Sabitâlem Mahallesi
Eyüp Aygün Tayşir, çok sevilen romanları 4 Hane 1 Teslim ve Tuhaflıklar Fabrikası’ndan sonra ilk kez bir öykü kitabıyla karşımıza çıkıyor. Kendine özgü efsunlu üslubuyla, neşe ve hüznü harmanlayan hikâyeler anlatıyor.
Kötü Kalp
Kötü Kalp, adaleti hak edip de alamamışların, intikam isteyenlerin muamma yüklü romanı.
Kötü Adamın On Günü
Kötü Adamın On Günü, iyilik ve kötülük arasındaki ince çizgiyi mesele edinen; yaşamın en steril alanlarından, küf kokulu en izbe köşelerine uzanan bir günümüz tragedyası... Soluk soluğa okunacak, cehennemî bir polisiye...
Gün Ortasında Arzu
Behçet Çelik’in 2008 yılında Sait Faik Hikâye Armağanı’na değer görülen kitabı Gün Ortasında Arzu, hem anlatılanların özgünlüğü, hem de anlatış biçimi ve dilin dönüşümüne sağladığı katkıyla çağdaş öykücülüğümüzün dikkat çeken kitaplarından biri.
Soluk Bir An
Behçet Çelik, incelikli ve duru anlatımıyla bir erkeğin iç dünyasına çekiyor bizi, oradaki karmaşayı, zaafları, hesapları, duyarlıkları gözlerimizin önüne seriyor. Bu, aynı zamanda aşkın bir solukta zamanı nasıl genleştirdiğinin de hikâyesi.
Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?
Hatice Meryem felaketten bir çığlık yaratıyor. Güya kınansa da, “olağan” sayılanın korkunçluğunu, “olağanlığın” vahametini hepimizin yüzüne vuruyor. O “olağanlığın” karanlığına bakma cesaretiyle...
Dünyanın Uğultusu
Dünyanın Uğultusu, hayatın dili ile edebiyatın dilini harmanlıyor. Behçet Çelik, kuvvetli anlatımı ve dilin imkânlarını çoğaltan kalemiyle uğultunun sesini satırlar arasından yükseltiyor.
Velhasıl
Ercan Kesal’ın yirmi yılı aşan yazı serüveninden, renkli bir seçki… Bellek üzerine ve hatıralar üzerine çok şey var bu metinlerde… Ercan Kesal’ın sinema ve yazma deneyimine dair ve yaşama deneyimine dair, hayatında (bazıları, birçoğumuzun hayatında) iz bırakmış insanlarla ilgili küçük hikâyeler, anekdotlar, ayrıntılar var.
Normal Nefes Almaya Devam Edin
Normal Nefes Almaya Devam Edin, gittikçe karmaşıklaşan öykülerin kitabı. Çarpıp kaçan, derin tesirli, paranoyakça gerçekçi.
Hep Sondan Başlar
Hep Sondan Başlar, 1970’lerin Büyükada’sından Milano’ya, 1980’lerin Londra’sına ve günümüz İstanbul’una uzanan yaşamların, yaşamdaki sonların ve başların romanı.
Şeytan Geçti
Şeytan Geçti, rahatsız edecek, üzecek, yeri gelecek “dişil” bir mizahla gülümsetecek öykülerin kitabı.
Kompartıman
Kompartıman, ayazına ve gri devlet binalarına rağmen Ankara’yı sevenlerin hikâyesi. Seksenlerin kaotik atmosferiyle örülü, muamma yüklü bir ilk roman.
Bazen Bahar
Melisa Kesmez kadın-erkek ilişkilerine, arkadaşlığa, aileye, şehre, doğaya, eşyaya yine farklı gözlerle bakıyor: İncinmişlikleri, kırılmışlıkları, yarım kalmışlıkları ama beri yandan toparlanmaları, hayata tekrar sarılmayı insanın içine işleyen kalemiyle anlatıyor.
Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz
Melisa Kesmez ilk kitabı Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz’deki öykülerinde derin yaşanmışlıkların, büyük hayal kırıklıklarının, küçük mutlulukların, irili ufaklı şaşkınlıkların, yenilgilerin, tatlı sarhoşlukların, anların, olasılıkların fotoğraflarını çekiyor usul usul.
Döngel Dünya
Döngel Dünya, Türkan Şoray’lı, Ediz Hun’lu Yeşilçam melodramlarının sıcaklığına sığınan gariplerin öyküleri. Ethem Baran, dünyanın gürültüsünden kaçıp bozkırın ortasında bir parça deniz arayanları anlatıyor.
Nohut Oda
Melisa Kesmez evlerin içinde, odaların arasında usul usul dolaşırken, bir ayna tutuyor hayata: Hayatın kuytularını, o kuytularda yan yana yeşeren neşe ve kederi gösteren bir ayna. Nohut Oda, incecik sızıların, tatlı gülümseyişlerin kitabı…
Beterotu
Pınar Öğünç kendi içinin mutfağına geçiyor, kıvamlı öyküler hazırlıyor… Zamanı yakalıyor, anlıyor, hünerli bir dille anlatıyor.
Devran
Selahattin Demirtaş, yaralıların, umarsızların, kalbi hızla çarpanların hikâyecisi. Sofrasında konuk ağırlayan, durup durup konuşan…
Abis
Abis, acıkomik öykülerin, bir cinnetle her şeyi çözenlerin kitabı… Memlekette her gün görüp duymaya alıştığımız garabetin anlatıldığı, bol hicivli bir alacakaranlık kuşağı…
Tarihî Kırıntılar
Barış Bıçakçı’dan şiir kadar yalın, hayat kadar karmaşık; şiir kadar karmaşık, hayat kadar yalın bir roman.
İyilik
Şebnem İşigüzel, sevilmek ve ayakta kalmak isteyen, isyan eden ve yenilen bir hayatı anlatıyor. İyilik, şimdiki zaman trajedisi. Çürüyen bir diş.
İyi Adamın On Günü
İyi Adamın On Günü, Mehmet Eroğlu’nun dünyasında ayrıksı duracak yeni ve kıymetli bir parça. Katman katman açılan; yalanlarla, hazlarla ve esrarengiz cinayetlerle örülü şaşırtıcı bir polisiye. “Adalet, adalet dedin mi, Alyoşa ya da Mişkin kalmak mümkün değil.”
Yetim
Hatice Meryem Yetim’i anlatıyor bu kez. Rüyalar gibi, masallar, cinaî romanlar gibi. Film gibi. “Varlığı zaten başlı başına suç” olan bu küçük kızla birlikte bütün o zorlu yolu katettiriyor bize. Karanlık yokuşlardan, ıslak çarşaflardan, soğuk avlulardan, arka bahçelerden geçiyoruz, değişip dönüşüyoruz. Yetimlik nedir, anlıyoruz.
Yalan Satıcısı
Attilâ Şenkon, romanın kâğıtta durduğu gibi durmadığını hatırlatıyor. Edebiyata tutkun bir oyunbaz. Yalan Satıcısı, Nilüfer’in güzel sesinden dinlemeye doyamadığımız şarkılar gibi…