Çağdaş Türkiye Edebiyatı Sesli Kitaplar - 3. sayfa

Velhasıl

Ercan Kesal’ın yirmi yılı aşan yazı serüveninden, renkli bir seçki… Bellek üzerine ve hatıralar üzerine çok şey var bu metinlerde… Ercan Kesal’ın sinema ve yazma deneyimine dair ve yaşama deneyimine dair, hayatında (bazıları, birçoğumuzun hayatında) iz bırakmış insanlarla ilgili küçük hikâyeler, anekdotlar, ayrıntılar var.

Normal Nefes Almaya Devam Edin

Normal Nefes Almaya Devam Edin, gittikçe karmaşıklaşan öykülerin kitabı. Çarpıp kaçan, derin tesirli, paranoyakça gerçekçi.

Şeytan Geçti

Şeytan Geçti, rahatsız edecek, üzecek, yeri gelecek “dişil” bir mizahla gülümsetecek öykülerin kitabı.

Hep Sondan Başlar

Hep Sondan Başlar, 1970’lerin Büyükada’sından Milano’ya, 1980’lerin Londra’sına ve günümüz İstanbul’una uzanan yaşamların, yaşamdaki sonların ve başların romanı.

Bazen Bahar

Melisa Kesmez kadın-erkek ilişkilerine, arkadaşlığa, aileye, şehre, doğaya, eşyaya yine farklı gözlerle bakıyor: İncinmişlikleri, kırılmışlıkları, yarım kalmışlıkları ama beri yandan toparlanmaları, hayata tekrar sarılmayı insanın içine işleyen kalemiyle anlatıyor.

Kompartıman

Kompartıman, ayazına ve gri devlet binalarına rağmen Ankara’yı sevenlerin hikâyesi. Seksenlerin kaotik atmosferiyle örülü, muamma yüklü bir ilk roman.

Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz

Melisa Kesmez ilk kitabı Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz’deki öykülerinde derin yaşanmışlıkların, büyük hayal kırıklıklarının, küçük mutlulukların, irili ufaklı şaşkınlıkların, yenilgilerin, tatlı sarhoşlukların, anların, olasılıkların fotoğraflarını çekiyor usul usul.

Döngel Dünya

Döngel Dünya, Türkan Şoray’lı, Ediz Hun’lu Yeşilçam melodramlarının sıcaklığına sığınan gariplerin öyküleri. Ethem Baran, dünyanın gürültüsünden kaçıp bozkırın ortasında bir parça deniz arayanları anlatıyor.

Nohut Oda

Melisa Kesmez evlerin içinde, odaların arasında usul usul dolaşırken, bir ayna tutuyor hayata: Hayatın kuytularını, o kuytularda yan yana yeşeren neşe ve kederi gösteren bir ayna. Nohut Oda, incecik sızıların, tatlı gülümseyişlerin kitabı…

Beterotu

Pınar Öğünç kendi içinin mutfağına geçiyor, kıvamlı öyküler hazırlıyor… Zamanı yakalıyor, anlıyor, hünerli bir dille anlatıyor.

Devran

Selahattin Demirtaş, yaralıların, umarsızların, kalbi hızla çarpanların hikâyecisi. Sofrasında konuk ağırlayan, durup durup konuşan…

Tarihî Kırıntılar

Barış Bıçakçı’dan şiir kadar yalın, hayat kadar karmaşık; şiir kadar karmaşık, hayat kadar yalın bir roman.

Abis

Abis, acıkomik öykülerin, bir cinnetle her şeyi çözenlerin kitabı… Memlekette her gün görüp duymaya alıştığımız garabetin anlatıldığı, bol hicivli bir alacakaranlık kuşağı…

İyi Adamın On Günü

İyi Adamın On Günü, Mehmet Eroğlu’nun dünyasında ayrıksı duracak yeni ve kıymetli bir parça. Katman katman açılan; yalanlarla, hazlarla ve esrarengiz cinayetlerle örülü şaşırtıcı bir polisiye. “Adalet, adalet dedin mi, Alyoşa ya da Mişkin kalmak mümkün değil.”

