Yaşamöyküsü İncelemeleri: Biyografi, Otobiyografi, Otokurmaca, Prosopografi
Toplum ve Bilim 2025 Kış sayısını yaşamöyküsü incelemelerine ayırıyor.
Bu özel sayı, biyografi, otobiyografi, otokurmaca ve prosopografi başlıkları altında sınıflandırılabilecek, teorik, tarihsel ve ampirik tüm sosyal bilim çalışmalarına açık olmakla beraber, aşağıda tarif edilen çerçevelerdeki analiz ve tartışmaların geliştirilmesine özel önem atfetmektedir.
1- 2000’lerden itibaren başta tarih olmak üzere hemen tüm sosyal ve beşeri bilimler alanında, tek tek insanların veya grupların yaşam öykülerini odağa alan Osmanlı-Türkiye odaklı geniş bir literatür oluşmuş durumda. Bu akademik birikimin muhasebesinin yapılmasına vesile olmak bu özel sayının hedeflerinden birisidir. Bu bağlamda, farklı disiplinlerde veya spesifik olarak sözlü tarih, siyasi tarih, askerî tarih, emek tarihi, feminist tarih, toplumsal cinsiyet çalışmaları gibi bir araştırma alanında son yirmi beş yılda yapılan yaşamöyküsü odaklı çalışmaların açtığı yeni ufukları, sağladığı katkıları ele alan; farklı alanlarda yaşamöyküsü çalışmalarının seyrini karşılaştırmalı olarak ve/veya Türkiye’deki çalışmaları küresel akademik eğilimlerle paralellik içinde değerlendiren metinleri bekliyoruz.
2- Otobiyografi, biyografi ve prosopografi çalışmalarının ilgili oldukları disiplinlere getirdikleri katkıların değerlendirilmesinin yanı sıra, yaşamöyküsü odaklı çalışmaların potansiyelini, tuzaklarını ve limitlerini tartışan teorik ve metodolojik analizlere yer ayırmak da bu özel sayının bir başka öncelikli hedefidir.
3- 1970’leden itibaren kültürel yaklaşımların, özneliğin ve anlatının (cultural turn, subjective turn, narrative turn) sosyal bilimlerde daha fazla öne çıkmasına paralel olarak yaşam öyküsü incelemeleri de daha çok öne çıkan bir çalışma alanı, bir metodoloji oldu. Bu değişim sıradan insanların yaşamlarını, deneyimlerini odağa alan veya onların yaşam öykülerini politik, toplumsal ve ekonomik bağlamları referans alarak, onlara vurguyla yeniden inşa eden çalışmaların ortaya çıkmasını sağladı. Ancak “büyük adamların”, önde gelen bürokratların, sanat ve spor dünyasından popüler figürlerin yaşamöykülerini odağa alan çalışmalar da hız kesmeden yayımlanmaya devam etti ve ediyor. Bu bağlamda, bu özel sayı, başta tarih olmak üzere sosyal bilimlerin “dip akıntılarının”, “geleneksel” ilgilerinin yeni teorik ve metodolojik eğilimlerle nasıl etkileşime girdiğini “yaşamöyküsü incelemeleri” başlığı altında tartışmayı hedefliyor.
4- Otokurmaca, ben anlatılarının zaman zaman esneyebilen sınırlarını sorunsallaştırmak için işlevsel bir türsel ayrıma işaret ediyor. Özellikle 2000’lerden sonra kadın anlatılarında dikkat çekici bir şekilde çoğalan bu tür kurmaca ve otobiyografi arasındaki kategorik bir ayrıma meydan okuyor. Buradan hareketle bu özel sayı otokurmaca türünü teorik bir tartışmaya açan yazıların yanı sıra bu türde üretilmiş metinlerin eleştirel analizlerini yapacak yazıları da bekliyor.
5- Özellikle sanat tarihi ve teorisinin kadim konularından olan otoportrenin, resimden fotoğrafa, geçmişten bugüne (selfielere kadar) uzanan örneklerini benlik anlatısı formları olarak ele alan, başta sanat tarihi, tarih ve sosyoloji olmak üzere sosyal bilimler alanında yapılmış incelemelere yer ayırmayı düşünüyoruz.
6- Yaşamöyküsü kuşkusuz hiçbir zaman sadece akademik incelemelerin konusu olmamıştır. Özellikle ünlü isimleri odağa alan yayınlar popüler tarihte, akademik sahadakinden daha çok ilgi gördü ve görmeye devam ediyor. Toplum ve Bilim’in bu özel sayısı, Türkiye’de ve dünyada genel okurun ve yayıncılık sektörünün biyografilere ve otobiyografilere, nehir söyleşilere yönelik ilgisinin tarihsel seyri içinde tartışılmasını teşvik etmeyi amaçlıyor. Bu bağlamda, biyografi ve otobiyografi türünün popüler tarih alanındaki gelişimi/değişimi, okurun ve yayınevlerinin süreklilik gösteren ve değişen motivasyonları, yoğunlaşılan geçmiş ve alanlar (siyaset, sanat vb.) gibi dönemsel değişkenleri ele alan veya spesifik bir dönemdeki biyografi, otobiyografi türündeki yayınları analiz eden makaleleri bekliyoruz.
Dosyada değerlendirilecek yazıların yaklaşık 5.000-10.000 sözcük arasında olmasını ve en geç 15 Temmuz 2025 tarihine kadar [email protected] adresine gönderilmesini rica ederiz.