Klasik Dünya Edebiyatı - 9. sayfa

Odamda Seyahat - Odamda Gece Seferi

1790 yılında orduda görev yapan Xavier de Maistre, kırk iki gün sürecek bir ev hapsine mahkum edilir. Bu ev hapsinin sonucunda dillere destan olmuş, komik ve eğlenceli bir hikâye olan Odamda Seyahat ortaya çıkar. De Maistre bu seyahatinden çok memnun kalmış olacak ki daha sonra kitabın ikinci cildi olan Odamda Gece Seferi’ni de yazar.

Bay W. H.'nin Portresi

William Shakespeare’in ünlü Soneler’ini ithaf ettiği Bay W.H. kimdi? Oscar Wilde Bay W.H.’nin Portresi’ni 1895’te yayımladığında, Londra’daki düşmanlarına kendisini küçümsemeleri için gerekli her şeyi vermişti. Shakespeare’in Soneler’ini genç bir erkeğe duyduğu aşk sonucunda yazdığını iddia eden bir karakterin kuşaktan kuşağa, gizli bir inanç gibi yayılan teorisini anlatan bu labirentimsi hikâye, yıllar sonra ortaya çıkan genişletilmiş haliyle ilk defa Türkçe’de.

Önemsiz Bir Adamın Günlüğü

“Sırf ‘önemli biri’ olmadığım için benim günlüğüm neden ilginç olmayacakmış, doğrusu anlayamıyorum.” On dokuzuncu yüzyılın sonunda orta sınıfa mensup bir Londralı nasıl yaşıyordu? Gros-smith kardeşlerin biraz da ortalığı kaplayan “ünlülerin hayat hikâyeleri” modasıyla alay etmek için kaleme aldıkları bu “günlük”, İngiliz Punch dergisinde tefrika edildikten sonra 1892’de kitap halinde basıldı.

Üç Ölüm
Hikayeler

Üç Ölüm'de Tolstoy'un 1850'lerin ikinci yarısında, otuzlu yaşlarındayken kaleme aldığı beş hikâyesini sunuyoruz. Zenginlik, sefalet, çaresizlik, mutluluk, ölüm, tabiat ve müzikten söz eden bu hikâyelerde yine Tolstoy'un derin insan kavrayışıyla, hiçbir ayrıntıyı ihmal etmeyen keskin bakışıyla ve akıldan çıkmayacak sahne ve kahramanlarıyla karşılaşıyoruz.

Efendi ile Uşağı
Hikayeler

Tolstoy'un hikâyelerinin bu ilk cildinde, yazarın farklı dönemlerinde kaleme aldığı üç önemli hikâyesini okuyacaksınız. Hikâyelerin üçünde de kar yağıyor. En erken tarihli olan Tipi (1856) ölüm korkusu, hayatta kalmak ve hatırlamak hakkında. 1861’de yazılmış olan Polikuşka'nın temelinde Tolstoy'un Brüksel'deyken duyduğu köy hayatıyla ilgili gerçek bir olay yatıyor.

Okuyucu

Okuyucu, İkinci Dünya Savaşı ertesinde, on beşindeki lise öğrencisi Michael Berg ile otuz altı yaşındaki Hanna Schmitz arasındaki tutkulu aşk üzerine kurulu bir hikâye anlatıyor.