İyilik

Şebnem İşigüzel, sevilmek ve ayakta kalmak isteyen, isyan eden ve yenilen bir hayatı anlatıyor. İyilik, şimdiki zaman trajedisi. Çürüyen bir diş.

Yetim

Hatice Meryem Yetim’i anlatıyor bu kez. Rüyalar gibi, masallar, cinaî romanlar gibi. Film gibi. “Varlığı zaten başlı başına suç” olan bu küçük kızla birlikte bütün o zorlu yolu katettiriyor bize. Karanlık yokuşlardan, ıslak çarşaflardan, soğuk avlulardan, arka bahçelerden geçiyoruz, değişip dönüşüyoruz. Yetimlik nedir, anlıyoruz.

Yalan Satıcısı

Attilâ Şenkon, romanın kâğıtta durduğu gibi durmadığını hatırlatıyor. Edebiyata tutkun bir oyunbaz. Yalan Satıcısı, Nilüfer’in güzel sesinden dinlemeye doyamadığımız şarkılar gibi…

Âşıklar Bayramı

Evvela, baba-oğul hesaplaşmasına dair bir roman bu… Kırgınlığın, kızgınlığın, suçluluk duygusuyla, hayatından çıkartma arzusunun kopamamakla boğuştuğu bir hesaplaşma. Romanın kahramanı avukatın “Her oğul gibi, ne kadar direnirsem direneyim daha en başından babama karşı yeniktim” hissinin hep orada durduğu bir hesaplaşma.

Mühür

Büyük sırrı fısıldayan bir tarikat. Ankara’dan Maraş’a ve Adana’ya uzanan esrarlı bir yolculuk. Memleketi ağ gibi saran karanlık bir yapılanma. Tüm bunların ortasında, gözü pek iki avukat: Saim ve Leyla.

Tuhaflıklar Fabrikası

Eyüp Aygün Tayşir’in ikinci kitabı ustalık döneminin başladığını müjdeliyor. Tuhaflıklar Fabrikası, metinlerin gizemli dünyasının romanı. Kedili karanlık bir orman, büyülü bir alegori… Bir kitap, diğerine açılan kapı olabilir mi?

Labirent

İntihar etmek isteyen genç bir müzisyen, gözünü hastanede açar. Hiçbir şey anımsamaz, şarkılarını bile. Toplumsal bellek ile kişisel belleğin birbirine karıştığı, her şeyin ölü bir tarihin parçası haline geldiği yerde, kuşku duymadığı tek gerçek vardır: Kaburgası kırık bedeni. Kendisine benzeyen bir kentte, unutmanın lanet mi yoksa lütuf mu olduğunu bilmeden, çıkış arar. Saatler, aynalar, deniz fenerleri. Labirent, yüzeyde hüzünle akan, derinde keskin akıntılara kapılan bir yeni çağ romanı.

Ahmed Arif
Abisi Olmak Halkının

Şeyhmus Diken, Ahmed Arif’in bilinenlerinin yanı sıra dostlarının dağarcığında kalmış hatıralarını da dile getirdiği kitabında şairin hayatının izini sürüyor, satır aralarında onun sesini işitebileceğimiz bir anılar manzumesi sunuyor.

Cümbüşçü Karıncalar

Cümbüşçü Karıncalar göçlerle, sürgünlerle başkalaşan bir Avrupa kentindeki yeryüzü karıncalarının romanı; umudu ve mutluluğu pay etme kavgası.

Durmadan Leyla

Durmadan Leyla, yarım kafiyeli, hafif terbiyesiz ve kırık bir fars. İsmi lazım değil bir dişinin seyrü sefer zamanları. Sarmaş salaş uyuyan ve uyanan kahkaha.