Tekrar Baskılar

Ortadoğu'nun Siyasal Sosyolojisi
Arap İsyanlarından Önce ve Sonra

Arap isyanlarının öncesine ve sonrasına dair hem temel bir bilgi hem de yetkin bir yorum sunan Ortadoğu’nun Siyasal Sosyolojisi, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içindeki Arap bölgelerinin Birinci Dünya Savaşı ertesinde bölünmesi, 1948’de İsrail devletinin kurulması, 1979’da SSCB’nin Afganistan’ı işgali ve İran Devrimi, 1980-1990 arasında çıkan bölgesel savaşlar ve son olarak 11 Eylül 2001 saldırısından sonra başlayan “teröre karşı savaş” gibi olguların, meydana geldikleri yerlerden çok uzaklarda bile siyasal dinamikler yaratabileceğini ortaya koyuyor.

Marksizm, Milliyetçilik ve Demokratik Ulus

Marksizm, Milliyetçilik ve Demokratik Ulus milliyetçilik tartışmalarına odaklanarak ve bunun Marksizm içi tartışmalarda nasıl kavrandığını ortaya koyarak milliyetçiliğin dayandığı ilkeleri gözler önüne serip milliyetçiliğin gücünü kıracak önemli bir tezi, “Demokratik Ulus” tezini ileri sürüyor ve bizi milliyetçilik üzerine yeniden düşünmeye çağırıyor.

Kozalak

Dolunay, Bedir, Mıstık ve L.… Sema Aslan, Dolunay’ın ışığında onların ve diğerlerinin zorlu yaşam deneyimlerinde iz sürüyor. Her biri dallarından düşmüş kozalaklar misali uzakta ve yalnızken bile yapraklarını açabilme gücünde… Her biri diğeriyle hayatta ve her biri var olabilme mücadelesinde... Bomonti’nin ara sokaklarında mutsuz bir ev…

Âdâb-ı Taâm
Osmanlıca Âdâb-ı Muâşeret Kitaplarında Sofra ve Yemek

Âdâb-ı Taâm, 1890-1927 yılları arasında yayımlanmış, belirlenebilen bütün Osmanlıca görgü kuralları kitaplarından yeme, içme ve sofra adabına ilişkin metinlerin yer aldığı kapsamlı bir seçki: Eş dost yemeğe nasıl davet edilir; masada kim, kimin yanına oturur; yemek nasıl dağıtılır; ziyafet düzenlemenin incelikleri nelerdir; aile arasındaki yemeklerde, kahvaltılarda nasıl hareket etmek gerekir; Avrupaî usulde yemek nasıl yenir; yemek davetleri için nasıl giyinmek gerekir…

Lüks ve Şiddet
İbn Haldun’da Tahakküm ve Direniş

Ortadoğu tarihi ve şiddet üzerine araştırmalarıyla tanınan Hamit Bozarslan, “Med 21 Programı İbn Haldun Ödülü”ne layık görülen Lüks ve Şiddet, İbn Haldun’da Tahakküm ve Direniş adlı bu çalışmasında, iktidar ve medeniyet kavramlarına İslâm coğrafyasının en önemli düşünürlerinden İbn Haldun’un gözüyle bakıyor.

1970'lerde Türkiye Solu

Vehbi Ersan, bu kitapta ele aldığı parti, örgüt ve hareketlerin 1980 sonrası yaşadıkları değişim, dönüşüm ve yeniden partileşme süreçlerine değinerek, Türkiye’de solun tarihinin daha geniş bir perspektiften ele alınmasını sağlıyor.

Robin Hood

Howard Pyle’ın kaleminden, zenginden alıp yoksula dağıtmasıyla ün kazanan halk kahramanı Robin Hood’un kâh eğlenceli, kâh tehlikeli maceraları.

Eşbağımlılıkla Yüzleşmek
Nedir, Neden Kaynaklanır ve Hayatlarımızı Nasıl Sabote Eder?

Çocukluk travmaları, bağımlılık ve eşbağımlılık alanlarında öncü çalışmalarıyla tanınan Pia Mellody, Eşbağımlılıkla Yüzleşmek’te açık ve basit bir dille mağdurların hayatına ciddi hasarlar veren bu hastalığın ortaya çıkış koşullarını, temel belirtilerini ve tedavi imkânlarını ele alıyor. Hayatlarını bitimsiz suçluluk, kırgınlık ve güvensizlik duygularının gölgesinde geçirmekten yorulmuş ve bu sarmaldan çıkış yolu arayan eşbağımlı kişiler için pratik önerilerle desteklenen bir kaynak.

Cennet Çayırları

Cennet Çayırları, sıradan yaşamların ve kişisel trajedilerin nasıl dönüştüğünü, birbirine eklendiğini gerçekçi biçimde anlatarak toplum kavramının temellerine ayna tutuyor.

Politikada 45 Yıl

Atatürk, Millî Şef, DP ve 27 Mayıs dönemlerinin İsmet Paşa portresi çerçevesinde değerlendirilmesi. Kendisi de aktif politikanın içinde bulunmuş olan yazar, Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki iktidar mücadelesinin kurulmak istenen yeni düzeni hedeflerinden saptırdığını, özellikle Atatürk’ün ölümünden sonra onun devrimlerine ters düşüldüğünü ileri sürüyor.

Karihōmen
Japonya'da Kürt Olmak

İrfan Aktan, 1990’lı yıllardan itibaren baskılar ve yayla yasakları nedeniyle Adıyaman-Maraş-Gaziantep üçgenindeki topraklarını terk etmek zorunda kalan Mahkan aşiretine bağlı Kürtlerin Japonya’da karşılaştıkları zulme sert bir ışık tutuyor.

