur geçen imar ve para iştahına lanet!

Tutunamayanlar

Küçük burjuva dünyasını zekice alaya alan Atay “saldırısını, tutunanların anlamayacağı, red edeceği türden bir romanla yapar."

Uygarlık Süreci / Cilt 1
Sosyo-Oluşumsal ve Psiko-Oluşumsal İncelemeler

Norbert Elias’ın başyapıtı Uygarlık Süreci kadri sonradan bilinen nadir kitaplardan biridir. İlk kez 1939’da İsviçre’de yayımlandığında kimselerin ilgisini çekmedi. 1969’da yapılan ikinci baskısı da pek dikkat çekmedi. Kitabın değeri ancak 1976’da Almanya’da yayımlandığında anlaşıldı ve Elias’a sosyolojinin klasikleri arasındaki hakkettiği yerini kazandırdı.

1970'lerde Türkiye Solu

Vehbi Ersan, bu kitapta ele aldığı parti, örgüt ve hareketlerin 1980 sonrası yaşadıkları değişim, dönüşüm ve yeniden partileşme süreçlerine değinerek, Türkiye’de solun tarihinin daha geniş bir perspektiften ele alınmasını sağlıyor.

İşyerinde İncinme
Aşağılanma, Dedikodu ve Mobbinge Nasıl Karşı Konur?

Siyasette ve Toplumda Narsisizim Ayartma ve İktidar kitabından tanıdığımız Bärbel Wardetzki, bu defa profesyonel hayattaki ilişki güçlüklerine odaklanıyor. Uzman psikolog İşyerinde İncinme Aşağılanma, Dedikodu ve Mobbinge Nasıl Karşı Konur?’da her düzeyden çalışana incinme yetkinliği geliştirmeyi önerirken, farklı görüş, ihtiyaç ve çıkarları uzlaştırmanın yapıcı yöntemlerini ortaya koyuyor.

Yapay Zekâ ve Kapitalizmin Geleceği
İnsandışı Bir Güç

Yapay zekâ ve kapitalizm arasındaki ilişkiyi anlamak ve kapitalizmin olası geleceğini öngörmek isteyenler için bir başvuru niteliğinde olan bu kitap, üretim araçlarının mülkiyeti ve denetimi meselesini yeniden gündeme getirerek okuru bir komünist yapay zekâ perspektifini bütün zorlukları ve riskleri içinde düşünmeye davet ediyor.

Kitab-ül Hiyel

Okuyanın okumayanlara kolay anlatamayacağı ama insanın birileriyle paylaşmak isteyeceği romanlardan, Kitab-ül Hiyel.

İstanbul İstanbul

Burhan Sönmez, acının ve her şeye rağmen umudun yörüngesinde dönen bir kenti, büyük bir romanla yeniden yaratıyor.

İktisat Nedir?
İktisat Üzerine Söyleşiler

Öğrencilere bakılırsa iktisat sıkıcıdır, kasvetlidir, gerçek dünya ile zerre kadar ilişkisi yoktur. İktisatçıysa eninde sonunda “dolar ne olur?” diye ahiret sorusu sorulan uzmandır. İktisat külliyatı, insanın içine sınav korkusunun çöreklendiği kalın ve heybetli kitaplardan oluşur. Emrah Aydınonat, kişisel deneyimlerinden yola çıkarak iktisadı başka türlü anlatmaya niyetlenmiş. Platon’un diyaloglarından feyz alarak, ilginç, eğlenceli, yenilikçi bir iktisat kitabı yazmış.

Kapadokya
Kayalardaki Şiirsellik - Gezi Rehberi

Kapadokya’yı kendi başına ve profesyonel rehber olarak yerli-yabancı gezginlerle defalarca dolaşan Faruk Pekin, sıradan bir “gezi rehberi” sunmuyor okura: Kapadokya’nın tarihî, kültürel, sosyal, dinî, coğrafi özelliklerini kapsamlı şekilde bir araya getiriyor; “bilerek gezme”ye, bölgenin çok yönlü tanınmasına önemli bir katkıda bulunuyor.

Unufak

Rober Koptaş, 20. yüzyılın büyük olaylarının gölgesinde bir ailenin dünyasını anlatıyor. Anadolu’daki meçhul bir şehirde başlayıp İstanbul’a varan hikâyede, zamanın durmadan dönen çarkları arasında öğütülen insancıkları izliyoruz. Onların her biri, önceki kuşaklardan miras yükleri ardında bırakmak, alınlarına yazılı kaderden kaçmak için çabalıyor. Peki bunu başarabilecekler mi?

Türkiye'nin 1970'li Yılları
Ciltli

1960’ların sonrası, 12 Eylül’ün öncesi, kimilerine göre yitik ve karanlık bir “ara dönem”… Türkiye’nin 1970’li yıllarını merak edenler için detaylı ve aydınlatıcı bir başucu kitabı.

Yağmur Beklerken

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminin ilk safhasını noktalayan Serbest Fırka denemesi... 1929 büyük ekonomik buhranı ve buna eşlik eden ağır kuraklık tehlikesi. Şeyh Sait ve ilk Dersim isyanları bastırılmış, Takrir-i Sükûn yasaları ile her tür muhalefet ezilmiş, dağıtılmış, “Atatürk devrimleri” yürürlüğe girmiştir. Yağmur Beklerken’de Tarık Buğra Serbest Fırka denemesi/girişimi ekseninde bütün bu gelişmelerin Anadolu taşrasındaki sonuç ve yansımalarını konu edinirken aslında on yıllık Cumhuriyet’in bir bilançosunu da yapmaktadır.

Yaşamın İkinci Yarısında Anlam Arayışı
Sonunda Gerçek Anlamda Nasıl Büyürüz?

Jungcu psikanalist James Hollis, Yaşamın İkinci Yarısında Anlam Arayışı’nda, ancak orta yaşla birlikte gerçekten kim olduğumuzu bulabileceğimizi ve anlamlı bir hayat yaratabileceğimizi gösteriyor. Kariyerini artık tatmin edici bulmayanlara, evlilikleri veya uzun süreli ilişkileri yön değiştirenlere, aile hayatlarında yaşlılık ve ölüme bağlı büyük dönüşümler yaşayanlara şefkatle seslenirken, bu zorluklarla baş etmelerini sağlayacak önemli bir bakış açısı ve güven verici bir mesaj veriyor.

İstanbullu Rumlar ve 1964 Sürgünleri
Türk Toplumunun Homojenleşmesinde Bir Dönüm Noktası

1964 yılında İstanbullu Rumlar büyük bir felaket yaşadılar. Evlerini terk etmek zorunda bırakıldılar ve bilmedikleri bir dünyaya sürgün edildiler. Yabancı statüsüne alınmaları, bir bavulla vatanı terk etmeleri, hukukla korunan tüm haklarının bir anda ellerinden kayıp gitmesi gibi, bu trajik olayda yaşanan travmalar ve zorluklar bugüne dek birkaç araştırmanın ve filmin konusu oldu. İstanbullu Rumlar ve 1964 Sürgünleri, konunun derinlemesine incelenmesi için sözü bu acının muhataplarına bırakıyor.