Ağustos 2010 Tarihinde Tekrar Baskılar

Adabıyla Rakı ve Çilingir Sofrası

“Adabı, erkanı var/ Zamanı mekanı var,/ Kimin ki iz’anı var,/ Ona şifadır rakı./... Had bilmezsen eğer ki,/ Öyle rüzva eder ki, Başa beladır rakı.” Bu topraklarda yaşamış, yaşayan birçok kültürün sentezi gibi olan rakının ‘şahsiyeti’ üzerine.

Jönler

II. Meşrutiyet’i hazırlayan çeşitli siyasî ve fikrî örgütlenmeler, basın-yayın etkinlikleri Paris, Cenevre, Kahire gibi merkezlerde yoğunlaşır. İşte Bekir Fahri’nin, 1900’lerde Mısır’da yaşayan Jön Türkleri konu edindiği Jönler romanı bu açıdan ayrı bir önem taşımaktadır

Karanlıkta Kahkaha

Nabokov’un Berlin dönemi romanlarından biri olan bu kitap, bir eleştirmenin deyişiyle, “zalimane bir başeser”dir; okuru, en “fotoroman” bir durumdan, şu “insanlık komedyası” denen şeyin karanlık uçurumlarına yuvarlayıverir.

Marx'ın Felsefesi

Etienne Balibar, bu kitapta ikili bir bahis deniyor: Marx tarafından incelenen veya onun eserinden hareketle ortaya atılabilen tamamen felsefi sorun ve temaları anlaşılır kılmak ve -“Marksist felsefe”nin alan ve bedel olduğu yüzelli yıllık hırslı tartışmaların- bilanço ve geleceğine dair öngörü ögelerini sunmak. Günümüzde tam bir yeniden inşa halinde olan Marksizm, en geniş eleştirel bir düşünüşün bileşeni olma yolunda değil midir?

Modern Dünyada Müslümanlar

Yirminci yüzyılın sonu, modernist düşünceye yöneltilen eleştirilerin yoğunluk kazandığı bir dönem oldu. İslâmcılık, bu eleştirilerin belki de en çok etkilediği akım. Sözkonusu eleştirilerin gündeme getirdiği, İslâmcı düşüncenin, entellektüel ve siyasi kökleriyle ilgili değişiklikler doğurmaya aday tartışmalar, Abdurrahman Arslan’ın yazılarının çıkış noktası.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Sosyalizm ve Milliyetçilik (1876-1923)

Lozan Antlaşması’na kadar “azınlık” olarak tanımlanmayan etnik ve dinî unsurlar; çerçeveyi biraz daraltırsak gayrı-müslim Osmanlılar hemen hemen bütün Batılılaşma akımlarında olduğu gibi sol fikir ve hareketlerin yayılmasında da öncülük etmişlerdi: Bugüne kadar ışıkla ve yazıyla gerektiğince buluşamamış, önemli bir tarih kesiti. Zürcher, Feroz Ahmad, Adanır, Dumont, Noutsos, Yalımov ve Ter Minassian'ın makaleleriyle...

Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski

“Çok katlı” bir çalışma. Hem Gencebay’ın eserlerini salt “mesaj”ıyla, “imaj”ıyla değil müziğiyle, nağmesiyle, iç anlamıyla önümüze seriyor hem aydınların arabesk müziğe bakışını, sol teorideki popüler kültür tartışması çerçevesinde sorguluyor. Gencebay’la yapılmış uzun sohbet, Türkiye’nin toplumsal-kültürel yapısına “teşhis” koymakla ilgilenenlerden “Orhanseverlere” kadar geniş bir kesim için ilginç.

Sıdıka

Bir “Atilla Atalay kitabı”, yani yalın, derinlikli, mizahî, hüzünlü, efendi ve fırlama bir kitap.

Tutunamayanlar

Küçük burjuva dünyasını zekice alaya alan Atay “saldırısını, tutunanların anlamayacağı, red edeceği türden bir romanla yapar."