Belki Bir Gün Uçarız

Belki Bir Gün Uçarız, yeknesaklığa celalleniyor, huzursuz, şedit ve enerjik... Yeni bir yazarın ilk kitabı... Aylin Balboa, deşeliyor, haykırıyor, söyleniyor... Şah damarı atıyor tıp tıp, sokak taşıyor yanında.

Sinek Isırıklarının Müellifi

Ufukta toplu konutlar yükselirken neyin gölgesi düşer aşkın, arkadaşlığın, edebiyatın üzerine?

Cehenneme Övgü
Gündelik Hayatta Totalitarizm

Bazı eleştirmenlerin “şeytanın avukatı” sıfatını yakıştırdıkları Gündüz Vassaf’ın “gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskısı”yla sunduğumuz Cehenneme Övgü’sü, içimizde büyütüp yaşattığımız küçük ‘totaliter dünyalar’ımızı afişe ediyor, daha doğrusu ‘yüzümüze vuruyor’.

Sultan Abdülhamid

Osmanlı İmparatorluğu tarihi ele alınırken üzerinde en çok tartışılan sultanlardan birisi kuşkusuz II. Abdülhamid’dir. “Ulu Hakan” ya da “Kızıl Sultan” olarak sıfatlandırılıp, tarihyazımı ekollerinin kahramanı ya da düşmanı sayılmıştır. François Georgeon bu kapsamlı eserinde, kendi döneminin ve imparatorlukların ulus-devletlere dönüştüğü sürecin bir aktörü olarak II. Abdülhamid’i anlatıyor.

İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon
Narsist Bir Partnerle Yüzleşmek

Basit küçük manipülasyonlar çiftlerin gündelik hayatlarının bir parçası olsa da, “narsistik sapkınlık” biçimini aldığında önemli bir soruna dönüşür. Narsist partner kendi iktidarını yerleştirmek ve eşini kendi istediği kişiliğe büründürmek için baştan çıkartıcı, kurnazca yollara başvurur. Avının kanını sonuna kadar emerek kendisinde eksik olanı çekip alır ve böylece kendisini tamamlar. Günümüzde gitgide daha sık rastlanan bir ilişki modeli haline gelen narsistik manipülasyon ilişkileri bu kitabın konusunu oluşturuyor.

Ankara

Millî Mücadele yıllarında hiçbir çıkar gözetmeksizin yurtları için çalışan bazı subayların ve politikacıların zaferden sonra “sermaye çevreleriyle ilişkileri” ya da “arsa spekülasyonu”, “taahhüt işi” gibi girişimlerle zenginleşmeleri, “inkılap”a boş vermeleri. Romanın kadın kahramanı Selma’nın yaşamı izlenerek Millî Mücadele inancının ateşli dönemleri ve sonrası anlatılıyor.

Erken Kaybedenler

AnKara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz... Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafazakârlığın kalesi...İşçiler, yoksullar, teyzeler, abiler.

Martin Eden

Jack London yarı-otobiyografik romanı Martin Eden’de, yazar olabilmek için hayatını ortaya koyan genç bir gemi işçisinin hikâyesini anlatıyor.

At Sırtında Anadolu

Yıl 1876. Bir İngiliz subayı, yanında uşağı ile birlikte Anadolu’yu baştan başa dolaşır. O günün zor koşullarında yapılan bu maceralı yolculuğun tek bir amacı vardır: Osmanlı Devleti’nde azınlıkların durumunu yerinde görmek.

Sodom ve Gomore

Mütareke döneminin İstanbul’u. Batı hayranı Türkler, düşman subaylarıyla aşk serüvenleri yaşamak için çırpınan Türk kızları, çıkarlarını emperyalist İtilaf Devletleri’nin zaferine bağlamış adamlar... Çöküşü ve kokuşmuşluğu anlatan roman, Anadolu’daki dirilişi önce sezdirir, sonra giderek artan bir şekilde duyurur.

Her Temas İz Bırakır
BEHZAT Ç. - Bir AnKara Polisiyesi

Kızılay, Sakarya Caddesi, SSK İşhanı, Dil-Tarih, Atakule, öğrenci evleri... ve Emniyet... Cinayet Masası. Behzat Ç., "yeni müktesebata" uyum sağlayamamış, lambur lumbur, "dişli" bir başkomiser. Müzik dinlemez, polis telsizi dinler. Kitap okumaz, gazeteye spor sayfasından başlar. Herhangi bir siyasi görüşü yok. "İçimizden birinin" üçüncü sayfa haberlerine yansımış hali gibi, adı bile tam değil.

İnsanlık Durumu

Arendt’in Seçme Eserler’inden ilk kitap. Modern zamanların en önemli siyaset felsefecilerinden Arendt, modernizmin etkisiyle "insanın dünyaya yabancılaşması" sorununu ele alıyor. İdealindeki Antik Yunan "polis" hayatının daha az "özellik", daha yaygın "kamusallık" içeren toplumsal düzenine giden yolu arıyor, modern çağın içinde.

Peri Gazozu

"Şimdi bir türlü sığamayıp, delice bir kavgaya tutuştuğumuz, adına Anadolu denen şu kadim topraklarda, binlerce yıl önce hüküm sürmüş, bir Hitit kralının oğullarına bıraktığı vasiyete bakın isterseniz: ‘Öldüğümde beni, usulünce yıkayın, göğsünüze yaslayın ve toprağa bırakın.’ Bu kadar."