"Muhtaç" ile "vatandaş" arasında: Türkiye'de sakat öznelliği üzerine bir tartışma

"Muhtaç" ile "vatandaş" arasında: Türkiye'de sakat öznelliği üzerine bir tartışma

SİBEL YARDIMCI - DİKMEN BEZMEZ

Özet: Sakatlık meselesi Türkiye'de 1990'lardan itibaren daha sıklıkla gündeme geliyor. Bu konu ile ilgilenen kamu kurumlarındaki çeşitlenme, konunun politika yapıcılar nezdinde gündem maddesi haline gelmesi, sakatlığa odaklanan yasal mevzuatın detaylandırılması, sayıları artan ve birçoğu internet üzerinden örgütlenen yeni tartışma platformlarının ortaya çıkışı vb. bu bağlamda düşünülebilir. Bu makalede, bir süredir yürütülen bir saha araştırması ve görüşmelerden ve Foucault'nun "sorunsallaştırma" kavramından hareketle, bugün Türkiye'de sakatlığın devlet/kamu kurumlarında ve alanda çalışan STK'lar nezdinde nasıl anlaşıldığını göstermeye çalışıyoruz.

Buna göre, söz konusu gelişmelerin, yeni bir "sakatlık" anlayışının yeşermesine yettiğini veya böyle bir anlayışı temel aldıklarını söylemek mümkün değil. Bu alandaki baskın söylem ve uygulamaların büyük bir kısmı "muhtaç sakatlar" ve "hayırsever devlet" ikiliğini üretmeye devam ederken, diğer bir kısmı ise görece daha hak temelli bir yaklaşıma sahip görünmektedir. Diğer bir deyişle, meselenin ele alınış şekli sıklıkla iki kutup arasında gelip gitmektedir: Sakat kişinin öncelikle "muhtaç" bir birey gibi mi, yoksa haklarla donatılmış bir "vatandaş" olarak mı görüldüğü bu süreci belirleyen temel eksendir. Bu sarkaç gibi sallanma hali, yalnızca kamu kurumlarındaki yaklaşımlara has değildir ve büyük oranda sakatlık camiası içerisinde de paylaşılmaktadır.

Anahtar sözcükler: Sakatlık, haklar, muhtaçlık, ÖZİDA, İSÖM, ÖzürlülerYasası

 

***