Türkiye Cumhuriyeti'nde Yahudiler

Cumhuriyet’in kuruluşundan 40’lı yılların sonuna uzanan dönemde Türkiye Yahudileri; onların Türk toplumu ve Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ilişkileri... Kulağa hoş geleni ya da duyulması istenenleri değil, olanı biteni, yaşananları anlatan bir araştırma.

Varlık Vergisi ve 'Türkleştirme' Politikaları

Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’na fiilen katılmamış olsa bile savaşın yarattığı koşullardan etkilenmiştir. Milli Şef’in üstün diplomatik “becerileri” ile atlatılan bu dönem, uzun yıllar gözden kaçan/kaçırılan bir miras bırakmıştır: Varlık Vergisi... Elbette ulus-devlet ideolojisinin farklı bir veçhesi olarak değerlendirilmesi gereken Varlık Vergisi uygulaması, devletin ulusal burjuvazi yaratmak konusundaki ısrarının bir yansıması şeklinde de okunabilir.

Yeni Hayat

“Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” Orhan Pamuk’un coşkulu, lirik ve sihirli romanı Yeni Hayat bu sözlerle başlıyor. Okuduğu bir kitaptan sarsılarak etkilenen, sayfalardan neredeyse fışkıran ışığa bütün hayatını veren ve kitabın vaat ettiği yeni hayatın peşinden koşan genç bir kahramanın olağanüstü hikâyesi bu.

Zoraki Diplomat

Türk toplumunun son yüzyılda geçirdiği tarihî aşamaları yaşayan, siyasî dönüşümlerin yakın tanığı, yeni devletin oluşumuna katılmış bir yazarın gözlem ve izlenimleri. İstemeden diplomat yapılan ve diplomatlığı isteksizce sürdüren Yakup Kadri’nin 1934’de Tiran’da başlayıp 1954’de Bern’de noktalanan elçilik günleri.

Yarılma (1954-1972)

"Gün Zileli, Yarılma kitabında 1954-1972 yıllarında yaşadıklarını anlatıyor. Bir otobiyografi olan bu anı kitap, Zileli'nin tanık olduğu bir dönemi bütün canlılığıyla günümüze aktarıyor. 1968 gençliğinin yaşadıklarının ayrıntılı bir fotoğrafının aktarıldığı bu kitapta günümüzün birçok tanınmış isminin de o yıllardaki öyküsünü bulabilirsiniz."

Ekonominin Küreselleşmesi

Küresel ekonomi belki son yıllarda ortaya çıkmış bir kavram, ama ekonominin küreselleşmesi hiç de yeni değil. Dünyanın toprak altı ve toprak üstü kaynakları hem farklı farklı oldukları, hem de her yerde bulunmadıkları için eski tarihlerden itibaren ticaret yoluyla gezegen etrafında dolaşmaya başladılar. Bu dolaşım döngüsü kimi ulusların lehine olurken birçoğunun da aleyhine gerçekleşti.

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği

Romanlarımdaki kişiler kendime ilişkin gerçekleşmemiş olabilirliklerdir... Her biri benim ancak kenarında dolaştığım bir sınırı aşmıştır... Çünkü romanın sorguladığı sır o sınırın ötesinde başlar. Roman yazarın itirafları değildir; bir tuzak haline gelmiş dünyamızda yaşanan insan hayatının araştırılmasıdır.

Tante Rosa

İlk yayımlandığında "yerli" olmamakla eleştirilen Tante Rosa, Sevgi Soysal'ın, sinemaya da uyarlanan en özgün eseridir.

Ayrılık Çeşmesi
Bir Neyzenin Yolculuğu

Zeki Müren’in yeni yeni ünlendiği, çocukların yaz tatillerinde esnafın yanında zanaat öğrendiği, akşamları kadınlı erkekli komşuların kapı önlerinde çay içtiği ellili yıllar fonunda bir çocukluk. Peşinden dervişlerden, neyzenlerden oluşan aile ocağının mistik havasıyla İtalyan Lisesi’nin Batılı atmosferi arasında bocalayan ilk gençlik yılları.

