Bir İdam Mahkûmunun Son Günü

Bir idam mahkûmunun son gününde hissettiklerini ve düşündüklerini içtenlikle aktararak okuyucuyu derin bir empatiye davet eden Victor Hugo, bu eseriyle adaletin, merhametin ve insan haklarının önemini vurgulayan güçlü bir mesaj iletir. İdam cezasının acımasızlığını ve insanlık dışılığını gözler önüne sererken, aynı zamanda bireyin özgürlüğe, umuda ve yaşama dair özlemlerini etkileyici bir dille anlatır. Bir İdam Mahkûmunun Son Günü, sadece Victor Hugo’nun edebi dehasını değil, aynı zamanda insanlığın ortak vicdanına seslenen evrensel bir çağrıyı temsil eder.

Mehmet Emin Özcan çevirisi ve önsözü,
Yazar ve dönem kronolojisi,
Kitaba dair görsellerle.

Bir İdam Mahkûmunun Son Günü, dünya edebiyatının ustalarından Victor Hugo’nun insan ruhunun derinliklerine inen sarsıcı yapıtı.

Bir idam mahkûmunun son gününde hissettiklerini ve düşündüklerini içtenlikle aktararak okuyucuyu derin bir empatiye davet eden Victor Hugo, bu eseriyle adaletin, merhametin ve insan haklarının önemini vurgulayan güçlü bir mesaj iletir. İdam cezasının acımasızlığını ve insanlık dışılığını gözler önüne sererken, aynı zamanda bireyin özgürlüğe, umuda ve yaşama dair özlemlerini etkileyici bir dille anlatır. Bir İdam Mahkûmunun Son Günü, sadece Victor Hugo’nun edebi dehasını değil, aynı zamanda insanlığın ortak vicdanına seslenen evrensel bir çağrıyı temsil eder.

“İdam cezasının dehşetini ve insanlık dışılığını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seren bu kitap, Hugo’nun dehasının bir kanıtıdır.”
FYODOR DOSTOYEVSKİ

“Adaletin ve merhametin evrensel değerini sorgulayan bu eser, okuyan herkesin zihninde derin izler bırakacak.” ÉMILE ZOLA

26 Şubat 1802’de Napoléon’un ordusunda görevli subay Joseph Léopold Sigisbert Hugo ile Sophie Trébuchet’nin en küçük oğlu olarak Besançon’da dünyaya geldi. Babasının atamaları gereği aile önce İtalya’ya, ardından Paris’e, oradan da İspanya’ya taşındı. Hugo 1815’ten 1818’e kadar Paris’teki Pension Cordier ve Lycée Louis-le-Grand’a devam etti. Ergenliğinden itibaren şiir yazmaya ve Virgil çevirileri yapmaya başladı. 1822’de ilk şiir derlemesi Odes et poésies diverses’i (Odlar ve Çeşitli Şiirler), ertesi yıl ilk romanı Han d’Islande’ı (İzlanda Hanı) yayımladı. 1822’de bir subayın kızı olan Adèle Foucher ile evlendi. Çiftin, ilki doğumundan kısa süre sonra ölen toplam beş çocuğu oldu. Hugo 1820’li yıllarda edebiyat çevrelerine katıldı ve Lamartine, Vigny ve Musset gibi yazarlarla birlikte romantizm akımının kalesine dönüşen Cénacle grubunu kurdu. 1827’de yayımlanan Cromwell oyununa yazdığı önsöz, klasik Fransız edebiyatına karşı romantizmi savunduğu bir manifesto olarak kabul edildi. 1829’da gerçek bir olaydan esinlenen Bir İdam Mahkûmunun Son Günü adlı kısa romanını yayımladı. 1830’da yayımlanır yayımlanmaz büyük başarı kazanan oyunu Hernani geniş kitlelerce tanınmasını sağladı. Ertesi yıl ilk tarihî romanı olan Notre Dame’ın Kamburu’nu yayımladı. 1833’te yazdığı Lucrèce Borgia adlı oyununun prömiyerinde, yarım asır boyunca ilişki yaşayacağı oyuncu Julie Drouet’yle tanıştı ve âşık oldu. 1841’de uzun zamandır kabul edilmeyi beklediği Académie Française’e seçildi. 1843’te kızı Léopoldine’in bir kaza sonucu ölümüyle sarsıldı. Bu kayıptan sonra siyasetle ilgilenmeye başladı ve 1852’ye kadar kitap yayımlamadı. 1845’te Kral Louis-Philippe’ten soyluluk unvanı aldı. 1848 Devrimi’nden sonra kurucu meclise ve parlamentoya girdi, burada idam cezasına karşı mücadele etti. 1851’de III. Napoléon darbe yapıp yönetimi ele geçirince, ona karşı direniş hareketi örgütlemeye çalıştı, ancak aralık ayında tutuklanacağını anlayarak Brüksel’e, ardından Jersey’ye kaçtı. Yaklaşık yirmi yıl süren sürgün döneminde Napoléon le petit (Küçük Napoléon, 1852) ve Histoire d’un crime (Bir Suç Hikâyesi, 1877) adlı hicivlerini yazdı. Aynı dönemde Les Châtiments (1853, Azaplar), Les Contemplations (1856, Düşünceler) ve La Légende des siècles (1859, Yüzyılların Efsanesi) gibi en sevilen şiir kitaplarını ve Sefiller (1862) ve Deniz İşçileri (1866) gibi büyük romanlarını tamamladı. III. Napoléon 1859’da bütün siyasi sürgünler için genel af ilan etse de Hugo Fransa’ya ancak 1870’te, iktidar değişip Üçüncü Cumhuriyet kurulduktan sonra döndü. Paris’e dönüşünde halk tarafından büyük coşkuyla karşılandı ve Ulusal Meclis’e seçildi. 1872’de Korkunç Yıl adlı şiir kitabını, 1874’te Doksan Üç romanını yayımladı. 1876’da sağlık sorunları yaşadı ve hafif bir felç geçirdi. Büyük aşkı Julie Drouet’nin ölümünden iki yıl sonra, 22 Mayıs 1885’te kalp yetmezliği sonucu geçirdiği zatürreden hayatını kaybetti. 2 milyonu aşkın kişinin katıldığı cenaze töreniyle Panthéon Mezarlığı’na defnedildi.

Kitabın Adı Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Orijinal Adı Le Dernier Jour d'un condamné
ISBN 9789750537271
Kapak Görseli Mihály Munkácsy, “Bir İdam Mahkûmunun Son Günü”, 1872
Yayın No İletişim - 3466
Dizi İletişim Klasikleri - 175
Alan Klasik Dünya Edebiyatı
Sayfa 196 sayfa
En 130 mm
Boy 195 mm
Perakende Satış Fiyatı 110,00 TL
Baskı 1. baskı - Eylül 2024
Yazar Victor Hugo
Çeviren Mehmet Emin Özcan
Dizi Yayın Yönetmeni Murat Belge
Önsöz Mehmet Emin Özcan
Yayına Hazırlayan Güneş Akkor, Necdet Dümelli, Barış Özkul
Kapak Suat Aysu
Uygulama Hüsnü Abbas
Düzelti Nebiye Çavuş
Baskı Ayhan Matbaası
Cilt Güven Mücellit