Cinsiyet ve Millet

Toplumsal cinsiyet ilişkilerinin milliyetçi projelerdeki yeri son derece önemlidir. Bunu görmek için herhangi bir ulus-devlet yaratma sürecine bakmak yeterli olur. Buna rağmen milletler ve milliyetçilik konusundaki yaygın kuramlar bu alanı ihmal edip kadınlık ve erkeklik rollerinin milletin kuruluşundaki hayati rolünü gözardı etmişlerdir. Kadın ve milliyetçilik alanındaki çalışmaları ile tanınan Nira Yuval-Davis, pek çok yabancı dile çevrilen bu kitabında, cinsiyet ilişkilerinin milliyetçi projelerin bazı temel boyutlarına olan katkısını sistematik olarak incelemekte ve yeni mücadele yolları önermektedir.

Jöntürk Modernizmi ve "Alman Ruhu"
1908-1918 Dönemi Türk-Alman İlişkileri ve Eğitim

Jöntürk modernizmi, İttihatçılık döneminde, ‘âcilci’ diyebileceğimiz bir yönelime girmişti. Bununla beraber, çok etnili Osmanlı İmparatorluğu’nu millî devlete dönüştürme yönelimi vardı. Her iki yönelim, “gecikmiş emperyalist” Almanya’nın Türkiye’ye dönük “barışçı nüfuz” siyasetiyle buluştu. Almanya, bu nüfuzunu, Türkiye’nin modernleşmesine ve millîleşmesine "rehberlik" etme misyonuyla ilerletmeye çalıştı.

Nüfus Mübadelesi
Kayıp Bir Kuşağın Hikâyesi

Osmanlı devleti, Balkan Savaşı sonrasında Avrupa’daki topraklarının neredeyse tamamına yakınını kaybederek çekilirken, geride sayıları yüzbinlerle ifade edilen bir insan kitlesini bırakmak durumunda kalmıştı. Söz konusu yüzbinlerse, Osmanlı tebaasıyken bir anda bambaşka bir devletin, hem de azınlık statüsündeki vatandaşları oluvermiş Müslümanlardı.... İşte elinizdeki bu kitap, mübadillerin Balkan Savaşı’nın sebep olduğu yıkımla başlayan hikâyelerini, mübadelenin öncesi, mübadele süreci ve hepsinden önemlisi Türkiye’ye geldikten sonraki bölümde yaşananlarla birlikte ele alıyor; tarihin yeniden yazıldığı bir sürecin bizzat öznesi olmuş insanların hikâyesini anlatıyor.

Halat Gösterisi

Toprak Işık insanları hikâyeler aracılığıyla anlatmaya devam ediyor. Ama onun insanları bildiğimiz masal veya roman kahramanları değil, bildiğimiz, her gün sokakta görüp yanlarından geçtiğimiz birbirini tanımayan insanlar. İlk kitabı Sırabaşı sonrası, Toprak Işık birbirini tanımayan insanları Halat Gösterisi aracılığıyla birbirlerine yaklaştırıyor.

İsrail Sözlüğü
Siyonistler, Muhalifler, Tarihçiler, Eylemciler, Yerleşimciler, İsrailliler

İsrail hakkında ne biliyoruz? Ortadoğu’da ABD’nin stratejik müttefiki...? “Bölge”nin nümunelik demokrasisi...? Filistin’i işgal altında tutan “zalim”/“terörist” devlet...? Arap ve Müslüman dünyasının baş düşman imgesi...? Antisemitizm mağdurlarının ve Soykırım’ın kurbanlarının sığınağı...? “Vaadedilmiş Toprak”? İsrail Sözlüğü, tarihiyle, insanlarıyla, tartışmalarıyla İsrail’i anlatıyor.

Felaket Henry'nin Perili Evi

Felaket Henry bu macerasında perilerle “oynamaya” kalkıyor. “Peri mi? Ne perisi? Ben periden korkmam ki!..” Zevkle okunan, hınzır Henry perilerle başa çıkmaya çalışırken yine eğlenceli bir hikâyeyle çocukların karşısına çıkıyor.